2022 Yılı GSYH
Büyümesine İlişkin Değerlendirme
(Zafer
YÜKSELER, 8 Mart 2023)
1.
Sektör ve Harcama Gruplarında Büyüme:
2020 yılında Covit-19 salgını
Türkiye ve Dünya’da ciddi sorunlara neden olmuş, ilk yarıda ekonomide daralma
yaşanmış, yılın ikinci yarısında tekrar büyüme sürecine girilmiş ve yıl
genelinde GSYH yüzde 1,8 oranında artış göstermişti. 2021 yılında büyüme süreci
güçlenerek devam etmiş ve GSYH yüzde 11,4 oranında büyümüştür. Sanayi ve GHI
hizmet sektörleri büyümenin belirleyici sektörleri olmuş, sırasıyla, yüzde 17,2
ve yüzde 21,1 oranında büyüme göstermiştir. 2021 yılı son çeyreğinde, faiz
indirim sürecinin başlatılması ve ihracat öncelikli yeni ekonomi programına
geçileceğine (düşük faiz-yüksek kur) ilişkin açıklamalar, döviz kurlarında
aşırı dalgalanmaya neden olmuş, Kasım ve Aralık aylarında enflasyonda ani bir
sıçrama yaşanmıştır.
2022 yılı ilk yarısında, enflasyondaki yükselişe
ve Şubat ayında başlayan Ukrayna-Rusya savaşına rağmen, güçlü büyüme
performansı devam etmiş ve GSYH büyüme hızı yüzde 7,7 olmuştur. Savaşın
etkisiyle enerji fiyatlarındaki yükseliş ve AB ekonomilerindeki yavaşlama,
yılın ikinci yarısında ekonominin büyüme performansını olumsuz etkilemiştir.
2022 yılı son çeyreğinde GSYH büyüme hızı yüzde 3,5’e gerilemiş, yıllık büyüme
hızı ise yüzde 5,6 olmuştur. Yılın son çeyreğinde sanayi sektörü katma değeri
yüzde 3 oranında düşerken, hizmetler sektörü yüzde 6,6, inşaat sektörü ise
yüzde 2 oranında büyüme göstermiştir. Yıl genelinde inşaat sektörü yüzde 8,4
gerilerken, hizmetler sektörü yüzde 9,2, sanayi sektörü ise yüzde 3,3 oranında
büyümüştür. GHI hizmet sektörü ve finans-sigorta sektörü büyümenin belirleyici
sektörleri olmuştur.
Tablo:1-GSYH ve Seçilmiş Alt
Bileşenlerin Büyüme Hızları (Sabit Fiy.Yıllık % Değişim)
|
Ekim-Aralık |
Ocak-Aralık |
||
2021 |
2022 |
2021 |
2022 |
|
1.
GSYH |
9,6 |
3,5 |
11,4 |
5,6 |
2.
Sektörler Toplamı |
11,1 |
3,8 |
12,6 |
6,2 |
Sanayi Sektörü |
11,4 |
-3,0 |
17,2 |
3,3 |
İnşaat Sektörü |
-5,4 |
2,0 |
-0,6 |
-8,4 |
Hizmetler Sektörü Toplamı |
13,2 |
6,6 |
14,2 |
9,2 |
-Ticaret+Ulaştırma+Konaklama (GHI Hiz.) |
15,8 |
8,6 |
21,1 |
11,7 |
-Finans ve Sigorta |
16,4 |
13,4 |
-6,3 |
21,8 |
3.Ürün Üzerindeki Vergiler ve Sübvansiyon |
-1,9 |
1,5 |
1,6 |
0,0 |
4.Toplam
Yurtiçi Talep |
5,3 |
6,9 |
6,5 |
5,2 |
5.Yerleşik
Hane Halkı Tüketimi |
20,5 |
16,1 |
15,3 |
19,7 |
6.Yerleşik+Yerleşik
Olmayan H. Halkı Tüketim |
23,0 |
16,5 |
17,6 |
22,0 |
-Dayanıklı Mallar |
11,1 |
22,0 |
14,7 |
24,6 |
-Yarı Dayanıklı Mallar |
28,3 |
20,2 |
31,9 |
23,0 |
-Dayanıksız Mallar |
15,9 |
10,8 |
10,6 |
15,3 |
-Hizmetler |
31,3 |
18,7 |
21,3 |
27,0 |
7.Gayrisafi
Sabit Sermaye Oluşumu |
2,1 |
2,6 |
7,4 |
2,8 |
-İnşaat |
-5,5 |
0,3 |
-2,2 |
-9,6 |
-Makine ve teçhizat |
9,2 |
2,3 |
21,8 |
11,8 |
-Diğer Aktifler |
-0,6 |
14,4 |
-5,2 |
13,9 |
Kaynak: TÜİK ve kendi
hesaplamalarımız.
2022 yılı son çeyreğinde GSYH
yüzde 3,5 oranında büyürken, yerleşik hane halkı tüketimi yüzde 16,1, gayrisafi
sabit sermaye yatırımları ise yüzde 2,6 oranında artmıştır. Devletin nihai
tüketim harcamaları yüzde 9, toplam yurtiçi talep yüzde 6,9 artış göstermiştir.
2022 yılı genelinde toplam yurtiçi talep artışı, geçen yıla göre yavaşlamış ve
yüzde 5,2 oranında artmıştır. Benzer yavaşlama gayrisafi sabit sermaye
yatırımlarında da gözlenmiş, büyüme hızı yüzde 7,4’ten yüzde 2,8’e
gerilemiştir. Makine-teçhizat yatırımları yüzde 11,8, diğer aktifler yüzde 13,9
oranında artarken, inşaat yatırımları yüzde 9,6 oranında düşüş göstermiştir. 2022
yılında yerleşik hane halkı tüketiminde yüzde 19,7, yerleşik ve yerleşik
olmayan hane halkı tüketiminde yüzde 22, devletin nihai tüketim harcamalarında ise
yüzde 5,2 oranında artış olmuştur. Tüketim harcamaları içinde en belirgin
artış, turizmdeki canlanmanın etkisiyle, hizmetler tüketiminde (yüzde 27)
gözlenmiştir. Negatif reel faizler dayanıklı ve yarı dayanıklı mallara olan
talebi ve diğer aktiflere yatırımları da (parasal olmayan altın) artırmıştır
(Tablo:1).
2. Büyümeye Katkılar ve GSYH Deflatörleri
Üretim ve harcama açısından 2022
yılı son çeyreği büyümesi incelendiğinde, büyümenin oldukça dengesiz olduğu
görülmektedir. 2022 yılı son çeyreğinde yüzde 3,5 oranındaki GSYH büyümesine
sanayi sektörünün katkısı negatif 0,6 puan iken hizmetler sektörünün katkısı
pozitif 3,9 puan olmuştur. 2022 yılı genelinde yüzde 5,6 oranındaki GSYH
büyümesine sanayi sektörünün katkısı 0,7 puan, hizmetler sektörünün katkısı ise
5,3 puandır (Tablo:2). 2021 yılı genelinde yüzde 6,3 oranında küçülen finans ve
sigorta sektörü, 2022 yılı genelinde yüzde 21,8 oranında büyümüş ve GSYH
büyümesine katkısı pozitif 1 puan olmuştur. Yıl genelinde yüzde 11,7 büyüyen GHI
hizmet sektörlerinin katkısı ise pozitif 2,8 puandır.
2022 yılı son çeyreğinde yerleşik hane halkı tüketiminin GSYH büyümesine katkısı 10,3 puan olurken, gayrisafi sabit sermaye yatırımlarının katkısı 0,6 puan, devletin nihai tüketim harcamalarının katkısı ise 1,4 puandır. 2022 yılı son çeyreğinde net ihracatın büyümeye katkısı negatif 3,1 puan, stok değişimi-istatistiki hatanın katkısı ise negatif 5,7 puan olmuştur. 2022 yılı genelinde yüzde 5,6 olan GSYH büyümesine yerleşik hane halkı tüketiminin katkısı 12,1 puan, sabit sermaye yatırımının katkısı 0,7 puan, devletin nihai tüketim harcamalarının katkısı 0,7 puan, net ihracatın katkısı ise 0,6 puandır. Büyümeye stok değişiminin negatif katkısı artarak devam etmiş ve negatif 8,6 puan olmuştur.
Tablo:2- GSYH Büyümesine Katkılar
ve Deflatörler (Yüzde Puan) (1)
|
Ekim-Aralık |
Ocak-Aralık |
Deflatör (%) |
|||
2021 |
2022 |
2021 |
2022 |
2021 |
2022 |
|
1. GSYH |
9,6 |
3,5 |
11,4 |
5,6 |
29,0 |
96,1 |
2. Sektörler Toplamı |
9,7 |
3,3 |
11,1 |
5,5 |
28,3 |
95,2 |
Sanayi Sektörü |
2,3 |
-0,6 |
3,4 |
0,7 |
40,1 |
108,3 |
İnşaat Sektörü |
-0,3 |
0,1 |
-0,0 |
-0,5 |
39,5 |
114,4 |
Hizmetler Sektörü Toplamı |
7,5 |
3,9 |
7,9 |
5,3 |
22,4 |
84,0 |
-Ticaret+Ulaştırma+Konaklama (GHI Hiz.) |
3,7 |
2,1 |
4,6 |
2,8 |
29,7 |
100,7 |
-Finans ve Sigorta |
0,6 |
0,5 |
-0,3 |
1,0 |
20,4 |
95,2 |
3.Yerleşik
Hane Halkı Tüketimi |
12,0 |
10,3 |
9,1 |
12,1 |
21,4 |
81,1 |
|
|
|
|
|
|
|
4.Gayrisafi
Sabit Sermaye Oluşumu |
0,6 |
0,6 |
1,93 |
0,7 |
37,3 |
111,9 |
5. Stok
Değişimi |
-7,4 |
-5,7 |
-4,8 |
-8,5 |
… |
… |
6.Net
İhracat |
4,3 |
-3,1 |
4,8 |
0,6 |
… |
… |
Mal ve Hizmet İhracatı |
5,0 |
-0,8 |
5,3 |
2,2 |
41,3 |
103,8 |
Mal ve Hizmet İthalatı |
0,7 |
2,3 |
0,5 |
1,6 |
54,7 |
130,1 |
TÜFE
(Yıllık Ortalama % Değişim) |
|
|
|
|
19,6 |
72,3 |
Yİ-ÜFE
(Yıllık Ortalama % Değişim) |
|
|
|
|
43,9 |
128,5 |
(1) Yuvarlamalar nedeniyle toplamlar tutmayabilir.
2022 yılı genelinde TÜFE ve
Yİ-ÜFE enflasyonunda gözlenen farklılaşma sektörler ve harcama gruplarının
zımni fiyat deflatörlerine de yansımıştır. 2021 yılı son çeyreğinde başlatılan
faiz indirim sürecinin döviz kurlarında neden olduğu yükselme ve Ukrayna savaşı
nedeniyle enerji fiyatlarındaki olağanüstü artışlar ile bazı ürünlerde
sübvansiyon uygulamaları TÜFE ve Yİ-ÜFE enflasyon oranlarının aşırı farklılaşmasına
neden olmuştur. Ortalama fiyat artışı TÜFE’de yüzde 72,3’e, Yİ-ÜFE’de yüzde
128,5’e, GSYH zımni deflatöründe ise yüzde 96,1’e yükselmiştir. Sanayi
sektöründe zımni fiyat deflatörü yüzde 108,3, hizmetler sektörü deflatörü ise
yüzde 84 olmuştur. Benzer şekilde sabit sermaye yatırım deflatörü yüzde 111,9
olurken, yerleşik hane halkı tüketim deflatörü yüzde 81,1ile TÜFE enflasyonuna yakın
gerçekleşmiştir.
3. Büyümeyi Etkileyen Unsurlar:
2021 yılında mal ve hizmet
ihracat miktarındaki yüzde 24,9 oranındaki artış büyüme ve istihdamı önemli
ölçüde olumlu etkilemiştir. Turizm gelirlerindeki artış yanı sıra, Covit-19
salgını etkisiyle imalat sanayi ürünleri açısından Türkiye’nin önemli bir
tedarik merkezi haline gelmesi, üretim ve büyümeyi olumlu etkilemiştir. Nitekim
2021 yılı genelinde sanayi üretimi yüzde 16,5 artarken, sanayi istihdamı da
yüzde 12,4 artmıştır (Tablo:3).
2021 yılı son çeyreğinde enflasyon ve döviz
kurlarındaki yükseliş, beklentileri bozmakla birlikte büyüme ve istihdamdaki
artış devam etmiştir. 2022 yılı ilk yarısında mal ve hizmet ihracatındaki artış
devam etmiş, üretim ve istihdam önceki yıllara göre oldukça olumlu bir
performans göstermiştir. Faizlerdeki düşüşün etkisiyle finansal hizmetlere
talep artmış ve finansal hizmetler güven endeksi yükselmiştir. Ancak, reel
kesim, inşaat sektörü ve tüketici güven endekslerinde düşüş gözlenmiştir. Döviz
kurları ve enflasyondaki yükseliş nedeniyle 2021 yılı son çeyreğinde tüketici
güven endeksi yüzde 10 civarında gerilemişti, tüketici güven endeksindeki düşüş,
2022 yılı ilk yarısında da artarak devam etmiştir (Tablo:3). 2022 yılı ikinci
yarısında, özellikle yılın son çeyreğinde, ekonomik faaliyetlerde bir
durağanlaşma gözlenmiştir. Sanayi sektöründe istihdam artışı yüzde 3,9’a,
üretim artışı da yüzde 0,4’e gerilemiştir. 2022 yılı üçüncü çeyreğinde
elektrik-gaz-su üretim endeksinde başlayan düşüş, son çeyrekte yüzde 7,2’ye
yükselmiştir.
Tablo:3-Üretim ve Talebi Etkileyen
Unsurlardaki Yıllık Değişim (%)
|
2021 |
2022 |
|||||
IV. |
Yıllık |
I. |
II |
III. |
IV. |
Yıllık |
|
1.
Toplam İstihdam |
11,2 |
8,0 |
7,4 |
8,1 |
5,1 |
5,8 |
6,6 |
-Sanayi Sektörü İstihdamı |
14,1 |
12,4 |
9,9 |
11,3 |
7,1 |
3,9 |
8,0 |
-Hizmetler Sektörü İstihdamı |
12,0 |
6,7 |
10,9 |
10,6 |
7,4 |
8,1 |
9,2 |
2.
Fiilen İş Başında Olanlar |
14,2 |
12,4 |
7,9 |
11,8 |
5,3 |
6,6 |
7,9 |
3. Sanayi
Üretim Endeksi |
11,5 |
16,5 |
11,0 |
11,5 |
3,3 |
0,4 |
6,2 |
-İmalat Sanayi Üretim Endeksi |
12,6 |
17,3 |
11,9 |
13,1 |
4,9 |
1,3 |
7,5 |
-Elektrik, Gaz, Su Üretim Endeksi |
4,6 |
8,5 |
4,7 |
0,8 |
-4,3 |
-7,2 |
-1,7 |
4.
İmalat Kapasite Kul. Oranı (%) |
78,3 |
76,6 |
77,2 |
77,8 |
77,4 |
76,4 |
77,2 |
5.
Ekonomik Güven Endeksi |
4,4 |
10,9 |
1,1 |
0,0 |
-7,6 |
-2,9 |
-2,4 |
- Reel Kesim Güven Endeksi |
1,7 |
12,6 |
0,6 |
-1,6 |
-9,9 |
-8,6 |
-4,9 |
- Hizmet Sektörü Güven Endeksi |
18,6 |
19,3 |
13,7 |
13,3 |
1,0 |
-0,3 |
6,5 |
- Perakende Tic. Güven Endeksi |
3,8 |
0,2 |
10,3 |
16,1 |
2,0 |
1,2 |
7,0 |
- İnşaat Sektörü Güven Endeksi |
1,5 |
-0,2 |
1,0 |
1,6 |
-4,2 |
-0,5 |
-0,2 |
- Tüketici Güven Endeksi |
-10,4 |
-2,4 |
-14,7 |
-17,1 |
-10,5 |
5,3 |
-9,7 |
6.
Finansal Hizmetler Güven Endeksi |
10,5 |
1,5 |
30,3 |
7,9 |
0,5 |
-7,6 |
6,3 |
- İş Durumu (Son 3 ay) |
5,7 |
-7,6 |
36,8 |
16,9 |
17,0 |
0,6 |
16,5 |
- Hizmetlere Talep (Son3 ay)
|
2,7 |
0,1 |
48,9 |
11,4 |
3,9 |
-8,2 |
10,9 |
7. Mal ve Hizmet İhracatı (Hacim) |
21,6 |
24,9 |
14,4 |
16,4 |
12,4 |
-3,3 |
9,1 |
8. Mal ve Hizmet İthalatı (Hacim) |
3,1 |
2,4 |
2,2 |
5,8 |
11,9 |
10,2 |
7,9 |
Kaynak: TÜİK, TCMB.
TÜFE bazlı reel kur endeksine
göre, 2022 yılı genelinde Türk lirası yüzde 9,4 oranında değer kaybetmiştir. Kur
Korumalı Mevduat (KKM) uygulamasının etkisiyle, yılın ilk yarısında gözlenen döviz
kurlarındaki aşırı oynaklık giderilmiş ve döviz kurlarında istikrar
sağlanmıştır. Yılın son çeyreğinde ise Türk lirası yüzde 6,3 oranında değer
kazanmıştır. Bu dönemde mal ve hizmet ihracatı reel olarak yüzde 3,3 oranında
gerilerken, mal ve hizmet ithalatı reel olarak yüzde 10,2 oranında artmıştır. 2022
yılı son çeyreğinde, tüketici güven endeksi ve perakende ticaret güven endeksi
artarken, reel kesim güven endeksi, hizmet sektörü güven endeksi, inşaat
sektörü güven endeksi ve finansal hizmetler güven endeksi düşüş göstermiştir.
4. Sanayi Sektörü Büyümesi:
Ekonomide büyümenin en önemli
belirleyicisi olan sanayi sektörü üretim artışı 2022 yılı son çeyreğinde yüzde
0,4’e gerilerken, sektör katma değeri yüzde 3 gerilemiştir. Son çeyrekteki bu
olumsuz performansın etkisiyle, 2021 yılında yüzde 16,5 artan sanayi üretimi
2022 yılında yüzde 6,2 oranında artmıştır. Sektörün katma değer büyümesi ise
yüzde 17,2’den yüzde 3,3’e gerilemiştir. Sanayi sektöründe üretim ve katma
değer büyümesi yavaşlamasına karşın, yıl genelinde istihdam yüzde 8, çalışılan
saat endeksi ise yüzde 7,7 artmıştır. Saatlik işgücü verimi 2022 yılı son
çeyreğinde yüzde 6, yıl genelinde ise yüzde 1,3 düşüş göstermiştir (Tablo:4).
Tablo:4-Sanayi Sektörüne İlişkin
Göstergeler ve Birim Ücret Endeksi (2015=100)
|
Ekim-Aralık
Dönemi |
Yıllık
Ortalama |
||||
2021 |
2022 |
% Değişim |
2021 |
2022 |
% Değişim |
|
Sanayi Katma Değer Hacim En. |
251,3 |
243,8 |
-3,0 |
224,0 |
231,4 |
3,3 |
Sanayi
Üretim Endeksi |
152,8 |
153,4 |
0,4 |
134,9 |
143,2 |
6,2 |
Sanayi
İstihdamı (Bin Kişi) |
6.472 |
6.725 |
3,9 |
6.176 |
6.668 |
8,0 |
Çalışılan
Saat Endeksi |
114,1 |
121,9 |
6,8 |
108,0 |
116,4 |
7,7 |
Saatlik
İşgücü Verimi |
133,9 |
125,8 |
-6,0 |
124,7 |
123,0 |
-1,3 |
İşgücü
Maliyeti Endeksi |
294,3 |
558,6 |
89,8 |
276,9 |
479,6 |
73,2 |
Nominal
Birim Ücret (1) |
219,8 |
443,9 |
102,0 |
221,9 |
389,0 |
75,3 |
Reel
Birim Ücret Endeksi-TÜFE |
91,6 |
104,3 |
13,9 |
103,4 |
104,5 |
1,1 |
Reel
Birim Ücret Endeksi-ÜFE |
61,2 |
54,3 |
-11,3 |
77,7 |
59,0 |
-24,1 |
Reel
Birim Ücret Endeksi-$ |
53,9 |
64,8 |
20,2 |
69,7 |
63,6 |
-8,7 |
İmalat
San. Kapasite K.O (%) |
78,3 |
76,4 |
-1,9
puan |
76,5 |
77,2 |
0,7
puan |
Kaynak: TÜİK ve kendi
hesaplamalarımız.
(1) Nominal
Birim Ücret= Saatlik İşgücü Maliyeti/Saatlik İşgücü Verimi.
Not: Reel Ücret
Endeksi-TÜFE= Nominal Birim Ücret/TÜFE Endeksi. Reel Ücret Endeksi-ÜFE= Nominal
Birim Ücret/Yİ-ÜFE.
İşgücü maliyetinde yıllık artış son
çeyrekte yüzde 89,8, yıl genelinde ise yüzde 73,2 olmuştur. İşgücü
verimliliğindeki düşüş nedeniyle nominal birim ücret son çeyrekte yüzde 102,
2022 genelinde yüzde 75,3 oranında yükselmiştir. 2021 yılında yüzde 1,2
oranında artan TÜFE bazlı reel birim ücret, 2022 yılında da yüzde 1,1 oranında
yükselmiştir. Sanayi üretim ve ihracatı açısından önemli olan ÜFE bazlı reel
birim ücret endeksi 2021 yılında yüzde 15, 2022 yılında ise yüzde 24 oranında
gerilemiştir. 2022 yılı son çeyreğinde döviz kurlarındaki değerlenme nedeniyle,
dolar cinsi reel birim ücret endeksi yüzde 20 oranında yükselmiştir. Yıl
genelinde dolar cinsi reel birim ücretteki gerileme ise yüzde 8,7 olmuştur
(Tablo:4).
Sanayi sektöründe
yıllıklandırılmış çalışılan saat endeksi ile üretim endeksi
karşılaştırıldığında, 2018 yılı ikinci yarısından itibaren her iki endeksin 2020
yılı son çeyreğine kadar düşüş gösterdiği görülmektedir. Bu dönemden itibaren
her iki endeks önemli bir yükseliş eğilimine girmiş ve üretim endeksi ile
çalışılan saat endeksi arasındaki fark ciddi ölçüde açılmıştır (Grafik:1). Diğer
taraftan, sanayi sektörü üretiminde gözlenen bu artışın katma değere tam yansımadığı
gözlenmektedir. Sanayi sektöründe istihdam başına katma değer incelendiğinde,
2021 yılı ikinci yarısında düşüş eğilimine girdiği ve bu sürecin 2022 yılında
devam ettiği görülmektedir. Ayrıca sanayi sektöründe çalışan başına katma
değerin ekonomi genelinden daha düşük olduğu da dikkati çekmektedir (Grafik:2).
5.
Hizmetler Sektörü Büyümesi:
2020 yılında salgından en olumsuz etkilenen sektör
hizmetler sektörü olmuştur. Salgın nedeniyle 2020 yılı ikinci çeyreğinde geçici
olarak bazı iktisadi faaliyetlerin durdurulması, sokağa çıkma yasakları ve
ulaşım kısıtlarına ilişkin düzenlemeler, hizmetler sektöründe istihdam ve gelir
kaybını da beraberinde getirmişti. Bu
gelişmeler sonucunda, 2020 yılında hizmetler sektörü, diğer hizmet
sektörlerindeki büyümenin etkisiyle, yüzde 0,2 oranında büyümüş, ancak sektörün
istihdamı yüzde 5,8 oranında azalmıştı.
2021 yılı ikinci
çeyreğinden itibaren, turizm sezonunun açılmasının etkisiyle hizmetler sektörü
istihdam ve katma değerinde yüksek bir artış gözlenmiş ve bu eğilim yıl boyunca
devam etmiştir. 2021 yılı genelinde, hizmetler sektörü katma değerinde yüzde 14,2,
hizmetler sektörü istihdamında yüzde 6,7, yerleşik ve yerleşik olmayan hane
halkı hizmet tüketiminde ise yüzde 21,3 oranında büyüme sağlanmıştır (Tablo:5).
Genel olarak yurtiçindeki
tüketim ve yatırım talebinin hizmetler sektörü üretim ve katma değerinin
belirlenmesinde etkili olduğu kabul edilmektedir. Ancak Türkiye açısından turizm
sektörü, hava ve deniz yolu taşımacılığı nedeniyle, hizmetler sektörü dış
ticareti önemli bir yere sahiptir. 2020 yılında Covit-19 salgını, turizm ve
taşımacılık faaliyetlerini çok olumsuz etkilemiş ve hizmetler sektörü ihracat
geliri 35,4 milyar dolara gerilemişti. Turizm sektöründeki canlanmanın
etkisiyle, hizmet ihracat gelirleri 2021 yılında 61,4 milyar dolara, 2022
yılında ise 90 milyar dolara yükselmiştir. Böylece hizmetler sektörü üretimi
açısından önemli bir dış talep artışı gerçekleşmiştir.
TÜİK verilerine
göre, 2020 yılındaki Covit-19 salgınının etkisiyle yerleşik ve yerleşik olmayan
hane halklarının hizmet tüketimi yüzde 11,5, hizmetler sektörü istihdamı da yüzde
5,8 oranında gerilemişti. Bu olumsuz gelişmelere karşın hizmetler sektörü katma
değerinde yüzde 0,2 oranında artış olmuştur. 2021 yılında ise yerleşik ve
yerleşik olmayan hane halklarının hizmet tüketimi yüzde 21,3, hizmetler sektörü
istihdamı yüzde 6,7 artmıştır. Hizmetler tüketimindeki bu artış, hizmetler
sektörü katma değer büyümesini de olumlu etkilemiş ve hizmetler sektörü katma
değeri yüzde 14,2 oranında artış göstermiştir (Tablo:5). 2022 yılında hizmetler
sektöründe istihdam artışı yüzde 9,2’ye, yerleşik ve yerleşik olmayan hane
halklarının hizmet tüketimindeki artış yüzde 27’ye yükselmiş, sektörün katma
değer büyümesi ise yüzde 9,3 olmuştur.
Tablo:5-
Hizmetler Sektörü Katma Değeri ve Hizmet Tüketimi (Yıllık % Değişim)
|
Toplam Hizmet Sektörü Katma Değeri |
Yerleşik Hane Halkı Tüketimi |
Yerleşik-Yerleşik Olmayan Hane Halkı Tüketimi |
Hizmetler Sektörü İstihdamı |
|
Toplam |
Hizmetler |
||||
2020- 1 |
3,4 |
4,9 |
4,0 |
5,0 |
-1,1 |
2 |
-11,7 |
-9,2 |
-15,4 |
-27,1 |
-10,1 |
3 |
4,0 |
8,4 |
0,0 |
-16,5 |
-5,3 |
4 |
4,9 |
7,8 |
4,3 |
-6,1 |
-5,6 |
Yıllık |
0,2 |
3,2 |
-1,6 |
-11,5 |
-5,8 |
5,7 |
7,6 |
5,8 |
0,4 |
-2,1 |
|
2 |
23,2 |
24,2 |
27,7 |
33,3 |
8,5 |
3 |
15,2 |
9,4 |
14,3 |
22,3 |
8,8 |
4 |
13,3 |
20,5 |
23,0 |
31,3 |
12,0 |
Yıllık |
14,2 |
15,3 |
17,6 |
21,3 |
6,7 |
2022- 1 |
11,6 |
20,9 |
23,4 |
23,6 |
10,9 |
2 |
12,0 |
22,4 |
26,7 |
39,3 |
10,6 |
3 |
8,0 |
20,4 |
22,8 |
29,5 |
7,4 |
4 |
6,6 |
16,1 |
16,5 |
18,7 |
8,1 |
Yıllık |
9,3 |
19,7 |
22,0 |
27,0 |
9,2 |
Kaynak:
TÜİK ve Kendi hesaplamalarımız.
Hizmetler sektörü
büyümesi ile yerleşik ve yerleşik olmayan hanelerin hizmet tüketimleri
karşılaştırıldığında, 2020 yılında büyük bir tutarsızlık gözlenmiştir.
Yıllıklandırılmış verilere göre hazırlanmış grafik incelendiğinde, tutarsızlık
açık olarak görülmektedir (Grafik:3). 2021 ve 2022 yılı verileri
değerlendirildiğinde, hizmet tüketimi ile hizmetler sektörü katma değeri ve
istihdamı arasındaki ilişkinin normalleşmekle birlikte tutarsızlığın kısmen
devam ettiği görülmektedir.
Salgından önemli
ölçüde olumsuz etkilenen hizmetler sektöründe, bu dönemde çalışan başına katma
değerinde ciddi bir artış gözlenmektedir (Grafik:4). Hizmetler sektöründe 2020
ve 2021 yıllarında çalışan başına katma değer, sırasıyla, yüzde 6,1 ve yüzde 7
oranında artmıştır. 2022 yılında çalışan
başına katma değer durağanlaşmıştır. Aynı dönemde sanayi sektöründe istihdam
başına katma değer 2020 yılında yüzde 4,7, 2021 yılında yüzde 4,3 oranında
yükselirken 2022 yılında yüzde 4,3 oranında gerilemiştir. 2018 yılı ortasından
itibaren hizmetler sektöründe çalışan başına katma değerin sanayi sektöründen
daha yüksek olduğu görülmekte ve bu farklılık 2021 yılı ikinci yarısından
itibaren belirgin ölçüde artmış bulunmaktadır (Grafik:4).
6.Net İhracatın Büyümeye Katkısı ve Dış Ticaret
Hadleri Gelir Kaybı
2022 yılı son
çeyreğinde net ihracatın (X-M) GSYH büyümesine katkısında önemli bir değişim
gözlenmiştir. 2021 yılı son çeyreğinde net ihracatın büyümeye katkısı pozitif
4,3 puan iken, bu katkı 2022 yılının aynı döneminde negatif 3,1 puan olmuştur. Bu
sonuç, 2021 yılı Eylül ayı sonunda başlatılan faiz indirim süreci ile gündeme
gelen “düşük faiz-yüksek kur” politikası ile cari işlemler dengesinde beklenen
iyileşmenin gerçekleşmediğini göstermektedir. 2021 yılı genelinde pozitif 4,8
puan olan net ihracatın büyümeye katkısı, 2022 yılı genelinde 0,6 puana
gerilemiştir. Bu olumsuz gelişmede enerji fiyatlarındaki yükseliş yanı sıra,
negatif reel faiz politikasının etkisiyle parasal olmayan altın ithalatındaki
aşırı artış ile dış ticaret hadlerinin aleyhe gelişmesi de etkili olmuştur.
TÜİK verilerine göre, cari ve sabit fiyatlarla
net ihracat tutarları incelendiğinde bu iki veri arasında çok ciddi bir
farklılaşma gözlenmektedir (Tablo:6). Bu durum, mal ve hizmet ihracat ve
ithalatına uygulanan deflatörlerin önemli ölçüde farklılaşmasından kaynaklanmaktadır.
2022 yılı Ekim-Aralık ve yıl genelinde mal ve hizmet ihracatı zımni fiyat
deflatöründeki yıllık artış, sırasıyla, yüzde 86,5 ve yüzde 103,8 olurken, mal
ve hizmet ithalatı deflatörü yüzde 80,9 ve yüzde 130,1 oranında artış
göstermiştir. Bu durum yıl genelinde dış ticaret hadlerinde önemli bir
bozulmaya neden olmuş ve 2021 yılında yüzde 83,5 olan dış ticaret hadlerinin, 2022
yılında yüzde 74’e gerilemesine neden olmuştur (Tablo:6 ve Grafik:5). 2022 yılı
genelinde de cari fiyatlarla GSYH’nın yüzde 4,7’si kadar açık veren dış denge,
sabit fiyatlarla yüzde 4,2 oranında fazla vermiştir. Sonuçta net ihracatın
büyümeye katkısı 2022 yılında pozitif 0,6 puan olmuştur. 2022 yılında dış
ticaret hadleri aleyhe dönmesine rağmen, sabit fiyatlarla mal ve hizmet
ihracatının ithalatı karşılama oranı önemli ölçüde yükselmekte ve GSYH
büyümesini olumlu etkilemektedir.
Tablo:6-
Net İhracatın Büyümeye Katkısı ve Dış Ticaret Hadlerinin Gelire Etkisi
|
Ekim-Aralık |
Yıllık |
||||
2020 |
2021 |
2022 |
2020 |
2021 |
2022 |
|
1. Net İhracatın Büyümeye Katkısı (% Puan) |
-0,3 |
4,3 |
-3,1 |
--5,1 |
4,8 |
0,6 |
2. Net İhracat (X-M) (Cari Fiy.Milyar TL) |
-36,5 |
-8,8 |
-191,7 |
-176,2 |
-16,6 |
-706,8 |
3. Net İhracat (X-M) (2009 Fiy.Milyar TL) |
-3,0 |
18,8 |
1,3 |
-9,9 |
76,5 |
88,2 |
4. Zımni Fiyat Deflatörü (Yıllık % Değişim) |
|
|
|
|
|
|
Mal ve Hizmet
İhracatı (Px) |
30,5 |
54,5 |
86,5 |
20,8 |
41,3 |
103,8 |
Mal ve Hizmet İthalatı (Pm) |
44,3 |
71,2 |
80,9 |
17,2 |
54,7 |
130,1 |
5. Dış Ticaret Haddi (Px/Pm) (%) |
95,4 |
86,1 |
88,8 |
91,5 |
83,5 |
74,0 |
6. Büyüme Hızı (2009 Fiyatlarıyla, %) |
|
|
|
|
|
|
GSYH |
6,4 |
9,6 |
3,5 |
1,9 |
11,4 |
5,6 |
GS Gelir |
3,8 |
6,9 |
4,3 |
2,8 |
9,1 |
2,5 |
Kaynak:
TÜİK ve kendi hesaplamalarımız.
Dış ticaret hadlerinde
büyük değişikliklerin olduğu dönemlerde, üretim yönünden GSYH hesaplamalarında
ölçüm sorunu ortaya çıkmaktadır. Özellikle, dış ticaret hadlerinin bozulduğu,
diğer bir ifadeyle mal ve hizmet ithalat fiyat endeksinin ihracat fiyatlarından
hızla arttığı dönemlerde (2021-2022), üretim yönünden GSYH büyümesi daha yüksek
hesap edilmektedir. Bu nedenle, dış ticaret hadleri düzeltmesi yapılarak bu
kaybın belirlenmesi ve dış ticaret hadleri düzeltmesi yapılmış Gayri Safi
Yurtiçi Gelirin (GSYI) hesaplanması gerekmektedir. 2021 ve 2002 yıllarında,
sırasıyla, yüzde 11,4 ve yüzde 5,6 artan GSYH’nın, dış ticaret hadleri
düzeltmesi sonucunda, Gayri Safi Yurtiçi Gelir (GSYI) olarak yüzde 9,1 ve yüzde
2,5 oranında büyüdüğü tahmin edilmektedir (Tablo:7, Grafik:6).
7. Stok Değişimi-İstatistiki Hata:
2018 ve 2019 yıllarında stok
değişimi-istatistiki hata kaleminde azalış söz konusu iken 2020-2022 döneminde,
cari fiyatlarla stok değişimi-istatistiki hata kaleminin GSYH’ya oranında
olağanüstü bir yükseliş gözlenmektedir (Tablo:7). Bu durumun 2020 yılında hizmet
sektörü üretiminin yüksek hesaplanmasından, 2021 ve 2022 yıllarında ise döviz
kurları ve enflasyondaki yükseliş ve oynaklık nedeniyle ortaya çıktığı ve büyük
ölçüde istatistiki hatadan kaynaklandığı tahmin edilmektedir. 1999-2019
döneminde stok değişimi-istatistiki hata kaleminin GSYH’ya oranı yüzde 0,8
iken, stok değişiminin GSYH büyümesine katkısı 0,2 puan olmuştur. Stok
değişiminin büyümeye katkısı 2020 yılında pozitif 2,7 puan iken, 2021 yılında
negatif 4,8 puan, 2022 yılında ise negatif 8,5 puan olmuştur. 2020 yılı son
çeyreğinden itibaren 9 çeyrektir stok değişiminin büyümeye katkısı sürekli
negatif olmuştur (Bakınız Tablo:7). 1999-2022 dönemi incelendiğinde stok
değişiminin büyümeye pozitif katkısının en yüksek olduğu yılın 2020 yılı olduğu
görülmektedir. 2021ve 2022 yılları ise stokların büyümeye katkısının en yüksek
negatif değer aldığı yıllar olmuştur. Negatif katkının yüksek olduğu yıllar,
2001, 2012 ve 2018 yıllarıdır. Bu yılların ortak özelliği genelde büyümenin
negatif veya düşük olduğu yıllar olmalarıdır. Büyümenin rekor kırdığı 2021
yılında stokların katkısının oldukça yüksek negatif değer alması ve 2022
yılında da bu eğilimin devam etmesi farklı bir duruma işaret etmektedir. 2021
ve 2022 yıllarında cari fiyatlarla stok değişimi-istatistiki hatanın GSYH’ya
oranı ile GSYH büyümesine katkısı arasında bir uçurum oluşmuş bulunmaktadır
(Grafik:7).
Tablo:7-
Stok Değişimi-GSYH İlişkisi
|
Stok Değişimi/GSYH (Cari Fiy.) (%) |
Stok Değişiminin GSYH’ya Katkısı (%puan) |
||||||
|
2019 |
2020 |
2021 |
2022 |
2019 |
2020 |
2021 |
2022 |
1.çeyrek |
-1,3 |
4,1 |
5,5 |
7,6 |
-6,3 |
5,1 |
-0,8 |
-9,5 |
2.çeyrek |
-1,2 |
2,2 |
3,4 |
4,8 |
-1,0 |
4,0 |
-5,0 |
-10,1 |
3.çeyrek |
0,7 |
6,2 |
3,3 |
7,2 |
2,8 |
4,4 |
-5,2 |
-9,3 |
4.çeyrek |
-1,1 |
3,6 |
3,3 |
3,2 |
7,2 |
-2,1 |
-7,4 |
-5,7 |
Yıllık |
-0,7 |
4,1 |
3,7 |
5,4 |
0,9 |
2,7 |
-4,8 |
-8,5 |
GSYH (%) |
|
|
|
|
0,8 |
1,9 |
11,4 |
5,6 |
Son iki yılda tüketici ve üretici fiyatları
arasındaki farklılık artış göstermiştir. 2022 yılında TÜFE’de yıllık ortalama
artış yüzde 72,3 iken, Yİ-ÜFE yüzde 128,5 olmuştur. Hizmet üretici fiyatları
yüzde 89,9, tarım üretici fiyatları yüzde 132,2, inşaat maliyetleri ise yüzde
103,3 yükselmiştir. Mal ve hizmet ihracat ve ithalat fiyatlarındaki ayrışmaya
ilave olarak, sektörel katma değerler ve harcama kalemlerine uygulanan bu fiyat
endekslerindeki farklılaşmanın istatistiki hatayı artırdığı tahmin
edilmektedir. Bu nedenle stok değişimi-istatistiki hata verisi anlamsızlaşmıştır.
8. İşgücü Ödemelerinin Payındaki Gerileme:
Ücretli ve yevmiyeli
çalışanların toplam istihdam içindeki payı, yıllıklandırılmış verilere göre,
2017 yılı son çeyreğinde yüzde 67,6 iken, bu pay 2022 yılının aynı döneminde
yüzde 70,7’ye yükselmiştir. Bu dönemde işgücü ödemelerinin GSYH içindeki payı
ise yüzde 30,2’den, yüzde 23,8’e gerilemiştir (Grafik:8). Covit-19 ve
sonrasındaki ekonomik politika uygulamalarının etkisiyle, işletme artığının
GSYH’daki payı artarken, işgücü ödemelerinin payı 2021 ve 2022 yıllarında
belirgin bir düşüş göstermiştir. Bu düşüşün temel nedeni kişi başı reel işgücü
ödemesinin 2020 yılı ve sonrasında gerilemesidir (Grafik:9).
Tablo:8- İstihdam ve İşgücü Ödemeleri
|
Bin
Kişi |
(%) |
Kişi
Başı Reel İşgücü Öde.(%) |
|||
Ücretli
Çalışan |
T.İstihdam
|
Ücretli/ T.İstihdam |
İşgücü
Ödemesi/GSYH |
TÜFE’ye Göre |
Deflatöre
Göre |
|
2020-1 |
18.783 |
26.699 |
70,4 |
34,9 |
3,8 |
4,9 |
2 |
17.902 |
25.853 |
69.2 |
32,9 |
-3,4 |
-4,0 |
3 |
19.013 |
27.364 |
69,5 |
26,7 |
-0,4 |
-3,0 |
4 |
19.185 |
26.823 |
71,5 |
25,3 |
0,4 |
-4,4 |
Yıllık |
18.721 |
26.685 |
70,2 |
29,3 |
0,1 |
-1,7 |
2021-1 |
19.140 |
27.391 |
69,9 |
31,2 |
-1,2 |
-5,8 |
2 |
19.918 |
28.448 |
70,0 |
29,2 |
4,8 |
-2,3 |
3 |
20.532 |
29.652 |
69,2 |
26,6 |
5,8 |
-0,2 |
4 |
21.019 |
29.815 |
70,5 |
22,9 |
0,1 |
-9,6 |
Yıllık |
20.152 |
28.827 |
69,9 |
26,9 |
2,5 |
-4,3 |
2022-1 |
20.844 |
29.418 |
70,9 |
27,7 |
-5,4 |
-12,4 |
2 |
21.583 |
30.765 |
70,2 |
22,6 |
-11,9 |
-23,2 |
3 |
21.855 |
31.160 |
70,1 |
23,7 |
1,7 |
-13,2 |
4 |
22.604 |
31.556 |
71,6 |
22,6 |
6,6 |
-5,0 |
Yıllık |
21.722 |
30.725 |
70,7 |
23,8 |
-1,3 |
-12,8 |
Kaynak: TÜİK ve kendi hesaplamalarımız.
2022 yılı ilk çeyreğinde yüzde 5,4 oranında gerileyen TÜFE bazlı
reel işgücü ödemesi, yılın ikinci çeyreğinde de yüzde 11,9 oranında düşüş
göstermişti. Temmuz ayında asgari ücretin artırılması ve diğer maaş ve
ücretlerdeki iyileştirmeler nedeniyle, kişi başı reel işgücü ödemesi
Temmuz-Eylül döneminde yüzde 1,7, Ekim-Aralık döneminde ise 6,6 oranında artmış
ve yıl genelinde reel işgücü ödemesinde yüzde 1,3 oranında düşüş olmuştur.
Ancak, GSYH zımni fiyat deflatörü kullanıldığında, kişi başı reel işgücü ödemesinin
yıl boyunca düşüş gösterdiği ve 2022 yılı genelinde yüzde 12,8 oranında
gerilediği görülmektedir.
2022 yılı boyunca en çok tartışılan konuların başında TÜFE
enflasyon oranları gelmiştir. 2022 yılında yıllık ortalama TÜFE enflasyonu
yüzde 72,3 artarken, Yİ-ÜFE yüzde 128,5, İTO Ücretliler Geçinme Endeksi yüzde
88 ve GSYH zımni fiyat deflatörü yüzde 96,1 artmıştır. TÜFE’de gıda ve giyim
harcama grubundaki fiyat artışlarının üretici fiyatlarından oldukça düşük
olduğu ve kira artışlarının gerçeği yansıtmadığı sık, sık tartışılan bir konu
olmuştur. Bu nedenle reel işgücü ödemeleri için GSYH zımni deflatörünün kullanılmasının
daha gerçekçi olduğu düşünülmektedir.
9. Genel Değerlendirme
Türkiye, Covit-19
salgını yasaklamalarının hafifletilmesinin etkisiyle, 2021 yılında oldukça
yüksek bir büyüme performansı göstermiştir. Gerek ihracat talebi gerek tüketim
talebi GSYH’nın yüzde11,4 oranında büyümesine katkıda bulunmuştur. Toplam yurtiçi
talep büyümesi yüzde 6,5 iken, net ihracatın büyümeye katkısı 4,8 puan
olmuştur. Yılın son çeyreğinde ekonomi politikasında önemli bir değişim
gerçekleştirilerek “düşük faiz-yüksek kur” politikasına geçildiği
yönünde açıklamalar yapılmış ve yüzde 19 olan TCMB politika faizi Aralık ayında
yüzde 14’e kadar düşürülmüştür.
Enflasyon yükselme eğiliminde iken politika
faiz oranının düşürülmesi, piyasalarda önemli bir istikrarsızlık yaratmış,
döviz kurlarında aşırı yükselme gözlenirken enflasyonda hızlanmıştır.
Uluslararası piyasalarda enerji fiyatları yükselirken, döviz kurlarındaki
sıçrama yurtiçinde enerji maliyetlerini ve diğer üretim maliyetlerinin önemli ölçüde
artmasına neden olmuştur. Faiz oranlarındaki indirim ilk etkisini döviz
kurlarında göstermiş, 2021 yılı Eylül ayında 8,52 lira olan ortalama dolar
kuru, 20 Aralık 2021 tarihinde 18 liraya kadar yükselmiştir. Aynı tarihte döviz kurlarındaki yükselişi önlemek
için "Kur Korumalı Vadeli Türk Lirası Mevduat Hesabı (KKM)"
sisteminin uygulamaya konulacağı açıklanmıştır. Türk lirasından kaçışı önlemek
ve Türk lirası mevduat sahiplerine kur artışı kadar getiriyi garanti eden bu
sistemin açıklanması ile döviz kurlarında olağanüstü bir düşüş yaşanmış ve TCMB
dolar alış kuru, 21-31 Aralık döneminde ortalama 12,13 liraya gerilemiştir. KKM
sistemi, tasarruf sahiplerinin Türk lirası cinsi varlıklara yönelmelerini
teşvik etmek için Türk lirası cinsinden faiz ödenirken, kur artışı kadar
getiriyi de garanti etmektedir. Başlangıçta sadece gerçek kişilerin
yararlanacağı KKM sistemi, daha sonra tüzel kişilerin döviz/altın hesaplarından
Türk lirasına dönüşleri içinde uygulamaya konulmuştur. Firmaların bu imkândan
yararlanmalarını teşvik için kurumlar vergisinde değişiklik yapılarak, Türk
lirasına geçen firmaların kambiyo karlarına kurumlar vergisi istisnası da
getirilmiştir. Ayrıca KKM hesaplarından elde edilecek faiz ve kar payları için
gelir vergisi stopaj oranı da sıfırlanmıştır.
Ekonomi yönetimi, Türk lirasının değer
kaybındaki hızlanış sonrasında, “düşük faiz yüksek kur” politikasının ekonomide
ciddi bir yapısal değişim sağlayacağını ileri sürmüş ve bu politika sayesinde
üretim, yatırım ve istihdam artışının gerçekleşeceğini savunmuştur. Ayrıca “yüksek
faiz, düşük enflasyon” politikasının cari açık gibi yapısal bir soruna
neden olduğu ileri sürülmüştür.
2022 Ocak ayında TCMB "Liralaşma
Stratejisini" açıklamıştır. Genel olarak “Liralaşma stratejisinin” enflasyon üzerinde olumlu
etki göstereceği, dezenflasyon sürecini hızlı bir şekilde başlatacağı ve
enflasyonun tek haneye indirileceği ifade edilmiştir. Uygulamaya konulan KKM
sisteminin Türk lirası mevduat tercihini güçlendirdiği ve döviz kurlarında
oluşan sağlıksız fiyat oluşumlarını önlediği, KKM sisteminin kurun enflasyona
olan etkisini azalttığı ve bunun enflasyonun indirilmesi için en önemli
unsurlardan biri olduğu belirtilmiştir.
Düşük faiz politikası uygulaması
sürerken, KKM sistemi ve “Liralaşma Stratejisi” ile döviz kurları kontrol
altına alınmaya çalışılmıştır. Bu kapsamda, döviz mevduatları zorunlu
karşılıkları artırılmış, ihracat gelirlerinin yüzde 40’ının TCMB’ye satılma
zorunluluğu getirilmiş, TCMB’nin kullandırdığı reeskont ve yatırım taahhütlü
avans kredilerinin Türk lirası cinsi harcama alanlarında kullanılması sağlanmış,
reel sektöre finansal sistem tarafından sağlanan kredilerin yabancı para talebi
yaratmayacak şekilde belirli amaçlar çerçevesinde kullanılması sağlanmaya
çalışılmıştır. Ayrıca TCMB’nin Türk lirası mevduat ve kredilerin faiz, miktar
ve kullanım alanları üzerindeki etkisi artırmak için döviz kurlarında istikrar
ve kontrol sağlanmasına yönelik olarak sık, sık düzenlemeler yapılmıştır. Döviz
kuru hareketlerinin enflasyon yanı sıra kamu maliyesine olası olumsuz
etkilerinin belirgin ölçüde yükselmesi nedeniyle “yüksek kur” ve ekonominin
rekabet gücü gibi söylemler zamanla terkedilmiş ve döviz kurlarında istikrar söylemi
öne çıkarılmıştır.
2022
yılındaki bu uygulamalar sonucunda, mevduat, kredi ve tahvil faizleri 2021 yılı
seviyesinde kalırken, enflasyon ve döviz kuru sıçramış, negatif reel faiz
oranları olağanüstü seviyelere çıkmıştır. Ortalama faiz ve enflasyon
oranlarında 2018-2020 döneminde, bir önceki döneme göre önemli bir artış
gözlenmişti. Ancak 2022 yılında enflasyon ve döviz kurundaki artış hızla
yükselirken, faiz oranlarında fazla bir değişim gözlenmemiştir. 2022 yılında ortalama
TÜFE enflasyonu yüzde 72,3 iken, ortalama mevduat faizi yüzde 17,09, ticari
kredi faizi yüzde 21,6, tüketici kredi faizi yüzde 28,7, DİBS faizi ise yüzde
18,5 olmuştur (Tablo:9).
Tablo:9- Yıllık Ortalama Faiz Oranları, Enflasyon ve Döviz
Kuru (%)
|
2010-17 |
2018-20 |
2021 |
2 0 2 2 |
||||
1.Ç. |
2.Ç |
3.Ç |
4.Ç |
Toplam |
||||
Ticari Kredi Faizi |
12,15 |
19,02 |
20,14 |
21,98 |
23,21 |
25,43 |
16,03 |
21,63 |
Tüketici Kredisi Faizi |
14,39 |
21,02 |
22,44 |
27,48 |
26,39 |
31,24 |
29,54 |
28,70 |
Ortalama Mevduat Faizi |
9,55 |
15,08 |
17,35 |
17,50 |
16,80 |
17,46 |
16,56 |
17,09 |
3 Aylık
Mevduat Faizi |
9,91 |
15,81 |
18,09 |
18,17 |
17,43 |
19,26 |
19,26 |
19,04 |
DİBS Faizi |
9,34 |
15,81 |
17,80 |
23,86 |
23,08 |
15,91 |
10,95 |
18,45 |
TÜFE Yıllık Ortalama |
8,36 |
14,60 |
19,60 |
54,80 |
74,07 |
81,12 |
77,37 |
72,31 |
Yİ-ÜFE Yıllık Ortalama |
8,23 |
18,92 |
43,86 |
104,69 |
130,98 |
146,66 |
127,66 |
128,47 |
Dolar Kuru Değişimi |
11,61 |
24,48 |
26,07 |
88,76 |
88,26 |
109,62 |
68,09 |
87,21 |
Yılın
son çeyreğinde sanayi katma değeri yüzde 3 gerilerken, mal ve hizmet ihracatı
da yüzde 3,3 oranında düşüş göstermiştir. 2021 yılında pozitif 4,8 puan olan
net ihracatın büyümeye katkısı 2022 yılında 0,6 puana gerilemiştir. 2022
yılında istihdam yüzde 6,6 oranında artmış ve 2021 yılında yüzde 12 olan işsizlik
oranı yüzde 10,5’e gerilemiştir. Ancak ücretli çalışanların toplam istihdamdaki
payları yükselirken işgücü ödemelerinin GSYH’ya oranı düşüş eğilimini
sürdürmüştür. 2021 yılında yüzde 26,9 olan işgücü ödemelerinin GSYH’ya oranı,
2022 yılında yüzde 23,8’e gerilemiştir. İşgücü ödemelerinin payındaki
gerilemenin temel nedeni ücretli başı reel ücret ödemelerinin düşmesidir. 2021
yılında yüzde 4,3 düşen reel ücret ödemeleri, 2022 yılında da yüzde 12,8
oranında düşüş göstermiştir.
Sonuç
olarak 2021 yılı son çeyreğinde “Düşük Faiz-Yüksek Kur” söylemi ile
başlatılan ve üretim-ihracat-istihdam artışını amaçlayan “Yeni Ekonomi
Modeli”, 2022 yılı son çeyreğinde “Yüksek Enflasyon-Zayıflayan Rekabet
Gücü ve Refah Kaybı”na neden olmuş, istihdam artışı sağlanırken ekonominin
büyüme performansı önemli ölçüde zayıflamış ve sanayi sektöründe işgücü
verimliliği düşmüştür.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder