28 Mart 2023 Salı

SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİ SORUNLARI

 

SORUN ÇÖZERKEN SORUN YARATMA YETENEĞİ

                Cumhurbaşkanlığı seçim sürecine girilmesiyle birlikte siyasi iktidar, uzun süredir toplumun gündeminde olan bazı sorunların çözümü için adımlar atmaktadır. Atılan bu adımlar kamu maliyesine önemli bir yük getirirken, geleceğe yönelik eşitsizlikler ve sorunları da beraberinde getirmektedir. Bu notta sosyal güvenlik sistemi ile ilgili bazı konular ele alınacaktır.

5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu, kamu mali yönetiminin yapısını, işleyişini, kamu bütçelerinin hazırlanmasını ve uygulamasını düzenleyen temel bir kanundur. Öncelikle belirtilmesi gereken husus, Kamu Mali Yönetimi Kanunu’nun sosyal güvenlik düzenlemelerine ilişkin özel bir yaklaşımının olmasıdır. Kamu Mali Yönetimi Kanunu’nun “Gelir ve giderleri etkileyecek kanun tekliflerine ilişkin 14. Maddesi hükmü şu şekildedir; Kamu gelirlerinin azalmasına veya kamu giderlerinin artmasına neden olacak ve kamu idarelerini yükümlülük altına sokacak kanun tekliflerinin getireceği malî yük, orta vadeli program çerçevesinde, en az üç yıllık dönem için hesaplanır ve tekliflere eklenir. Sosyal güvenliğe yönelik kanun tekliflerinde ise en az yirmi yıllık aktüeryal hesaplara yer verilir.”

         Yapılan Düzenlemeler;

  •      EYT (Emeklilikte Yaşa Takılanlar) ile ilgili yasal düzenleme yapıldı. EYT yasası ile 8 Eylül 1999 ve öncesinde işe giren sigortalı işçiler erkekse 25 yıl, kadınsa 20 yıl çalışarak ve 5 bin ile 5 bin 975 gün prim ödeyerek emekli olabilecekler. EYT’lilerin sorunu önemli ölçüde çözüldü, ancak 8 Eylül 1999 tarihinden sonra işe başlayanlar için ciddi bir adaletsizlik ortaya çıktı. Bir gün sonra işe başlayan kadın işçi 20 yıl, erkek işçi ise 17 yıl geç emekli olabilecek. Hazine ve Maliye Bakanına göre BU EYT DÜZENLEMESİNİN MALİYETİ 255 MİLYAR LİRADIR (2 Şubat 2023-Diken.com).
  •      En düşük emekli maaşının 5.500 liradan 7.500 liraya yükseltilmesine ilişkin kanun teklifi. Bu düzenlemeden 8,8 milyon emeklinin yararlanacağı tahmin edilmektedir. SGK emeklilik sistemine göre bu düzeyde bir emekli maaşı bağlanması yasal olarak mümkün değildir. Hazineden SGK’ya transfer yapılarak en düşük emekli maaşı 7.500 liraya yükseltilecektir. Hazinede yapılan transferden bir kısım emekli yararlanmakta, diğerleri hiç bir pay almamaktadır. Bu emekliler arasında eşitsizlik yaratırken prim ödemesi-emekli maaşı ilişkisini de tamamen koparmaktadır. Çalışma ve  Sosyal Güvenlik Bakanına göre BU DÜZENLEMENİN MALİYETİ 120 MİLYAR LİRADIR (28 Mart 2018-AHaber.com).
  •      3600 ek göstergeye ilişkin yasal düzenleme. Ek gösterge düzenlemesine ilişkin kanun 15 Ocak 2023 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu tarihte üst düzey yöneticilerin ek göstergelerinin artırıldığı ve bu düzenlemenin Kanun’un 60. maddesi ile yapıldığı kamuoyuna yansımıştır. Bu madde ile bugüne kadar yapılan uygulamalardan farklı olarak, sadece çalışan üst düzey kamu görevlilerinin bu artıştan yararlandırılması benimsenmiştir. Ek gösterge artışı emekli üst düzey görevlilere yansıtılmamıştır. Çalışan-emekli maaşı ilişkisi tamamen kopartılmıştır. BU DÜZENLEMENİN MALİYETİ AÇIKLANMAMIŞTIR. ANCAK MALİYETİNİN 10 MİLYAR İLE SINIRLI OLDUĞU TAHMİN EDİLMEKTEDİR.

Yukarıda saydığımız üç düzenlemenin kamu maliyesine ve sosyal güvenlik sistemine etkilerinin bütüncül olarak incelenmediği anlaşılmaktadır.  Bu düzenlemeler yol açmış oldukları eşitsizlik nedeniyle, sorunu kalıcı olarak çözmek yerine bir sorun yumağı haline getirip geleceğe taşımışlardır. Ayrıca yıllık 385 milyar liralık bir maliyet ortaya çıkarmışlardır.

