ORTA
VADELİ PROGRAM: İKİ FARKLI POLİTİKA YAKLAŞIMI
(2022-2024
DÖNEMİNDE YENİ EKONOMİ MODELİNİN MALİYETİ)
(Zafer YÜKSELER, 7
Eylül 2023)
Giriş:
Orta Vadeli Program (OVP) ve Orta Vadeli Mali Plan üç
yıllık bir dönem için hazırlanmakta ve program döneminde uygulanacak ekonomi
politikaları ve bütçelerine ilişkin ilkeleri ve ekonomik büyüklükleri kapsamaktadır. Orta
vadeli Program, Strateji ve Bütçe Başkanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı ve T.C.
Merkez Bankası başta olmak üzere ekonomi yönetimini oluşturan tüm birimlerin ortak
çalışması ile oluşturulmakta ve Cumhurbaşkanı tarafından onaylanıp kamuoyuna
açıklanmaktadır.
Orta vadeli programlar genelde makroekonomik performansta iyileşme
sağlamayı amaçlayan ve geleneksel politikaları esas alan bir yöntemle hazırlanmaktadır.
Uygulama sonuçları incelendiğinde başta enflasyon ve kur tahminleri olmak üzere
hedeflerden sapma söz konusu olmakta, ancak ekonomi politikalarında radikal değişiklik
gözlenmemektedir. 2022-2024 dönemi Orta Vadeli Programı da geleneksel
politikalara göre hazırlanmış, ancak uygulama aşamasında radikal politika
değişimi gözlenmiştir. Bu çalışmada “Yeni Ekonomi Modeli” olarak adlandırılan radikal
değişimin 2022-2024 dönemine etkisini değerlendirmek için OVP(2022) ve OVP(2024)’ün
2022-2024 dönemi verileri karşılaştırılacaktır.
Makroekonomik
Performans Karşılaştırması:
2022-2024 Dönemi Orta
Vadeli Programı, 5 Eylül 2021 tarihli Resmi Gazetede Cumhurbaşkanlığı Kararı
olarak yayınlanmıştır. 2022-2024 dönemini kapsayan bu OVP’de, iktidar
tarafından bugüne kadar uygulanan standart politikalar esas alınmış ve ekonomik
büyüklüklerde iyileşmeler sağlanması benimsenmiştir. Bu çerçevede, GSYH
büyümesi yüzde 5 civarında hedeflenirken, cari işlemler dengesi açığı ile bütçe
açığının GSMH’ya oranının gerileyeceği, işsizliğin azalacağı ve TÜFE yıl sonu
enflasyonunun 2022 yılında yüzde 9,8, 2024 yılında ise yüzde 7,6’ya ineceği
tahmin edilmiştir. Ortalama dolar kuru tahmini 2022 yılı için 9,27 lira, 2024
yılı içinde 10,27 liradır.
T.C.
Merkez Bankası 24 Eylül 2021 tarihinde, enflasyon oranı yükselirken, politika
faiz oranında indirim yapmıştır. Bu tarihten itibaren politika faiz kararı ile enflasyon
ilişkisi tamamen kopartılmıştır. T.C. Merkez Bankası Ekim, Kasım ve Aralık
aylarında da faiz indirim sürecini devam ettirmiş, döviz kurlarında hızlı yükseliş
gözlenmiştir. Ekonomi yönetimi ekonomi politikalarında strateji değişikliği
yapıldığını ve “yüksek kur, düşük faiz politikasına” geçildiğini ileri sürmüştür. Ancak yeni ekonomi politikası
stratejisi olan “düşük faiz-yüksek kur” politikasına ait hiçbir bilgi ve
politika önerisi, 2022-2024 Dönemi Orta Vadeli Programı ve 2022 Yılı Bütçesinde
yer almamaktadır. Diğer bir ifade ile hiçbir ön hazırlık yapılmadan radikal
politika değişikliğine gidilmiş ve irrasyonel politika ve uygulamalar iki yıla
yakın bir süre devam ettirilmiştir. Seçim sonrası oluşan yeni ekonomi yönetimi
ve yeni Hazine ve Maliye Bakanı irrasyonel politikaların terk edileceğini,
rasyonel politikalara geçileceğini açıklamıştır.
2021 Ekim-2023 Haziran dönemi arasında uygulanan “Yeni Ekonomi Modeli”,
T.C. Merkez Bankasının tekrar faiz politikasını kullanmaya başlaması ve yeni
Hazine ve Maliye Bakanının açıklamaları ile yürürlükten kaldırılmış
bulunmaktadır. Yeni ekonomi yönetimi tarafından hazırlanan 2024-2026 Dönemi
Orta Vadeli Programında yer alan tahminler ve politika önerileri geleneksel politikalara
dönüldüğüne işaret etmektedir.
2022-2024 dönemindeki makroekonomik performansı ve irrasyonel politikaların
temel ekonomik göstergelere etkisini, OVP(2022) ile OVP(2024) verilerini karşılaştırarak
değerlendirebiliriz. OVP(2022)’de geleneksel
politikaların hakim olduğu bir yaklaşımla oluşturulan 2022-2024 hedefleri yer
almaktadır. OVP(24)’te ise irrasyonel politika uygulamalarının ve yaklaşımın
hakim olduğu 2021 Ekim-2023 Haziran dönemi uygulamalarının 2022-2024 dönemi ekonomik
büyüklüklere etkisi yer almaktadır. OVP(22) ile OVP(24)’ün 2022-2024 dönemine
ilişkin ortalama büyüme, enflasyon, istihdam, iç ve dış denge verileri
karşılaştırıldığında irrasyonel politikaların ekonomik maliyetlerini
değerlendirmek mümkün olacaktır.
2022-2024 Dönemine ilişkin Tablo:1’de yer alan verileri , 5 temel makroekonomik
gösterge kapsamında karşılaştırabiliriz;
1.Büyüme: OVP(22)’de 2022-2024 döneminde ortalama GSYH büyüme hızının yüzde 5,3
olması öngörülmüştür. OVP(24) ise aynı dönemde GSYH büyümesinin yüzde 4,6
olacağı tahmin edilmektedir. GSYH büyüme hızı yavaşlarken, özel tüketim
harcamalarındaki artış yüzde 4,6’dan yüzde 10,7’ye yükselmekte, sabit sermaye
yatırımları büyüme hızı ise yüzde 6,3’ten yüzde 3,5’e düşmektedir. Enflasyonun
etkisiyle mal ve hizmet talebinin yükselmesi sonucunda tüketim harcamalarına
dayalı bir büyüme yapısı oluşmuştur.
2.Enflasyon: Geleneksel politikaların uygulanmasının hedeflendiği OVP(22)’de,
2022-2024 döneminde TÜFE enflasyon hedefi yüzde 8,5 olarak belirlenmişti. İrrasyonel
politikalar enflasyonda sıçrama yaratmış ve TÜFE enflasyonunun 2022-2023
döneminde yüzde 65’e yükselmesine neden olmuştur. 2024 yılında enflasyonun
yüzde 33’e gerilemesi öngörülmekte ve dönem ortalama enflasyonunun yüzde 54,1
olması beklenmektedir. Enflasyondaki sıçrama büyük ölçüde döviz kurlarındaki
artıştan kaynaklanmıştır. OVP(22)’de 9,77 lira olan ortalama dolar kuru,
OVP(24)’te 25,74 liraya yükselmektedir. Uluslararası piyasalarda, Ukrayna-Rusya
savaşı nedeniyle enerji fiyatlarındaki yükselişte enflasyondaki artışta etkili
olmuştur, ancak enflasyonist süreç kurdaki sıçrama ile tetiklenmiştir.
3.İstihdam: “Yeni Ekonomi Modelinin” tek olumlu etkisi istihdam üzerinde olmuş,
2022-2024 döneminde ortalama işsizlik oranı yüzde 11,4’ten yüzde 10,3’e
gerilemiştir. Büyüme hızı ve yatırımların büyümesinde düşme olmasına karşın istihdam
düzeyi “Yeni Ekonomi Modeli” uygulanan dönemde yaklaşık 600 bin kişi artmıştır.
4.Dış
Denge: “Düşük Faiz-Yüksek Kur” politikasının temel
amacının cari işlemler dengesi açığının daraltılması olduğu sık, sık
açıklanmasına karşın cari açıkta artış gözlenmiştir. Geleneksel politikaların
hedeflendiği OVP(22), cari açık/GSYH oranı yüzde1,6 iken, bu oran “Yenı Ekonomi
Modelinin” uygulandığı 2022-2023 yıllarında yüzde 5 civarında gerçekleşmiş,
2022-2024 döneminde ise yüzde 4,1 olması beklenmektedir. Enerji fiyatlarındaki
artışın etkisiyle ithal faturasındaki artışta cari dengeyi olumsuz
etkilemiştir.
5.İç
Denge: Döviz kuru ve enflasyondaki sıçrama bütçe
dengelerini oldukça olumsuz etkilemiştir. Son yirmi yılda ilk kez 2022 yılında
ek bütçe çıkartılmıştır. 2022 yılında 1.080 milyar lira ek ödenek alınmıştır.
Ek ödeneğin başlangıç ödeneklerine oranı yüzde 61,7 olmuştur. Enflasyondaki
sıçrama kamunun maaş ve ücret politikasına da yansımıştır. Seçimlerde bu
süreçte etkili olmuştur.Enflasyon hedefindeki sapma, maaş ve ücret artışları ile
Deprem felaketinin yarattığı ödenek ihtiyacı, 2023 yılında da ek bütçe
çıkartılmasına neden olmuştur. 2022-2024 döneminde OVP(22)’de yüzde 3,2 olan
bütçe açığının GSYH’ya oranı, OVP(24)’te yüzde 4,6’ya yükselmiştir. Faiz dışı
dengede açık ise yüzde 0,1’den yüzde 2,1’e çıkmıştır. Vergilerin faiz dışı
harcamalara oranı yüzde 85,2’den yüzde 79’a gerilemiştir. Negatif reel faizlere
rağmen, bütçenin faiz giderlerinin 283,9 milyar liradan 737 milyar liraya
yükselmesi beklenmektedir. Ancak, faiz giderlerinin vergi gelirlerine oranı yüzde
19,6’dan yüzde 15,8’e gerilemektedir.
Sonuç:
Yeni Hazine ve Maliye Bakanı’nın ifade ettiği gibi irrasyonel politikaların
terk edilmesi gerekmektedir. 2021 Krizi sonrasında, büyük fedakarlıklar sonucu
elde edilen enflasyon ve kamu maliyesi alanındaki başarılar, bu irrasyonel
politikalar ile tamamen kaybedilme noktasına gelmiş bulunmaktadır. OVP(24) ile
tekrar geleneksel politikalara dönüşün işaretleri verilmekle birlikte, bu dönüşümün
maliyetleri ve süresi de önemli bir belirsizlik taşımaktadır.
2010-2021 döneminde yukarıda saydığımız 5 temel göstergeden oluşan
Makroekonomik Performans Endeksinin (MPE) ortalama değeri 96,6 olmuştur.
OVP(22)’de 2022-2024 dönemi için belirlenen hedeflere göre hesaplanan MPE
değeri de 96,9 iken, OVP(24)’te yer alan tahminlere MPE değeri 87,2’ye
gerilemektedir. “Yeni Ekonomi Modeli” istihdam ve işsizlik oranı açısından
geleneksel yaklaşımdan daha iyi bir performansa sahip bulunmaktadır. Ancak son
yıllarda, genel işsizlik oranında iyileşme gözlenirken, geniş tanımlı işsizlik
oranı olan “Atıl İşsizlik Oranında” yükselme söz konusudur.
Tablo:1-2022-2024
Dönemi OVP Verileri Karşılaştırması
|
2022-2024 Ortalaması |
||
2022 OVP (05/09/2021) |
2024 OVP (06/09/2023) |
||
1. |
GSYH Büyümesi (%) |
5,3 |
4,6 |
2. |
Özel Tüketim Büyümesi (%) |
4,6 |
10,7 |
3. |
Toplam Sabit Sermaye Yatırım Büyümesi (%) |
6,3 |
3,5 |
4. |
İstihdam Düzeyi (Bin Kişi) |
31.035 |
31.611 |
5. |
İşsizlik Oranı (%) |
11,4 |
10,3 |
6. |
İhracat (Milyar Dolar) |
242,6 |
258,7 |
7. |
İthalat (Milyar Dolar) |
295,2 |
367,8 |
8. |
Cari İşlemler Dengesi (Milyar Dolar) |
-14,0 |
-41,9 |
9. |
Cari İşlemler
Dengesi/GSYH (%) |
-1,6 |
-4,1 |
10. |
Bütçe Dengesi (Milyar TL.) |
-287,5 |
-1.475,9 |
11. |
Bütçe Dengesi/GSYH
(%) |
-3,2 |
-4,6 |
12. |
Faiz Giderleri (Milyar TL.) |
283,9 |
737,0 |
13. |
Faiz Dışı Bütçe Dengesi/GSYH (%) |
-0,1 |
-2,1 |
14. |
Vergi Gelirleri/Faiz Dışı Harcamalar (%) |
85,2 |
79,0 |
15 |
Faiz Giderleri/Vergi Gelirleri (%) |
19,6 |
15,8 |
16. |
GSYH Deflatörü (%) |
9,9 |
71,3 |
17. |
TÜFE Yıl Sonu (%) |
8,5 |
54,1 |
18. |
Ortalama Dolar Kuru (TL./$) |
9,77 |
25,74 |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder