3 Ekim 2021 Pazar

FAHİŞ FİYAT UYGULAMALARI VE ENFLASYON

 

FAHİŞ FİYAT UYGULAMALARI VE ENFLASYONLA MÜCADELE

                Fahiş Fiyat Nedir?

                Enflasyonda, özellikle gıda enflasyonundaki yükseliş kamuoyunda “fahiş” sözcüğünün sıkça duyulur olmasına neden olmuştur. Yazılı ve görsel medyada fahiş fiyat uygulaması ve fahiş fiyat artışları en sık rastlanır ekonomi haberleri olmuştur. Türk Dil Kurumu’na (TDK) göre, “fahiş” kelimesi çok fazla anlamına gelmektedir. “Fahiş fiyatlar” uygun olmayan fiyatları belirten sözcüklerdir. Fiyatların çok yüksek ve abartılı olması, fahiş fiyatlar olarak değerlendirilmektedir. Fahiş fiyat, bir mal veya hizmetin fiyat seviyesi ile ilgili bir kavramdır, enflasyon açısından önemli olan fahiş fiyat artışlarıdır. Enflasyonla mücadele açısından fahiş fiyat artışları ve buna karşı alınan önlemler önem taşımaktadır.

                Enflasyon Nedir? 

Enflasyon mal ve hizmet fiyatlarının genel seviyesinde yaşanan sürekli artış olarak tanımlanır. Enflasyon, sadece bir veya birkaç mal ve hizmetin değil, ortalama bir tüketicinin kullandığı tüm mal ve hizmetlerin fiyatlarında meydana gelen değişikliktir. Enflasyon sadece belli bir malın veya hizmetin fiyatının tek başına artması değil, fiyatların genel düzeyinin sürekli bir artış göstermesidir. Enflasyon genel olarak  mal ve hizmet sepeti içinde bulunan maddelerin ortalama fiyatlarında bir ay veya bir yıl boyunca yaşanan değişime bakılarak hesaplanmaktadır. Bir ekonomide farklı fiyat endeksleri kullanılarak enflasyon oranı hesaplanmaktadır. Hane halklarının tüketim harcamalarında yer alan mal ve hizmetlerin fiyatlarındaki değişim tüketici fiyatları endeksi (TÜFE) aracılığıyla, üreticilerin ürettikleri mal ve hizmetlerin fiyatlarındaki değişim ise üretici fiyatları endeksleri (ÜFE)  aracılığıyla hesaplanmaktadır. Enflasyon tanımından da anlaşılacağı gibi, enflasyon “fahiş fiyat” ile değil “fahiş fiyat artışları” ile ilgili bir kavramdır.

                2019 Yılında Fahiş Fiyat Artışlarına Karşı Mücadele Girişimleri:

                Son yıllarda gıda fiyatlarındaki yükseliş, sabit ve dar gelirli vatandaşların yaşam koşullarını oldukça olumsuz etkilediğinden, politikacıların piyasalara doğrudan müdahale girişimlerinin artmasına yol açmıştır.  Enflasyonla mücadele görünümü altında fahiş fiyat artışlarını önlemek için, sebze-meyve halleri ile marketlerde fiyat ve stok denetimlerinin yaygınlaştırılmasına ve temel ihtiyaç maddeleri için tanzim satış yerlerinin açılmasına öncelik vermişlerdir.

                Bilindiği gibi kamu müdahalesinin yoğun olarak yaşandığı ithal ikamesi politikalarının uygulandığı 1970'li yıllarda, devlet ekonomik hayatta belirleyici konumda bulunmaktaydı. Kamu İktisadi Teşebbüsleri temel mal ve hizmet üretiminde, yatırım ve istihdamda önemli bir ağırlığa sahipti. Devlet bu kuruluşlar aracılığıyla, sanayi ve hizmet sektörlerinde fiyat mekanizmasına doğrudan müdahale etmekte, KİT’ler ve Tarım Satış Kooperatifleri Birlikleri (TSKB) aracılığıyla tarımsal destekleme fiyat politikası uygulamakta ve tarım ürünleri fiyatlarına da müdahale etmekteydi. Özel sektörün fiyatlarına ise Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve Fiyat Kontrol Komitesi aracılığıyla müdahale ve kontrol söz konusu idi. Ayrıca, yürürlükte olan 1580 sayılı Belediyeler Kanunu da belediyelere fiyatları denetleme ve tespit konusunda oldukça geniş yetkiler vermişti.

