2018-2022 DÖNEMİNDE
İMALAT SANAYİ SEKTÖRÜNDE GELİŞMELER
(Zafer YÜKSELER, Nisan 2023)
1. Giriş:
Dünya genelinde imalat sanayi
sektörünün durumuna kısa bir göz atmakta yarar görülmektedir. Ekonomideki
gelişim düzeyine bağlı olarak, GSYH’nın bileşiminde de önemli değişimler
olmaktadır. Ekonomik gelişimin başlangıcında, tarım sektörü GSYH içinde ağırlıklı
bir yapıya sahipken, zaman içinde sanayi sektörünün ağırlığı artmaktadır.
Ekonomik gelişmenin son aşamalarında ise, hizmetler sektörü belirgin bir
ağırlığa kavuşurken imalat sanayi sektörünün payında gerileme gözlenmektedir.
Dünya genelinde, imalat sanayi
katma değerinin GSYH’ya oranı 2000 yılında yüzde 17,7 iken, 2015 yılında bu pay
yüzde 16,2’ye gerilemiştir. Bu dönemde, imalat sanayinin ekonomi içindeki yeri
gelişmiş ve gelişmekte olan bölgeler genelinde birbirlerinden farklı bir eğilim
göstermiştir. Kuzey Amerika’da imalat
sanayi katma değerinin GSYH içindeki payı 2000 yılında yüzde 15,4’ten, 2015
yılında yüzde 11,8’e gerilerken, Uzakdoğu Asya ülkelerinde bu paylar,
sırasıyla, yüzde 24’ten yüzde 26,2’ye yükselmiştir. Türkiye’de imalat sanayinin
GSYH içindeki payı ise bu dönemde yüzde 18,7’den yüzde 16,7’ye gerilemiştir.
Uzakdoğu Asya ülkelerinde imalat sanayi, diğer ülke gruplarından farklı bir
yapı göstermektedir. Bu ülkelerin ihracata dayalı imalat sanayi üretimine öncelik
vermeleri, ekonomik yapılarının diğer ülkelerden önemli ölçüde farklılaşmasına
neden olmuştur.
Tablo:1-
Dünya ve Ülke Gruplarına Göre İmalat Sanayi
|
2000 |
2005 |
2010 |
2015 |
2018 |
2020 |
İmalat Sanayi Katma
Değeri / GSYH (%) |
||||||
DÜNYA |
17,7 |
16,2 |
15,9 |
16,2 |
16,2 |
15,8 |
Kuzey
Amerika |
15,4 |
13,2 |
12,0 |
11,8 |
11,4 |
11,0 |
Güney
Amerika |
14,9 |
15,4 |
13,2 |
12,0 |
11,3 |
11,2 |
Asya |
22,4 |
22,1 |
22,6 |
22,7 |
22,4 |
21,7 |
Uzakdoğu Asya |
24,0 |
24,5 |
26,0 |
26,2 |
25,7 |
24,5 |
Güneydoğu Asya |
25,9 |
25,5 |
22,8 |
21,0 |
20,9 |
20,6 |
Avrupa |
16,7 |
14,9 |
13,7 |
14,1 |
14,1 |
13,7 |
Batı Avrupa |
17,5 |
16,3 |
15,1 |
15,5 |
15,3 |
14,4 |
Doğu Avrupa |
19,0 |
17,4 |
15,1 |
15,5 |
15,4 |
15,1 |
TÜRKİYE |
18,7 |
16,9 |
15,1 |
16,7 |
19,0 |
19,1 |
|
İmalat Sanayi Katma
Değerinin Dağılımı (%) |
|||||
DÜNYA |
100,0 |
100,0 |
100,0 |
100,0 |
100,0 |
100,00 |
Kuzey
Amerika |
28,5 |
24,4 |
19,1 |
19,2 |
18,3 |
18,4 |
Güney
Amerika |
3,4 |
3,3 |
4,8 |
3,7 |
3,0 |
2,4 |
Asya |
35,9 |
35,7 |
45,1 |
49,9 |
51,8 |
53,1 |
Uzakdoğu Asya |
29,3 |
27,5 |
33,9 |
38,4 |
40,0 |
40,9 |
Güneydoğu Asya |
2,7 |
3,2 |
4,3 |
4,3 |
4,5 |
4,6 |
Avrupa |
27,2 |
31,3 |
25,9 |
22,2 |
22,2 |
21,3 |
Batı Avrupa |
13,1 |
14,6 |
12,1 |
10,4 |
10,4 |
9,8 |
Doğu Avrupa |
2,1 |
3,7 |
4,1 |
3,4 |
3,6 |
3,5 |
TÜRKİYE |
0,9 |
1,1 |
1,1 |
1,2 |
1,1 |
1,0 |
Kaynak:
UNCTAD, unctadstat.unctad.org.
İmalat sanayi sektörü, ekonomideki
temel üretici sektörlerden birisi olarak, GSYH büyümesi üzerinde belirleyici
bir konumda bulunmaktadır. Ekonomilerinde imalat sanayini öncelikleyen Uzakdoğu
Asya ülkeleri, Dünya GSYH’sından gittikçe artan oranda pay almayı
başarmışlardır. Ülkelerin Dünya imalat sanayi katma değeri içindeki payı, 2000
yılında yüzde 29,3 iken, bu pay 2020 yılında yüzde 40,9’a çıkmıştır. Bu durum,
aynı dönemde, adı geçen ekonomilerin Dünya GSYH’sından aldıkları payın da yüzde
21,6’dan yüzde 26,4’e yükselmesini sağlamıştır. Ancak bu ülke grubunda da
imalat sanayinin GSYH içindeki payı düşüş eğilimine girmiş ve bu pay 2020
yılında yüzde 24,5 seviyesine inmiştir.
Türkiye’de imalat sanayi katma değerinin GSYH
içindeki payı son yıllarda yükselme eğilimine girmiştir. 2010 yılında yüzde
15,1’e kadar gerileyen pay, 2020 yılında yüzde 19,1’e, 2022 yılında ise yüzde
22,1’e yükselmiştir. Türkiye’nin Dünya imalat sanayi katma değerinden ve toplam
hasılasından aldığı pay ise yüzde 1 civarındadır.
2.
İmalat Sanayi Temel Göstergeleri ve
Firma Büyüklükleri:
İmalat sanayi sektöründe firma ve
çalışan sayıları ile üretim değerine ilişkin veriler TÜİK tarafından yayınlanan
“Yıllık Sanayi ve Hizmet İstatistikleri” anketlerinde yer almaktadır. En son
2021 yılı anketine göre imalat sanayiinde 444 bin girişim bulunmakta ve bu
girişimler ekonomideki toplam girişimlerin yüzde 12,4’ünü oluşturmaktadır.
İmalat sanayi sektöründe toplam çalışan sayısı 4,7 milyon kişi, ücretli çalışan
sayısı ise yaklaşık 4,4 milyon kişidir. Ekonomide toplam çalışanların yüzde
34,4’ü, ücretli çalışanların ise yüzde 26,9’u imalat sanayinde çalışmaktadır.
Türkiye genelinde ortalama girişim büyüklüğü (çalışan sayısı/girişim sayısı)
2021 yılında 4,9 kişi iken, bu büyüklük imalat sanayiinde 10,6 kişidir. 2021
yılında imalat sanayinin toplam üretim ve ciro değeri içindeki payları,
sırasıyla, yüzde 49,6 ve yüzde 30,7’dir.
Tablo:2-
İmalat Sanayi Firma Büyüklükleri Dağılımı
|
2021 |
Firma
Büyüklükleri ve Payları (%) |
||||
Mikro |
Küçük |
Orta |
KOBİ
(1) |
Büyük |
||
Girişim
Sayısı (Bin) |
444 |
83,4 |
12,4 |
3,2 |
99,0 |
1,0 |
Çalışan
Sayısı (Bin Kişi) |
4.711 |
17,8 |
18,5 |
22,8 |
59,1 |
40,9 |
Ücretli
Çalışan Sayısı (Bin Kişi) |
4.388 |
12,1 |
19,5 |
24,5 |
56,1 |
43,9 |
Üretim
Değeri (Milyar TL.) |
4.886 |
3,1 |
9,0 |
15,0 |
27,1 |
72,9 |
Ciro
(Milyar TL.) |
5.116 |
3,2 |
9,5 |
15,4 |
28,1 |
71,9 |
Faktör
Mal.Katma Değer (Milyar TL.) |
1.120 |
2,4 |
6,8 |
13,6 |
22,8 |
77,2 |
Personel
Maliyeti (Milyar TL.) |
351 |
6,4 |
13,0 |
20,2 |
39,6 |
60,4 |
Personel
Maliyeti/Üretim Değ.(%) |
7,2 |
14,7 |
10,4 |
9,7 |
10,5 |
6,0 |
Kaynak:
TÜİK, 2021 Yılı Sanayi ve Hizmet İstatistikleri.
(1)
Mikro+Küçük+Orta büyüklükteki firma toplamı.
Girişim büyüklüklerine göre
imalat sanayi sektörü incelendiğinde, girişimlerin yüzde 99’unun KOBİ’lerden
oluştuğu görülmektedir (Tablo:2). KOBİ’ler çalışan ve ücretli çalışanlar
açısından imalat sanayi içinde ağırlıklı bir yapıya sahip iken, üretim, ciro ve
katma değer açısından büyük firmaların hakimiyeti söz konusudur. Üretimin yüzde
72,9’u, faktör maliyetiyle katma değerin (işletme artığı) yüzde 77,2’si ve
personel maliyetinin yüzde 60,4’ü büyük firmalar tarafından yapılmaktadır.
İmalat sanayi genelinde personel
maliyetinin üretim değerine oranı, 2018 yılında yüzde 8,9 iken 2021 yılında
yüzde 7,2’ye inmiştir. Bu oran 2021 yılında KOBİ firmalarında yüzde 10,5, büyük
sanayi firmalarında ise yüzde 6 seviyesindedir (Tablo.2).
3. İmalat
Sanayi Reel Göstergeleri:
İmalat sanayi sektörü, ekonomide mal
üretiminin gerçekleştirildiği temel sektörlerin başında gelmektedir. Özellikle
ticarete konu mal üretiminin söz konusu olması nedeniyle, imalat sanayi küresel
gelişmelerden en fazla etkilenen sektör olma özelliğini de taşımaktadır. Yüksek
cari işlemler dengesi açıkları ve bunun orta-uzun vadede ekonomik istikrar
açısından sorun yaratması, son yıllarda imalat sanayi sektörünün tekrar ön
plana çıkmasına neden olmuştur.
2018-2022 döneminde GSYH
ortalama büyüme hızı yüzde 4,5 olurken, imalat sanayi büyümesi yüzde 4,8 olarak
gerçekleşmiştir (Tablo:3). 2018 yılı ağustos ayında yaşanan “Rahip Krizi” ve
2020 yılındaki Covit-19 salgını, 2018-2020 döneminde GSYH ve imalat sanayi
büyümesini olumsuz etkilemiştir. Bu dönemde ortalama GSYH büyümesi yüzde 1,9,
imalat sanayi sektörü büyümesi ise yüzde 0,7 oranında kalmıştır. Ancak Covit-19
salgını imalat sanayi için bir avantaj da yaratmıştır. Türkiye, AB ülkeleri
açısından önemli bir tedarik merkezi olarak görülmeye başlanmıştır. Pek çok
ülkede Covit-19 süreci imalat sanayi üretimini kesintiye uğratırken, Türkiye
üretim sürecini devam ettirmiş ve bu durum 2021 ve 2022 yıllarında ihracat ve
büyümeyi olumlu etkilemiştir. 2022 yılı ikinci yarısında ekonominin ve imalat
sanayinin büyüme performansı zayıflamış, yılın son çeyreğinde imalat sanayi
sektörü yüzde 1,6 oranında küçülmüştür.
2018-2022 döneminde imalat
sanayi üretim endeksi ortalama yüzde 5,3 artarken, istihdam endeksi yüzde 4,7,
çalışılan saat endeksi ise yüzde 3,1 oranında artış göstermiştir (Grafil:1).
Çalışılan saat endeksi 2019 yılında ve Covit-19 salgınının etkisiyle 2020
yılında iki yıl gerilemiştir. Ancak 2021 ve 2022 yıllarında üretim artışıyla
birlikte çalışan saat endeksinde, sırasıyla, yüzde 17,2 ve yüzde 7,9 oranında
artış gerçekleşmiştir. 2018-2022 döneminde işgücü verimliliğindeki yıllık
ortalama artış ise yüzde 2,1 olmuştur. Covit-19 salgını etkisiyle yüzde 71,9’a
gerileyen imalat sanayi kapasite kullanım oranı da son iki yılda yükselmiş ve
dönem ortalamasında yüzde 75,7 değerini almıştır.
İmalat sanayi katma değerinin
GSYH içindeki payında önemli bir yükseliş gözlenmiştir. 2018 yılında imalat
sanayi katma değeri/GSYH oranı yüzde 19 iken, bu oran 2022 yılında yüzde 22,1’e
yükselmiş, 2018-2022 döneminde ortalama yüzde 20,1 olarak gerçekleşmiştir. Bu
yükseliş kısmen imalat sanayi büyümesinin daha yüksek olmasından kaynaklanmakla
birlikte, nispi fiyat yapısının imalat sanayi lehine dönmesi temel etken
olmuştur. Nitekim 2018-2022 döneminde GSYH zımni fiyat deflatöründeki ortalama
artış yüzde 34,1 iken, imalat sanayi zımni fiyat deflatöründeki ortalama artış
yüzde 39,5 olarak gerçekleşmiştir (Tablo:5).
Tablo:3-
İmalat Sanayi Temel Göstergeleri (Yıllık Yüzde Değişim)
|
2018 |
2019 |
2020 |
2021 |
2022 |
2018-22 |
GSYH
Reel Büyümesi |
3,0 |
0,8 |
1,9 |
11,4 |
5,6 |
4,5 |
İmalat
San.Katma Değeri (Reel) |
1,2 |
-2,5 |
3,4 |
18,5 |
4,3 |
4,8 |
Üretim
Endeksi |
1,0 |
-0,7 |
2,5 |
17,3 |
7,4 |
5,3 |
İstihdam
Endeksi |
2,5 |
-1,0 |
5,2 |
10,3 |
6,9 |
4,7 |
Çalışılan
Saat Endeksi |
-0,5 |
-2,5 |
-4,9 |
17,2 |
7,9 |
3,1 |
Kapasite
Kullanım Oranı (%) |
76,8 |
75,9 |
71,9 |
76,6 |
77,2 |
75,7 |
İmalat
Kat.D./GSYH (%) |
19,0 |
18,3 |
19,1 |
22,2 |
22,1 |
20,1 |
İşgücü
Ödem. /İm.Kat D. (%) |
33,4 |
36,7 |
33,6 |
28,1 |
25,2 |
31,4 |
Personel
Maliyeti/Üretim Değeri (%) |
8,9 |
9,5 |
8,8 |
7,2 |
… |
8,6 |
İhracat
(Cari Fiy.) |
7,2 |
8,6 |
-6,6 |
33,0 |
13,0 |
10,3 |
İthalat
(Cari Fiy.) |
-7,7 |
-7,9 |
10,9 |
14,6 |
26,8 |
6,5 |
İhracat/İthalat
(%) |
89,6 |
105,6 |
89,0 |
103,3 |
92,1 |
95,9 |
Kaynak:
TÜİK.
2018-2022 döneminde, ekonomi genelinde
ve imalat sanayiinde işgücü ödemelerinin katma değer içindeki payında gerileme
gözlenmiştir. Ekonomi genelinde toplam işgücü ödemelerinin GSYH’ya oranı 2018
yılında yüzde 30 iken 2022 yılında yüzde 23,7’ye gerilemiştir. İmalat sanayi
sektöründe ise bu oran yüzde 33,4’ten yüzde 25,2’ye inmiş ve dönem
ortalamasında yüzde 31,4 olmuştur (Grafik:2). İmalat sanayi istihdam endeksinde
yıllık ortalama artış yüzde 4,7 iken, işgücü ödemelerinin payındaki bu
gerileme, sektörün reel işgücü ödemelerindeki düşüşten kaynaklanmıştır. 2019
yılında yüzde 9,5’e yükselen personel maliyetinin üretim değerine oranı 2021
yılında yüzde 7,2’ye gerilemiştir.
4.
İmalat Sanayi Üretiminin Teknoloji
Düzeyi:[1]
İmalat sanayi üretiminin teknoloji
düzeyi dört gruba ayrılmaktadır. Bunlar, düşük teknoloji, orta-düşük teknoloji,
orta-yüksek teknoloji ve yüksek teknolojili alt sektörler olarak
sınıflandırılmaktadır. Düşük teknolojili sektörler; gıda, içecek, tütün, tekstil,
giyim, kâğıt, basım ve mobilya gibi sektörlerden oluşmaktadır. Orta-düşük
teknoloji grubunda; petrol ürünleri, kauçuk-plastik, ana metal sanayi,
çimento-taş-toprak sanayi, Metal eşya ve gemi-tekne yapımı gibi alt sektörler
yer almaktadır. Orta-yüksek teknoloji grubunda; kimya sanayi, motorlu kara
taşıtları, elektrikli teçhizat, makine sanayi ve askeri araç-silah-mühimmat
üretimi bulunmaktadır. Yüksek teknoloji grubunu, temel eczacılık ürünleri
üretimi, bilgisayar-elektronik-optik ürünler imalatı ve hava taşıtları imalatı
oluşturmaktadır.
Düşük teknolojili, ürünlerin imalat
sanayi üretimi içindeki payı 2018 yılında yüzde 36,43 iken, bu pay 2021 yılında
yüzde 35,03’e gerilemiştir. Bu grup içinde gıda, içecek, giyim, mobilya ve
tütün ürünleri imalatının payları düşerken, kâğıt, ağaç-mantar ürünleri,
tekstil ve mücevherat ürünleri imalatının payları yükselmiştir. 2018-2022
döneminde düşük teknolojili ürünlerin üretimi son iki yılda ivme kazanmış ve
yıllık ortalama üretim artışı yüzde 5,6 olmuştur (Tablo:4)
Tablo:4-
İmalat Sanayi Üretiminin Teknoloji Düzeyi (1)
|
Yüzde
Pay |
Yıllık
Ortalama Yüzde Değişim |
||||||
|
2018 |
2021 |
2018 |
2019 |
2020 |
2021 |
2022 |
2018-22 |
İmalat
Sanayi Üretimi |
100,00 |
100,00 |
1,0 |
-0,7 |
2,5 |
17,3 |
7,4 |
5,3 |
Yüksek Teknoloji |
3,21 |
3,10 |
10,3 |
18,3 |
-5,2 |
15,8 |
18,6 |
11,2 |
Orta-Yüksek Teknoloji |
25,39 |
25,45 |
0,3 |
-1,0 |
3,4 |
19,3 |
11,6 |
6,4 |
Orta-Düşük Teknoloji |
34,97 |
36,42 |
-1,9 |
-5,4 |
5,7 |
17,1 |
1,5 |
3,1 |
Düşük Teknoloji |
36,43 |
35,03 |
2,2 |
1,1 |
0,4 |
16,6 |
8,4 |
5,6 |
Kaynak:
TÜİK.
(1)2018
ve 2021 yılları“Yıllık Sanayi ve Hizmet İstatistikleri” anketlerinde yer alan
üretim değerleri kullanılarak hesap edilmiştir. Gizli verilere ilişkin değerler
artık olarak hesaplanmıştır.
Orta-düşük teknolojili sanayi
grubunun toplam imalat sanayi üretimi içindeki payı 2018 yılında yüzde 34,97,
2021 yılında ise yüzde 36,42 olmuştur. Ana metal sanayi, petrol ürünleri ve
metal işleme-kaplama sanayi payındaki yükseliş, orta-düşük teknoloji grubunun
payının artmasına katkıda bulunmuştur. 2018-2022 döneminde bu grubun ortalama
yıllık üretim artışı yüzde 3,1 olmuştur. 2022 yılında ana metal sanayi
üretimindeki gerileme, orta-düşük teknolojili grubun 2022 yılı ve 2018-2022
dönemi ortalama büyüme performansını olumsuz etkilemiştir.
İmalat sanayi üretimi içinde
orta-yüksek teknoloji grubunun payı, sınırlı bir artış göstererek 2021 yılında
yüzde 25,45 olmuştur. Bu grubun hâkim sektörleri, motorlu kara taşıtları,
makine-ekipman imalatı, kimya ve elektrikli teçhizat imalatı sektörleridir.
