15 Haziran 2021 Salı

 

GELİR VE YAŞAM KOŞULLARI ARAŞTIRMASI,2020

               2020 Gelir ve Yaşam Koşulları Anketi, bir önceki takvim yılı olan 2019 yılı gelirlerini referans alarak hazırlanmıştır. 2018-2020 yıllarına ilişkin yayınlanan anketleri birlikte değerlendirdiğimiz zaman, 2018 krizinin gelir dağılımına etkilerini analiz etme imkânı bulunmaktadır. Gelir dağılımı eşitsizliği ölçütü olan Gini katsayısı, 2019 anketine göre yükselmiş ve 0,410 değerini almıştır. Ayrıca medyan gelirin % 50’sine göre hesaplanan yoksulluk oranı da yüzde 14,4’ten, yüzde 15’e çıkmıştır.

               Yıllık ortalama esas iş gelirleri ile gelir referans yılına göre yıllık net asgari ücret karşılaştırılması aşağıda verilmektedir. 2018 yılında yıllık ortalama esas iş geliri asgari ücretin 1,82 katı iken, bu oran 2019 yılında 1,81’e, 2020 yılında ise 1,78’e gerilemiştir. 2019 ile 2020 yılları karşılaştırıldığında, işverenler hariç, tüm gruplarda gerileme söz konusudur.


               TÜİK Anketinde yer alan seçilmiş yaşam koşulları göstergeleri incelendiğinde gelir dağılımı ve yoksulluktan daha olumlu bir durumla karşılaşılmaktadır. Borç ve taksit ödemeleri olmayanların oranı 2019’da yüzde 28,9 iken, bu oran 2020’de yüzde 41,7’ye yükselmiştir. Diğer bir ifadeyle, toplumda taksit ödemeleri veya borçları olanların oranı yüzde 71,1’den yüzde 58,3’e gerilemiştir. Bu sonuçlar asgari ücrete göre gelir seviyesindeki düşme ve yoksulluk oranındaki artışlar ile çelişki göstermektedir.

Seçilmiş Yaşam Koşulları Göstergeleri

 

Yük Getirme Durumu

Borç veya taksit ödemeleri (%)(*)

Konut Masrafları (%)

2018

2019

2020

2018

2019

2020

Çok yük getiriyor

15,8

19,0

18,8

11,5

14,1

13,3

Biraz yük getiriyor

43,7

42,5

32,5

55,0

54,3

57,7

Yük getirmiyor

10,9

9,6

7,0

33,4

31,6

29,0

Borç veya taksiti olmayanlar

29,6

28,9

41,7

 

 

 

(*)Konut masrafları dışında.

10 Haziran 2021 Perşembe

İSTİHDAM VE ACI GERÇEKLER

İSTİHDAM VE ACI GERÇEKLER

(Zafer YÜKSELER, 10 Haziran 2021)

            2018 krizi ve 2020 yılında yaşanan Covid-19 salgını işgücü piyasasını önemli ölçüde olumsuz etkilemiştir. Bu nedenle işgücü piyasasındaki gerçek resmi görebilmek için, 2021 Nisan ayı verisi ile kriz öncesi 2018 Nisan ayı verisinin karşılaştırılmasında yarar vardır. Bu dönemdeki gelişmeler şu şekilde özetlenebilir (Tablo:1);

1. 2018 Nisan-2021 Nisan döneminde 15 ve daha yukarı yaştaki kurumsal olmayan nüfus 2.969 bin kişi artmıştır. Nüfus artışı erkeklerde 1.479 bin, kadınlarda 1.490 bin kişidir.

2. Artan bu nüfusun sadece 316 bin kişisi işgücüne katılmış, 2.653 bin kişisi ise işgücüne dahil olmayanlar grubunda yer almıştır. Diğer bir ifade ile artan bu nüfusta işgücüne katılım oranı toplamda yüzde 10,6, erkeklerde yüzde 16,5, kadınlarda ise yüzde 1,9’dur.

3. 2018 yılı Nisan ayında 28.950 bin kişi olan toplam istihdam, 2021 yılı Nisan ayında 28.083 bin kişiye gerilemiştir. Bu dönemde toplam istihdam edilen kişi sayısı 867 bin kişi azalmıştır. Azalış erkeklerde 648 bin, kadınlarda ise 220 bin kişidir.

4. 2020 yılında Covid-19 salgını nedeniyle yaygınlaştırılan kısa çalışma ödeneği ile ücretsiz izin uygulaması, istihdam ve resmi işsizlik verisini anlamsızlaştırmıştır. İstihdam verisi içinde, fiilen çalışmayan ancak kısa çalışma ödeneği ile nakdi ücret desteği alan kişilerde yer almaktadır. 2021 yılı Nisan ayında 1.087 bin kişi kısa çalışma ödeneği, ücretsiz izne ayrılan 863 bin kişi de nakdi ücret desteği almaktadır. Diğer bir ifade ile fiilen çalışmayan yaklaşık 2 milyon kişi istihdamda gösterilmektedir.

5. 2018 Nisan-2021 Nisan döneminde istihdamdaki bu olağanüstü düşüşe karşın, TÜİK verilerine göre ekonomide büyüme devam etmiştir. 2018 yılı 1.çeyreği ile 2021 yılı 1.çeyreği arasında, yıllıklandırılmış reel GSYH yüzde 5,7 oranında büyümüştür. GSYH ve istihdam verilerine göre, bu dönemde verimlilik göstergesi olan istihdam başına GSYH yüzde 11,3 oranında artmıştır.

              

               Yukarıdaki veriler çerçevesinde sorulması gereken temel soru; Mevcut istihdam düzeyi ile büyüme ve verimlilik artışları sağlanabiliyorsa, önümüzdeki dönemde istihdam nasıl artırılacak, işsizlik nasıl azaltılacaktır? Kısa çalışma ve ücretsiz izin uygulaması sona erdirildiğinde bu kişiler fiilen çalışma imkanına kavuşabilecekler mi? Bu kişilerin fiilen çalışmadığı dönemde de ekonomik büyüme sağlandığına göre, firmalar bu kişileri tekrar fiilen istihdam edecekler mi?   

Tablo:1- Temel İşgücü Göstergeleri (Bin Kişi)

 

2018 Nisan

2021 Nisan

Fark

1.15 ve daha yukarı Yaş Nüfusu

60.519

63.488

2.969

     Erkek

29.955

31.434

1.479

     Kadın

30.564

32.054

1.490

2.İşgücü

31.933

32.249

316

     Erkek

21.577

21.865

288

     Kadın

10.356

10.384

28

3.İstihdam

28.950

28.083

-867

     Erkek

19.811

19.163

-648

     Kadın

9.139

8.919

-220

4.İşsiz

2.983

4.166

1.183

     Erkek

1.766

2.701

935

     Kadın

1.217

1.465

248

5.İşgücüne Dahil Olmayanlar

28.586

31.239

2.653

     Erkek

8.378

9.569

1.191

     Kadın

20.207

21.670

1.463

6.İşsizlik Oranı (%)

9,3

12,9

3,6

     Erkek

8,2

12,4

4,2

     Kadın

11,8

14,1

2,3

 

            

8 Haziran 2021 Salı

BİLEŞİK ÜRETİCİ FİYATLARI ENDEKSİ

 

BİLEŞİK ÜRETİCİ FİYATLARI ENDEKSİ VE TÜFE İLİŞKİSİ

(Zafer YÜKSELER, 8 Haziran 2021)

Son yıllarda üretici ve tüketici enflasyonu arasında ciddi bir farklılaşma gözlenmektedir. 2018 yılında itibaren döviz kurlarında yaşanan dalgalanmalar, TÜFE içinde mal ve hizmet fiyatları arasında ciddi bir ayrışma yaratırken, ÜFE ile TÜFE arasındaki farklılaşmayı da artırmıştır.   2021 yılı Mayıs ayında yıllık enflasyon TÜFE’de yüzde 16,59 iken, Yİ-ÜFE’de yüzde 38,33 olarak ölçülmüştür. TÜFE içinde mal fiyatlarındaki yıllık artış yüzde 17,86 iken, hizmet fiyatları yüzde 13,62 oranında artmıştır.

   Tablo:1- 2021 Yılı Mayıs Ayı Enflasyonu (Yüzde)

 

Aylık

12 Aylık

Yıllık Ort.

TÜFE

0,89

16,59

14,13

   Mallar

0,79

17,86

15,08

   Hizmetler

1,18

13,62

11,91

Yİ-ÜFE

3,92

38,33

22,24

   İmalat

3,94

41,27

23,97

Bu farklılaşma önemli ölçüde, döviz kurları ve ithal enerji fiyatlarındaki yükselişin Yİ-ÜFE üzerinde daha fazla etkiye sahip olmasından kaynaklanmaktadır. İki endeks arasındaki belirgin farklılaşma, 2018 krizi döneminde de yaşanmıştır. 2018 yılı Eylül ayında TÜFE yıllık enflasyonu yüzde 24,52’ye çıkarken, Yİ-ÜFE enflasyonu yüzde 46,15’e sıçramıştı.  Döviz kurlarının TÜFE hizmet grubu fiyatlarında daha az etkili olması, iki endeks arasındaki farklılaşmanın temel nedenini oluşturmaktadır (Grafik:1 ve 2).

Yİ-ÜFE sadece yurtiçinde üretilen sanayi ürünlerini (madencilik, imalat ve enerji sektörü) kapsarken, TÜFE hem mal hem hizmet grubuna ait maddelerden oluşmaktadır. Yİ-ÜFE ve TÜFE kapsamında yer alan maddelerin fiyat kapsamı ve fiyatların derlenme sıklıkları da önemli bir farlılık göstermektedir. TÜİK son yıllarda, çeşitli sektörlere ilişkin üretici fiyatları endeksi yayınlamaya başlamıştır. Bu çerçevede, Yİ-ÜFE yanı sıra, tarım ürünleri üretici fiyatları endeksi ile hizmet üretici fiyat endeksi yayınlanmıştır. TÜİK tarafından yayınlanan üretici fiyatları endekslerinin özelliklerini şu şekilde özetleyebiliriz;[1]

Yİ-ÜFE: 2003=100 bazlı olan Yurtiçi ÜFE, imalat sanayi ürünleri yanı sıra, madencilik ve taş ocakçılığı ile elektrik-gaz-su teminini kapsamaktadır. Yurtiçinde üretimi yapılan ürünlerin fiyatlar web üzerinden elektronik ortamda derlenmektedir. KDV, ÖTV vb. dolaylı vergiler hariç peşin satış fiyatları kullanılmaktadır. ÜFE’de sanayi kapsamında yer alan maddelerin her ayın 5., 15. ve 25. günlerindeki fiyatları derlenmektedir. Ham petrol ve doğalgaz ve Elektrik-Gaz üretim ve dağıtım sektörleri için bir ay gecikmeli olarak ağırlıklı ortalama fiyatlar derlenmektedir.

Hizmet ÜFE: 2017=100 bazlı olan hizmetler üretici fiyat endeksi, ulaştırma ve depolama hizmetleri, konaklama ve yiyecek hizmetleri, bilgi-iletişim, gayrimenkul hizmetleri, mesleki-bilimsel ve teknik hizmetler, idari ve destek hizmetlerini kapsamaktadır. Üretici fiyatı, ülke ekonomisinde üretimi yapılan hizmetlerin, KDV ve benzeri vergiler hariç satış fiyatıdır. Fiyatlar web üzerinden elektronik ortamda derlenmekte ve kapsamda olan firmaların aylık ortalama fiyatlarıdır.

Tarım ÜFE: 2015=100 bazlı tarım ürünleri üretici fiyat endeksi, çiftçinin üreterek piyasaya satışını yaptığı ürünlerin ilk el satış fiyatlarındaki değişimi göstermektedir. Tarım, orman, hayvancılık ve su ürünleri ile ilgili hizmetleri kapsamaktadır. Endeksin fiyat kapsamı, çiftçinin ilgili ayın 1 ile 31 arası pazarlama kanallarında sattığı ürünlerin fiyatlarını kapsamaktadır. KDV ve benzeri vergiler hariç satış fiyatı kullanılmaktadır.

TÜFE: 2003=100 bazlı Tüketici Fiyatları Endeksinin temel amacı; piyasada tüketime konu olan mal ve hizmetlerin fiyatlarındaki değişimi ölçerek enflasyon oranını hesaplamaktır. Bu amaca yönelik olarak hane halklarının, yabancı ziyaretçilerin ve kurumsal nüfusun yurtiçinde yaptığı tüm nihai parasal tüketim harcamaları dikkate alınmaktadır. Endeksin fiyat kapsamı, satın alış fiyatları olarak tespit edilmektedir. Fiyatlar, vergiler dahil peşin ödemeler olarak belirlenerek, taksitli satışlar üzerinden fiyatlandırmalar veya anlaşmalı fiyatlar dikkate alınmamaktadır. Taze sebze ve meyveler, futbol maçına giriş ücreti, LPG, tüp gaz ve seçilmiş 16 gıda ürünü haftada bir kez ve diğer ürünler ayda iki kez (ayın 10. ve 20. günlerini içine alan haftalarda); kiralar ve seçilmiş 66 madde çeşidi ayda bir kez derlenmektedir. Sigara, mücevher (altın), benzin ve mazot fiyatları ise günlük olarak takip edilmektedir. Tüketici fiyatları endeksi verileri sadece Türkiye İstatistik Kurumu tarafından işlenmektedir.

  Tablo:2- Fiyat Endeksleri Kapsamları (2021 yılı verileri)

 

TÜFE

Yİ-ÜFE

Hizmet ÜFE

Tarım ÜFE

Baz Yılı

2003=100

2003=100

2017=100

2015=100

Madde Sayısı

415

677

677

100

İşyeri Sayısı

27.980

5.436

3.743

Çiftçi, Borsa, Birlik, Tarımsal KİT’ler

Fiyat Sayısı

550.632

14.566

12.415

Kira Sayısı

4.274

-

-

-

Vergi (KDV,ÖTV vb.)

Var

Yok

Yok

Yok

Yukarıdaki açıklamalardan da görüldüğü gibi, üretici ve tüketici fiyat endekslerinin kapsam ve fiyat derleme farklılıkları bulunmaktadır. Üretici fiyatları endekslerinde vergisiz fiyatlar kullanılırken, tüketici fiyatları endeksinde ÖTV, KDV ve benzeri dolaylı vergiler dahil piyasa fiyatları kullanılmaktadır. Bu durum, özellikle TÜFE ile Yİ-ÜFE arasında önemli bir farklılığa neden olmaktadır. Petrol ürünleri, motorlu kara taşıtları, alkollü ve alkolsüz içecekler, tütün mamulleri ve dayanıklı tüketim mallarında, KDV yanı sıra ÖTV uygulanması, TÜFE ile Yİ-ÜFE’de önemli bir farklılaşmayı da beraberinde getirmektedir. Özellikle petrol ürünlerinde, tavan fiyat ve eşel-mobil uygulaması Yİ-ÜFE’de herhangi bir etkiye sahip değilken, TÜFE’de önemli bir etkisi bulunmaktadır. Gerek vergi oranlarının yüksek olması ( yüzde 50-55 civarında) gerek ÖTV’nin maktu olması, üretici fiyatlarındaki değişimlerin tüketici fiyatlarına yansımasını sınırlandırabilmektedir.[2]

            Kamuoyunda sık, sık TÜFE ile Yİ-ÜFE endeksi karşılaştırılmakta ve aylık ve yıllık enflasyonda gözlenen farklılıklar sorgulanmaktadır. TÜFE sadece sanayi ürünlerinden oluşan Yİ-ÜFE endeksi ile değil, aynı zamanda tarım ve hizmet üretici fiyatları endekslerinden de etkilenmektedir. Bu çalışmada, TÜFE ile üretici fiyatları endeksleri arasındaki ilişkiyi daha sağlıklı analiz etmek için, “Bileşik Üretici Fiyatları Endeksi” oluşturulmaya çalışılmıştır. Bileşik ÜFE oluşturulurken, TÜFE endeksi içindeki mal, hizmet, işlenmemiş gıda, konut ve kişisel araçların bakım ve onarımına ilişkin ürünlerin ağırlık setlerinden yararlanılmıştır.

            Bileşik ÜFE’nin bileşenlerin oluşturan üretici fiyat endeksleri ile TÜFE 2017=100 bazına çevrilmiştir. Kapsama ilişkin ek bilgiler aşağıda yer almaktadır;

            İşlenmemiş Gıda: TÜFE kapsamında bulunan, taze meyve-sebze, yumurta, bal, balık, zeytin, kuru fasulye, nohut ve mercimek gibi 48 adet ürün işlenmemiş gıda başlığı altında toplanmıştır. Tarım Üretici Fiyatları Endeksi kapsamında da yer alan bu ürünlerin, TÜFE içindeki ağırlığı yüzde 7,09’dur. Bileşik ÜFE oluşturulurken, işlenmemiş gıda grubuna Tarım ÜFE uygulanmıştır.

            Konut: TÜFE kapsamında konuta ilişkin harcamalar, gerçek kira, su, elektrik, doğalgaz, tüp, kömür, odun ve konutun bakım onarımına ilişkin 12 madde bulunmaktadır. Bu maddelerin TÜFE içindeki ağırlığı yüzde 15,36’dır. Bu grup için TÜFE konut grubu endeksi kullanılacaktır. Kiralara ilişkin tek bilgi kaynağını TÜFE oluşturmaktadır. Ayrıca, TÜFE içinde yüzde 12,06 ağırlığa sahip enerji harcamalarının 8,27 puanı konut harcamaları içinde yer almaktadır. Enerji fiyatları üzerindeki vergiler ve genelde enerji fiyatlarının kamu tarafından belirlenmesi nedeniyle, Yİ-ÜFE’de yer alan enerji fiyatları yerine TÜFE endeksinde yer alan fiyat endekslerinin kullanılması daha gerçekçi olmaktadır.

            Kişisel Araçların İşletim ve Bakımı: TÜFE kapsamında yer alan benzin, LPG, motorin ve motor yağları dahil 6 ürün bu grupta yer almaktadır. Bu grupta yer alan ürünlerin TÜFE içindeki ağırlığı yüzde 5,03’tür. Bunun 3,79 puanını kişisel araçların yakıt ve yağları oluşturmaktadır. Enerji harcamalarının kalan kısmı da kişisel araçların işletim ve bakım grubunda yer aldığından ve bu gruba da TÜFE’nin ilgili endeksi uygulanacaktır.

            Hizmetler: Bu grupta 97 adet madde bulunmakta ve bunların TÜFE içindeki ağırlığı yüzde 20,49’dur. Bu maddeler aynı zamanda Hizmet ÜFE kapsamında olduğundan, bu grup için Hizmet ÜFE endeksi kullanılmaktadır.

            Mallar: TÜFE’de 415 madde yer almaktadır. Yukarıdaki gruplarda yer alan maddeler hariç tutulduğunda, mal grubunda 252 madde bulunmaktadır. Bu maddelerin TÜFE içindeki ağırlığı yüzde 52,03’tür. TÜFE mal grubu için, Yİ-ÜFE endeksinin dayanıklı ve dayanıksız mallar endekslerinin ortalaması kullanılacaktır. Böylece Yİ-ÜFE’de yar alan madencilik, taş ocakçılığı ürünleri, ara malları ve enerji ürünleri dışında kalan maddelerin fiyat değişimleri bu grupta etkili olacaktır.    

 

 

Tablo:3- Bileşik ÜFE Endeksi ve Bileşenleri (2021 Yılı Nisan)

 

Madde

Sayısı

 

Ağırlıklar

Kullanılan Endeks

Nisan Ayı Yüzde Değişim

Aylık

12 Aylık

Yıl.Ort.

1.İşlenmemiş Gıda

48

7,09

Tarım ÜFE

-0,79

21,77

18,80

2. Konut

12

15,36

TÜFE

0,95

13,60

11,56

3.Kişisel Araç. İşletim-Bakım

6

5,03

TÜFE

-0,07

28,48

7,08

4.Hizmetler

97

20,49

Hizmet ÜFE

3,43

26,26

18,76

5.Mallar

252

52,03

Yİ-ÜFE (1)

2,02

27,12

19,64

     .Dayanıklı Tüketim Mal.

 

2,05

29,24

22,95

     .Dayanıksız Tüketim Mal.

 

1,99

24,97

16,34

BİLEŞİK ÜFE ENDEKSİ

415

100,00

 

1,87

24,59

17,59

TÜFE GENEL

415

 

 

1,68

17,15

13,70

Kaynak: TÜİK ve kendi hesaplamalarımız.

(1) Dayanıklı ve dayanıksız tüketim malları endekslerinin ortalaması.

            Yukarıdaki açıklamalar kapsamında yapılan hesaplar sonucunda, 2021 Nisan ayı itibariyle Bileşik ÜFE endeksindeki aylık artış yüzde 1,87, yıllık artış yüzde 24,59 ve yıllık ortalama artış yüzde 17,59’dur. Bu oranlar TÜFE için sırasıyla, yüzde 1,68, yüzde 17,15 ve yüzde 13,70’dir (Tablo:2).

            Sonuç ve Değerlendirme:

            Bileşik Üretici Fiyatları Endeksinin ölçtüğü enflasyon, gerçekte Potansiyel TÜFE enflasyonuna işaret etmektedir. Vergi ve kar oranları ile talep koşullarında radikal değişikliklerin olmadığı bir ortamda, Bileşik ÜFE enflasyonu, büyük ölçüde TÜFE enflasyonuna yakınsayacaktır. Aşağıdaki grafiklerden de görüleceği gibi, TÜFE ile Yİ-ÜFE endeksi arasındaki kapsam farklılığı ve Yİ-ÜFE’de fiyatlara KDV ve ÖTV gibi vergilerin dahil olmaması sonucunda, iki endeks arasında çok büyük ayrışma gözlenmektedir. Bu durum, son yıllarda özellikle kur dalgalanmasının arttığı dönemlerde daha belirginleşmektedir (Grafik:3).

            Bileşik ÜFE enflasyonu, tarım, hizmetler ve dayanıklı-dayanıksız mallar ÜFE endeksleri yanı sıra konut ve kişisel araçların işletim ve bakımına ilişkin TÜFE alt endekslerinden oluştuğu için, TÜFE enflasyonu ile önemli ölçüde yakınsamaktadır. Ancak 2020 Ağustos ayından itibaren, Bileşik ÜFE ile TÜFE arasındaki fark açılmaya başlamıştır (Grafik:4). Bu fark 2021 yılında daha da belirgin hale gelmiştir. Son dönemlerde, TÜİK tarafından yayınlanan verilere karşı kamuoyunda bir güvensizlik oluşmuştur. TÜFE ile Yİ-ÜFE arasındaki büyük farklılık tüketici enflasyonu konusunda şüpheleri artırmıştır. Bu çalışmada, Yİ-ÜFE’nin iyi bir gösterge olmadığı, Yİ-ÜFE ile birlikte diğer üretici fiyat endekslerin de kullanıldığı Bileşik ÜFE endeksi oluşturulmaya çalışılmıştır. Ancak, Bileşik ÜFE ile TÜFE arasındaki farkta gittikçe açılmaktadır. 2021-2021 yıllarında, büyüme, istihdam ve işgücü verimliliği konularında da geçmiş dönemlerden daha farklı eğilimler gözlenmektedir. Bu eğilim farklılığının TÜFE’de de olduğu görülmektedir.

 











[1] TÜİK, Fiyat Endeksleri Meta Verileri.

[2] Bu konuda bakınız,  Zafer YÜKSELER,”TÜFE ve Yİ-ÜFE Enflasyonu Farklılaşması ve Nedenleri. https://zaferyukseler.blogspot.com.

 

2024 Şubat- İnşaat Maliyetleri, Konut Fiyatları ve Satışları

  2024 ŞUBAT: İNŞAAT MALİYETLERİ, KONUT FİYATLARI VE KONUT SATIŞLARI (Zafer YÜKSELER, 24 Nisan 2024)             2024 yılı şubat ayında,...