23 Mart 2023 Perşembe

2018-2022 DÖNEMİNDE İSTİHDAM VE BÜYÜME

 

2018-2022 DÖNEMİNDE İSTİHDAM-BÜYÜME VE VERİMLİLİK

                2018-2022 döneminde ortalama GSYH büyümesi yüzde 4,5, istihdam artışı yüzde 1,8, fiilen iş başında olanlar sayısındaki artış ise yüzde 1,5 olmuştur. 2019 ve 2020 yıllarında istihdam edilen kişi sayısında, sırasıyla, yüzde 2,3 ve yüzde 4,8 oranında azalış olmuştur. Covit-19 salgınının etkisiyle, 2020 yılında fiilen iş başında olan kişi sayısı yüzde 10,3 oranında düşmüştür. Buna karşın, 2019 yılında yüzde 0,8 olan GSYH büyümesi 2020 yılında yüzde 1,9’a yükselmiştir.

Tablo:1- GSYH, İstihdam ve İstihdam Başı Katma Değer (Yüzde Değişim)

 

GSYH (Sab.Fiy.)

 

T.İstihdam

İş Başında Olanlar

GSYH/

T.İstihdam

GSYH/İşBaşında

Olanlar

2018

3,0

2,2

1,8

0,8

1,2

2019

0,8

-2,3

-2,5

3,1

3,4

2020

1,9

-4,8

-10,3

7,1

13,7

2021

11,4

8,0

12,4

3,1

-0,9

2022

5,6

6,6

7,9

-1,0

-2,2

Ort.

4,5

1,8

1,5

2,6

2,9

2021 ve 2022 yıllarında büyüme ve istihdam verilerinde olumlu gelişme gözlenmiştir. GSYH 2021 yılında yüzde 11,4, 2022 yılında ise yüzde 5,6 oranında büyümüştür. İstihdamdaki artış ise, sırasıyla, yüzde 8 ve yüzde 6,6 olmuştur. 2020 yılında, kısa çalışma ödeneği uygulaması nedeniyle fiilen iş başında olmayan kişiler 2021 yılında tekrar işe dönmüş ve fiilen iş başında olan kişi sayısı yüzde 12,4 oranında yükselmiştir. Fiilen iş başında olan kişi sayısı 2022 yılında da yüzde 7,9 oranında artış göstermiştir.

2018-2022 döneminde istihdam başı katma değer yıllık ortalama artışı yüzde 2,6 olurken, bu oran fiilen iş başında olanlar için yüzde 2,9 olarak gerçekleşmiştir. 2020 yılında yüzde 13,7 oranında yükseliş gösteren işgücü verimliliği, 2021 ve 2022 yıllarında düşüş göstermiştir. Aşağıdaki grafikler incelendiğinde, 2020 yılında fiilen iş başında olan kişi sayısındaki yüzde 10,3 düşüş sonucu yükselen verimlilik artışı ile 2020 yılı GSYH büyümesinin gerçekleri yansıtmadığı anlaşılmaktadır.









22 Mart 2023 Çarşamba

2018-2022 DÖNEMİNDE ULUSLARARASI YATIRIM POZİSYONU VE ÖDEMELER DENGESİ

 

2018-2022 DÖNEMİNDE

ULUSLARARASI YATIRIM POZİSYONU VE ÖDEMELER DENGESİ GELİŞMELERİ

 

          1. Giriş:

            Uluslararası Yatırım Pozisyonu (UYP) bir ekonomideki yerleşik kişilerin yurt dışı yerleşik kişilerden olan finansal alacakları ile rezerv varlık olarak tutulan altın ve döviz şeklindeki finansal varlıklarının ve yerleşiklerin yurt dışı yerleşik kişilere olan finansal yükümlülüklerinin belli bir tarihteki stok değerini göstermektedir.[1]

            TCMB açıklama ve tanımlarına göre, finansal varlık ve yükümlülükler, doğrudan yatırımlar, portföy yatırımları, rezerv varlıklar, mevduat, kredi ve ticari kredilerden oluşmaktadır. Doğrudan yatırımda, yatırımcının işletme sermayesinde yüzde 10 ya da üzeri paya sahip olması veya yönetimde söz sahibi olması ilkesi benimsenmektedir. Portföy yatırımları hisse senedi ve borç senetlerine yapılan yatırımları içermektedir. Rezerv varlıklar ise, para ve kur politikasını desteklemek, piyasalara güven vermek, T.C.Hükümeti’nin döviz cinsi üzerinden iç ve dış borç servisini gerçekleştirmek için parasal otorite tarafından kontrol edilen kullanıma hazır dış varlık olarak tanımlanmaktadır.

            Ödemeler dengesi, geniş anlamıyla, bir ekonomide yerleşik kişilerin (Genel Hükümet, Merkez Bankası, bankalar, diğer sektörler), diğer ekonomilerde yerleşik kişiler (yurtdışında yerleşik) ile belli bir dönemde yapmış oldukları ekonomik işlemlerin sistematik kayıtlarını elde etmek için hazırlanan istatistiki bir rapordur.[2]

            TCMB açıklamalarına göre, ekonomik işlemler; mal, hizmet ve gelirle ilgili işlemleri, finansal varlık ve yükümlülüklerle ilgili işlemleri ve bir ekonomide yerleşik kişilerin diğer bir ekonomideki yerleşik kişilere karşılıksız olarak reel ya da finansal kaynakların sağlandığı transferleri kapsamaktadır. Tanımlardan da görüleceği gibi, ödemeler dengesi, uluslararası yatırım pozisyonunu oluşturan finans hesabı yanı sıra, mal ve hizmet dış ticareti, ücret, faiz, kar transferleri ile karşılıksız transfer gelir ve giderlerinin kapsandığı cari işlemler hesabından oluşmaktadır. Ödemeler dengesi istatistikleri, yurtdışında yerleşik kişilerle gerçekleştirilen tüm ekonomik akımları ölçmektedir. Uluslararası Yatırım Pozisyonu ise ekonomide yerleşik kişilerin yurtdışındaki finansal varlıkları ile yurtdışı yerleşik kişilere olan finansal yükümlülüklerimizi göstermektedir.

              Uluslararası Yatırım Pozisyonunu oluşturan varlık ve yükümlülükler, ödemeler dengesinin finans hesabından giriş ve çıkışlar yanı sıra, finansal varlıkların fiyatlarındaki değişimlerden de önemli ölçüde etkilenmektedir. Diğer bir ifade ile ödemeler dengesi finans hesabı verileri aylık ve yıllık akımları gösterirken, uluslararası yatırım pozisyonu hem akım verilerinden hem de o dönemdeki faiz, döviz kurları, pariteler, altın ve menkul kıymet fiyatları gibi finansal varlık değerlerini etkileyen göstergelerdeki değişimden etkilenmektedir. Özellikle uluslararası yatırım pozisyonunun varlık ve yükümlülüklerinde yer alan doğrudan yatırımlar ile portföy yatırımları, ödemeler dengesi akımları yanı sıra önemli ölçüde borsalarda oluşan menkul kıymet fiyatları, faiz oranları ve Türk lirasının yabancı paralar karşısındaki değeri ve yabancı paraların paritelerindeki değişimden etkilenmektedir.

            Bu çalışmada, 2018-2022 dönemindeki ödemeler dengesi gelişmeleri ve UYP ilişkisi incelenecektir. 2018 yılı ortasında yaşanan kriz ve 2020 yılı Mart ayından itibaren etkisini gösteren Covid-19 salgını, 2021 Eylül ayından itibaren uygulanan “Yeni Ekonomi Modeli” ve 2022 Şubat ayında başlayan Ukrayna-Rusya savaşı ödemeler dengesi akımları yanı sıra, finansal piyasaları ve göstergeleri ciddi ölçüde olumsuz etkilemiştir. Çalışmada, bu dönemde finansal göstergeleri etkileyen politikalar ele alınmayacak, ancak ortaya çıkan bu finansal göstergelerin ödemeler dengesi finans hesabı ile UYP arasındaki ilişkiyi nasıl etkilediği değerlendirecektir.

            2. Finansal Göstergeler: 

            Finansal göstergeler gerek yıllar itibariyle gerekse yıl içinde önemli ölçüde dalgalanma göstermiştir (Tablo:1). Döviz kurlarındaki aşırı dalgalanma, dolar cinsinden BİST100 endeksini, devlet iç borçlanma senedi faiz oranlarını, mevduat faizlerini ve altın fiyatlarını etkileyerek hem ödemeler dengesi akımları hem de UYP varlık ve yükümlülükleri üzerinde etkili olmaktadır.    

TABLO:1- Finansal Göstergeler

 

 

$ Kuru

 

Euro/$

BİST 100

$ (1)

Londra Altın Fiy. ($/ons)

DİBS Bil. Faizi (%)

Mevduat

 Faizi (%)

Konut Fiyat Endeksi

 

Yıllık Ortalama Değerler

2017

Ort.

3,64

1,13

275

1.258

11,40

11,27

100,00

2018

Ort.

4,83

1,18

221

1.270

17,86

16,97

107,58

2019

Ort.

5,67

1,12

173

1.393

18,15

18,07

112,47

2020

Ort.

7,01

1,14

162

1.775

11,40

9,86

138,53

2021

Ort.

8,83

1,18

172

1.800

17,80

17,13

189,43

2022

Ort.

16,54

1,05

183

1.802

18,45

16,39

477,24

 

Yıl Sonu Değerler

2017

Aralık

3,85

1,18

300

1.271

13,00

12,36

103,40

2018

Aralık

5,31

1,14

172

1.254

18,60

22,25

108,00

2019

Aralık

5,84

1,11

195

1.479

11,70

10,57

118,80

2020

Aralık

7,72

1,22

191

1.865

13,60

15,10

154,90

2021

Aralık

13,53

1,13

137

1.793

21,60

16,43

247,40

2022

Aralık

18,64

1,06

295

1.793

10,70

17,19

636,45

KAYNAK: TCMB, Hazine ve Maliye Bakanlığı ve Strateji ve Bütçe Başkanlığı.

(1) BİST 100 Endeksi ortalama dolar kuruna bölünerek elde edilmiştir.

2018-2022 dönemi UYP verilerindeki değişim değerlendirilirken, finansal göstergelerin Aralık ayı değerleri önem taşımaktadır. 2017 yılı Aralık ayında 3,85 lira olan ortalama dolar kuru, yüzde 37,9 oranında artarak 2018 Aralık ayında 5,31 liraya yükselmiştir. 2021 yılında faiz indirimlerinin etkisiyle döviz kurlarında aşırı dalgalanma gözlenmiş, dolar kuru bir önceki yıl sonuna göre yüzde 75,2 artarak 2021 Aralık ayında 13,53 liraya çıkmıştır.  Dolar kurundaki bu yükseliş, dolar cinsinden BİST100 endeksini olumsuz etkilemiş, 2017 Aralık ayında 300 olan değeri 2018 Aralık ayında 172’ye, 2021 yılı Aralık ayında ise 137’ye gerilemiştir.  2022 yılı Aralık ayı itibariyle dolar kurundaki artış yüzde 37,8 olurken, dolar cinsi BİST 100 endeksinde yüzde 115,3 artış gözlenmiş ve endeks değeri 295’e yükselmiştir.

Euro/$ paritesindeki değişimler, dolar cinsinden açıklanan mal ve hizmet ihracat ve ithalatını önemli ölçüde etkilerken, uluslararası yatırım pozisyonunun varlık ve yükümlülüklerinde yer alan kredi, mevduat ve rezerv gibi büyüklükleri üzerinde de etkili olmaktadır. 2019 Aralık ayında 1,11’e gerileyen Euro/Dolar paritesi, 2020 Aralık ayında 1,22’ye kadar yükselmiş, 2022 Aralık ayında ise 1,06 değerine gerilemiştir. Paritedeki bu değişim, dolar cinsinden varlık ve yükümlülük stoklarını önemli ölçüde etkilemektedir.  

Son yıllarda TCMB rezerv politikasında değişiklik yaparak, altın rezervlerini artırma politikasını benimsemiştir. Nitekim 2017 Aralık ayında 23,5 milyar dolar olan altın rezervi, 2020 Aralık ayında 43,2 milyar dolara, 2022 Aralık ayında ise 45,8 milyar dolara yükselmiştir. Bu nedenle uluslararası piyasalarda altın fiyatlarındaki değişim, Uluslararası Yatırım Pozisyonunda önemli bir değerleme farkı yaratmaktadır. 2017 Aralık ayında Londra Piyasasında 1.271 $/ons olan altın fiyatı, 2020 Aralık ayında 1.865 $/onsa yükselmiş, 2021 ve 2022 Aralık aylarında 1.793 $/ons seviyesinde kalmıştır. Altın rezervi dışında, bankaların altına dayalı mevduat hesabı açmaları ve Hazine’nin altına dayalı iç borçlanma senedi ihraç etmesi, altın fiyatlarındaki değişimin UYP üzerindeki olası etkilerini artırmıştır.

            Faiz oranlarındaki değişim, portföy yatırımları içinde yer alan borçlanma senedi stoklarını önemli ölçüde etkilerken, mevduat ve krediler üzerinde de etkili olmaktadır. Son yıllarda doğrudan yatırımlar içinde yabancılara satılan gayrimenkuller gittikçe ağırlık kazanmaya başlamıştır. 2018-2022 döneminde doğrudan yatırım girişlerinin yaklaşık yüzde 47,7’sini oluşturan 26,8 milyar dolar yabancılara gayrimenkul satışlarından elde edilmiştir. Bu nedenle, gayrimenkul stokunun değerlendirilmesi açısından dolar kurundaki değişim yanı sıra, konut fiyatlarındaki değişimde önemli bir rol oynamaktadır. Son iki yılda, yabancılara gayrimenkul satışları ivme kazanırken, Aralık ayı itibariyle konut fiyatlarındaki artış 2022 yılında yüzde 157’yi aşmış bulunmaktadır.

            3. Ödemeler Dengesi Gelişmeleri:

            Türkiye, 2018-2022 döneminde toplam 97,2 milyar dolar cari işlemler dengesi açığı vermiştir. Cari işlemler dengesi açığı, bu dönemde 214,4 milyar dolar olan dış ticaret açığından kaynaklanmıştır. Bu dönemde 1.007 milyar dolar mal ihracatı, 1.296 milyar dolarda mal ithalatı yapılmıştır. Covit-19 sonrası ve Ukrayna savaşı nedeniyle enerji fiyatlarında yaşanan yükseliş cari işlemler dengesini olumsuz etkilemiştir. 2020 yılında 41,5 dolar/varil olan ortalama ham petrol ithal fiyatı, 2021 yılında 71,1 dolara, 2022 yılında ise savaşın etkisiyle 103,7 dolara yükselmiştir.  Enerji fiyatlarındaki bu yükseliş yanı sıra 2022 yılında parasal olmayan altın ithalatındaki sıçrama da dış ticaret açığını ve cari işlemler dengesini olumsuz etkilemiştir. 2020 yılında Covid-19 salgını etkisiyle turizm gelirlerinde olağanüstü düşüş yaşanmış ve hizmetler dengesi fazlası 14,4 milyar dolara gerilemiştir. 2021 ve 2022 yıllarında, turizm faaliyetlerinde tekrar canlanma gözlenmiş ve hizmetler dengesi 2022 yılında 49,9 milyar dolar fazla vermiştir (Tablo:2).

            2018-2022 döneminde 97,2 milyar dolar olan cari işlemler dengesi açığının, 37,2 milyar doları net hata-noksan hesabından, geriye kalan 60 milyar doları ise finans hesabından karşılanmıştır. Bu dönemde resmi rezervler 0,3 milyar dolar azalırken, rezerv varlıklar dışında 59,7 milyar dolarda yurt dışından kaynak sağlanmıştır. Bu dönemde net uluslararası yükümlülüklerimizde 60 milyar dolar artış olmuştur.  

TABLO:2- Cari İşlemler Dengesi ve Finans Hesabı (Milyon Dolar)

 

2018

2019

2020

2021

2022

2018-2022

1. Cari İşlemler Dengesi

-20.151

10.796

-31.888

-7.232

-48.726

-97.201

2. Dış Ticaret Dengesi

-40.726

-16.781

-37.874

-29.313

-89.681

-214.375

      İhracat (Fob)

177.169

180.835

169.637

225.215

254.202

1.007.058

      İthalat (Cif)

-231.152

-210.344

-219.517

271.425

363.709

1.296.147

      Parasal Olm Altın(net)

-8.713

-9.268

-22.402

-2.016

-19.387

-61.786

3. Hizmetler Dengesi

30.888

35.560

14.359

31.812

49.850

165.469

4. Birincil Gelir Dengesi

-11.075

-11.846

-8.568

-10.679

-8.521

-50.689

5. İkincil Gelir Dengesi

762

863

195

948

-374

2.394

6. Sermaye Hesabı

80

34

-36

-64

-35

-21

7. Finans Hesabı

1.248

5.151

-39.432

-5.652

-21.335

-60.020

   a. Rezerv Varlıklar Hariç

11.625

1.173

-7.570

-28.982

-33.646

-59.746

      Doğrudan Yatırımlar

-8.845

-6.577

-4.456

-6.874

-8.079

-34.831

          Varlıklar

3.605

2.972

3.244

6.451

4.953

21.225

          Yükümlülükler

12.450

9.549

7.700

13.325

13.032

56.056

             Gayrimenkul(Net)

5.915

4.979

3.954

5.634

6.273

26.755

      Portföy Yatırımları

916

2.763

9.556

-751

13.425

25.909

          Varlıklar

1.092

6.342

2.894

2.260

4.495

17.083

          Yükümlülükler

176

3.579

-6.662

3.011

-8.930

-8.826

      Diğer Yatırımlar

19.554

2.641

-12.670

-21.357

-38.992

-50.824

          Mevduat

446

-4.493

-18.848

-9.436

-33.089

-65.420

          Krediler

11.222

16.520

3.977

-238

-3.809

27.672

          Ticari Krediler

7.860

-9.426

2.203

-5.337

-2.041

-6.741

          Diğer+SDR

26

40

-2

-6.346

-53

-6.335

   b. Rezerv Varlıklar

-10.377

6.324

-31.862

23.330

12.311

-274

7. Net Hata ve Noksan

21.319

-5.679

-7.508

1.644

27.426

37.202

Hatırlatma

 

 

Parasal Olm. Altın (Net)

-8.713

-9.268

-22.402

-2.016

-19.387

-61.786

Enerji İthalatı (Net)

-37.804

-33.284

-24.210

-42.185

-80.145

-217.628

Altın ve Enerji Hariç CİD

26.366

53.348

14.724

36.969

50.806

182.213

GSYH Büyüme Hızı (%)

3,0

0,8

1,9

11,4

5,6

 

$ /TL Kuru

4,8260

5,6695

7,0055

8,8317

16,5262

 

NOT: Finans Hesabında, doğrudan, portföy ve diğer yatırımlarda (- ) Girişi, ( + ) Çıkışı

göstermektedir. Rezerv varlıklarda (- ) azalışı, ( + ) artışı ifade etmektedir.

            2018-2022 döneminde yurtiçi yerleşiklerin yurtdışında yaptıkları doğrudan yatırım tutarı 21,2 milyar dolar olurken, ülkemize yapılan doğrudan yatırım tutarı 56,1 milyar dolar olmuştur. Bu yatırımın 26,8 milyar dolarını yabancıların Türkiye’deki gayrimenkul yatırımları oluşturmaktadır. Yurtiçi yerleşikler yurtdışında 17,1 milyar dolar civarında portföy yatırımı (hisse senedi ve borçlanma senedi satın alma) yaparken, yabancılar Türkiye’deki varlıklarını 8,8 milyar dolar azaltmıştır. Portföy yatırımlarından 2020 yılında 6,7 milyar dolar, 2022 yılında ise 8,9 milyar dolar çıkış olmuş ve yabancılar Türkiye’deki menkul kıymet yatırımlarını önemli ölçüde azaltmışlardır.

            Doğrudan yatırım ve portföy yatırımı dışında sağlanan net finansman, 2018-2022 döneminde 50,8 milyar dolar olmuştur. Bu dönemde mevduat girişlerinden 65,4 milyar dolar, ticari kredilerden ise 6,7 milyar dolar net finansman sağlanmıştır. Mevduat artışının 31,5 milyar doları Merkez Bankası’nın Katar, Çin, Güney Kore ve Birleşik Arap Emirlikleri ile yaptığı swap anlaşmalarından kaynaklanmaktadır. Bu dönemde yurt dışından net kredi kullanımı 27,7 milyar dolar azalmıştır. Bankalar 38,5 milyar dolar net kredi ödemesi yaparken, diğer sektörler (firmalar) 12,2 milyar dolar net kredi kullanmışlardır.

2018-2022 döneminde parasal olmayan altın ithalatı ile enerji ithalatı cari işlemler dengesi açığının yükselmesinde etkili olmuştur. Parasal olmayan altın ithalatı 2000 ve 2022 yıllarında olağanüstü yükselmiştir. Enerji ithalatı ise 2022 yılında Ukrayna savaşı nedeniyle hızla artan enerji fiyatları sonucunda 2022 yılında 80 milyar doları aşmıştır. Parasal olmayan altın ve enerji hariç cari işlemler dengesi 2018-2022 döneminde 182 milyar fazla vermiştir. En yüksek fazla, 53,3 milyar dolar ile 2019 ve 50,8 milyar dolar ile 2022 yıllarında gerçekleşmiştir.

            4. Uluslararası Yatırım Pozisyonu:

            Uluslararası yatırım pozisyonu, bir ülkedeki yerleşik kişilerin yurtdışı ile olan finansal ilişkilerini göstermektedir. Uluslararası Yatırım Pozisyonu (UYP) bir ekonomideki yerleşik kişilerin yurt dışı yerleşik kişilere olan tüm yükümlülükleri ile ülke vatandaşlarının yurtdışında olan varlıklarını gösteren bir veridir. Doğrudan yatırım, portföy yatırımı, kredi ve mevduata ilişkin varlık ve yükümlülükler ile rezerv varlıkları kapsayan stok değerleri göstermektedir. Stok veri olması nedeniyle uluslararası varlık ve yükümlülükler, varlık fiyatlarındaki değişimden ve ödemeler dengesi akımlarından etkilenmektedir.        

            Yurtiçi yerleşiklerin yurtdışındaki varlıkları toplamı 2017 yılında 249,5 milyar dolar iken, bu tutar 2022 yılında 304,7 milyar dolara yükselmiştir.  Yükümlülüklerimizi oluşturan yabancıların Ülkemizdeki varlıkları ise, bu dönemde 691,9 milyar dolardan 583,8 milyar dolara gerilemiştir. Böylece, net uluslararası yatırım pozisyonunda, 2018-2022 döneminde, 163,2 milyar dolarlık iyileşme sağlanmıştır (Tablo:3).

Bu dönemde varlıklar kısmında, doğrudan yatırımlarda 11 milyar dolar, ticari kredilerde 10 milyar dolar, mevduatta 11,3 milyar dolar ve rezerv varlıklarda ise 21milyar dolar artış olmuştur. Yükümlülükler kısmında, doğrudan yatırımlarda 31,7 milyar dolar, portföy yatırımlarında 79,3 milyar dolar, kredilerde ise 49,8 milyar dolar azalış olmuş, ticari krediler 12,1 milyar dolar, mevduat ise 34,8 milyar dolar artış göstermiştir.

            Uluslararası yatırım pozisyonu stok veri olduğundan, ödemeler dengesi akımları yanı sıra varlık fiyatlarındaki değişimden de etkilenmektedir. Ödemeler dengesi verilerine göre, 2018-2022 dönemi toplamında varlıklarda 74,7 milyar dolar, yükümlülüklerde ise 134,7 milyar dolar artış gerçekleşmiş ve finans hesabına göre net yükümlülüklerimizde 60 milyar dolarlık bir artış olmuştur. Ödemeler dengesi akım verileri Net Uluslararası Yatırım Pozisyonunda azalış değil bir artış olduğuna işaret etmektedir. Bu farklılık, Uluslararası Yatırım Pozisyonunda yer alan stok verilere ilişkin değerleme-kur ve parite etkisinden kaynaklanmaktadır.

Doğrudan yatırımlar ve portföy yatırımları değerleme-kur ve parite etkisinden en fazla etkilenen stok verilerdir. Borsa endeksi, faiz ve kurlardaki gelişmeler doğrudan yatırımlar ve portföy yatırımlarının stok değerlerini etkileyen temel değişkenlerdir. UYP verilerine göre 2017 yılında yurt dışı yerleşiklerin Türkiye’deki doğrudan yatırım stoku 198,1 milyar dolar iken, bu tutar 2022 yılında 166,4 milyar dolara gerilemiştir. Benzer şekilde yurt dışı yerleşiklerin portföy yatırımlarına ilişkin stokları da 173,5 milyar dolardan 94,2 milyar dolara inmiştir. Ancak bu dönemde ödemeler dengesi akım verilerine göre portföy yatırımlarından 8,8 milyar dolar çıkış gözlenirken, doğrudan yatırımlarda 56,1 milyar dolar giriş olmuştur. 2018-2022 döneminde UYP’de yer alan doğrudan ve portföy yatırımlarındaki düşüş stoklara ilişkin değerlemeden kaynaklanmaktadır. Yurtdışı yerleşiklerin Türkiye’deki doğrudan yatırımları ile portföy yatırımlarına ilişkin değerleme-kur ve parite etkisi nedeniyle uğradıkları kaybın 2018-2022 döneminde 158 milyar dolar civarında olduğu hesap edilmektedir.

TABLO:3-Uluslararası Yatırım Pozisyonu (Milyon Dolar)

 

 

 

2017 Aralık

(1)

 

 

2022 Aralık

(2)

 

 

Fark 

 (2-1)

Farkın Kaynakları

Ödemeler

 Dengesi Akımı (2018-22)

Değerleme

Kur ve Parite

 Farkları (2022-17)

NET UYP (1-2)

-442.358

-279.130

163.228

-60.020

223.248

1.Varlıklar

249.526

304.673

55.147

74.701

-19.554

   Doğrudan Yatırımlar

46.999

57.972

10.973

21.225

-10,252

   Portföy Yatırımları (1)

1.153

2.795

1.642

17.083

-15.441

   Ticari Krediler

32.352

42.348

9.996

22.011

-12.015

   Krediler

7.464

7.358

-106

-9

-97

   Mevduat

50.558

61.850

11.292

14.343

-3.051

   Diğer Varlıklar

3.270

3.614

344

322

22

   Rezerv Varlıklar

107.730

128.736

21.006

-274

21.280

2.Yükümlülükler

691.884

583.803

-108.081

134.721

-242.802

   Doğrudan Yatırımlar

198.148

166.401

-31.747

56.056

-87.803

   Portföy Yatırımları

173.466

94.195

-79.271

-8.826

-70.445

   Ticari Krediler

37.927

50.034

12.107

28.752

-16.645

   Krediler

229.564

179.756

-49.808

-27.681

-22.127

   Mevduat

51.414

86.195

34.781

79.763

-44.982

   Diğer Yükümlülükler

1.365

7.222

5.857

6.657

-800

 

 

 

 

 

 

ULUSLARARASI REZERVLER

136.159

166.415

30.256

-1.820

32.076

   TCMB

107.730

128.736

21.006

-274

21.280

   Bankalar

28.429

37.679

9.250

-1.546

10.796

Kaynak: TCMB ve kendi hesaplamalarımız.

(1) Yurt dışında yapılan portföy yatırımlarına ilişki UYP verisinde tutarsızlık olduğu tahmin edilmektedir.

Yurtiçi yerleşiklerin yurt dışında yaptıkları doğrudan yatırımlar, 2018-2022 döneminde yaklaşık 11 milyar dolar artarken, portföy yatırımlarındaki artış 1,6 milyar dolar olmuştur. Ödemeler dengesi verilerine göre son yıllarda yurtiçi yerleşiklerin yurt dışında doğrudan ve portföy yatırımlarını artırdıkları gözlenmektedir. Bu dönemde, yurt dışında 21,2 milyar dolar tutarında doğrudan yatırım, 17,1 milyar dolar tutarında da portföy yatırımı yapıldığı görülmektedir. Ancak ödemeler dengesi akım verilerindeki bu değişimin, UYP stok değerlerine yansıtılmasında bir sorun olduğu görülmektedir. Özellikle portföy yatırımlarının gelişmiş ülke varlıklarına yapıldığı göz önüne alındığında, değerleme etkisinin daha sınırlı kalacağı tahmin edilmektedir. Bu nedenle, ödemeler dengesi verileri ile UYP verileri arasında, özellikle yurtiçi yerleşiklerin yurtdışında yaptıkları portföy ve doğrudan yatırım verilerinde önemli bir tutarsızlık olduğu gözlenmektedir.