2018-2021 döneminde motorlu kara taşıtları imalatının payı gerilerken, diğer üç
sektörün payında artış gözlenmiştir. 2018-2022 döneminde orta-yüksek
teknolojili ürün grubunda ortalama yıllık üretim artışı yüzde 6,4 olmuştur.
Yüksek teknolojili ürünler
imalat sanayi üretimi içinde oldukça sınırlı bir paya sahiptir. 2018 yılında
yüzde 3,21 olan payları, 2021 yılında yüzde 3,10’a gerilemiştir.
Bilgisayar-elektronik-optik ürünlerin payı artarken, temel eczacılık ve
hava-uzay taşıtları imalatının payları sınırlı ölçüde gerilemiştir. Son
yıllarda yüksek teknolojili ürünlerin üretimi önemli oranda artmış ve 2018-2022
döneminde yıllık ortalama üretim artışı yüzde 11,2 olmuştur.
İmalat sanayi üretiminde düşük
ve orta-düşük teknolojili sektörlerin hâkim olduğu görülmektedir. Bu iki grubun
toplam imalat sanayi üretimi içindeki payı 2018 yılında yüzde 71,40, 2021
yılında ise yüzde 71,45 olmuştur. İmalat sanayi ithalatında önemli bir ağırlığa
sahip olan orta-yüksek ve yüksek teknoloji grubunun payı, imalat sanayi üretimi
içinde yeterli bir ağırlığa sahip değildir. 2021 yılında imalat sanayi ithalatı
içinde orta-yüksek ve yüksek teknolojili ürün grubun payı yüzde 58,6 iken, bu
grubun imalat sanayi üretimi içindeki payı yüzde 28,6’dır.
2021 yılında imalat sanayi
üretiminde en yüksek paya sahip ilk 10 sektör; ana metal sanayi (%14), gıda
sanayi (%12,3), tekstil ürünleri (%8,5), motorlu kara taşıtları (%7,8), kimya
sanayi (%6), elektrikli teçhizat imalatı (%5,4), kauçuk-plastik ürünleri
(%5,4), makine-ekipman sanayi (%5,2), giyim eşyası (%5) ve petrol ürünleri
(%4,4) sanayidir.
5.
İmalat Sanayi Fiyat ve Maliyet
Göstergeleri:
İmalat sanayi sektörü dış ticarete konu
üretim yapan ve uluslararası gelişmelerden önemli ölçüde etkilenen bir
sektördür. Sektörün dışa açık olması nedeniyle başta enerji fiyatları olmak
üzere uluslararası mal ve hizmet fiyatları ile döviz kuru hareketleri, sektörde
üretim maliyetlerinin ve üretici fiyatlarının belirlenmesinde önemli bir etkiye
sahip bulunmaktadır. 2018-2022 döneminde GSYH zımni fiyat deflatörü ortalama
yıllık artışı yüzde 34,1 iken, imalat sanayi zımni fiyat deflatöründeki artış
yüzde 39,5 olmuştur. Bu farklılaşma büyük ölçüde döviz kuru ve ham madde
fiyatlarından etkilenmiştir.
İmalat sanayi üretim ve ihracat
açısından temel sektör olma özelliğine sahiptir. Sanayi üretiminin yaklaşık
yüzde 87’si imalat sanayi sektörüne aittir. Toplam ihracat içinde imalat
sanayinin payı ise yüzde 94 civarında bulunmaktadır. TÜİK tarafından açıklanan
Yurtiçi ÜFE (Yİ-ÜFE) ve Yurtdışı ÜFE (YD-ÜFE) endeksleri de ağırlıklı olarak
imalat sanayi ürün fiyatlarındaki gelişmelerden etkilenmektedir.
Üretici Fiyat Endeksleri, belirli bir referans
döneminde ülke ekonomisinde üretimi yapılan yurt içine ve yurt dışına satışa
konu olan ürünlerin üretici fiyatlarını zaman içinde karşılaştırarak fiyat
değişimlerini ölçen fiyat endeksleridir. Yİ-ÜFE, madencilik, imalat,
elektrik-gaz ve su temini sektörlerinden oluşurken, YD-ÜFE sadece madencilik ve
imalat sanayi sektörlerinden oluşmaktadır. İmalat sanayi ürünlerinin
Yİ-ÜFE’deki ağırlığı yüzde 87,4 iken, YD-ÜFE’de bu ağırlık yüzde 98,2’ye
yükselmektedir. Yİ-ÜFE kapsamındaki üretici fiyatları endeksi, yurt içinde üretimi yapılan
ürünlerin, KDV, ÖTV vb. dolaylı vergiler hariç, peşin satış fiyatlarındaki
değişimi ölçerken, YD-ÜFE belirli bir referans döneminde ülke ekonomisinde
üretimi yapılan ve yurt dışına ihraç edilen ürünlerin üretici fiyatlarındaki
değişimleri ölçen bir fiyat endeksidir. Bu notta her iki endeksinde imalat
sanayi sektörüne ait alt endeksleri incelenmiştir (Tablo:5).
Tablo:5-
İmalat Sanayi Fiyat Göstergeleri (Yıllık Ortalama Yüzde Değişim)
|
2018 |
2019 |
2020 |
2021 |
2022 |
2018-22 |
GSYH
Zımni Fiyat Deflatörü |
16,5 |
13,8 |
14,9 |
29,0 |
96,1 |
34,1 |
İmalat
San.Zımni Fiyat Deflatörü |
28,3 |
13,0 |
18,5 |
40,7 |
97,2 |
39,5 |
Yİ-ÜFE-
İmalat Endeksi |
26,7 |
16,3 |
12,5 |
45,0 |
110,0 |
38,2 |
YD-ÜFE-İmalat
Endeksi |
35,7 |
14,1 |
22,6 |
41,0 |
97,4 |
39,5 |
TÜFE |
16,3 |
15,2 |
12,3 |
19,6 |
72,3 |
25,4 |
Döviz
Kuru Sepeti (0,5$+0,5Euro) |
35,4 |
14,4 |
25,0 |
28,2 |
76,1 |
34,3 |
Reel
Kur Endeksi (Yİ-ÜFE) |
-9,4 |
3,0 |
-7,1 |
-0,5 |
8,2 |
-1,4 |
Saatlik
İşgücü Maliyeti |
20,9 |
23,1 |
16,4 |
20,8 |
73,5 |
29,4 |
Reel
Saat.İşgücü Maliyeti |
|
|
|
|
|
|
Yİ-ÜFE-İmalat |
-4,1 |
5,3 |
4,1 |
-16,3 |
-18,5 |
-6,4 |
YD-ÜFE-İmalat |
-10,1 |
6,7 |
-4,0 |
-13,9 |
-14,1 |
-7,4 |
TÜFE |
4,0 |
6,8 |
3,8 |
0,9 |
0,1 |
3,4 |
Personel
Maliyeti/Üretim Değ. (%) |
8,9 |
9,5 |
8,8 |
7,2 |
|
8,6 |
KOBİ Firmaları |
11,2 |
12,2 |
11,1 |
10,5 |
|
11,3 |
Büyük Firmalar |
7,5 |
8,0 |
7,6 |
6,0 |
|
7,3 |
Kaynak:
TÜİK.
Döviz kuru sepetindeki değişim ile
YD-ÜFE İmalat fiyat değişimi arasında 2018-2020 döneminde güçlü bir paralellik gözlenirken, 2021
yılından itibaren, ihracat fiyatlarındaki yükseliş nedeniyle YD-ÜFE
endeksindeki artış döviz kuru sepetinin üzerinde kalmıştır. 2018-2022 döneminde
döviz kuru sepeti yılda ortalama yüzde 34,3 artarken, YD-ÜFE İmalat fiyatları
yüzde 39,5 oranında yükselmiştir. Bu dönemde Yİ-ÜFE-İmalat endeksi ise
yüzde 38,2 oranında artmıştır. 2018-2020 döneminde imalat sanayi Yİ-ÜFE yıllık
artışları genelde, YD-ÜFE yıllık artışlarının gerisinde kalmış ve imalat sanayi
ihracatı açısından olumlu etkide bulunmuştur. Özellikle COVİT-19 nedeniyle
ortaya çıkan tedarik sorunları ve artan navlun fiyatları, 2020 yılında imalat
sanayi sektörü için ciddi bir avantaj yaratmıştır.
2021-2022 döneminde Yİ-ÜFE ve YD-ÜFE
arasındaki ilişki tersine dönmüş ve ihracatta avantaj kaybı yaşanmıştır. TCMB’nin
faiz oranlarını indirerek, üretim-ihracat-istihdam teşvikine yönelik
politikaları sonucunda hızla artan döviz kurları, 2021 son çeyreğinde YD-ÜFE
artışının tekrar Yİ-ÜFE artışının üzerine çıkmasına ve ihracatta karlılığın
artmasına katkıda bulunmuştur. Ancak, kurdaki artışların kısa sürede Yİ-ÜFE
enflasyonunu yükseltmesi, 2022 Mart ayında itibaren Yİ-ÜFE artışının YD-ÜFE
artışı üzerine çıkmasına neden olmuş ve bu eğilim yıl boyunca devam etmiştir
(Grafik:3).
2018-2022 döneminde imalat sanayiinde
saatlik işgücü maliyetlerindeki ortalama yıllık artış yüzde 29,4 olmuştur. Bu
oran, yurt içi ve yurt dışı ÜFE-İmalat endekslerindeki artışlar ile, döviz kuru
sepetindeki artışın gerisinde kalmıştır. Bu dönemde yıllık ortalama reel işgücü
maliyetindeki düşüş, Yİ-ÜFE İmalat endeksine göre yüzde 6,4, YD-ÜFE İmalat
endeksine göre yüzde 7,4 olmuştur. TÜFE’ye göre reel işgücü maliyetinde yüzde
3,4 artış gerçekleşmiştir. 2018-2021 döneminde personel maliyetlerinin üretim
değeri içindeki payı, 2019 yılında yükselmiş, diğer yıllarda düşüş
göstermiştir. 2018-2021 döneminde personel maliyeti/üretim değeri oranı imalat
sanayi genelinde yüzde 8,6, KOBİ’lerde yüzde 11,3 ve büyük firmalarda yüzde 7,3
olmuştur (Tablo:5).
6.
İmalat Sanayi Dış Ticareti, Dış Ticaret
Endeksleri ve Teknoloji Düzeyi:
2018-2022 döneminde Türkiye
ekonomisinde 1 trilyon dolar ihracat, 1,3 trilyon dolar civarında da ithalat
yapılmıştır. İhracatın yüzde 93,6’sı, ithalatın ise yüzde 75,9’u imalat sanayi
sektörü tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu dönemde ülke genelinde 290 milyar
dolar dış ticaret açığı verilirken, imalat sanayi sektörünün dış ticaret açığı
42,9 milyar dolar olmuştur. Diğer bir ifade ile dış ticaret açığının yüzde
14,8’i imalat sanayi sektöründen kaynaklanmaktadır.
İncelenen dönemde ihracat miktar
endeksindeki yıllık ortalama artış yüzde 6,5 iken, ithalat miktar endeksi yüzde
1,8 artmıştır (Tablo:6). 2018 ve 2019 yıllarında ekonomik büyümede yavaşlama ve
gerileme, ithalat miktar endeksinde düşüşe neden olmuştur. Ekonominin tekrar
büyüme sürecine girmesiyle, ithalat miktar endeksi 2020-2022 döneminde yüzde
9’un üzerinde artış göstermiştir. İhracat fiyatları son iki yılda yükselmekle
birlikte, 2018-2022 döneminde ihracat fiyatlarındaki ortalama yıllık artış
yüzde 2,5 olmuştur. Enerji ve ham madde fiyatlarındaki yükseliş 2021 ve 2022
yıllarında ithalat birim değer endeksinde de yükselmeye neden olmuştur. Toplam
ithalat birim değer endeksleri 2021 yılında yüzde 23,1, 2022 yılında ise yüzde
27,3 yükselmiştir. Aynı dönemde imalat sanayi ithalat birim değer endeksleri
ise, sırasıyla, yüzde 16,6 ve yüzde 5,8 artmıştır.
2021 ve 2022 yıllarında enerji ve ham
madde fiyatlarındaki aşırı yükseliş, Türkiye’nin dış ticaret hadlerinde önemli
bir düşüşe neden olmuştur. 2020 yılında 99,4 olan dış ticaret hadleri, 2021
yılında 88,5’e, 2022 yılında ise 76’ya gerilemiştir. Son iki yılda dış ticaret
hadlerindeki düşüş yüzde 23,5 olmuştur. Türkiye dış ticaret hadlerindeki bu
düşüş nedeniyle önemli bir gelir kaybına uğramıştır. Ancak imalat sanayi
sektöründe dış ticaret hadlerindeki bozulma daha sınırlı kalmıştır. 2020
yılında 99,7 olan dış ticaret hadleri 2022 yılında yüzde 6,3 düşüş göstererek
93,4 düzeyine inmiştir.
İmalat sanayi ihracatının yapısı ile
sektör üretiminin yapısı arasında güçlü bir ilişki bulunmaktadır. İmalat sanayi
ihracatının teknoloji düzeyi incelendiğinde düşük teknolojili ürünlerin
payının, 2018-2022 döneminde ortalama yüzde 32,8 olduğu görülmektedir. Buna
karşın yüksek teknolojili ürünlerin payı yıllar itibariyle gerilemiş ve dönem
ortalamasında yüzde 3,4 olmuştur. Bu pay 2018 yılında yüzde 3,5 iken, 2022
yılında yüzde 3,1’e gerilemiştir.
Tablo:6- İmalat
Sanayi Dış Ticaret Göstergeleri (Yıllık Ortalama Yüzde Değişim)
|
2018 |
2019 |
2020 |
2021 |
2022 |
2018-22 |
177,2 |
180,8 |
169,6 |
225,2 |
254,2 |
1.007,0 |
|
İmalat Sanayi İhr. (Milyar $) |
157,7 |
171,2 |
160,0 |
212,8 |
240,4 |
942,1 |
Toplam İthalat
(Milyar $) |
231,2 |
210,3 |
219,5 |
272,4 |
363,7 |
1.297,1 |
İmalat Sanayi İth. (Milyar $) |
176,0 |
162,1 |
179,8 |
206,0 |
261,1 |
985,0 |
Dış Ticaret Miktar Endeksi
(1) |
|
|
|
|
|
|
İhracat |
8,3 |
6,1 |
-6,0 |
23,4 |
2,6 |
6,5 |
İthalat |
-9,3 |
-7,7 |
9,1 |
9,1 |
9,6 |
1,8 |
Dış Ticaret Birim
Değer Endeksi (1) |
|
|
|
|
|
|
İhracat |
3,3 |
-4,8 |
-0,5 |
7,8 |
7,2 |
2,5 |
İthalat |
3,9 |
-4,1 |
-3,5 |
16,6 |
5,8 |
3,5 |
Dış Ticaret Hadleri
(Endeks) |
|
|
|
|
|
|
İmalat Sanayi |
97,4 |
96,7 |
99,7 |
92,2 |
93,4 |
95,8 |
Toplam Ekonomi |
94,8 |
94,5 |
99,4 |
88,5 |
76,0 |
90,6 |
Kaynak: TÜİK
(1)
İmalat sanayi endekslerinde gıda-içecek ve tütün hariçtir.
2021 yılında imalat sanayi
sektörü üretiminin yüzde 71,5’i düşük ve orta-düşük teknolojili ürünlerden
oluşmaktadır. Bu ürünlerin imalat sanayi ihracatındaki payı yüzde 63,1,
ithalatındaki payı ise yüzde 48,7’dir. Yüksek teknolojili ürünlerin imalat
sanayi üretimindeki payı 2021 yılında yüzde 3,1 iken, bu pay sektör ihracatında
yüzde 3, ithalatında ise yüzde 12,4’tür. Orta-yüksek teknolojili ürünlerin
ihracat ve ithalattaki payı, üretimdeki payından yüksektir. İmalat sanayi
üretiminde orta-yüksek teknolojili ürünlerin payı yüzde 25,5 iken, bu pay
ihracatta yüzde 33,4, ithalatta ise yüzde 46,2’dir.
Tablo:7-
İmalat Sanayi Dış Ticaretinin Teknoloji Düzeyi (Yüzde)
|
2018 |
2019 |
2020 |
2021 |
2022 |
2018-22 |
100,0 |
100,0 |
100,0 |
100,0 |
100,0 |
100,0 |
|
Yüksek Teknoloji |
3,5 |
3,5 |
3,4 |
3,0 |
3,1 |
3,4 |
Orta-Yüksek Teknoloji |
36,4 |
36,4 |
35,9 |
33,4 |
33,8 |
34,9 |
Orta-Düşük Teknoloji |
27,6 |
27,4 |
27,2 |
31,1 |
30,8 |
29,0 |
Düşük Teknoloji |
32,6 |
32,8 |
33,6 |
32,5 |
32,3 |
32,8 |
İmalat
Sanayi İthalatı |
100,0 |
100,0 |
100,0 |
100,0 |
100,0 |
100,0 |
Yüksek Teknoloji |
13,4 |
13,6 |
13,0 |
12,4 |
9,8 |
12,7 |
Orta-Yüksek Teknoloji |
42,0 |
41,2 |
41,7 |
46,2 |
41,5 |
42,3 |
Orta-Düşük Teknoloji |
33,2 |
32,1 |
34,5 |
30,4 |
36,5 |
33,4 |
Düşük Tennoloji |
11,4 |
13,1 |
10,8 |
11,0 |
12,2 |
11,6 |
Kaynak:
TÜİK
2018-2022 döneminde yüksek ve orta-yüksek teknolojili ürünlerin
ithalattaki payı yüzde 55, ihracattaki payı yüzde 38,3, üretimdeki payı ise
yüzde 28,5 civarındadır. Türkiye düşük teknolojili ürünlerde dış ticaret
fazlası verirken diğer gruplarda dış ticaret açığı vermektedir. 2018-2022
döneminde imalat sanayi 42,9 milyar dolar dış ticaret açığı vermiştir. Ancak bu
dönemde düşük teknolojili ürünlerde 192,7 milyar dolarlık dış ticaret fazlası
verilmiştir. Yüksek teknolojili ürünlerde 89,3 milyar dolar, orta-yüksek
teknolojili ürünlerde 89,9 ve orta-düşük teknolojili ürünlerde 5,5 milyar dolar
dış ticaret açığı verilmiştir.
4. Genel Değerlendirme:
Dünya genelinde, imalat sanayi
katma değerinin GSYH’ya oranı 2000 yılında yüzde 17,7 iken, bu oran 2020
yılında yüzde 15,8’e gerilemiştir. Gelişmiş ülkelerin yer aldığı Kuzey Amerika
ve Batı Avrupa’da imalat sanayi katma değerinin GSYH içindeki payı önemli
ölçüde gerilerken, Uzakdoğu Asya Ülkelerinin payı sabit kalmıştır. 2000 yılında
imalat sanayi katma değerinin yaklaşık yüzde 42’si Kuzey Amerika ve Batı Avrupa
ülkelerinde yaratılırken, 2020 yılında bu ülkelerin payı yüzde 28’e
gerilemiştir. Aynı dönemde Uzakdoğu Asya Ülkelerinin payı ise yüzde 29’dan yüzde
41’e yükselmiştir. Güneydoğu Asya ülkeleri ile Doğu Avrupa ülkelerinin payı
yükselirken, Güney Amerika ülkelerinin payı gerilemiştir. Bu dönemde, Dünya
imalat sanayi katma değeri içinde Türkiye’nin payı ise yüzde 0,9’dan yüzde 1’e
yükselmiştir.
Türkiye, 1998 yılında yüzde
22,2’lik imalat sanayi katma değeri/GSYH oranı ile Dünya ortalaması olan yüzde
16,7’nin oldukça üzerinde bir orana sahipken, 2010 yılında bu oran yüzde 15,1’e
kadar gerilemiş ve Dünya ortalamasının altına düşmüştür. İncelenen dönemde,
sabit fiyatlarla imalat sanayi ve GSYH ortalama yıllık büyüme hızı birbirlerine
oldukça yakın gerçekleşmesine karşın, 1998-2010 döneminde cari fiyatlarla
imalat sanayi payının belirgin ölçüde düşmesi, nispi fiyatların imalat sanayi
aleyhine gelişmesinden kaynaklanmıştır. Son yıllarda nispi fiyat yapısının tekrar
imalat sanayi sektörü lehine gelişmesinin de etkisiyle imalat sanayinin GSYH
içindeki payı 2022 yılında tekrar yüzde 22 civarına yükselmiştir.
İmalat sanayi üretim endeksi,
2018-2022 döneminde yılda ortalama yüzde 5,3 oranında artış göstermiştir.
Üretim artışı ilk üç yıl sınırlı düzeyde kalırken, 2021 ve 2022 yıllarında
imalat sanayiinde önemli bir üretim artışı gerçekleşmiştir. Bu olumlu gelişmede
Covit-19 salgını ve sonrasında, Türkiye’nin önemli bir tedarikçi ülke konumuna
gelmesi, rekabetçi kur seviyesi ve ihracat artışı etkili olmuştur.
İmalat sanayiinde girişim
büyüklüklerine göre temel göstergeler incelendiğinde, küçük ve orta ölçekli
girişimciliğin önemli bir ağırlığı olduğu gözlenmektedir. 2021 yılında imalat
sanayiinde toplam girişimlerin yüzde 99’u KOBİ statüsünde bulunmaktadır.
KOBİ’ler imalat sanayiinde toplam istihdamın yüzde 59,1’ini oluştururken,
üretim değeri içindeki payları yüzde 27,1’dir.
İmalat sanayi üretimi ağırlıklı
olarak düşük ve orta-düşük teknoloji düzeyine sahip ürün ve alt sektörlerden
oluşmaktadır. 2018-2021 döneminde imalat sanayi teknoloji düzeyinde belirgin
bir değişiklik olmamış, ancak 2003 yılına göre orta-düşük ve orta-yüksek
teknolojili ürünler lehine değişim gözlenmiştir. 2003 yılında düşük teknolojili
ürünlerin imalat sanayi üretimi içindeki payı yüzde 47, orta-düşük teknolojili
ürünlerin payı ise yüzde 26 civarında iken[2], 2021
yılında düşük teknolojili ürünlerin imalat sanayi üretimi içindeki payı yüzde 35’e
gerilerken, orta-düşük teknolojili ürünlerin payı yüzde 36’ya yükselmiştir. Bu
dönemde yüksek teknolojili ürünlerin payı yüzde 5’ten yüzde 3,1’e gerilemiş, orta-yüksek
teknolojili ürünlerin payı ise yüzde 21,5’ten yüzde 25,5’e çıkmıştır.
İmalat sanayiinde üretim artışına paralel
olarak istihdam artışı da gerçekleşmiştir. 2018-2022 döneminde istihdam yılda
ortalama yüzde 4,7, çalışılan saat endeksi ise yüzde 3,1 oranında artmıştır. Bu
dönemde işgücü verimliliğindeki yıllık ortalama artış yüzde 2,1 olarak
gerçekleşmiştir.
2018-2022 döneminde, saatlik
işgücü maliyeti endeksi yılda ortalama yüzde 23,3 oranında artarken, nominal
birim ücret endeksindeki yıllık ortalama artış yüzde 20,8 oranında
gerçekleşmiştir. Bu dönemde, saatlik işgücü verimindeki yüzde 2,1 oranındaki
yıllık ortalama artış, nominal birim ücret artışını sınırlandırmıştır. 2018-2022
döneminde Yİ ve YD-ÜFE İmalat sanayi fiyatlarındaki yıllık ortalama artış,
sırasıyla, yüzde 38,2 ve yüzde 39,5 olmuştur. Sektörün üretici fiyatları işgücü
maliyetlerinden daha hızlı artmış ve reel işgücü maliyetlerinde düşüşe neden
olmuştur. Reel saatlik işgücü maliyetlerindeki yıllık ortalama gerileme, Yİ-ÜFE
İmalat fiyatlarına göre yüzde 6,4, YD-ÜFE’ye göre ise yüzde 7,4’tür. Bu durum
imalat sanayi sektöründe işgücü ödemelerinin katma değerindeki payında da
önemli bir düşüşe neden olmuştur. 2018 yılında işgücü ödemelerinin katma değer
içindeki payı yüzde 33,4 iken, bu pay 2022 yılında yüzde 25,2’ye gerilemiştir.
2018-2022 döneminde, imalat
sanayi sektöründe ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 95,9 olmuştur. Bu
dönemde ihracat miktar endeksi yılda ortalama yüzde 6,5 büyürken, ithalat
miktar endeksindeki artış yüzde 1,8 olmuştur. 2018-2019 yıllarında ekonominin
büyümesindeki yavaşlama nedeniyle, ithalat miktar endeksi düşmüş, ancak
2020-2022 döneminde ithalat miktar endeksindeki ortalama büyüme yüzde 9’u
aşmıştır. İncelenen dönemde ekonomi genelinde dış ticaret hadleri, enerji ve
hammadde fiyatlarındaki yükseliş nedeniyle, önemli ölçüde aleyhimize dönmüştür.
2018 yılında 94,8 olan genel dış ticaret hadleri 2022 yılında 76’ya
gerilemiştir. İmalat sanayinde dış
ticaret hadlerindeki bozulma daha sınırlı olmuştur. 2018 yılında 97,4 olan
imalat sanayi dış ticaret haddi 2022 yılında 93,4’e gerilemiştir.
İmalat sanayi üretiminin mevcut
teknoloji düzeyi imalat sanayi ihracatına da yansımıştır. İmalat sanayi
ihracatı içinde 2022 yılında düşük teknolojili ürünlerin payı yüzde 32,3,
orta-düşük teknolojili ürünlerin payı ise yüzde 30,8’dir. Diğer bir ifade ile
bu iki grubun üretim içindeki payı yüzde 71 civarında iken, ihracattaki payı
yüzde 63,1’dir. Yüksek teknolojili ürünlerin imalat sanayi ihracatından aldıkları
pay dönem içinde gerileme göstermiş ve 2022 yılında yüzde 3,1 olmuştur. Orta-yüksek
teknolojili ürünlerin payı sınırlı ölçüde azalarak 2022 yılında yüzde 33,8
olarak gerçekleşmiştir.
İmalat sanayi ithalatının
teknoloji düzeyi ihracata göre oldukça yüksektir. Düşük teknolojili ürünlerin imalat
sanayi ithalatındaki payı 2018-2022 döneminde ortalama yüzde 11,6, yüksek
teknolojili ürünlerin payı ise yüzde 12,7’dir. Orta-yüksek teknolojili ürünler
yüzde 42,3 paya sahipken, orta-düşük teknolojili ürünlerin payı yüzde 33,4’tür.
İmalat sanayi incelenen dönemde yaklaşık 43 milyar dolar dış ticaret açığı
vermiştir. Bu dönemde düşük teknolojili ürünlerde 193 milyar dolar tutarında
dış ticaret fazlası verilirken, diğer ürün gruplarında dış ticaret açığı
bulunmaktadır.
İmalat sanayi sektöründe üretim
orta-düşük ve orta-yüksek teknoloji grubunda yoğunlaşmış, yüksek teknolojili
ürün üretimi konusunda yeterli bir atılım yapılamamıştır. Benzer eğilim ihracat
ve ithalatta da gözlenmekte, özellikle yüksek teknolojili ürün ihracatında
Türkiye’nin oldukça zayıf bir performans sergilediği görülmektedir. Dünya’da
hızlı teknolojik gelişmelerin yaşandığı bir ortamda, üretim ve ihracatın düşük
ve orta-düşük teknoloji düzeyine bağlı bir yapı göstermesi önümüzdeki yıllar
için ciddi bir sorun teşkil etmektedir. Kalkınma sürecine birlikte başladığımız
bazı Asya ülkeleri yeni teknolojileri uyarlama konusunda başarılı adımlar atarken,
Türkiye’nin orta-düşük ve orta-yüksek teknoloji düzeyine bağımlılığının artması,
önümüzdeki yıllarda dış ticaret ve cari denge açısından sorun yaratma potansiyeli
bulunmaktadır.
UNCTAD, ülkelerin öncü
teknolojileri kullanmaya, benimsemeye ve uyarlamaya hazır olup olmadığını
değerlendirmek amacıyla “Öncü Teknolojilere Hazırlık Endeksi” oluşturmuştur[3]. Öncü
teknolojiler; nesnelerin interneti, blok zincir, meta evren, yapay zekâ, dijital
teknolojiler, otonom sürüş gibi teknolojileri kapsamaktadır. Öncü Teknolojilere
Hazırlık Endeksi ve imalat sanayi ile yakından ilgili bir alt endeks olan
“Sanayi Faaliyet Endeksi” ülkeler itibariyle önemli bir farklılaşmaya işaret
etmektedir. “UNCTAD-Sanayi Faaliyet Endeksi” yüksek teknolojili ürünler
ihracatının mal ihracatı içindeki payı ile dijital olarak teslim edilebilir
hizmet ihracatının toplam hizmet ihracatı içindeki payından oluşmaktadır.
ABD, Almanya, Japonya ve Kore genel
endeksleri diğer ülkelere göre belirgin ölçüde yüksek seviyedir. Çin, Malezya,
Polonya ve Hindistan, 2010-2019 döneminde yüksek performans gösteren
ülkelerdir. Türkiye’nin performansı 2010-2019 döneminde yükselmiş ve Meksika’dan
daha olumlu bir seviyeye gelmiştir. Sanayi Faaliyet Endeksi incelendiğinde,
Türkiye’nin performansının diğer ülkelere göre çok zayıf olduğu ve bu dönemde
iyileşme sağlanamadığı görülmektedir. Kore, Çin ve Malezya’nın performansında
belirgin, Almanya, Polonya ve Meksika’nın performansında sınırlı bir iyileşme
gözlenmiştir. Türkiye’nin performansında ise çok sınırlı bir iyileşme olmuştur.
Bu endeksler, Türkiye’nin üretim
ve ihracatındaki teknoloji seviyesinin yetersizliğini giderme yönünde
politikalar geliştirmesi gerektiğine işaret etmektedir. Eğitim, araştırma-geliştirme,
teşvik ve finansman politikaları ülkenin teknoloji düzeyinin yükseltilmesi
amacına göre belirlenmelidir. Kapsamlı ve yaygın teşvik politikası yerine,
amaca yönelik sınırlı sayıda sektör ve faaliyetlere yönelik teşviklere
yoğunlaşmanın yararlı olacağı düşünülmektedir.
Gerektiğinde
kamu kesiminin öncü teknolojilere yatırım yapması, bu çerçevede yerli ve
yabancı özel sektör kuruluşları ile ortak girişimlerde bulunması adımları da
atılabilmelidir. Üretim ve dış ticaret yapısının, değersiz Türk lirası ve düşük
ücret politikaları ile değiştirilmesi ve geliştirilmesi mümkün görülmemektedir.
[1]TÜİK
İmalat Sanayi Teknoloji Düzeyi Sınıflandırması:
Düşük
Teknoloji Yoğunluklu Sektörler: Gıda Ürünleri
İmalatı, İçeceklerin İmalatı, Tütün Ürünleri İmalatı, Tekstil Ürünleri İmalatı,
Giyim eşyaları İmalatı, Deri ve Deri Ürünleri İmalatı, Ağaç ve Mantar ürünleri,
Kâğıt ve Kağıt Ürünleri, Basım ve Basımla İlgili Hizmetler, Mobilya İmalatı,
Mücevherat-bijuteri ürünleri İmalatı, Müzik aleti-spor malzemesi-oyuncak
imalatı, başka yerde sınıflandırılmayan diğer imalatlar.
Orta-Düşük
Teknoloji Yoğunluklu Sektörler: Kayıtlı Medyanın
Çoğaltılması, Kok Kömürü ve Petrol Ürünleri, Kauçuk ve Plastik Ürünleri, Diğer
Metalik Olmayan Mineral Ürünler, Ana Metal Sanayi, Fabrikasyon Metal Ürünleri,
İmalatı, Gemi ve tekne Yapımı, Makine ve Ekipmanların Kurulumu ve Onarımı.
Orta-Yüksek
Teknoloji Yoğunluklu Sektörler: Kimyasal ürünler,
Silah ve Mühimmat İmalatı, Elektrikli Teçhizat İmalatı, Bys.Makine ve Ekipman
İmalatı, Kara taşıtları İmalatı, Demiryolu Lokomotifleri ve Vagonları İmalatı,
Askeri Savaş araçları İmalatı, Bys.Ulaşım araçları İmalatı, Tıbbi ve Dişçilikle
İlgili Araç ve Gereçlerin İmalatı.
Yüksek
Teknoloji Yoğunluklu Sektörler: Temel Eczacılık
Ürünleri İmalatı, Bilgisayar-Elektronik ve Optik Ürünler İmalatı, Hava
Taşıtları ve Uzay Araçları ve Bunlarla İlgili Makinaların İmalatı.
[2] Zafer
YÜKSELER, “TÜRKİYE İMALAT SANAYİ SEKTÖRÜ (Kısa Vadeli İş İstatistikleri,
Sektörel Gelişmeler ve Teknoloji Düzeyi)”, Ocak 2019, https://www.researchgate.net/publication/289534199.
[3] UNCTAD.
Öncü Teknolojilere Hazırlık Endeksi (Frontier Technologies Overall Index), ICT
(bilişim teknolojileri uygulama-kullanma kapasitesi ve altyapı seviyesi),
SKILLS (eğitim yılı- yüksek vasıflı istihdam oranı), RESERACH&DEVELOPMENT
(öncü teknolojilerle ilgili bilimsel yayın ve patent sayısı), INDUSTRIAL
ACTIVITY (yüksek teknolojili ürünlerin ihracat içindeki payı- ve dijital olarak teslim edilebilir hizmet
ihracatının toplam hizmet ticareti içindeki payı), ACCESS TO FINANCE (özel
sektöre sağlanan finansman imkanları).unctadstat.unctad.org.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder