FAHİŞ FİYAT UYGULAMALARI VE ENFLASYONLA
MÜCADELE
Fahiş Fiyat Nedir?
Enflasyonda, özellikle gıda
enflasyonundaki yükseliş kamuoyunda “fahiş” sözcüğünün sıkça duyulur olmasına
neden olmuştur. Yazılı ve görsel medyada fahiş fiyat uygulaması ve fahiş fiyat
artışları en sık rastlanır ekonomi haberleri olmuştur. Türk Dil Kurumu’na (TDK)
göre, “fahiş” kelimesi çok fazla anlamına gelmektedir. “Fahiş fiyatlar” uygun
olmayan fiyatları belirten sözcüklerdir. Fiyatların çok yüksek ve abartılı
olması, fahiş fiyatlar olarak değerlendirilmektedir. Fahiş fiyat, bir mal veya
hizmetin fiyat seviyesi ile ilgili bir kavramdır, enflasyon açısından önemli
olan fahiş fiyat artışlarıdır. Enflasyonla mücadele açısından fahiş fiyat
artışları ve buna karşı alınan önlemler önem taşımaktadır.
Enflasyon Nedir?
Enflasyon mal ve hizmet fiyatlarının
genel seviyesinde yaşanan sürekli artış olarak tanımlanır. Enflasyon, sadece
bir veya birkaç mal ve hizmetin değil, ortalama bir tüketicinin kullandığı tüm
mal ve hizmetlerin fiyatlarında meydana gelen değişikliktir. Enflasyon sadece belli bir malın veya
hizmetin fiyatının tek başına artması değil, fiyatların genel düzeyinin sürekli
bir artış göstermesidir. Enflasyon genel olarak mal ve hizmet
sepeti içinde bulunan maddelerin ortalama fiyatlarında bir ay veya bir yıl
boyunca yaşanan değişime bakılarak hesaplanmaktadır. Bir ekonomide farklı fiyat
endeksleri kullanılarak enflasyon oranı hesaplanmaktadır. Hane halklarının
tüketim harcamalarında yer alan mal ve hizmetlerin fiyatlarındaki değişim
tüketici fiyatları endeksi (TÜFE) aracılığıyla, üreticilerin ürettikleri mal ve
hizmetlerin fiyatlarındaki değişim ise üretici fiyatları endeksleri (ÜFE) aracılığıyla hesaplanmaktadır. Enflasyon
tanımından da anlaşılacağı gibi, enflasyon “fahiş fiyat” ile değil “fahiş fiyat
artışları” ile ilgili bir kavramdır.
2019 Yılında Fahiş Fiyat
Artışlarına Karşı Mücadele Girişimleri:
Son yıllarda gıda fiyatlarındaki yükseliş,
sabit ve dar gelirli vatandaşların yaşam koşullarını oldukça olumsuz
etkilediğinden, politikacıların piyasalara doğrudan müdahale girişimlerinin
artmasına yol açmıştır. Enflasyonla
mücadele görünümü altında fahiş fiyat artışlarını önlemek için, sebze-meyve
halleri ile marketlerde fiyat ve stok denetimlerinin yaygınlaştırılmasına ve
temel ihtiyaç maddeleri için tanzim satış yerlerinin açılmasına öncelik
vermişlerdir.
Bilindiği gibi kamu müdahalesinin yoğun olarak
yaşandığı ithal ikamesi politikalarının uygulandığı 1970'li yıllarda, devlet
ekonomik hayatta belirleyici konumda bulunmaktaydı. Kamu İktisadi Teşebbüsleri
temel mal ve hizmet üretiminde, yatırım ve istihdamda önemli bir ağırlığa
sahipti. Devlet bu kuruluşlar aracılığıyla, sanayi ve hizmet sektörlerinde
fiyat mekanizmasına doğrudan müdahale etmekte, KİT’ler ve Tarım Satış
Kooperatifleri Birlikleri (TSKB) aracılığıyla tarımsal destekleme fiyat
politikası uygulamakta ve tarım ürünleri fiyatlarına da müdahale etmekteydi.
Özel sektörün fiyatlarına ise Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve Fiyat Kontrol
Komitesi aracılığıyla müdahale ve kontrol söz konusu idi. Ayrıca, yürürlükte olan 1580
sayılı Belediyeler Kanunu da belediyelere fiyatları denetleme ve tespit
konusunda oldukça geniş yetkiler vermişti.
Mal ve hizmetlerin doğrudan
fiyatlarının belirlenmesi ve üretilmesi konusunda oldukça yetkili olan merkezi
ve yerel yönetimler bile geçmişte fahiş fiyat uygulamaları karşısında yetersiz
kalmışlar ve yüksek enflasyon oranları yaşanmıştır. Özelleştirmenin hızlanması
ve yerel yönetimlerin yetkilerinin yeniden belirlenmesi ile piyasalar önemli
ölçüde serbestleşmiş ve fiyatlara kamu müdahaleleri oldukça azalmıştır. Ancak,
2019 yılı ve sonrasında, fiyat ve piyasalara müdahale, fahiş fiyat artışları
ile mücadele ve denetimler kapsamında tekrar gündeme gelmiştir.
2018 yılında sebze ve meyve
üretimindeki düşüş ve Ağustos ayında yaşanan kur şokunun etkisiyle enflasyon
yükselmeye başlamıştır (Tablo:1). Gıda ürünleri fiyatlarında, özellikle soğan
ve patates fiyatlarında, gözlenen fahiş fiyat artışları kamuoyunda tepkilere
neden olmuştur. 2019 yılı başlarında Cumhurbaşkanı’nın talimatı ile Ticaret
Bakanlığı ve Belediyeler gıda maddeleri satış yerlerinde denetimlere
başlamışlardır. Denetimler sonucunda fahiş fiyat uygulayan ve stokçuluk
yapanlar cezalandırılmıştır. Özellikle soğan ve patates depoları basılmış ve bu
ürünler piyasaya arz edilmiştir. Ayrıca Cumhurbaşkanı’nın talimatı ile
büyükşehirlerde tanzim satış noktaları oluşturulmuş ve bu noktalarda
belediyeler uygun fiyatlarla yaş meyve ve sebze satışına başlamışlardır. Daha
sonra tanzim satış noktalarında bakliyat satışları da başlatılmıştır. Ayrıca,
Tarım Kredi Birlik Marketlerinin ülke genelinde sayıları artırılmaya çalışılmış
ve PTT AVM’de devreye sokulmuştur.
“Halk Tanzim Satış Noktalarında”, haftanın her
günü satış yapılmış ve dar gelirli vatandaşlar, doğrudan üreticiden tüketiciye
uygun fiyatla ulaştırılan sebze, meyve ve bakliyat ürünlerine yoğun ilgi
göstermişlerdir. Hava koşullarının düzelmesi ve ürün fiyatlarının normalleşmesi
ile birlikte, tanzim satış noktalarına ilgi azalmış, denetimler ve ürün
depolarına baskınlar ortadan kalkmıştır. 2019 yılı Ocak-Nisan döneminde yıllık
TÜFE enflasyonu yüzde 20 civarında iken, işlenmemiş gıda fiyatlarındaki artış
Nisan ayında yüzde 45, taze meyve ve sebze fiyatlarındaki artış ise yüzde 74
civarına yükselmişti. Mayıs ayı sonrasında yıllık fiyat artışları, özellikle
taze meyve fiyatlarında çok belirgin bir düşüş göstermiş ve tanzim satışlar ve
fahiş fiyat söylemleri de ortadan kalkmıştır.
Tablo:1-
TÜFE ve Gıda Fiyatlarındaki Yıllık Artışlar (%)
|
TÜFE |
İşlenmemiş
Gıda |
Taze
Meyve-Sebze |
İşlenmiş
Gıda |
||||
2018 |
2019 |
2018 |
2019 |
2018 |
2019 |
2018 |
2019 |
|
Ocak |
10,35 |
20,35 |
4,56 |
40,54 |
-1,63 |
64,11 |
12,93 |
22,15 |
Şubat |
10,26 |
19,67 |
6,71 |
39,07 |
3,47 |
59,75 |
13,76 |
20,18 |
Mart |
10,23 |
19,71 |
6,31 |
41,71 |
0,39 |
70,69 |
14,42 |
18,69 |
Nisan |
10,85 |
19,50 |
3,69 |
45,69 |
-5,14 |
73,66 |
13,98 |
19,16 |
Mayıs |
12,15 |
18,71 |
8,49 |
35,33 |
2,87 |
47,62 |
13,42 |
21,99 |
Haziran |
15,39 |
15,72 |
23,23 |
15,31 |
33,37 |
11,48 |
14,47 |
23,41 |
Temmuz |
15,85 |
16,65 |
24,41 |
12,37 |
38,37 |
4,30 |
14,59 |
24,15 |
Ağustos |
17,90 |
15,01 |
24,31 |
11,89 |
37,91 |
9,28 |
15,57 |
22,32 |
Eylül |
24,52 |
9,26 |
34,04 |
3,04 |
57,62 |
-5,29 |
22,05 |
15,69 |
Ekim |
25,24 |
8,55 |
34,58 |
2,96 |
49,82 |
-0,46 |
24,48 |
12,47 |
Kasım |
21,62 |
10,56 |
27,91 |
4,29 |
32,55 |
1,37 |
23,60 |
13,07 |
Aralık |
20,30 |
11,84 |
27,09 |
6,10 |
30,77 |
2,94 |
23,22 |
15,39 |
Fahiş
Fiyat Artışlarıyla Mücadele İçin “Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu”:
16
Nisan 2020 tarih ve 7244 sayılı Kanun’un 14.maddesi ile 6585 sayılı Perakende
Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanunda değişiklik yapılmıştır. Bu değişiklik
ile “Fahiş Fiyat Artışı, Stokçuluk ve Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu’na”
ilişkin aşağıdaki düzenlemeler getirilmiştir;
(1)
Üretici, tedarikçi ve perakende işletmeler tarafından bir mal veya hizmetin
satış fiyatında fahiş artış yapılamaz.
(2)
Üretici, tedarikçi ve perakende işletmeler tarafından piyasada darlık yaratıcı,
piyasa dengesini ve serbest rekabeti bozucu faaliyetler ile tüketicinin mallara
ulaşmasını engelleyici faaliyetlerde bulunulamaz.
(3) Üretici, tedarikçi
ve perakende işletmelerin fahiş fiyat artışı ve stokçuluk uygulamalarına
yönelik düzenlemeler yapmak, gerektiğinde denetim ve incelemelerde bulunarak
idari para cezası uygulamak ve her türlü tedbiri almak amacıyla Haksız Fiyat
Değerlendirme Kurulu oluşturulur.
Haksız Fiyat
Değerlendirme Kurulu yönetmeliği 28 Mayıs 2020 tarih ve 31138 sayılı Resmi
Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Ticaret
Bakanlığı’nın açıklamalarına göre, yapılan düzenleme ile piyasa aksaklıklarına
sebep olan ve kamunun genel menfaatine uygun olmayan iktisadi ve ticari
faaliyetlerin önlenmesi, tüketicilerin korunması, etkin ve sürdürülebilir rekabet
şartlarının sağlanarak fiyat istikrarının korunması hedeflenmektedir.
Yönetmelikte fahiş fiyat artışı ve stokçuluğa ilişkin tanımlar, Kurul’un yapısı
ve çalışma usulleri de düzenlenmiştir. Buna göre;
Fahiş Fiyat Artışı: Olağanüstü hal, afet ve ekonomik dalgalanma
dönemleri ile diğer acil durumlarda üretici, tedarikçi ve perakende işletmeler
tarafından satışa sunulan ve kamunun beslenme, sağlıklı yaşama ve korunma gibi
temel ihtiyaçlarını karşılamak için zorunlu olan mal ve hizmetlerin fiyatında girdi
ve diğer üretim maliyetlerindeki artış gibi haklı bir sebebe dayanmaksızın
yapılan aşırı ve adil olmayan artışı ifade etmektedir.
Stokçuluk: Olağanüstü hal, afet ve ekonomik dalgalanma dönemleri
ile diğer acil durumlarda üretici, tedarikçi ve perakende işletmelerin piyasada
darlık yaratan, piyasa dengesini ve serbest rekabeti bozan faaliyetleri ile
tüketicinin mallara ulaşmasını engelleyen faaliyetlerdir.
Kurul’un
Yapısı: Kurul on üç üyeden oluşmaktadır. Kurul’un
üyeleri; İç Ticaret Genel Müdürü, ilgili İç Ticaret Genel Müdür Yardımcısı,
Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürü, Esnaf, Sanatkârlar ve
Kooperatifçilik Genel Müdürü, Adalet Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı,
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığı, Türkiye Odalar ve
Borsalar Birliği ile Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu, Reklam
Kurulu, Perakende Sektör Meclisi ile Gıda Sektör Meclisi temsilcileridir.
Kurul’un
Görev ve Yetkileri: Kurul, fahiş fiyat artışı ve stokçuluk
uygulamalarına karşı piyasa dengesini ve tüketicileri korumaya yönelik gerekli
tedbirleri almak ve bunların uygulanmasını sağlamak ile görevlidir. Bu kapsamda
Kurul’a; denetim ve incelemeler yapma veya yaptırma, fahiş fiyat artışı veya
stokçuluk uygulamaları yaptığı tespit edilen üretici, tedarikçi ve perakende
işletmeler hakkında idari para cezası kararı alma ve bu kararın uygulanmasını
sağlama, fahiş fiyat artışı ve stokçuluk uygulamaları ile ilgili ilke ve
kuralları belirleme yetkisi verilmiştir.
Kurul’a Şikayet Başvuruları: Kurul, resen harekete geçebildiği
gibi şikayet üzerine de işlem başlatabilir. Yönetmelik, Kurul’a şikayetlerin
elektronik ortamda yapılmasını sağlayacak ve şikayetçilerin belge, fotoğraf ve
video görüntüsü sunabilecekleri bir elektronik sistemin de kurulacağını
belirtmektedir.
Denetim ve Savunma Süreci: Şikayetlerle ilgili olarak teşebbüslerde
denetim yapma ve bilgi ve belge talep etme yetkisi Ticaret Bakanlığı’na
verilmiştir. Yönetmelik, yapılan denetimlerde, üretici, tedarikçi ve perakende
işletmeye denetimin yapıldığı günden başlamak üzere on günden az olmamak kaydıyla
savunma süresi verileceği ve bu sürenin bir defaya mahsus on güne kadar
uzatılabileceğini belirtmektedir. Kurul, işletmelerin savunması alınmaksızın
(savunma yapılmaması durumu hariç) idari para cezası kararı verememektedir.
Yukarıda özetlenen düzenlemelerden de anlaşılacağı
gibi “Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu”, istisnai durumlarda (olağanüstü hal, afet
ve ekonomik dalgalanma dönemleri gibi) tüketicinin
temel gereksinim duyduğu mal ve hizmetlerde fahiş fiyat artışı ve stokçuluk yapılmasının
önünü geçilmesi ve tüketicilerin mağduriyetinin giderilmesi amacıyla
kurulmuştur. Resen veya şikayet üzerine denetleme yapma yetkisi bulunan
Kurul’un, yaygın market zincirlerinde genel bir fahiş fiyat denetimi yapma
girişimlerinin, kuruluş amacıyla uyumlu olmadığı düşünülmektedir.
2021 Yılında Enflasyon
Enflasyonla Mücadele Politikaları:
2021 yılı
Mart ayında Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından kamuoyuna “Ekonomi
Reformları” kitapçığı ile kapsamlı bir program açıklanmıştır. Enflasyonla
mücadeleyi güçlendirmek ve fiyat istikrarını sağlamak amacıyla Programda yer
alan öneriler şunlardır;
1.
Fiyat İstikrar Komitesi Oluşturulacaktır: Fiyat istikrarının sağlanması
amacıyla enflasyon dinamiğini takip etmek; dezenflasyon süreci önünde risk
oluşturan şokları değerlendirmek, gerekli önlemleri belirlemek ve yönetmek için
Hazine ve Maliye Bakanlığı koordinasyonunda Fiyat İstikrar Komitesi
oluşturulacaktır.
2.
Erken Uyarı Sistemi Kurulacaktır: İklim,
afet ve ürün ekim davranışlarındaki değişimlerin yol açacağı
dalgalanmaların önlenmesi ve enflasyona etkilerinin azaltılması amacıyla erken
uyarı sistemi kurulacaktır.
3.
Gıda Kaybı ve İsrafı Azaltılacaktır: Bu çerçevede, sebze ve meyve zayiatının
azalması için soğuk zincir oluşturulması desteklenecek, gıda bankacılığı
sistemi yaygınlaştırılacak, tarımsal üretim planlamasına katkı sağlamak için
sözleşmeli tarım uygulamaları geliştirilecek ve işlenmemiş gıda fiyatlarında
aracılık maliyetlerini de düşürecek Hal Yasası çıkartılacaktır.
4. Enflasyon
Ataleti Azaltılacaktır: Yönetilen ve yönlendirilen fiyatların enflasyona göre
belirlenmesiyle enflasyon ataleti azaltılacaktır.
2014 yılı
Aralık ayında, gıda ve tarımsal ürün piyasalarındaki gelişmeleri takip ederek
yapısal ve konjonktürel sorunları belirlemek ve çözüm önerileri geliştirmek
amacıyla, “Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Komitesi”
kurulmuştu. Sekretaryası Merkez Bankası’na devredilen bu komitenin, gıda
fiyatlarına ve erken uyarı sistemine ilişkin çalışmaları da koordine edeceği
belirtilmiştir.
2021 Yılında Gıda Fiyatları ve
Enflasyondaki Gelişmeler:
2020 yılı sonunda yüzde
14,6 olan yıllık TÜFE enflasyonu, 2021 yılında artış eğilimine girmiştir. Gıda
fiyatlarındaki artış enflasyondaki yükselişe önemli katkıda bulunmuştur. Yaz
aylarında, gıda fiyatlarının etkisiyle yavaşlaması beklenen enflasyon, aksine
gıda fiyatlarındaki hızlanma ile yükselişine devam etmiştir. Dünya genelinde
yükseliş eğilimine giren gıda fiyatları, ülkemizde de arz ve iklim koşullarının
etkisiyle, başta yaş meyve ve sebze fiyatları olmak üzere tüm gıda ürünleri
fiyatlarında artış olmuştur. Gıda fiyatlarındaki yükselişin nedenlerini şu
şekilde özetleyebilir;
1. Dünya gıda
fiyatlarındaki değişimin göstergesi olan FAO Gıda Fiyatları Endeksindeki yıllık
artış 2020 Ağustos ayında yüzde 1,98 iken, bu artış 2021 Ocak ayında yüzde
10,57’ye 2021 Ağustos ayında ise yüzde 32,91’e yükselmiştir. Yıllık ortalama
fiyat artışı da geçen yıl Ağustos ayında yüzde 2,39 iken 2021 Ağustos ayında
yüzde 20,53 olmuştur (Tablo:2).
2. Ülkemizde yaşanan tarımsal
kuraklık üretimi olumsuz etkilemiştir. TÜİK’in bitkisel Üretim tahminlerine
göre, 2021 yılında tahıllar ve diğer bitkisel ürünler üretiminde yüzde 4,7,
sebze üretiminde ise yüzde 0,3 oranında düşüş beklenmektedir. Meyve üretiminde
yüzde 7,1 oranında artış tahmin edilmektedir. 2021 yılında, domates, salatalık,
patates ve elma üretiminde düşüş beklenmektedir. Arzdaki bu daralmaya karşın, nüfus
artışı ve turizm sektöründeki canlanma gıda sektörüne yönelik talebi ve
dolayısıyla fiyatları artırıcı etkide bulunmaktadır. Geçen yıl gelen turist
sayısı 12,9 milyon iken, bu sayının 2021 yılında 20 milyon kişiye ulaşması
beklenmektedir.
3. 2021 yılında tarımsal girdi ve tarım üretici
fiyatları artışı hızlanmıştır. 2020 yılı sonunda yüzde 9,85 olan tarımsal girdi
yıllık fiyat artışı 2021 Temmuz ayında yüzde 29,39’a yükselmiştir. Döviz
kurlarındaki yükseliş özellikle gübre, mazot ve elektrik fiyatlarını olumsuz
etkilemektedir. Tarımsal üretici fiyatları da 2021 yılında üretimdeki düşüş ve
girdi fiyatlarındaki yükselişten olumsuz etkilenmiştir. 2020 Ağustos ayında
yüzde 17,36 olan yıllık tarım üretici fiyatlarındaki artış, 2021 yılı Ağustos
ayında yüzde 24,69’a yükselmiştir.
Tablo:2- TÜFE Geneli ve Alt Bileşenlerde Yıllık ve Ortalama
Fiyat Artışları (Yüzde)
|
12 Aylık |
Yıllık Ortalama |
||||
2020 Ağustos |
2021 Ocak |
2021 Ağustos |
2020 Ağustos |
2021 Ocak |
2021 Ağustos |
|
1. TÜFE |
11,77 |
14,97 |
19,25 |
11,27 |
12,53 |
15,78 |
İşlenmemiş Gıda |
15,36 |
18,08 |
32,45 |
6,94 |
14,04 |
20,32 |
Taze
Meyve-Sebze |
18,51 |
10,22 |
40,38 |
3,34 |
13,15 |
18,84 |
İşlenmiş Gıda |
11,86 |
18,11 |
25,82 |
14,69 |
15,05 |
18,99 |
Temel Mallar |
10,02 |
20,18 |
20,28 |
7,38 |
11,68 |
19,02 |
Enerji |
9,59 |
7,86 |
20,72 |
8,90 |
11,11 |
12,06 |
Hizmetler |
11,83 |
11,52 |
13,87 |
12,04 |
13,73 |
12,41 |
2. TÜFE-B-Endeksi |
11,18 |
16,00 |
18,46 |
10,59 |
12,26 |
16,14 |
3. TÜFE-C-Endeksi |
11,03 |
15,50 |
16,76 |
9,74 |
11,67 |
15,48 |
|
Hatırlatma |
|||||
1.FAO
Gıda Fiyatları Endeksi |
1,98 |
10,57 |
32,91 |
2,39 |
3,26 |
20,53 |
2.Tarım Üretici Fiyat Endeksi |
17,36 |
21,26 |
24,69 |
13,74 |
15,72 |
21,32 |
3.Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi |
8,11 |
18,51 |
29,39(*) |
8,12 |
10,67 |
19,05(*) |
4. Ortalama Dolar Kuru |
28,93 |
24,93 |
17,13 |
12,01 |
24,73 |
25,49 |
Yukarıda sayılan bu unsurlar gıda fiyatları ve TÜFE
enflasyonunu olumsuz etkilemiştir. 2021 yılı Ocak ayında yıllık TÜFE artışı
yüzde 14,97 iken, Ağustos ayında yüzde 19,25’e yükselmiştir. Aynı dönemde
işlenmemiş gıda fiyatları yüzde 18,08’den yüzde 32,45’e, işlenmiş gıda
fiyatları ise yüzde 18,11’den yüzde 25,82’ye çıkmıştır. Taze meyve ve
sebzelerde ise fiyat artışı yüzde 10,22’den yüzde 40,38’e çıkmıştır.
Son yıllarda enflasyondaki yükseliş üzerine gıda
fiyatları önemli katkıda bulunmuştur. Ancak gıda fiyatları yanı sıra diğer ürün
fiyatlarında da benzer artışlar gözlenmektedir. Diğer bir ifade ile enflasyonda
genel bir yükseliş söz konusudur. Nitekim tüm “Özel Kapsamlı TÜFE”
göstergelerinde artış gözlenmektedir. Enerji, alkollü içecekler, tütün ve altın
yanı sıra tüm gıda-içecek ürünlerinin hariç tutulduğu Özel Kapsamlı
C-endeksinde, 2020 Ağustos ayında yüzde 11,06 olan enflasyon, 2021 Ağustos
ayında yüzde 16,76’ya yükselmiştir (Tablo:2). Tüm gıda ürünleri yerine
işlenmemiş gıda ürünlerinin dışlandığı Özel Kapsamlı B-Endeksine yıllık
enflasyon, aynı dönemde, yüzde 11,18’den yüzde 18,46’ya çıkmıştır. Aynı dönemde
temel mallardaki fiyat artışı ise, sırasıyla, yüzde 10,02 ve yüzde 20,28
olmuştur.