Benzer durum, ticari kredilere ilişkin varlık ve yükümlülükler ile ödemeler dengesi akım verileri arasında da gözlenmektedir. Ticari kredilere ilişkin 2021 Eylül ayında yapılan revizyon öncesinde ödemeler dengesi akımları ile UYP stok değerleri arasında daha güçlü bir ilişki söz konusu iken, revizyon sonrasında önemli bir değerleme farkı ortaya çıkmıştır. Genelde kısa vadeli olmaları nedeniyle, ticari kredilere ilişkin değerlemenin daha sınırlı olması beklenirken, 2018-2022 döneminde varlıklar kısmında 12 milyar dolar, yükümlülükler kısmında ise 16,6 milyar dolarlık bir değerleme-kur ve parite etkisi hesaplanmaktadır.

            2018-2022 döneminde değerleme-kur ve parite etkisi, toplam varlıkların 19,6 milyar dolar azalmasına neden olmuştur. Ancak rezerv varlıklar değerleme etkisi nedeniyle 21,3 milyar dolar artmıştır. Bu artışın altın fiyatlarındaki yükseliş yanı sıra Euro/$ paritesindeki değişimden etkilendiği anlaşılmaktadır. Resmi rezervler içinde altın rezervinin 23,5 milyar dolardan 45,8 milyar dolara yükselmesi ve 2017 yılı Aralık ayında 1.271 $/ons olan altın fiyatlarının, 2022 Aralık ayında 1.794 $/onsa çıkması resmi rezervlere ilişkin değerlemeyi pozitif etkilemiştir.

            Varlık fiyatlarındaki aşırı dalgalanmanın olumsuz etkisi ağırlıklı olarak yükümlülük kısmında gözlenmiştir. Türkiye’nin yurt dışı yerleşiklere olan yükümlülükleri toplamı 2017 yılında 691,9 milyar dolar iken, bu tutar 2022 yılında 583,8 milyar dolara gerilemiştir. Ancak ödemeler dengesi akım verilerine göre bu dönemde yurt dışı yerleşiklere olan yükümlülüklerimiz 134,7 milyar dolar artmıştır. Bu durumda 2018-2022 döneminde yabancıların Türkiye’deki varlıklarının, değerleme-kur ve parite etkisiyle 242,8 milyar dolar azaldığı hesaplanmaktadır (Tablo:3 son sütun). Yabancıların doğrudan yatırımlarında 87,8 milyar dolar, portföy yatırımlarında 70,4 milyar dolar ve mevduatlarında ise 45 milyar dolar civarında değer kaybı söz konusudur.

            5. Sonuç:

2018-2022 döneminde net uluslararası yatırım pozisyonu açığında 163,2 milyar dolar azalış gerçekleşmiştir. Bu iyileşme, yükümlülükler 108 milyar dolar azalırken, varlıkların 55 milyar dolar yükselmesinden kaynaklanmıştır. Bu dönemde, banka ve firmaların dış borçlarını azaltmaları ve Merkez Bankasının altın rezervlerini artırma politikası net uluslararası yatırım pozisyonu açısından olumlu gelişmeler olarak değerlendirilmektedir. Ödemeler dengesi akım verilerine göre, bu dönemde varlıkların 74,7 milyar dolar, yükümlülüklerin ise 134,7 milyar dolar arttığı görülmektedir. Diğer bir ifade ile bu dönemde finans hesabından 60 milyar dolarlık giriş gerçekleşmiş ve Uluslararası Yatırım Pozisyonu verisinin aksine net yükümlülüğümüz bu tutarda artmıştır.

 Gerçekçi analiz yapabilmek için ödemeler dengesi akım verileri ile Uluslararası Yatırım Pozisyonu verileri arasında tutarlılığın sağlanması gerekmektedir. Özellikle yurtiçi yerleşiklerin yurt dışındaki portföy yatımları ile ticari krediler ve mevduata ilişkin varlık ve yükümlülük verileri ile ödemeler dengesi akım verilerinin tutarlılığı sağlanmalıdır.  

Net uluslararası yatırım pozisyonundaki iyileşmenin değerlemeden kaynaklandığı görülmektedir. Bu dönemde yabancıların Türkiye’deki doğrudan yatırım ve portföy yatırımlarının 158 milyar dolar değer kaybettiği hesaplanmaktadır. Bu durumun, önümüzdeki dönemlerde yabancıların Türkiye’ye yönelik yatırım kararlarını olumsuz etkileyeceği düşünülmektedir.



[1] TCMB, “Uluslararası Yatırım Pozisyonu İstatistiklerine İlişkin Yöntemsel Açıklama”. https://www.tcmb.gov.tr/

[2] TCMB, ”Ödemeler Dengesi İstatistiklerine İlişkin Yöntemsel Açıklama”. https://www.tcmb.gov.tr/

 

2024 19 Nisan Haftasında-Uluslararası Rezervler ve Döviz Likiditesi

  Uluslararası Rezervler ve Döviz Likiditesi (Zafer YÜKSELER)             T.C. Merkez Bankası, 2024 Mart ayı ve 19 Nisan haftasına ait “Ul...