                Mal ve hizmetlerin doğrudan fiyatlarının belirlenmesi ve üretilmesi konusunda oldukça yetkili olan merkezi ve yerel yönetimler bile geçmişte fahiş fiyat uygulamaları karşısında yetersiz kalmışlar ve yüksek enflasyon oranları yaşanmıştır. Özelleştirmenin hızlanması ve yerel yönetimlerin yetkilerinin yeniden belirlenmesi ile piyasalar önemli ölçüde serbestleşmiş ve fiyatlara kamu müdahaleleri oldukça azalmıştır. Ancak, 2019 yılı ve sonrasında, fiyat ve piyasalara müdahale, fahiş fiyat artışları ile mücadele ve denetimler kapsamında tekrar gündeme gelmiştir. 

                2018 yılında sebze ve meyve üretimindeki düşüş ve Ağustos ayında yaşanan kur şokunun etkisiyle enflasyon yükselmeye başlamıştır (Tablo:1). Gıda ürünleri fiyatlarında, özellikle soğan ve patates fiyatlarında, gözlenen fahiş fiyat artışları kamuoyunda tepkilere neden olmuştur. 2019 yılı başlarında Cumhurbaşkanı’nın talimatı ile Ticaret Bakanlığı ve Belediyeler gıda maddeleri satış yerlerinde denetimlere başlamışlardır. Denetimler sonucunda fahiş fiyat uygulayan ve stokçuluk yapanlar cezalandırılmıştır. Özellikle soğan ve patates depoları basılmış ve bu ürünler piyasaya arz edilmiştir. Ayrıca Cumhurbaşkanı’nın talimatı ile büyükşehirlerde tanzim satış noktaları oluşturulmuş ve bu noktalarda belediyeler uygun fiyatlarla yaş meyve ve sebze satışına başlamışlardır. Daha sonra tanzim satış noktalarında bakliyat satışları da başlatılmıştır. Ayrıca, Tarım Kredi Birlik Marketlerinin ülke genelinde sayıları artırılmaya çalışılmış ve PTT AVM’de devreye sokulmuştur.    

          “Halk Tanzim Satış Noktalarında”, haftanın her günü satış yapılmış ve dar gelirli vatandaşlar, doğrudan üreticiden tüketiciye uygun fiyatla ulaştırılan sebze, meyve ve bakliyat ürünlerine yoğun ilgi göstermişlerdir. Hava koşullarının düzelmesi ve ürün fiyatlarının normalleşmesi ile birlikte, tanzim satış noktalarına ilgi azalmış, denetimler ve ürün depolarına baskınlar ortadan kalkmıştır. 2019 yılı Ocak-Nisan döneminde yıllık TÜFE enflasyonu yüzde 20 civarında iken, işlenmemiş gıda fiyatlarındaki artış Nisan ayında yüzde 45, taze meyve ve sebze fiyatlarındaki artış ise yüzde 74 civarına yükselmişti. Mayıs ayı sonrasında yıllık fiyat artışları, özellikle taze meyve fiyatlarında çok belirgin bir düşüş göstermiş ve tanzim satışlar ve fahiş fiyat söylemleri de ortadan kalkmıştır.

Tablo:1- TÜFE ve Gıda Fiyatlarındaki Yıllık Artışlar (%)

 

TÜFE

İşlenmemiş Gıda

Taze Meyve-Sebze

İşlenmiş Gıda

2018

2019

2018

2019

2018

2019

2018

2019

Ocak

10,35

20,35

4,56

40,54

-1,63

64,11

12,93

22,15

Şubat

10,26

19,67

6,71

39,07

3,47

59,75

13,76

20,18

Mart

10,23

19,71

6,31

41,71

0,39

70,69

14,42

18,69

Nisan

10,85

19,50

3,69

45,69

-5,14

73,66

13,98

19,16

Mayıs

12,15

18,71

8,49

35,33

2,87

47,62

13,42

21,99

Haziran

15,39

15,72

23,23

15,31

33,37

11,48

14,47

23,41

Temmuz

15,85

16,65

24,41

12,37

38,37

4,30

14,59

24,15

Ağustos

17,90

15,01

24,31

11,89

37,91

9,28

15,57

22,32

Eylül

24,52

9,26

34,04

3,04

57,62

-5,29

22,05

15,69

Ekim

25,24

8,55

34,58

2,96

49,82

-0,46

24,48

12,47

Kasım

21,62

10,56

27,91

4,29

32,55

1,37

23,60

13,07

Aralık

20,30

11,84

27,09

6,10

30,77

2,94

23,22

15,39

 

                Fahiş Fiyat Artışlarıyla Mücadele İçin “Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu”:

                16 Nisan 2020 tarih ve 7244 sayılı Kanun’un 14.maddesi ile 6585 sayılı Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanunda değişiklik yapılmıştır. Bu değişiklik ile “Fahiş Fiyat Artışı, Stokçuluk ve Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu’na” ilişkin aşağıdaki düzenlemeler getirilmiştir;

                (1) Üretici, tedarikçi ve perakende işletmeler tarafından bir mal veya hizmetin satış fiyatında fahiş artış yapılamaz.

                (2) Üretici, tedarikçi ve perakende işletmeler tarafından piyasada darlık yaratıcı, piyasa dengesini ve serbest rekabeti bozucu faaliyetler ile tüketicinin mallara ulaşmasını engelleyici faaliyetlerde bulunulamaz.

                (3) Üretici, tedarikçi ve perakende işletmelerin fahiş fiyat artışı ve stokçuluk uygulamalarına yönelik düzenlemeler yapmak, gerektiğinde denetim ve incelemelerde bulunarak idari para cezası uygulamak ve her türlü tedbiri almak amacıyla Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu oluşturulur.

                Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu yönetmeliği 28 Mayıs 2020 tarih ve 31138 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Ticaret Bakanlığı’nın açıklamalarına göre, yapılan düzenleme ile piyasa aksaklıklarına sebep olan ve kamunun genel menfaatine uygun olmayan iktisadi ve ticari faaliyetlerin önlenmesi, tüketicilerin korunması, etkin ve sürdürülebilir rekabet şartlarının sağlanarak fiyat istikrarının korunması hedeflenmektedir. Yönetmelikte fahiş fiyat artışı ve stokçuluğa ilişkin tanımlar, Kurul’un yapısı ve çalışma usulleri de düzenlenmiştir. Buna göre;

                Fahiş Fiyat Artışı: Olağanüstü hal, afet ve ekonomik dalgalanma dönemleri ile diğer acil durumlarda üretici, tedarikçi ve perakende işletmeler tarafından satışa sunulan ve kamunun beslenme, sağlıklı yaşama ve korunma gibi temel ihtiyaçlarını karşılamak için zorunlu olan mal ve hizmetlerin fiyatında girdi ve diğer üretim maliyetlerindeki artış gibi haklı bir sebebe dayanmaksızın yapılan aşırı ve adil olmayan artışı ifade etmektedir.

                Stokçuluk: Olağanüstü hal, afet ve ekonomik dalgalanma dönemleri ile diğer acil durumlarda üretici, tedarikçi ve perakende işletmelerin piyasada darlık yaratan, piyasa dengesini ve serbest rekabeti bozan faaliyetleri ile tüketicinin mallara ulaşmasını engelleyen faaliyetlerdir.

                Kurul’un Yapısı: Kurul on üç üyeden oluşmaktadır. Kurul’un üyeleri; İç Ticaret Genel Müdürü, ilgili İç Ticaret Genel Müdür Yardımcısı, Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürü, Esnaf, Sanatkârlar ve Kooperatifçilik Genel Müdürü, Adalet Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığı, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu, Reklam Kurulu, Perakende Sektör Meclisi ile Gıda Sektör Meclisi temsilcileridir.

                Kurul’un Görev ve Yetkileri: Kurul, fahiş fiyat artışı ve stokçuluk uygulamalarına karşı piyasa dengesini ve tüketicileri korumaya yönelik gerekli tedbirleri almak ve bunların uygulanmasını sağlamak ile görevlidir. Bu kapsamda Kurul’a; denetim ve incelemeler yapma veya yaptırma, fahiş fiyat artışı veya stokçuluk uygulamaları yaptığı tespit edilen üretici, tedarikçi ve perakende işletmeler hakkında idari para cezası kararı alma ve bu kararın uygulanmasını sağlama, fahiş fiyat artışı ve stokçuluk uygulamaları ile ilgili ilke ve kuralları belirleme yetkisi verilmiştir.

Kurul’a Şikayet Başvuruları: Kurul, resen harekete geçebildiği gibi şikayet üzerine de işlem başlatabilir. Yönetmelik, Kurul’a şikayetlerin elektronik ortamda yapılmasını sağlayacak ve şikayetçilerin belge, fotoğraf ve video görüntüsü sunabilecekleri bir elektronik sistemin de kurulacağını belirtmektedir.

Denetim ve Savunma Süreci: Şikayetlerle ilgili olarak teşebbüslerde denetim yapma ve bilgi ve belge talep etme yetkisi Ticaret Bakanlığı’na verilmiştir. Yönetmelik, yapılan denetimlerde, üretici, tedarikçi ve perakende işletmeye denetimin yapıldığı günden başlamak üzere on günden az olmamak kaydıyla savunma süresi verileceği ve bu sürenin bir defaya mahsus on güne kadar uzatılabileceğini belirtmektedir. Kurul, işletmelerin savunması alınmaksızın (savunma yapılmaması durumu hariç) idari para cezası kararı verememektedir.

Yukarıda özetlenen düzenlemelerden de anlaşılacağı gibi “Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu”, istisnai durumlarda (olağanüstü hal, afet ve ekonomik dalgalanma dönemleri gibi) tüketicinin temel gereksinim duyduğu mal ve hizmetlerde fahiş fiyat artışı ve stokçuluk yapılmasının önünü geçilmesi ve tüketicilerin mağduriyetinin giderilmesi amacıyla kurulmuştur. Resen veya şikayet üzerine denetleme yapma yetkisi bulunan Kurul’un, yaygın market zincirlerinde genel bir fahiş fiyat denetimi yapma girişimlerinin, kuruluş amacıyla uyumlu olmadığı düşünülmektedir.

                2021 Yılında Enflasyon Enflasyonla Mücadele Politikaları:

                2021 yılı Mart ayında Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından kamuoyuna “Ekonomi Reformları” kitapçığı ile kapsamlı bir program açıklanmıştır. Enflasyonla mücadeleyi güçlendirmek ve fiyat istikrarını sağlamak amacıyla Programda yer alan öneriler şunlardır;          

                1. Fiyat İstikrar Komitesi Oluşturulacaktır: Fiyat istikrarının sağlanması amacıyla enflasyon dinamiğini takip etmek; dezenflasyon süreci önünde risk oluşturan şokları değerlendirmek, gerekli önlemleri belirlemek ve yönetmek için Hazine ve Maliye Bakanlığı koordinasyonunda Fiyat İstikrar Komitesi oluşturulacaktır.

                2. Erken Uyarı Sistemi Kurulacaktır: İklim,  afet ve ürün ekim davranışlarındaki değişimlerin yol açacağı dalgalanmaların önlenmesi ve enflasyona etkilerinin azaltılması amacıyla erken uyarı sistemi kurulacaktır.

                3. Gıda Kaybı ve İsrafı Azaltılacaktır: Bu çerçevede, sebze ve meyve zayiatının azalması için soğuk zincir oluşturulması desteklenecek, gıda bankacılığı sistemi yaygınlaştırılacak, tarımsal üretim planlamasına katkı sağlamak için sözleşmeli tarım uygulamaları geliştirilecek ve işlenmemiş gıda fiyatlarında aracılık maliyetlerini de düşürecek Hal Yasası çıkartılacaktır.

                4. Enflasyon Ataleti Azaltılacaktır: Yönetilen ve yönlendirilen fiyatların enflasyona göre belirlenmesiyle enflasyon ataleti azaltılacaktır.

                2014 yılı Aralık ayında, gıda ve tarımsal ürün piyasalarındaki gelişmeleri takip ederek yapısal ve konjonktürel sorunları belirlemek ve çözüm önerileri geliştirmek amacıyla, “Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Komitesi” kurulmuştu. Sekretaryası Merkez Bankası’na devredilen bu komitenin, gıda fiyatlarına ve erken uyarı sistemine ilişkin çalışmaları da koordine edeceği belirtilmiştir.

                2021 Yılında Gıda Fiyatları ve Enflasyondaki Gelişmeler:

2020 yılı sonunda yüzde 14,6 olan yıllık TÜFE enflasyonu, 2021 yılında artış eğilimine girmiştir. Gıda fiyatlarındaki artış enflasyondaki yükselişe önemli katkıda bulunmuştur. Yaz aylarında, gıda fiyatlarının etkisiyle yavaşlaması beklenen enflasyon, aksine gıda fiyatlarındaki hızlanma ile yükselişine devam etmiştir. Dünya genelinde yükseliş eğilimine giren gıda fiyatları, ülkemizde de arz ve iklim koşullarının etkisiyle, başta yaş meyve ve sebze fiyatları olmak üzere tüm gıda ürünleri fiyatlarında artış olmuştur. Gıda fiyatlarındaki yükselişin nedenlerini şu şekilde özetleyebilir;

1. Dünya gıda fiyatlarındaki değişimin göstergesi olan FAO Gıda Fiyatları Endeksindeki yıllık artış 2020 Ağustos ayında yüzde 1,98 iken, bu artış 2021 Ocak ayında yüzde 10,57’ye 2021 Ağustos ayında ise yüzde 32,91’e yükselmiştir. Yıllık ortalama fiyat artışı da geçen yıl Ağustos ayında yüzde 2,39 iken 2021 Ağustos ayında yüzde 20,53 olmuştur (Tablo:2).

2. Ülkemizde yaşanan tarımsal kuraklık üretimi olumsuz etkilemiştir. TÜİK’in bitkisel Üretim tahminlerine göre, 2021 yılında tahıllar ve diğer bitkisel ürünler üretiminde yüzde 4,7, sebze üretiminde ise yüzde 0,3 oranında düşüş beklenmektedir. Meyve üretiminde yüzde 7,1 oranında artış tahmin edilmektedir. 2021 yılında, domates, salatalık, patates ve elma üretiminde düşüş beklenmektedir. Arzdaki bu daralmaya karşın, nüfus artışı ve turizm sektöründeki canlanma gıda sektörüne yönelik talebi ve dolayısıyla fiyatları artırıcı etkide bulunmaktadır. Geçen yıl gelen turist sayısı 12,9 milyon iken, bu sayının 2021 yılında 20 milyon kişiye ulaşması beklenmektedir.

3. 2021 yılında tarımsal girdi ve tarım üretici fiyatları artışı hızlanmıştır. 2020 yılı sonunda yüzde 9,85 olan tarımsal girdi yıllık fiyat artışı 2021 Temmuz ayında yüzde 29,39’a yükselmiştir. Döviz kurlarındaki yükseliş özellikle gübre, mazot ve elektrik fiyatlarını olumsuz etkilemektedir. Tarımsal üretici fiyatları da 2021 yılında üretimdeki düşüş ve girdi fiyatlarındaki yükselişten olumsuz etkilenmiştir. 2020 Ağustos ayında yüzde 17,36 olan yıllık tarım üretici fiyatlarındaki artış, 2021 yılı Ağustos ayında yüzde 24,69’a yükselmiştir.

Tablo:2- TÜFE Geneli ve Alt Bileşenlerde Yıllık ve Ortalama Fiyat Artışları (Yüzde)

 

12 Aylık

Yıllık Ortalama

2020

Ağustos

2021 Ocak

2021 Ağustos

2020

Ağustos

2021 Ocak

2021 Ağustos

1. TÜFE

11,77

14,97

19,25

11,27

12,53

15,78

    İşlenmemiş Gıda

15,36

18,08

32,45

6,94

14,04

20,32

         Taze Meyve-Sebze

18,51

10,22

40,38

3,34

13,15

18,84

    İşlenmiş Gıda

11,86

18,11

25,82

14,69

15,05

18,99

    Temel Mallar

10,02

20,18

20,28

7,38

11,68

19,02

    Enerji

9,59

7,86

20,72

8,90

11,11

12,06

    Hizmetler

11,83

11,52

13,87

12,04

13,73

12,41

2. TÜFE-B-Endeksi

11,18

16,00

18,46

10,59

12,26

16,14

3. TÜFE-C-Endeksi

11,03

15,50

16,76

9,74

11,67

15,48

 

Hatırlatma

1.FAO Gıda Fiyatları Endeksi

1,98

10,57

32,91

2,39

3,26

20,53

2.Tarım Üretici Fiyat Endeksi

17,36

21,26

24,69

13,74

15,72

21,32

3.Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi

8,11

18,51

29,39(*)

8,12

10,67

19,05(*)

4. Ortalama Dolar Kuru

28,93

24,93

17,13

12,01

24,73

25,49

 

Yukarıda sayılan bu unsurlar gıda fiyatları ve TÜFE enflasyonunu olumsuz etkilemiştir. 2021 yılı Ocak ayında yıllık TÜFE artışı yüzde 14,97 iken, Ağustos ayında yüzde 19,25’e yükselmiştir. Aynı dönemde işlenmemiş gıda fiyatları yüzde 18,08’den yüzde 32,45’e, işlenmiş gıda fiyatları ise yüzde 18,11’den yüzde 25,82’ye çıkmıştır. Taze meyve ve sebzelerde ise fiyat artışı yüzde 10,22’den yüzde 40,38’e çıkmıştır.

Son yıllarda enflasyondaki yükseliş üzerine gıda fiyatları önemli katkıda bulunmuştur. Ancak gıda fiyatları yanı sıra diğer ürün fiyatlarında da benzer artışlar gözlenmektedir. Diğer bir ifade ile enflasyonda genel bir yükseliş söz konusudur. Nitekim tüm “Özel Kapsamlı TÜFE” göstergelerinde artış gözlenmektedir. Enerji, alkollü içecekler, tütün ve altın yanı sıra tüm gıda-içecek ürünlerinin hariç tutulduğu Özel Kapsamlı C-endeksinde, 2020 Ağustos ayında yüzde 11,06 olan enflasyon, 2021 Ağustos ayında yüzde 16,76’ya yükselmiştir (Tablo:2). Tüm gıda ürünleri yerine işlenmemiş gıda ürünlerinin dışlandığı Özel Kapsamlı B-Endeksine yıllık enflasyon, aynı dönemde, yüzde 11,18’den yüzde 18,46’ya çıkmıştır. Aynı dönemde temel mallardaki fiyat artışı ise, sırasıyla, yüzde 10,02 ve yüzde 20,28 olmuştur.

Fahiş Fiyat Artışlarına İlişkin Denetimler ve Politika Faiz İndirimi:

Ekonomi yönetimi, Mayıs ayında yıllık enflasyondaki sınırlı gerilemenin ardından, 2021 yaz aylarında enflasyonda gıda fiyatlarındaki düşüşün hızlanacağı öngörüsünde bulunarak Merkez Bankası’nın Temmuz-Ağustos aylarında faiz oranlarında indirime başlayacağı beklentisi yaratmıştı. Ancak beklentilerin aksine gıda fiyatları, özellikle yaş sebze ve meyve fiyatları, yükseliş eğilimine girmiştir. Bu durum gıda fiyatları ve genel TÜFE enflasyonunun hızlanmasına neden olmuştur. Özellikle Ağustos ayı yıllık enflasyonunun TCMB politika faiz oranının üzerine çıkması beklentileri olumsuz etkilemiştir.

Bu ortamda Cumhurbaşkanı, gıda fiyatlarında fahiş artışlar yapıldığını, bundan 5 market zincirinin sorumlu olduğunu ileri sürerek, bu marketlerin denetlenmesi gerektiğini ifade etmiştir. Ticaret Bakanlığı elemanları da, bu talimat çerçevesinde, marketler ve yaş sebze ve meyve hallerinde denetleme yapmaya başlamışlardır.Yazılı ve görsel medyada da fahiş fiyatlar ve fahiş fiyat artışları, ekonomi haberlerinin temel konusu olmuştur. Özellikle, enflasyonla ilgisi olmayan, marketler arası fiyat farklılıkları sıkça gündeme getirilmeye başlanmıştır.

Merkez Bankası enflasyona ilişkin değerlendirmelerinde, TÜFE genel enflasyonu yanı sıra özel kapsamlı çekirdek enflasyon göstergelerine de yer vermektedir. Ancak, 2021 Eylül ayına kadar politika faizini TÜFE genel enflasyonunu esas alarak belirlemiştir. Merkez Bankası 2021 Eylül ayı Para Politikası Kurulu kararında, enflasyondaki yükselişin geçici ve arızi olduğu değerlendirmesini yapmış ve para politikası belirlenirken çekirdek enflasyonun dikkate alınması gerektiğini belirtmiştir. Bu çerçevede, çekirdek enflasyon olarak özel kapsamlı C-Endeksini kullanmış ve politika faiz oranını 100 baz puan düşürerek yüzde 18 olarak belirlemiştir.

Son Söz:

Eylül ayında gündeme gelen “fahiş fiyat artışı söylemi ve yaygın denetimler”, enflasyonla mücadeleden ziyade, vatandaşların şikayetlerinin yönünü değiştirmeyi amaçlamaktadır. Enflasyonda ki yükselişin sorumlularının, aracılar, komisyoncular ve marketler olduğu ileri sürülerek genel ve kapsamlı denetimler yapılmakta, ekonomi yönetiminin sorumlu olmadığı ima edilmeye çalışılmaktadır.

 Haksız rekabetin ve haksız fiyat uygulamalarının önlenmesi için, yetkili kamu kuruluşlarının marketleri ve sebze-meyve hallerini denetlemeleri gerekli görülmektedir. Ancak, bunların enflasyonun sorumlusu olarak gösterilmeleri gerçekçi değildir. Gıda ürünleri yanı sıra, temel mallar ve enerji fiyatlarındaki yükseliş ve döviz kurlarındaki artışlar da enflasyonun başlıca nedenleri arasında bulunmaktadır. Daha öncede belirttiğimiz gibi denetimler de amacını aşmış bulunmaktadır. “Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu”, istisnai durumlarda (olağanüstü hal, afet ve ekonomik dalgalanma dönemleri gibi) tüketicinin temel gereksinim duyduğu mal ve hizmetlerde fahiş fiyat artışı ve stokçuluk yapılmasının önünü geçilmesi ve tüketicilerin mağduriyetinin giderilmesi amacıyla kurulmuştur. Resen veya şikayet üzerine denetleme yapma yetkisi bulunan Kurul’un, yaygın market zincirlerinde genel bir fahiş fiyat denetimi yapma girişimlerinin, kuruluş amacıyla uyumlu olmadığı düşünülmektedir.

2024 Şubat- İnşaat Maliyetleri, Konut Fiyatları ve Satışları

  2024 ŞUBAT: İNŞAAT MALİYETLERİ, KONUT FİYATLARI VE KONUT SATIŞLARI (Zafer YÜKSELER, 24 Nisan 2024)             2024 yılı şubat ayında,...