Fahiş Fiyat Artışlarına
İlişkin Denetimler ve Politika Faiz İndirimi:
Ekonomi yönetimi, Mayıs ayında yıllık enflasyondaki
sınırlı gerilemenin ardından, 2021 yaz aylarında enflasyonda gıda
fiyatlarındaki düşüşün hızlanacağı öngörüsünde bulunarak Merkez Bankası’nın
Temmuz-Ağustos aylarında faiz oranlarında indirime başlayacağı beklentisi
yaratmıştı. Ancak beklentilerin aksine gıda fiyatları, özellikle yaş sebze ve
meyve fiyatları, yükseliş eğilimine girmiştir. Bu durum gıda fiyatları ve genel
TÜFE enflasyonunun hızlanmasına neden olmuştur. Özellikle Ağustos ayı yıllık enflasyonunun
TCMB politika faiz oranının üzerine çıkması beklentileri olumsuz etkilemiştir.
Bu ortamda Cumhurbaşkanı, gıda fiyatlarında fahiş
artışlar yapıldığını, bundan 5 market zincirinin sorumlu olduğunu ileri
sürerek, bu marketlerin denetlenmesi gerektiğini ifade etmiştir. Ticaret
Bakanlığı elemanları da, bu talimat çerçevesinde, marketler ve yaş sebze ve
meyve hallerinde denetleme yapmaya başlamışlardır.Yazılı ve görsel medyada da
fahiş fiyatlar ve fahiş fiyat artışları, ekonomi haberlerinin temel konusu
olmuştur. Özellikle, enflasyonla ilgisi olmayan, marketler arası fiyat
farklılıkları sıkça gündeme getirilmeye başlanmıştır.
Merkez Bankası enflasyona ilişkin değerlendirmelerinde, TÜFE genel
enflasyonu yanı sıra özel kapsamlı çekirdek enflasyon göstergelerine de yer
vermektedir. Ancak, 2021 Eylül ayına kadar politika faizini TÜFE genel
enflasyonunu esas alarak belirlemiştir. Merkez Bankası 2021 Eylül ayı Para
Politikası Kurulu kararında, enflasyondaki yükselişin geçici ve arızi olduğu
değerlendirmesini yapmış ve para politikası belirlenirken çekirdek enflasyonun
dikkate alınması gerektiğini belirtmiştir. Bu çerçevede, çekirdek enflasyon
olarak özel kapsamlı C-Endeksini kullanmış ve politika faiz oranını 100 baz
puan düşürerek yüzde 18 olarak belirlemiştir.
Son Söz:
Eylül ayında gündeme gelen “fahiş fiyat artışı söylemi
ve yaygın denetimler”, enflasyonla mücadeleden ziyade, vatandaşların
şikayetlerinin yönünü değiştirmeyi amaçlamaktadır. Enflasyonda ki yükselişin
sorumlularının, aracılar, komisyoncular ve marketler olduğu ileri sürülerek
genel ve kapsamlı denetimler yapılmakta, ekonomi yönetiminin sorumlu olmadığı
ima edilmeye çalışılmaktadır.
Haksız
rekabetin ve haksız fiyat uygulamalarının önlenmesi için, yetkili kamu
kuruluşlarının marketleri ve sebze-meyve hallerini denetlemeleri gerekli
görülmektedir. Ancak, bunların enflasyonun sorumlusu olarak gösterilmeleri
gerçekçi değildir. Gıda ürünleri yanı sıra, temel mallar ve enerji fiyatlarındaki
yükseliş ve döviz kurlarındaki artışlar da enflasyonun başlıca nedenleri
arasında bulunmaktadır. Daha öncede belirttiğimiz gibi denetimler de amacını
aşmış bulunmaktadır. “Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu”,
istisnai durumlarda (olağanüstü hal, afet ve ekonomik dalgalanma dönemleri gibi) tüketicinin temel gereksinim duyduğu mal ve hizmetlerde
fahiş fiyat artışı ve stokçuluk yapılmasının önünü geçilmesi ve tüketicilerin
mağduriyetinin giderilmesi amacıyla kurulmuştur. Resen veya şikayet
üzerine denetleme yapma yetkisi bulunan Kurul’un, yaygın market zincirlerinde
genel bir fahiş fiyat denetimi yapma girişimlerinin, kuruluş amacıyla uyumlu
olmadığı düşünülmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder