6 Mart 2025 Perşembe

2024 Yılı IV.Çeyrek GSYH Büyümesi

 

2024 Yılı IV.Çeyrek GSYH Büyümesi ve Gelişmeler

(Zafer YÜKSELER, 6 Mart 2025)

            1. Sektör ve Harcama Gruplarında Büyüme, Büyümeye Katkı ve Deflatörler

            2023 yılı Ekim-Aralık döneminde yüzde 4,6 olan GSYH büyüme hızı, 2024 yılının aynı döneminde yüzde 3’e gerilemiştir. Ocak-Aralık döneminde GSYH büyüme hızı 2023 yılında yüzde 5,1 iken, 2024 yılında yüzde 3,2 olmuştur. Bu dönemde sektörlerin genelinde büyüme hızı yüzde 4,2’den yüzde 2,6’ya, ürün üzerindeki vergi ve sübvansiyonlardaki büyüme yüzde 12,6’dan yüzde 7,7’ye gerilemiştir. 2024 yılında tarım ve inşaat sektörü büyümesinde yükselme gözlenirken, sanayi ve hizmetler sektörü büyüme performansı zayıflamıştır. 2023 yılında yüzde 2,5 oranında artan imalat sanayi katma değeri, 2024 yılında yüzde 0,2 oranında gerilemiştir (Tablo:1).

2023 yılında yüzde 1,7 büyüyen sanayi sektörü katma değeri, 2024 yılında yüzde 0,5 oranında büyümüştür. 2023 ve 2024 yıllarında sanayi katma değerinin GSYH içindeki payında da belirgin bir gerileme gözlenmektedir. 2022 yılı genelinde sanayi katma değerinin GSYH içindekı payı yüzde 26,4 iken, bu pay 2023 yılında yüzde 22,9’a, 2024 yılında ise yüzde20’ye gerilemiştir. Sanayi sektörü büyüme performansındaki zayıflama ve GSYH payındaki gerileme imalat sanayiinden kaynaklanmaktadır.

2023 yılı Ekim-Aralık döneminde yüzde 0,6 büyüyen tarım sektörü, 2024 yılının aynı döneminde yüzde 4,7 büyüme göstermiştir. Bu dönemde inşaat sektörü büyümesi yüzde 9,8’den yüzde 8,7’ye, hizmetler sektöründe büyümesi ise yüzde 4,1’den yüzde 1,5’e düşmüştür. 2024 yılı Ekim-Aralık döneminde tüm sektörlerin GSYH büyümesine katkısı 1,8 puan iken, ürün üzerindeki vergi ve sübvansiyonların katkısı 1,2 puan olmuştur. Hizmetler sektörünün büyümeye katkısı 0,9 puan, inşaat sektörünün katkısı 0,4 puan olurken, sanayi sektörünün katkısı 0,3 puan, tarım sektörünün katkısı ise 0,2 puan olmuştur (Tablo:2). 2024 Ocak-Aralık döneminde tüm sektörlerin GSYH büyümesine katkısı 2,3 puan iken, vergi ve sübvansiyonların katkısı 0,9 olarak gerçekleşmiştir.

Tablo:1-GSYH ve Seçilmiş Alt Bileşenlerin Büyüme Hızları (Sabit Fiy.Yıllık % Değişim)

 

Ekim-Aralık

Ocak-Aralık

2023

2024

2023

2024

1. GSYH

4,6

3,0

5,1

3,2

2. Sektörler Toplamı

3,9

2,0

4,2

2,6

   Tarım sektörü

0,6

4,7

0,2

3,9

   Sanayi Sektörü

2,8

1,4

1,7

0,5

         İmalat sanayi

2,8

1,4

2,5

-0,2

   İnşaat Sektörü

9,8

8,7

7,2

9,3

   Hizmetler Sektörü Toplamı

4,1

1,5

5,2

2,6

    -Ticaret+Ulaştırma+Konaklama (GHI Hiz.)

4,1

3,2

7,5

3,1

3.Ürün Üzerindeki Vergiler ve Sübvansiyon

10,2

10,4

12,6

7,7

4.Toplam Yurtiçi Talep

5,3

3,8

8,6

2,1

5.Yerleşik Hane Halkı Tüketimi

10,1

3,9

13,6

3,7

6.Yerleşik+Yerleşik Olmayan H. Halkı Tüketim

8,8

3,5

12,0

2,9

   -Dayanıklı Mallar

35,6

-3,2

32,8

-4,6

   -Yarı Dayanıklı Mallar

6,5

3,4

14,1

2,5

   -Dayanıksız Mallar

8,9

8,7

11,1

7,1

   -Hizmetler

2,3

1,4

6,1

1,9

7.Gayrisafi Sabit Sermaye Oluşumu

9,1

6,1

8,4

3,9

   -İnşaat

4,5

9,7

3,8

9,0

   -Makine ve teçhizat

12,8

4,2

12,8

-0,3

   -Diğer Aktifler

12,6

3,8

6,6

1,3

Kaynak: TÜİK ve kendi hesaplamalarımız.

2023 yılı Ekim-Aralık döneminde yüzde 5,3 artan toplam yurt içi talep, 2024 yılının aynı döneminde yüzde 3,8 oranında artmıştır. Bu dönemde yerleşik hane halkı tüketimi yüzde 3,9, sabit sermaye yatırımları ise yüzde 6,1 oranında büyüme göstermiştir. 2023 yılı dördüncü çeyreğinde başta dayanıklı mallar olmak üzere yerleşik hane halkı tüketimi tüm gruplarda önemli bir artış göstermiş ve yüzde 10,1 oranında yükselmişti. 2024 yılının aynı döneminde ise dayanıklı mallara yönelik harcamalar yüzde 3,2 oranında gerilerken, dayanıksız mal tüketimi yüzde 8,7, hizmetler tüketimi yüzde 1,4 artmıştır. 2024 yılı üçüncü çeyreğinde gerileyen yatırım harcamaları, Ekim-Aralık döneminde yüzde 6,1 artmıştır. Makine-teçhizat yatırımları yüzde 4,2, inşaat yatırımları ise yüzde 9,7 artış göstermiştir. 2024 yılı genelinde toplam yurt içi talep büyümesi yüzde 8,6’dan yüzde 2,1’e, yerleşik hane halkı tüketimi büyümesi yüzde 13,6’dan yüzde 3,7’ye, yatırım büyümesi ise yüzde 8,4’ten yüzde 3,9’a gerilemiştir. 2024 yılında dayanıklı mallara ilişkin harcamalar yüzde 4,6, makine-teçhizat yatırımları ise yüzde 0,3 gerilemiştir.

2024 yılı Ekim-Aralık döneminde yüzde 3 oranında büyüyen GSYH’ya hane halkı tüketim harcamalarının katkısı 3 puan, devletin nihai tüketim harcamalarının katkısı 0,2 puan, sabit sermaye yatırımlarının katkısı ise 1,5 puan olmuştur. Stok değişimi-istatistiki hatanın büyümeye katkısı 2024 yılı Ekim-Aralık döneminde negatif 0,9 puan olmuştur. Bu dönemde yurt içi talebin büyümeye katkısı pozitif iken, net ihracatın büyümeye katkısı ise negatif 0,9 puan olarak gerçekleşmiştir (Tablo:2). 2023 yılı Ocak-Aralık döneminde stok değişimi-istatistiki hatanın büyümeye katkısı negatif 3,6 puan iken, 2024 yılının aynı döneminde negatif 1,8 puan olarak gerçekleşmiştir. 2024 yılında net ihracatın büyümeye katkısı pozitife dönüşmüştür. 2023 yılı Ocak-Aralık döneminde net ihracatın büyümeye katkısı negatif 3,1 puan iken, 2024 yılında pozitif 1,1 puan olmuştur.

2024 yılında mal ve hizmet ihracatı reel olarak yüzde 0,9 oranında artarken, mal ve hizmet ithalatı yüzde 4,1 oranında gerilemiştir. 2024 yılında kıymetli taşlar ve altın ithalatı ile enerji ithalatındaki gerileme, sanayi üretimdeki düşüşün ham madde ithalatını geriletmesi, net ihracatın büyümeye katkısının pozitife dönmesine katkı yapmıştır. Ayrıca dış ticaret hadlerinin lehimize gelişmesi de bu sonuçta etkili olmuştur. 2024 yılı Ocak-Aralık mal ve hizmet ihracatı deflatörü yüzde 42,4 artarken, mal ve hizmet ithalatı deflatörü yüzde 37,9 oranında artış göstermiştir.

Tablo:2- GSYH Büyümesine Katkılar ve Deflatörler (Yüzde Puan) (1)

 

GSYH Büyümesine Katkı (% Puan)

Deflatörler (%)

Ekim-Aralık

Ocak-Aralık

Ocak-Aralık

2023

2024

2023

2024

2023

2024

1. GSYH

4,6

3,0

5,1

3,2

68,2

58,5

2. Sektörler Toplamı

3,5

1,8

3,8

2,3

68,1

58,8

   Tarım Sektörü

0,0

0,2

0,0

0,2

67,9

42,9

   Sanayi Sektörü

0,5

0,3

0,3

0,1

50,7

42,2

        İmalat Sanayi

0,5

0,2

0,4

-0,0

52,5

43,5

   İnşaat Sektörü

0,4

0,4

0,3

0,5

85,7

62,0

   Hizmetler Sektörü Toplamı

2,5

0,9

3,1

1,6

75,8

67,3

    -Ticaret+Ulaştırma+Konaklama (GHI Hiz.)

1,1

0,8

1,9

0,8

65,4

53,4

3.Ürün Üzerindeki Vergiler ve Sübvansiyon

1,1

1,2

1,3

0,9

69,6

55,9

4.Yerleşik Hane Halkı Tüketimi

7,3

3,0

9,4

2,7

61,3

57,9

5.Gayrisafi Sabit Sermaye Oluşumu

2,2

1,5

2,0

1,0

78,3

53,2

6. Stok Değişimi

-4,2

-0,9

-3,6

-1,8

 

 

7.Net İhracat

-0,6

-0,9

-3,1

1,1

 

 

TÜFE (Yıllık Ortalama % Değişim)

62,7

46,6

53,9

58,5

53,9

58,5

Yİ-ÜFE (Yıllık Ortalama % Değişim)

42,0

30,1

49,9

41,1

49,9

41,1

(1)    Yuvarlamalar nedeniyle toplamlar tutmayabilir.

2022 yılı genelinde TÜFE ve Yİ-ÜFE enflasyonunda gözlenen farklılaşma sektörler ve harcama gruplarının zımni fiyat deflatörlerine de yansımıştır. 2023 yılında da farklılaşma devam etmiştir. GSYH deflatörü yüzde 68,2 iken, TÜFE yüzde 53,9, ÜFE yüzde 49,9 artmıştır. Önceki yıllarda GSYH deflatörü TÜFE ve ÜFE ortalamasına yakın iken, 2023 yılında her iki endeksin üzerinde artış göstermiştir. Bu eğilim 2024 yılında da kısmen devam etmiştir.  (Grafik:2). Sanayi sektörü zımni fiyat deflatörü sanayi ürünlerinin fiyatlarından oluşan ÜFE’den etkilenirken, hizmetler sektörü ve yerleşik hane halkı tüketim deflatörleri hizmet üretici fiyatları ve TÜFE’den etkilenmektedir. Bu üç endeksin önemli ölçüde farklılaşması GSYH deflartörünü etkilemekte ve uyumsuzluk yaratmaktadır. 2024 GSYH deflatörü TÜFE’ye yakınsamış, ancak ÜFE üzerinde seyretmiştir.

2. Büyümeyi Etkileyen Unsurlar:

2024 yılı ikinci ve üçüncü çeyreğinde durağanlaşan ekonomik faaliyetler, yılın son çeyreğinde beklentilerin aksine kısmen canlanma göstermiştir. Bu dönemde geçen yılın aynı dönemine göre sanayi üretimi  yüzde 2,2, imalat sanayi üretimi yüzde 1,8, hizmet üretim endeksi ise yüzde 0,8 artmıştır. Ekonomik Güven Endeksi (EGE), tüketici güven endeksindeki artışın etkisiyle yükselirken, reel kesim güven endeksi düşüş göstermiştir. Ticaret satış hacim endeksi, son çeyrekte yüzde 8,8 artmış, perakende satış hacim endeksinde artış hız kazanmıştır. Bu dönemde mal ve hizmet ihracat hacminde yüzde 2 oranında gerileme gözlenirken, mal ve hizmet ithalat hacmi reel olarak yüzde 1,6 oranında artmıştır (Tablo:3). Tüketim malları ithalatı artarken, ham madde ve yatırım malları ithalatında düşüş söz konusudur.

Tablo:3-Üretim ve Talebi Etkileyen Unsurlardaki Gelişmeler

 

 

Ekim-Aralık

Ocak-Aralık

2023

2024

2023

2024

1. Toplam İstihdam

Yıllık % Değ.

1,5

2,0

2,9

3,1

     -Sanayi Sektörü İstihdamı

Yıllık % Değ.

-1,0

2,7

1,0

0,5

     -Hizmetler Sektörü İstihdamı

Yıllık % Değ.

3,3

4,3

4,9

8,4

2. Fiilen İş Başında Olanlar

Yıllık % Değ.

0,6

0,7

2,3

1,5

3. Sanayi Üretim Endeksi

Yıllık % Değ.

2,2

2,2

1,6

0,3

     -İmalat Sanayi Üretim Endeksi

Yıllık % Değ.

2,4

1,8

2,2

-0,4

     -Elektrik, Gaz, Su Üretim Endeksi

Yıllık % Değ.

2,9

10,0

-0,6

7,7

4. İmalat Kapasite Kul. Oranı (%)

%

77,6

75,6

76,3

75,9

5. Hizmet Üretim Endeksi

Yıllık % Değ.

2,5

0,8

5,5

2,1

6. Ekonomik Güven Endeksi

Endeks

96,1

98,0

98,6

97,4

      - Reel Kesim Güven Endeksi   

Endeks

104,2

102,8

104,4

101,6

      - Hizmet Sektörü Güven Endeksi   

Endeks

112,2

112,9

115,5

115,2

      - Perakende Tic. Güven Endeksi   

Endeks

114,1

111,8

117,2

111,7

      - İnşaat Sektörü Güven Endeksi   

Endeks

89,4

87,9

89,4

88,6

      - Tüketici Güven Endeksi   

Endeks

75,8

80,5

79,4

79,2

7.Ticaret Satış Hacim Endeksi

Yıllık % Değ

7,7

8,8

14,4

5,8

       -Perakende Ticaret Satış Hac.En.

Yıllık % Değ

14,7

15,7

23,3

14,0

8. Finansal Hizmetler Güven Endeksi

Endeks

158,2

170,2

154,4

158,1

      - İş Durumu (Son 3 ay)

Endeks

159,0

163,5

153,9

153,0

      - Hizmetlere Talep (Son3 ay)   

Endeks

172,0

173,1

160,9

159,5

7. Mal ve Hizmet İhracatı (Hacim)

% Değişim

0,1

-2,0

-2,8

0,9

8. Mal ve Hizmet İthalatı (Hacim)

% Değişim

2,8

1,6

11,8

-4,1

Kaynak: TÜİK, TCMB.

            2023 yılındaki Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimler öncesi ve seçim sonrasında uygulanan ekonomi politikaları, siyah ve beyaz kadar farklılık göstermiştir. Seçim öncesinde TCMB müdahaleleri ve makro ihtiyatı tedbirler ile döviz kurlarında istikrar sağlanırken, faiz oranlarının düşük tutulmasına çaba gösterilmiştir. Seçim sonrasında politika faiz oranı kademeli olarak artırılarak 20 Aralık 2023 tarihinde yüzde 42,5 olarak belirlenmiştir. 22 Mart 2024 tarihinde ise politika faiz oranı yüzde 50’ye yükseltilmiş, Aralık ayına kadar da bu seviyede tutulmuştur.

TCMB politika faizindeki bu yükselişe paralel olarak, kredi ve mevduat faizlerinde de 2024 yılında belirgin bir artış olmuştur. Kredi ve mevduat faizlerindeki bu yükseliş, firma ve tüketicilerin davranışlarını etkileyerek ekonomide yavaşlamaya neden olmuştur. Yılın ikinci ve üçüncü çeyreğinde mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış GSYH bir önceki döneme göre, sırasıyla, yüzde 0,2 ve yüzde 0,1 oranında gerilemiştir. Hane halkı tüketim harcamaları ise ikinci çeyrekte yüzde 0,4, üçüncü çeyrekte yüzde 0,2 oranında gerilemiştir. 2024 yılı son çeyreğinde ekonomide tekrar canlanma başlamış, mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış GSYH yüzde 1,7 oranında büyüme göstermiştir. Büyüme iç talep kaynaklı olmuştur. Yerleşik hane halkı tüketimi bir önceki çeyreğe göre yüzde 4,3, yatırımlar ise yüzde 3,9 artış göstermiştir. Mal ve hizmet ihracatı bir önceki çeyreğe göre yüzde 3,3 gerilerken, mal ve hizmet ithalatı yüzde 5,2 artmıştır. Büyük ölçüde ithalattaki gerilemeden kaynaklanan dış dengedeki iyileşme son bulmuştur. Türk lirasındaki reel değerlenme de bu gelişmede etkili olmuştur.

Tablo:4- Yıllık Ortalama Faiz Oranları, Enflasyon ve Döviz Kuru (%)

 

Ekim-Aralık

Ocak-Aralık

2022

2023

2024

2022

2023

2024

TCMB Ort.Fon.Maliyeti

9,6

38,9

49,4

12,7

20,5

49,6

Ticari Kredi Faizi

16,5

51,3

59,9

21,6

28,6

60,4

Tüketici Kredisi Faizi

30,8

60,9

70,3

30,9

44,9

72,2

Ortalama Mevduat Faizi

16,4

41,6

56,0

16,4

28,7

54,0

     3 Aylık Mevduat Faizi

21,2

47,3

59,3

19,0

35,7

59,6

DİBS Faizi

11,0

32,9

39,3

18,5

20,6

36,5

TÜFE Yıllık Ortalama

77,4

62,7

46,6

72,3

53,9

58,5

Yİ-ÜFE Yıllık Ortalama

127,7

42,0

30,1

128,5

49,9

41,1

Dolar Kuru Değişimi

68,1

53,1

21,1

87,2

49,3

38,4

3. Sanayi Sektörü Büyümesi:

Ekonomide büyümenin en önemli belirleyicisi olan sanayi sektöründe, katma değer ve üretim 2024 yılı ikinci ve üçüncü çeyreğinde daralmış, son çeyrekte ise katma değer yüzde 1,5, üretim yüzde 2,2 artmıştır. 2024 yılı genelinde, geçen yıla göre, üretimin yüzde 0,3, katma değerin yüzde 0,4 arttığı görülmektedir. Sanayi istihdamı yüzde 0,5 artarken, sanayide çalışılan saat endeksi yüzde 3,2 oranında gerilemiştir (Tablo:5). Böylece sanayide çalışılan saatlik işgücü verimi, yılın son çeyreğinde yüzde 5,7, yıl genelinde ise yüzde 3,7 yükselmiştir. İmalat sanayi kapasite kullanım oranı 2024 yılı son çeyreğinde 2 puan gerilemiş, 2023 yılı genelinde yüzde 76,3 olan kapasite kullanım oranı 2024 yılında yüzde 75,9 olmuştur.

Tablo:5-Sanayi Sektörüne İlişkin Göstergeler ve Birim Ücret Endeksi (2021=100)

 

Ekim-Aralık Dönemi

Yıllık Ortalama

2023

2024

% Değişim

2023

2024

% Değişim

Sanayi Katma Değer Hacim En.

247,6

251,2

1,5

232,0

233,0

0,4

Sanayi Üretim Endeksi

115,9

118,4

2,2

106,7

107,1

0,3

Sanayi İstihdamı (Bin Kişi)

6.656

6.833

1,0

6.731

6.762

0,5

Çalışılan Saat Endeksi

111,5

107,7

-3,4

108,4

104,9

-3,2

Saatlik İşgücü Verimi

104,0

109,9

5,7

98,5

102,1

3,7

Saatlik İşgücü Kazanç Endeksi (1)

421,8

743,6

76,3

357,0

703,6

97,1

Nominal Birim Ücret (2)

405,7

676,4

66,7

361,1

689,0

90,8

Reel Birim Ücret Endeksi-TÜFE

126,2

143,5

13,7

137,0

165,1

20,5

Reel Birim Ücret Endeksi-ÜFE

101,8

130,5

28,2

105,6

142,9

35,3

Reel Birim Ücret Endeksi-$

126,3

173,9

37,7

136,4

186,4

36,7

İmalat San. Kapasite K.O (%)

77,6

75,6

-2,0 puan

76,3

75,9

-0,4 puan

Kaynak: TÜİK ve kendi hesaplamalarımız.

(1)İşgücü Kazanç Endeksi, EYT’liler için yapılan kıdem/ihbar tazminatı ödemelerini kapsamamaktadır.

(2) Nominal Birim Ücret= Saatlik İşgücü Kazancı/Saatlik İşgücü Verimi.

Not: Reel Ücret Endeksi-TÜFE= Nominal Birim Ücret/TÜFE Endeksi. Reel Ücret Endeksi-ÜFE= Nominal Birim Ücret/Yİ-ÜFE.

            İşgücü maliyeti göstergesi olan saatlik işgücü kazanç endeksi 2024 yılı son çeyreğinde yüzde 76,3, işgücü verimliliği ile düzeltilmiş nominal birim ücret ise yüzde 66,7 oranında yükselmiştir. TÜFE bazlı reel birim ücret, 2024 yılı son çeyreğinde yüzde 13,7 oranında yükselmiştir. Sanayi üretim ve ihracatı açısından önemli olan ÜFE bazlı reel birim ücret endeksi ise yüzde 28,2 oranında artmıştır. Bu dönemde Dolar cinsi reel birim ücret endeksi ise yüzde 37,7 oranında yükselmiştir (Tablo:5).   

Sanayi sektöründe yıllıklandırılmış çalışılan saat endeksi ile üretim endeksi karşılaştırıldığında, 2018 yılı ikinci yarısından itibaren her iki endeksin 2020 yılı son çeyreğine kadar düşüş gösterdiği görülmektedir. Bu dönemden itibaren her iki endeks önemli bir yükseliş eğilimine girmiştir. Ancak 2023 yılından itibaren çalışılan saat endeksinde, 2024 yılında ise üretim endeksinde tekrar gerileme gözlenmektedir (Grafik:3). 2015 sonrası dönemde TÜFE bazlı reel birim ücret endeksinde istikrar gözlenirken, dolar ve Yİ-ÜFE bazlı reel birim ücret endeksi gerilemiştir (Grafik:4). Özellikle 2015 yılı 3.çeyreğinden itibaren, işgücü verimliliğindeki artışın da katkısıyla, dolar cinsi reel birim ücret endeksinde hızlı bir düşüş olduğu görülmektedir. Ancak bu eğilim 2022 yılı ikinci yarısından itibaren tersine dönmüştür. Bu dönemde işgücü maliyetlerindeki yükseliş, TÜFE, dolar ve Euro cinsi reel birim ücretlerde artış eğilimini başlatmıştır. 2023 yılında nominal birim ücret endeksindeki artışın yüzde 100’ü aşması reel birim ücret endekslerinin de hızla yükselmesine neden olmuş, bu eğilim 2024 yılında da devam etmiştir. Bu durumun ithal talebini artırdığı, ihracatı olumsuz etkilediği ve 2021 yılı sonrasında sanayi üretim endeksi ile çalışılan saat endeksi büyümesinde önemli bir yavaşlamaya neden olduğu görülmektedir. 

Hayat pahalılığı ve geçim sorununun arttığı bir dönemde, reel birim ücretlerdeki bu yükseliş ekonomide ciddi bir ikilemi de beraberinde getirmektedir. Bir taraftan ücret artışları baskı altına alınırken, diğer taraftan döviz kurundaki değerlenme ile enflasyon kontrol edilmeye çalışılmaktadır. Bu durumun geçim sorununu daha da ağırlaştırması beklenmektedir.

            4. Hizmetler Sektörü Büyümesi:

2020 yılında Covit-19 salgınından en olumsuz etkilenen sektör hizmetler sektörü olmuştur. Salgın nedeniyle 2020 yılı ikinci çeyreğinde geçici olarak bazı iktisadi faaliyetlerin durdurulması, sokağa çıkma yasakları ve ulaşım kısıtlarına ilişkin düzenlemeler, hizmetler sektöründe istihdam ve gelir kaybını da beraberinde getirmişti. 2020 yılında hizmetler sektörü istihdamı, üretimi ve tüketiminde büyük gerileme olmasına karşın, TÜİK hizmet sektörü katma değerinde yüzde 0,4 oranında büyüme olduğunu açıklamıştı (Tablo:6).

Tablo:6- Hizmetler Sektörü Katma Değeri ve Hizmet Tüketimi (Yıllık % Değişim)

 

Toplam Hizmet Sektörü Katma Değeri

Hizmetler Üretim Endeksi

Yerleşik Hane Halkı

Tüketimi

Yerleşik-Yerleşik Olmayan Hane Halkı Tüketimi

Hizmetler Sektörü İstihdamı

Toplam

Hizmetler

2020

0,4

-7,6

3,2

-1,9

-11,7

-5,8

2021

14,3

20,9

15,4

18,0

21,3

6,7

2022

9,5

20,4

19,0

21,4

26,5

9,2

2023

5,2

5,5

13,6

12,0

6,1

4,9

2024

2,6

2,2

3,7

2,9

1,9

3,7

2023- 1

5,8

8,9

17,3

16,3

9,5

6,9

           2

5,1

4,6

16,0

13,4

8,7

5,1

           3

6,1

7,0

12,3

10,7

5,3

4,6

           4

4,1

2,5

10,1

8,8

2,3

3,3

2024-1

5,2

7,2

7,3

6,8

9,3

4,9

          2

1,6

1,2

1,2

1,1

0,3

5,0

3

2,6

0,4

2,6

0,8

-2,1

3,8

4

1,5

0,9

3,9

3,5

1,4

1,1

 Kaynak: TÜİK ve Kendi hesaplamalarımız.

2021 ve 2022 yıllarında turizm sektöründeki canlanmanın etkisiyle hizmetler sektörü istihdam ve katma değerinde yüksek bir artış gözlenmiş ve büyüme süreci 2023 yılında da devam etmiştir. Ancak 2023 yılı son çeyreğinde hizmetler sektöründe bir yavaşlama gözlenmiştir. Bu eğilim 2024 yılı ikinci çeyreğinden itibaren daha da belirginleşmiştir. Nitekim 2024 yılı son çeyreğinde hizmet üretim endeksi yüzde 0,9, yerleşik-yerleşik olmayan hanelerin hizmet tüketimi yüzde 1,4 ve hizmet sektörü katma değeri yüzde 1,5 oranında artmıştır. 2024 yılı son çeyreğinde hizmetler sektörü istihdamımdaki artış ta yüzde 1,1’e düşmüştür (Tablo:6). 2024 yılı genelinde hizmetler sektörü katma değeri yüzde 2,6, üretimi yüzde 2,2, yerleşik ve yerleşik olmayan hanelerin hizmet tüketimi ise yüzde 1,9 artmıştır. 2024 yılında, geçen yıla göre, hizmet ihracat gelirleri yüzde 8,1 artarak 115,2 milyar dolara, turizm gelirleri ise yüzde 12,5 oranında artarak 56,3 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir.

Hizmetler sektörü katma değer büyümesi ile yerleşik ve yerleşik olmayan hanelerin hizmet tüketimleri ve hizmet üretim endeksi karşılaştırıldığında, 2020 yılında büyük bir tutarsızlık olduğu görülmektedir (Grafik:5 ve 6). 2020 yılında hizmetler sektörü katma değeri yüksek belirlenmişken, 2022-2023 yıllarında aksi yönde bir eğilim gözlenmektedir. 2024 yılında hizmetler sektörü verilerinin daha uyumlu hale geldiği görülmektedir.

5. İstihdam Gelişmeleri:

TÜİK verilerine göre, 2024 yılı 4.çeyreğinde işsiz sayısı, geçen yıla göre 14 bin kişi artmış, işsizlik oranı ise yüzde 8,5’e gerilemiştir. Ancak, alternatif işsizlik oranlarından İşsiz+Zamana Bağlı Eksik İstihdamdan oluşan işsizlik oranı yüzde 18,5, İşsiz+Potansiyel işgücünün dâhil olduğu işsizlik oranı yüzde 19,3, geniş tanımlı işsizlik olan Atıl İşgücü Oranı ise yüzde 28,1’e yükselmiştir.

Salgın sonrası ekonomideki normalleşme ve büyüme işgücü istatistiklerine olumlu yansımış, salgının zirve yaptığı 2020 yılı ikinci çeyreğinde 25.853 bin kişiye kadar gerileyen istihdam, takip eden dönemlerde yükselmiş ve 2024 yılı 4. çeyreğinde 32.658 bin kişi olmuştur. Geçen yılın 4. çeyreğine göre, nüfus 451 bin kişi, istihdam 638 bin kişi artmış, işgücüne dahil olmayan nüfus ise 201 bin kişi gerilemiştir. Geçen yıla göre tarım istihdamı 164 bin kişi, tarım dışı istihdam da 474 bin kişi yükselmiştir. Geçen yıla göre istihdam, sanayide 177 bin kişi, hizmetler sektöründe 205 bin kişi, inşaatta ise 91 bin kişi artmıştır. 2024 yılı 4. çeyreğinde fiilen iş başında olanların sayısı, geçen yıla göre 222 bin kişi artmış, ortalama haftalık çalışma süresi de 42,9 saate gerilemiştir. Bu dönemde haftalık toplam çalışılan saat ise yüzde 2 civarında azalış göstermiştir.

2024 yılı 4.çeyreğinde istihdamdaki yıllık 638 bin kişilik artışın 309 bin kişisi (% 48,4’ü) kadın istihdamındaki artıştan kaynaklanmıştır. 2024 yılı 4.çeyreğinde ücretli kadın istihdamı 99 bin kişi, ücretli erkek istihdamı ise 174 bin kişi artmış, toplam ücretli istihdamındaki yıllık artış ise 273 bin kişi olmuştur. İstihdamdaki artışın yüzde 56,7’si ücretsiz aile işçisi ve kendi nam ve hesabına çalışanlardan gelmiştir. 2024 yılı 4. çeyreğinde kayıt dışılık oranı, geçen yıla göre, 0,9 puan artarak yüzde 26,3’e yükselmiştir.

Tablo:7- Temel işgücü Göstergeleri (15+yaş, Bin Kişi)

 

 

2021

IV.Çeyrek

 

2022

IV.Çeyrek

 

2023

IV.Çeyrek

 

2024

IV.Çeyrek

Yıllık Değişim

2022

IV.Çey

2023

IV.Çey.

2024

IV.Çey.

15 ve daha yaştaki nüfus

64.094

65.026

65.637

66.088

932

611

451

İşgücü

33.495

35.089

35.049

35.701

1.594

-40

652

İstihdam Edilenler

29.815

31.556

32.020

32.658

1.741

464

638

     Tarım

4.734

4.650

4.494

4.658

-84

-156

164

     Tarım Dışı

25.081

26.906

27.526

28.000

1.825

620

474

Fiilen İş Başında Olanlar

28.647

30.546

30.725

30.547

1.899

179

222

İşsiz (U-3)

3.680

3.533

3.029

3.043

-147

-504

14

İşgücüne Dahil Olmayan Nüfus    

30.599

29.937

30.588

30.387

-662

651

-201

Haftalık Ortalama Çalışma Saati

44,8

44,4

44,1

42,9

-0,4

-0,3

-1,2

Kayıt Dışılık Oranı (%)

28,7

26,0

25,4

26,3

-2,7

-0,6

0,9

İşsizlik Oranı (%)    

11,0

10,1

8,6

8,5

-0,9

-1,5

-0,1

TÜİK-Alternatif İşsizlik Or.(%)

 

 

 

 

 

 

 

1.İşsiz+Zamana Bağlı Eksik İst.

15,3

14,3

14,8

18,5

-1,0

0,5

3,7

2.İşsiz+Potansiyel İşgücü

18,4

16,7

17,1

19,3

-1,7

0,4

2,2

3.Atıl İşsizlik Oranı

22,3

20,6

22,7

28,1

-1,7

2,1

5,4

2024 yılında işgücüne dahil olmayan kişi verilerindeki yıllık değişimler incelendiğinde, potansiyel işgücü, çalışamaz olanlar ve diğer grubunda önemli artışlar gözlenirken, ev işleri ile meşgul olan kadın sayısının 1.949 bin kişi, emekli sayısının ise 1.015 bin kişi azaldığı görülmektedir. Son yıllarda EYT nedeniyle SGK verilerine göre emekli sayılarında önemli bir artış gözlenirken, işgücü anketlerinde emekli sayısında gerileme gözlenmektedir. EYT ile emekli olanların önemli bir kısmının Sosyal Güvenlik Destek Primi ödeyerek tekrar işgücüne dahil olduğu bilinmekle birlikte, önemli bir kısmının da kayıt dışı olarak çalıştığı anlaşılmaktadır.

Tablo:8- İşgücü, İstihdam ve İşgücüne Dahil Olmayanlar (15+yaş, Bin Kişi)

 

 

2021

IV.Çeyrek

 

2022

IV.Çeyrek

 

2023

IV.Çeyrek

 

2024

IV.Çeyrek

Yıllık Değişim

2022

IV.Çey

2023

IV.Çey.

2024

IV.Çey.

1.Genişletilmiş İşgücü

36.542

37.885

38.638

40.451

1.343

753

1.813

    İşgücü

33.496

35.089

35.049

35.701

1.593

-40

652

    Potansiyel İşgücü (1)

3.046

2.796

3.589

4.750

-250

793

1.161

2.İstihdam

29.815

31.556

32.020

32.658

1.741

464

638

    Tam Zamanlı

28.370

30.071

29.862

29.096

1.701

-210

-765

    Zamana Bağlı Eksik İstihdam

1.445

1.485

2.158

3.562

40

674

1.403

3.İşgücüne Dahil Olmayanlar

30.599

29.937

30.588

30.387

-662

651

-201

    Potansiyel İşgücü

3.046

2.796

3.589

4.750

-250

793

1.161

    Emekli

4.996

5.055

5.139

4.124

59

84

-1.015

    Ev İşleriyle Meşgul

9.770

9.663

8.606

6.657

-107

-1.057

-1.949

    Diğerleri (2)

12.787

12.423

13.254

14.856

-364

831

1.602

(1)İş bulma ümidi olmayanlar, işbaşı yapabilecek olup iş aramayanlar, iş arayıp işbaşı yapamayacak olanlar oluşturmaktadır.

(2)Eğitim/öğrenimde  ve çalışamaz halde olanlar ile diğeri kapsamaktadır.

İşgücüne dahil olmayan “Ev İşleriyle Meşgul” kadın sayısında son iki yılda radikal bir değişim gözlenmektedir. 2022 yılı 4.çeyreğinde 9.663 bin kadın ev işleriyle meşgul grubunda yer alırken bu sayı 2024 yılının aynı döneminde 6.657 bin kişiye gerilemiştir. Geçim koşullarının zorlamasının etkisiyle emekli ve ev kadını sayılarında düşüş olduğu, bu kişilerin büyük ölçüde zamana bağlı eksik istihdam ve potansiyel işgücündeki artışa yol açtığı anlaşılmaktadır. 

Son iki yılda istihdamın kalitesinde belirgin bir bozulma gözlenmektedir. Tam zamanlı istihdam azalırken, zamana bağlı eksik istidamda artış söz konusudur. 2024 yılı 4. çeyreğinde geçen yıla göre tam zamanlı istihdam 765 bin kişi azalırken, eksik istihdam edilenlerin sayısı 1.403 bin kişi artmıştır. 2024 yılı 4.çeyreğinde toplam istihdam 638 bin kişi artarken, eksik istihdam nedeniyle toplam çalışılan saat yüzde 2 civarında gerilemiştir.

2024 yılı 4. çeyreğinde, geçen yılın aynı dönemine göre, istihdamdaki artış devam etmiş, genel işsizlik oranında düşüş gözlenmiştir. Ancak bu olumlu gelişmelere karşın, istihdamın kalitesinde bozulma ve atıl işsizlik oranında 5,4 puanlık bir artış söz konusudur. Sanayi sektörü istihdamında durağanlaşma gözlenirken, hizmetler ve inşaat sektörü istihdamında artış devam etmiştir.  Hayat pahalılığının devam etmesi emeklilerin ve ev kadınlarının da çalışmalarını zorunlu hale getirmiştir. Bu durum işgücüne dahil olmayanlar grubunun yapısının önemli ölçüde değişmesine neden olmuş, ev kadını ve emekli sayısının önemli ölçüde azalmasına neden olmuştur.

6. İşgücü Ödemeleri:

Covit-19 ve sonrasındaki ekonomik politika uygulamalarının etkisiyle, işletme artığının GSYH’daki payı artarken, işgücü ödemelerinin payı 2021 ve 2022 yıllarında belirgin bir düşüş göstermişti. 2023 yılında işgücü ödemelerinin payında tekrar yükseliş gözlenmiştir. Seçim sürecinde asgari ücret ve maaşlara yapılan artışlar ile EYT’den emekli olan yaklaşık 2 milyon kişiye  yapılan kıdem ve ihbar tazminatı ödemeleri işgücü ödemelerinin GSYH içindeki payının yükselmesini sağlamıştır. Nitekim 2019 yılında işgücü ödemelerinin GSYH içindeki payı yüzde 31,3 iken, bu pay 2022 yılında yüzde 23,6’ya kadar gerilemiş, 2023 yılında ise maaş-ücret ve kıdem-ihbar tazminatlarının etkisiyle yüzde 28,9’a yükselmiştir. 2024 yılı genelinde de işgücü ödemelerinin GSYH içindeki payı yüzde 33,5 olarak gerçekleşmiştir (Tablo:9). Ancak 2024 yılı ilk çeyreğinde yüzde 37 olan işgücü ödemelerinin GSYH’ya oranı, ikinci çeyrekte yüzde 35,5’e üçüncü çeyrekte yüzde 32,2’ye, son çeyrekte ise yüzde 30,8’e gerilemiştir.

Tablo:9- İstihdam ve İşgücü Ödemeleri

 

Bin Kişi

(%)

Kişi Başı Reel İşgücü Ödemesi (% Değişim)

Ücretli Çalışan

 

T.İstihdam

Ücretli/

T.İstihdam

İşgücü Ödemesi/GSYH

 

TÜFE’ye Göre

 

Deflatöre Göre

 

İTO Ücretliler Geç.End.Göre

2019

19.216

28.042

68,5

31,3

5,6

6,8

5,0

2020

18.721

26.685

70,2

29,3

0,1

-2,2

-0,2

2021

20.152

28.827

69,9

26,8

2,2

-5,2

2,6

2022

21.722

30.725

70,7

23,6

-2,2

-14,0

-10,5

2023

22.567

31.607

71,4

28,9

35,5

24,0

22,9

2024

23.190

32.590

71,2

33,5

16,6

16,6

9,8

2023-1

22.194

30.856

71,9

33,4

37,5

19,3

19,9

2

22.415

31.507

71,1

30,1

48,6

34,2

32,2

3

22.638

32.043

70,6

28,2

34,5

23,3

23,3

4

23.021

32.020

71,9

26,1

26,6

21,1

18,4

2024-1

23.044

32.013

72,0

37,1

20,9

12,4

13,9

2

23.153

32.696

70,8

35,5

17,9

16,8

12,2

3

23.270

32.993

70,5

32,4

10,8

13,7

4,0

4

23.294

32.658

71,3

30,8

18,2

19,8

10,1

Kaynak: TÜİK ve kendi hesaplamalarımız.

Ücretli çalışan sayısındaki artışa rağmen, dönemler itibariyle işgücü ödemelerinin payındaki düşüş, 2024 yılında asgari ücretin yılda bir kez artırılmasından kaynaklanmıştır. 2024 yılı ikinci yarısında memur maaşları yüzde 19 civarında artırılırken, asgari ücrete artış yapılmamıştır. Asgari ücretin sabit tutulması, özel sektördeki diğer çalışanlarının ücret artışlarını da oldukça sınırlandırmıştır. 2024 yılının ikinci yarısında işgücü ödemelerinin GSYH içindeki payında belirgin bir gerileme olmuş, bu eğilimin önümüzdeki yılda devam etmesi beklenmektedir.

2022 yılında TÜFE bazlı kişi başı reel işgücü ödemesi yüzde 2,2 oranında gerilemiştir. Ancak GSYH deflatörüne göre kişi başı reel işgücü ödemesindeki gerileme yüzde 14 olarak hesaplanmaktadır. 2023 yılında kişi başı reel işgücü ödemesi TÜFE’ye göre yüzde 35,5, GSYH deflatörüne göre ise yüzde 24 oranında artış göstermiştir. Kişi başı reel işgücü ödemesindeki artış 2024 yılında ise, TÜFE ve GSYH deflatörüne göre yüzde 16,6 olmuştur. (Tablo:9 ve Grafik:12).

2022 yılı ve sonrasında toplumda en çok tartışılan konuların başında TÜFE enflasyon oranları gelmiştir. TÜFE, ÜFE, GSYH deflatörü ve İTO Ücretliler Geçinme Endeksleri ile açıklanan enflasyon oranları arasında önemli farklar oluşmuş ve TÜFE enflasyonunun gerçekleri yansıtmadığı algısı yaygınlaşmıştır (Bakınız Grafik:2). 2022 ve 2023 yıllarında TÜİK-TÜFE endeksinde yıllık ortalama artış, sırasıyla, yüzde 72,3 ve yüzde 53,9 olarak açıklanmıştır. Aynı oranlar, İTO Ücretliler geçinme endeksinde yüzde 88,0 ve yüzde 69,7 iken, GSYH deflatörü, sırasıyla, yüzde 96,1 ve yüzde 68,2 olarak hesaplanmaktadır. 2024 yılında ortalama TÜFE enflasyonu ve GSYH zımni deflatörü yüzde 58,5 yükselirken, İTO Ücretliler geçinme endeksi yüzde 68,4 artmıştır.  Daha kapsamlı olması nedeniyle reel işgücü ödemeleri hesaplanırken GSYH zımni deflatörünün kullanılmasının daha gerçekçi olduğu düşünülmektedir. Ayrıca, TÜİK tarafından gerçekçi bir ücretliler geçinme endeksinin oluşturulması ve reel ücretlerin hesaplanmasında bu endeksin kullanılması ihtiyacı acil hale gelmiştir.  

7. Stok Değişimi-İstatistiki Hata:

2020 yılı son çeyreğinden itibaren 17 çeyrektir stok değişiminin büyümeye katkısı sürekli negatif olmuştur.2024 yılında stok değişiminin büyümeye katkısı, son çeyrekte negatif 0,9 puan, yıl genelinde ise negatif 1,8 puan olmuştur (Bakınız Tablo:10). Cari fiyatlarla stok değişiminin GSYH’ya oranı ise, üç yıl sonra, ilk kez 2023 yılında negatif olmuş, bu eğilim 2024 yılında güçlenmiş ve GSYH’ya oranı negatif yüzde 5,5 olmuştur. Yılın son çeyreğinde tarım ve sanayi üretimindeki artışa rağmen stok değişiminin GSYH’ya oranı negatif yüzde 7’ye yükselmiştir.

Tablo:10- Stok Değişimi-GSYH İlişkisi

 

Stok Değişimi/GSYH (Cari Fiy.) (%)

Stok Değişiminin GSYH’ya Katkısı (%puan)

 

2021

2022

2023

2024

2021

2022

2023

2024

 1.çeyrek

5,2

8,2

3,9

-2,2

-1,2

-8,8

-5,1

-4,6

 2.çeyrek

2,9

4,6

-4,4

-6,0

-5,4

-9,9

-2,0

-0,2

 3.çeyrek

2,6

8,0

-1,3

-5,7

-5,7

-8,0

-3,0

-1,9

 4.çeyrek

2,8

3,6

-4,0

-7,0

-7,5

-4,9

-4,2

-0,9

      Yıllık

3,2

5,9

-1,9

-5,5

-5,1

-7,8

-3,6

-1,8

GSYH (%)

 

 

 

 

11,4

5,5

5,1

3,2

1999-2024 dönemi incelendiğinde stok değişiminin büyümeye pozitif katkısının en yüksek olduğu yılın 2020 yılı olduğu görülmektedir. 2021-2023 dönemi ise stokların büyümeye katkısının en yüksek negatif değer aldığı yıllar olmuştur. Negatif katkının yüksek olduğu yıllar, 2001, 2012 ve 2018 yıllarıdır. Bu yılların ortak özelliği genelde büyümenin negatif veya düşük olduğu yıllar olmalarıdır. Büyümenin rekor kırdığı 2021 yılında stokların katkısının oldukça yüksek negatif değer alması ve 2022 ve 2023 yıllarında da bu eğilimin devam etmesi farklı bir duruma işaret etmektedir. 2021 ve 2022 yıllarında cari fiyatlarla stok değişimi-istatistiki hatanın GSYH’ya oranı ile GSYH büyümesine katkısı arasında bir uçurum oluşmuş bulunmaktadır (Grafik:13).

Bu durumun büyük ölçüde istatistiki hatadan kaynaklandığı tahmin edilmektedir. Özellikle, milli muhasebe hesap sisteminde sabit fiyatlarla hacim değerleri elde etmek için çok sayıda fiyat endeksleri kullanılmaktadır. Son yıllarda enflasyondaki artışla birlikte fiyat endeksleri arasında da ayrışma ortaya çıkmıştır. Fiyat endeksleri arasındaki farklılaşma, milli muhasebe hesap sisteminde hataları da beraberinde getirmektedir. Mal ve hizmet ihracat ve ithalat fiyatlarındaki ayrışmaya ilave olarak, hizmetler sektörü üretim, tüketim ve katma değeri arasındaki uyumsuzluğun istatistiki hatayı daha da artırdığı tahmin edilmektedir. Bu nedenle stok değişimi-istatistiki hata verisi anlamsızlaşmış bulunmaktadır.

Milli muhasebe hesap sisteminde stok değişimi ve stok düzeltme işlemi önemli bir yer tutmaktadır. Ekonomideki gelişmeleri daha sağlıklı takip edebilmek açısından, öncelikle stok değişiminin istatistiki hata hariç ayrı bir kalem olarak açıklanması gerekmektedir.

8. Genel Değerlendirme

2023 yılı Mayıs ayında yapılan Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimi sonrasında oluşturulan yeni ekonomi yönetimi seçim öncesi dönemde uygulanan “düşük faiz politikası ve çok sayıda kredi-mevduat düzenlemelerini içeren” “Yeni Ekonomi Modelinin” irrasyonel olduğunu ve yeni dönemde rasyonel ekonomi politikalarına dönüş yapılacağını açıklamıştır. Enflasyonla mücadele ve ekonomik istikrar için para, maliye ve diğer ekonomi politikalarında ve bunlara yönelik düzenlemelerde daha öngörülebilir, tutarlı ve şeffaf bir yaklaşım benimseneceği ifade edilmiştir.

Rasyonel politikalara dönüşün ilk işareti olarak, yüksek iki haneli enflasyona rağmen yüzde 8,5’e kadar düşürülen TCMB politika faizi 22 Haziran 2023 tarihinde yüzde 15’e, 21 Temmuz 2023 tarihinde de yüzde 17,5’e yükseltilmiştir. Takip eden aylarda da polika faiz artırımı sürdürülmüştür. Ancak 2023 yılı Haziran-Temmuz aylarında politika faiz oranının enflasyona ve beklentilere göre oldukça düşük kalması, döviz kurlarında ve enflasyonda yükselişe neden olmuştur. Bu ortamda Temmuz ayında yapılan dolaylı vergi düzenlemeleri de enflasyondaki yükselişe önemli katkı yapmıştır. Yetersiz faiz artırımının döviz kurlarını sıçratması ve vergi düzenlemeleri ekonominin tekrar yüksek enflasyon sürecine girmesine neden olmuştur. 2023 Mayıs ayında yüzde 39,6’ya gerileyen yıllık TÜFE enflasyonu, Aralık ayında yüzde 64,8’e yükselmiştir. Enflasyondaki bu yükseliş eğilimi fiyatlama davranışlarını bozarken, enflasyon beklentilerini de olumsuz etkilemiştir.

Ekonomi yönetimi tarafından hazırlanan 2024 Yılı Orta Vadeli Programında, 2024 yılında GSYH büyümesi yüzde 4, TÜFE yıl sonu enflasyonu yüzde 33 olarak hedeflenirken, ortalama dolar kuru tahmini de GSYH deflatörüne paralel artırılarak 36,78 lira olarak belirlenmiştir. 2024 yılında asgari ücret Ocak ayında artırılmış, Temmuz ayında ara zam yapılmaması kararlaştırılmıştır.

TCMB 2024 yılı ilk enflasyon raporunda, OVP’de yer alan yüzde 33 enflasyon hedefini revize etmiştir. TCMB, 2024 yılında enflasyonun, orta noktası yüzde 36 olan, yüzde 30 ile yüzde 42 aralığında gerçekleşeceği tahminini açıklamıştır. 2024 yılı  ilk yarısında makro-ihtiyati düzenlemelerin bir kısmı kaldırılırken, bir kısmı da  gevşetilmiştir. TCMB faiz kararlarına ilişkin yaptığı açıklamalarda, enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri düşürülene kadar sıkı para politikası duruşunun sürdürüleceğini belirtmiştir. 2024 yılı Mart ayında da politika faiz oranı yüzde 50’ye yükseltilmiş ve Aralık ayına kadar sabit tutulmuştur. TCMB, uygulanan para politikası sayesinde yurt içi talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerinde düzelme ile enflasyonun düşürüleceğini ve dezenflasyonun 2024 yılının ikinci yarısında tesis edileceğini belirtmiştir.

2024 yılı ikinci ve üçüncü çeyreğinde yurt içi talepte dengelenmenin etkisiyle, mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış GSYH büyüme hızı, bir önceki çeyreğe göre, negatife dönüşmüştür. Aynı eğilim yerleşik hane halkı tüketiminde de gözlenmiştir. Yılın son çeyreğinde GSYH ve harcama bileşenlerinde bir önceki çeyreğe göre artış gözlenmiş ve GSYH büyümesi yüzde 3 olmuştur. 2024 yılı genelinde GSYH büyümesi ise OVP hedefinin altında kalarak yüzde 3,2 olarak gerçekleşmiştir. Yıllık TÜFE enflasyonu, OVP hedefi ve TCMB tahmininin üzerinde yüzde 44,4 olarak gerçekleşmiştir.  Bu dönemde döviz kurlarındaki artışın yavaşladığı ve Türk lirasının reel olarak olarak değerlendiği görülmektedir.

2024 yılında, geçen yıla göre GSYH büyüme hızı yüzde 5,1’den yüzde 3,2’e, yerleşik hane halkı tüketim büyümesi yüzde 13,6’dan yüzde 3,7’ye, sabit sermaye yatırımları büyümesi de yüzde 8,4’ten yüzde 3,9’a gerilemiştir. 2023 yılında 39,9 milyar dolar olan cari işlemler açığı, 2024 yılında 10 milyar dolara gerilemiştir. Cari işlemler açığındaki bu daralmanın etkisiyle, net ihracatın büyümeye katkısı pozitif 1,1 puan olmuştur. Ancak yılın son çeyreğinde cari işlemler açığındaki artışın etkisiyle net ihracatın büyümeye katkısı negatife dönüşmüş ve negatif 0,9 puan olmuştur.  

2024 yılı ikinci çeyreğinden itibaren Türk Lirasının reel değerlenme süreci belirginleşmiştir. 2024 yılında ortalama dolar kurundaki artış yüzde 38,4 olmuştur. Bu dönemde ortalama TÜFE artışı yüzde 58,5, ortalama Yİ-ÜFE artışı ise yüzde 41,1 olmuştur. 2024 yılında Türk Lirası TÜFE bazlı Reel Kur Endeksine göre yüzde 11,9, Yİ-ÜFE bazlı Reel Kur Endeksine göre ise yüzde 3,8 oranında değerlenmiştir.

2024 yılında Türk Lirası öngörülenin üzerinde değerlenmesine ve yurtiçi talepteki yavaşlamaya karşın enflasyon hedeflerine ulaşılamamıştır. 2024 yılı Orta Vadeli Programında (OVP), yıllık TÜFE enflasyonunun yüzde 33’e düşürülmesi hedeflenmişti. Ancak yıl içinde enflasyon gelişmeleri dikkate alınarak bu hedef sürekli revize edilmiş ve Eylül ayında 2025 yılı OVP hedefleri açıklanırken 2024 yılı TÜFE yılsonu enflasyonu yüzde 41,5 olarak revize edilmiştir. Benzer revizeler TCMB enflasyon raporlarında da yapılmıştır. TCMB Ağustos ayında yayınlanan enflasyon raporunda tahminini yüzde 38’e, Kasım ayında yayınlanan son enflasyon raporunda ise tahminini yüzde 44’e yükseltmiştir.

Tahminlerin sürekli yukarı yönlü revize edilmesi ve bu tercihin maaş-ücret artışlarının kontrol edilmesi amacıyla yapıldığı inancının toplumda yerleşmesi, fiyatlama davranışlarını ve beklentileri olumsuz etkilemektedir. Sonuçta enflasyon hedef ve tahminlerinin ekonomik birimlere yol gösterme-işaret verme fonksiyonu da tamamen ortadan kalkmaktadır.

 





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

2025 Mart-Uluslararası Rezervler ve Döviz Likiditesi

  Uluslararası Rezervler ve Döviz Likiditesi (Zafer YÜKSELER)             T.C. Merkez Bankası, 2025 yılı 28 Mart haftasına ait “Uluslarara...