2003-2025 DÖNEMİNDE
TÜRKİYE’NİN KARŞILAŞTIRMALI EKONOMİK PERFORMANSI
(BRİCS ve 14 Ülke)
(Zafer YÜKSELER, 28 Ekim 2024)
1. Giriş:
Bu çalışmada, Uluslararası
Para Fonu’nun (IMF) “Dünya Ekonomik Görünümü Raporu” veri tabanı kullanılarak 2003-2025
döneminde Türkiye ve BRİCS kurucu ülkelerinin de dahil olduğu 14 ülkenin
çeşitli makroekonomik göstergeleri karşılaştırılmıştır. Türkiye ile birlikte makroekonomik
verileri incelenen ülkeler; Brezilya, Meksika, Şili, Filipinler, Çin Halk
Cumhuriyeti, Hindistan, Endonezya, Malezya, Kore, Tayland, Güney Afrika
Cumhuriyeti, Rusya, Polonya ve Romanya’dır. Seçilen ülkeler, Kore hariç,
yükselen piyasa ekonomileri ve/veya gelişmekte olan ülkeler grubu içinde yer
almaktadır. Bu ülkelerden, Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika
Cumhuriyeti BRİCS kurucu üyeleridir.
Makroekonomik performansın değerlendirilmesi
amacıyla, ülkelerin beş temel alanda sağladıkları gelişme incelenmiştir. Bu
alanlar, büyüme, enflasyon, istihdam, dış denge ve iç denge olarak
belirlenmiştir. Belirlenen alanlar için seçilen göstergeler ise sırasıyla; sabit
fiyatlarla GSYH büyüme hızı, tüketici fiyatları yıllık ortalama artış hızı,
genel işsizlik oranı, cari işlemler dengesi/GSYH oranı ve bütçe dengesi /GSYH
(general government net lending/borrowing/GDP) oranıdır.
Ülkelerin seçilen beş
gösterge ile ilgili performanslarının incelenmesi yanı sıra, her bir ülke için
bu beş göstergeden oluşturulan “Makroekonomik Performans Endeksi”
karşılaştırmalı olarak incelenecektir. Çalışma, IMF’in Ekim 2024 tarihli “World
Economic Outlook” veri setinden yararlanarak, 2003-2025 döneminin incelenmesini
ve Türkiye’nin performansını karşılaştırmayı amaçlamaktadır.
2. Ülkelerin Temel
Büyüklükleri:
İncelenen 15 ülke, özellikle Çin
Halk Cumhuriyeti’nin katkısıyla 2003-2024 döneminde önemli bir ilerleme
göstermiştir. 2003 yılında bu ülke grubunun Dünya hasılası içindeki payı yüzde
16,3 iken, 2017 yılında bu pay yüzde 31,8’e, 2024 yılında ise yüzde 33,1’e
yükselmiştir. Çin ve Hindistan incelenen ülkeler içinde yer aldığından, 15
ülkenin Dünya nüfusu içinde önemli bir payı bulunmaktadır. 2002 yılında, 15
ülkenin Dünya nüfusu içindeki payı yüzde 54 iken, bu pay 2017 yılında yüzde 51,3’e,
2024 yılında ise yüzde 50,3’e gerilemiştir. Bu dönemde, Rusya’nın nüfusu çok
sınırlı artarken, Romanya ve Polonya’nın nüfuslarında gerileme gözlenmiştir.
Tablo: 1 –
Ülkelerin Temel Büyüklükleri
|
|
Nüfus(Bin Kişi) |
GSYH (Milyar $) |
Kişi B.GSYH ($) |
KB Gelir Art.(Kat) |
|||
|
|
2003 |
2024 |
2003 |
2024 |
2003 |
2024 |
2024/03 |
1 |
Brezilya |
181.378 |
212.542 |
558 |
2.188 |
3.078 |
10.296 |
3,35 |
2 |
Meksika |
103.588 |
132.274 |
766 |
1.848 |
7.390 |
13.972 |
1,89 |
3 |
Şili |
15.857 |
20.086 |
77 |
329 |
4.825 |
16.365 |
3.40 |
4 |
Filipinler |
81.910 |
113.170 |
87 |
470 |
1.063 |
4.154 |
3,91 |
5 |
Çin |
1.292.270 |
1.409.050 |
1.657 |
18.273 |
1.282 |
12.969 |
10,12 |
6 |
Hindistan |
1.117.415 |
1.441.720 |
608 |
3.889 |
544 |
2.698 |
4,97 |
7 |
Endonezya |
215.216 |
281.604 |
255 |
1.403 |
1.186 |
4.981 |
4,20 |
8 |
Malezya |
25.320 |
33.460 |
120 |
440 |
4.740 |
13.142 |
2,77 |
9 |
Kore |
47.892 |
51.753 |
728 |
1.870 |
15.211 |
36.131 |
2,38 |
10 |
Tayland |
64.550 |
70.266 |
152 |
529 |
2.359 |
7.527 |
3,19 |
11 |
G. Afrika Cu. |
47.005 |
63.202 |
197 |
403 |
4.191 |
6.377 |
1,52 |
12 |
Rusya |
144.649 |
146.080 |
462 |
2.184 |
3.191 |
14.953 |
4,69 |
13 |
Polonya |
38.219 |
36.621 |
218 |
863 |
5.700 |
23.563 |
4,13 |
14 |
Romanya |
21.628 |
18.944 |
58 |
381 |
2.672 |
20.089 |
7,52 |
15 |
Türkiye |
67.187 |
85.811 |
317 |
1.344 |
4.711 |
15.666 |
3,33 |
|
15 Ülke Top. |
3.464.084 |
4.116.583 |
6.260 |
36.414 |
1.807 |
8.845 |
4,89 |
|
BRİCS (1) |
2.782.717 |
3.272.594 |
3.482 |
26.937 |
1.251 |
8.231 |
6,58 |
Kaynak: IMF, World Economic Outlook Database ve kendi
hesaplamalarımız.
(1)Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika
Cumhuriyeti’nden oluşmaktadır.
15 ülke genelinde, 2003-2024
döneminde kişi başı GSYH 4,89 kat artarak, 2003 yılında 1.807 dolar iken 2024
yılında 8.845 dolara yükselmiştir. Kişi başı GSYH ’da en yüksek artış, Çin,
Romanya, Hindistan, Rusya ve Endonezya’da gözlenirken, Güney Afrika
Cumhuriyeti, Meksika ve Kore en düşük artış sağlayan ülkeler olmuştur.
Türkiye’nin kişi başı GSYH’si ise bu dönemde, ortalama artışın altında, 3,33
kat artış göstermiştir (Tablo:1). 15 ülke grubu içinde BRİCS üyesi ülkelerin
önemli bir ağırlığı bulunmaktadır. 2003 yılında 15 ülke GSYH toplamının yüzde
55,6’sı BRİCS ülkelerine ait iken, bu oran 2024 yılında yüzde 74’e yükselmiştir.
BRİCS üyesi ülkelerin, bu dönemde kişi başı gelirleri 6,58 kat artış
göstermiştir.
3. GSYH Büyümesi:
2003-2017 döneminde, 14
ülkenin ortalama büyüme hızı yüzde 4,6 olmuştur. Bu dönemde Türkiye, yüzde 5,8
oranındaki büyüme hızı ile 15 ülke içinde Çin ve Hindistan’dan sonra en yüksek
büyüme hızına sahip ülke olmuştur. 2018-2021 döneminde 14 ülkenin ortalama
büyüme hızı yüzde 2,2’ye, Türkiye’nin büyüme hızı ise yüzde 4,3’e gerilemiştir.
2020 yılındaki Covit-19 salgını ülkelerin büyümesini olumsuz etkilemiştir. 2020
yılında 14 ülkenin GSYH’sı yüzde 4,3 oranında gerilemiş, Türkiye’de ise GSYH
yüzde 0,8 oranında artış göstermiştir. 2018-2021 döneminde Çin yüzde 5,8
oranındaki büyüme hızı ile ilk sırada yer alırken, Türkiye yüzde 4,3 oranındaki
GSYH büyümesiyle ikinci sırada yer almıştır.
2022-2025 döneminde Türkiye’nin ortalama büyüme hızı yüzde 4,1 olarak tahmin edilirken, 14 ülkenin ortalama büyüme hızının yüzde 3,5’e yükselmesi beklenmektedir. Hindistan, Filipinler ve Malezya büyüme açısından bu dönemin en başarılı ülkeleridir (Tablo:2, Grafik:1). 2003-2017 döneminde BRİCS üyesi ülkelerin ortalama büyüme hızı yüzde 5,1 iken, bu oran 2018-2021 döneminde yüzde 2,6’ya gerilemiş, 2022-2025 döneminde ise GSYH büyümesinin yüzde 3,5’e yükselmesi beklenmektedir.
|
|
4. Tüketici
Enflasyonu:
2003-2017 döneminde, 14
ülkenin ortalama enflasyon oranı yüzde 4,5 olmuştur. Bu dönemde, enflasyon
performansı açısından en başarılı ülkeler, sırasıyla, Tayland, Polonya, Malezya,
Kore ve Çin’dir. Bu ülkelerde, yıllık ortalama tüketici fiyatlarındaki artış
yüzde 2,5 civarında gerçekleşmiştir. Enflasyon açısından en başarısız ülke ise,
yüzde 9,6’lık TÜFE enflasyon oranı ile Türkiye olmuştur. Rusya yüzde 9,5
enflasyon oranı ile Türkiye’yi takip ederken, Hindistan, Endonezya ve
Brezilya’da yüzde 6,5 civarında enflasyon oranı ile yüksek enflasyonlu ülkeler
arasında yer almışlardır.
2018-2021 döneminde 14 ülke
grubunda ortalama enflasyon oranı yüzde 2,8’e gerilemiştir. Polonya ve Türkiye
dışında tüm ülkelerde enflasyonda düşüş gözlenmiştir. 2003-2017 döneminde
Türkiye’de 9,6 olan ortalama enflasyon oranı, 2018-2021 döneminde yüzde 15,9’a
yükselmiştir. Bu dönemde, Tayland, Malezya ve Meksika’da enflasyon yüzde 1’in
altına gerilemiştir. BRİCS üyesi ülkelerin ortalama enflasyon oranı ise yüzde
4,1 olmuştur.
2022-2025 döneminde 14 ülke
grubunda ortalama enflasyonun yüzde 4,9’a yükselmesi beklenmektedir. Covit-19
salgını ve sonrasında yaşanan tedarik sorunları, Rusya-Ukrayna savaşının
etkisiyle enerji fiyatlarındaki yükselme enflasyonu olumsuz etkilemiştir. Özellikle,
Rusya-Ukrayna savaşı, 14 ülke kapsamında yer alan Rusya, Polonya ve Romanya da
enflasyonun yüzde 4’lerden yüzde 8,5 civarına yükselmesine neden olmuştur. 2022
yılında Türkiye’de yüzde 72,3’e yükselen ortalama tüketici enflasyonu, 2023
yılında da yüzde 53,9 olarak gerçekleşmiştir. Ortalama tüketici enflasyonunun
2024 yılında yüzde 60,9, 2025 yılında ise yüzde 33 olması beklenmektedir.
Böylece, 2018-2021 döneminde yüzde 15,9 olan ortalama tüketici enflasyonunun, 2022-2025
döneminde yüzde 55’e yükseleceği tahmin edilmektedir. Bu oran, incelenen
ülkelerin tümünde 2003-2025 döneminin kaydedilen en yüksek enflasyon oranıdır
(Grafik:2). BRİCS üyesi ülkelerde ise ortalama tüketici enflasyonunun bu
dönemde yüzde 5,1 olması beklenmektedir.
5. İstihdam Performansı:
Ülkelerin istihdam performansı, işsizlik oranı ile ölçülecektir. İncelenen dönemde, IMF veri tabanında Hindistan için işsizlik verisi bulunmamaktadır. Güney Afrika Cumhuriyeti ise 2003-2025 döneminde yüzde 30 gibi çok yüksek işsizlik oranına sahip olduğundan, bu bölümde 12 ülkenin ortalama performansı değerlendirilecektir. 2003-2017 döneminde, 12 ülkenin ortalama işsizlik oranı yüzde 6,1 olarak gerçekleşmiştir. Bu dönemde, Güney Afrika Cumhuriyeti dışında en yüksek işsizlik oranı yüzde 10,8 ile Polonya’ya aittir. Polonya’yı yüzde 10’luk işsizlik oranı ile Türkiye takip etmektedir.
|
2003-2017 döneminde yüksek
işsizlik oranına sahip, Polonya, Endonezya ve Şili işsizlik oranlarını,
2018-2021 döneminde düşürürken, Brezilya ve Türkiye’de işsizlik oranı
yükselmiştir. Bu dönemde Brezilya yüzde 12,9 işsizlik oranı
ile en zayıf istihdam performansına sahip ülke olurken, ardından yüzde 12,4
işsizlik oranı ile Türkiye gelmiştir. İstihdam performansı en güçlü
ülkeler, sırasıyla, Tayland, Polonya, Kore, Malezya ve Meksika’dır. 12 ülkenin
işsizlik oranı 2018-2021 döneminde yüzde 5,6’ya gerilerken, BRİCS üyesi 3 ülkenin
işsizlik oranı yüzde 7,7’ye yükselmiştir. Covit-19 salgını etkisiyle 2020 ve
2021 yıllarında tüm ülkelerin işsizlik oranlarında belirgin bir yükseliş
gözlenmiştir.
2022-2025 döneminde, işsizlik
oranlarında düşüş beklenmektedir. BRİCS üyesi 3 ülkede işsizlik oranının yüzde
5,5’e, 12 ülkede ise bu oranın yüzde 4,6’ya gerileyeceği tahmin edilmektedir.
İşsizlik oranındaki en belirgin düşüşün, Brezilya’da olacağı tahmin
edilmektedir. 2022-2025 döneminde Türkiye’nin istihdam performansında iyileşmenin
süreceği ve işsizlik oranının yüzde 9,8 civarında kalması beklenmektedir.
6. Cari İşlemler Dengesi:
Ülkelerin dış denge performansı cari işlemler dengesi/GSYH oranı ile
ölçülmektedir. 2003-2017 döneminde, 14 ülke ortalama olarak GSYH’nin yüzde
0,7’si oranında cari işlemler dengesi fazlası vermişlerdir. Bu dönemde, cari
işlemler fazlası veren ülkeler, sırasıyla, Malezya, Rusya, Çin, Kore, Tayland
ve Filipinler olmuştur. Genelde Uzak Doğu
Asya ülkeleri dış denge performansı açısından olumlu bir yapı göstermektedirler.
2003-2017 döneminde, en yüksek cari işlemler açığı veren ülkeler ise, Romanya,
Türkiye ve Güney Afrika Cumhuriyetidir. Bu dönemde Türkiye, GSYH’sının yüzde
4,7’si oranında cari işlemler dengesi açığı vermiş ve dış yükümlülükleri önemli
ölçüde artmıştır.
2018-2021 döneminde 14 ülkenin cari işlem fazlalarının
GSYH’ya oranı yüzde 0,4’e gerilerken, Romanya, Şili ve Brezilya’da cari
işlemler dengesi önemli oranda açık vermiştir. Bu dönemde Türkiye’nin cari
işlemler dengesinde 2018 ve 2019 yıllarında belirgin bir iyileşme gözlenmiş,
cari işlemler dengesi açığının GSYH’ya oranı yüzde 1,2’ye gerilemiştir. Bu
durum 2018 yılı son çeyreğinde yaşanan “Rahip Krizinin” etkisiyle, cari
işlemler dengesi açığının daralması ve 2019 yılında da cari işlemler dengesi
fazlası verilmesinden kaynaklanmıştır.
2022-2025 döneminde 14 ülke
genelinde GSYH’nın yüzde 0,4’ü oranında cari işlemler dengesi açığı verileceği
tahmin edilmektedir. Bu dönemde Romanya’nın GSYH’nın yüzde 7,7’si oranında,
Şili’nin de GSYH’nın yüzde 4,3 oranında açık vermesi beklenmektedir. 2022
yılında GSYH’nın yüzde 5,1’i kadar açık veren Türkiye’nin, takip eden yıllarda cari
işlemler dengesi açığının daralması ve 2022-2025 döneminde GSYH’nın yüzde 3,3’ü
kadar açık vereceği tahmin edilmektedir. Bu dönemde BRİCS üyesi ülkelerin ise
GSYH’nın yüzde 0,4’ü kadar cari işlem fazlası vermeleri beklenmektedir.
Türkiye, dış denge performansı açısından 2003-2025 dönemi genelinde, Romanya’nın
ardından en olumsuz performansa sahip ülke konumunda bulunmaktadır.
7. Bütçe Dengesi:
İç denge performansının göstergesi olarak, genel devlet bütçe dengesi/GSYH
oranı (general government net lending/borrowing/GNP) kullanılmıştır. 2003-2017 döneminde,
14 ülke ortalama olarak GSYH’nın yüzde 2’si kadar bütçe açığı vermişlerdir.
Bütçe açığı/GSYH oranı en yüksek ülkeler, sırasıyla, Hindistan, Brezilya, Polonya
ve Malezya olmuştur. Bu dönemde, Kore, Şili, Rusya ve Tayland bütçe fazlası vermiştir.
Türkiye, GSYH’nın yüzde 2,6’sı oranındaki bütçe açığı ile iç denge performansı
açısından 7.sırada yer almıştır.
Küresel kriz döneminde
genişletici maliye politikası uygulaması ve ekonomideki daralma nedeniyle,
Türkiye’de bütçe açığı/GSYH oranında yükseliş gözlenmiştir. Takip eden
dönemlerde, bütçe açığı/GSYH oranı gerilemiş ve Türkiye iç denge performansı
açısından oldukça olumlu bir aşama kaydetmiştir. 2018-2021 döneminde 14 ülke
genelinde ve Türkiye’de bütçe açığının GSYH’ya oranı yükselmiştir. 14 ülke
genelinde Covit-19 salgını sürecinde maliye politikasının gevşetilmesi bütçe
açığının GSYH’ya oranının 2020 yılında yüzde 7’ye yükselmesine neden olmuştur.
Türkiye’de 2018 ve 2019 yıllarında ekonomideki yavaşlama ve Covit-19 salgını bütçe
dengesinin bozulmasına neden olmuş, bütçe açığının GSYH’ya oranı 2018-2021
döneminde yüzde 3,9’a yükselmiştir.
2022-2025 döneminde 14 ülke genelinde bütçe açığının GSYH’ya oranının yüzde 4,4’e yükselmesi beklenmektedir. Türkiye’de 2023 Şubat ayında yaşanan büyük deprem felaketi bütçe dengesini olumsuz etkilemiş ve 2023-2024 döneminde bütçenin yüzde 5’in üzerinde açık vermesine neden olmuştur. 2025 yılında bütçe açığının tekrar normal seviyelere geleceği ve 2022-2025 döneminde bütçe açığının GSYH’ya oranının yüzde 3,8 olacağı tahmin edilmektedir.
|
|
8. Makroekonomik Performans Endeksi:
Bu
çalışmada, büyüme, enflasyon, istihdam, dış ve iç dengeden oluşan beş temel
alanda meydana gelen gelişmelerin bütüncül bir yaklaşımla belirlenmesi
amaçlanmıştır. Bu amaçla “Makroekonomik Performans Endeksi (MPE)” oluşturulmuştur.
Endeks oluşturulurken basit bir yöntem benimsenmiştir. Beş alan için kullanılan
yüzde değişim veya yüzde oran olarak ifade edilen makroekonomik göstergelere
100 ilave edilerek endeks haline dönüştürülmüştür. Bu alt endeksler
oluşturulurken, GSYH büyümesi, cari işlemler ve bütçe fazlası pozitif,
enflasyon, işsizlik, cari işlemler açığı ve bütçe açığı negatif olarak
değerlendirilmiştir. Makroekonomik Performans Endeksi (MPE), bu alt endekslere
belirli ağırlıklar verilerek tek bir endeks haline getirilmiştir. MPE
oluşturulurken; büyümeye yüzde 30, işsizlik ve enflasyona yüzde 20, cari
işlemler ve bütçe dengesine ise yüzde 15 oranında ağırlık verilmiştir.
Makroekonomik Performans Endeksinin 100’ün üzerinde olması veya bir önceki yıla
göre yükselmesi, ekonominin performansında olumlu gelişme olduğunu
göstermektedir. Endeksteki gerileme, makroekonomik performansın zayıfladığına
ve genel ekonomik durumun bozulduğuna işaret etmektedir.
2003-2017 döneminde
Türkiye’nin Makroekonomik Performans Endeksi 96,7 olmuş ve MPE değeri
hesaplanan 14 ülke içinde son sıralarda yer almıştır. Makroekonomik performansı
Türkiye’den daha zayıf olan ülke, 93,8 endeks değeri ile, Güney Afrika
Cumhuriyeti olmuş, Brezilya ise Türkiye ile aynı MPE değerine sahip olmuştur.
2018-2021 döneminde, Meksika, Rusya ve Polonya dışındaki tüm ülkelerin MPE
değerleri düşüş göstermiştir. 2020 yılındaki Covit-19 salgınının da etkisiyle
büyüme hızındaki gerileme, işsizlik oranındaki yükseliş ve bütçe dengelerindeki
bozulma, bu düşüşte etkili olmuştur. Bu dönemde Türkiye, Güney Afrika
Cumhuriyetinden sonra 94,9 ile en düşük MPE değerine sahip ülke olmuştur.
2018-2021 döneminde, Kore, Tayland, Rusya, Malezya, Çin ve Polonya yüksek MPE
değerine sahip ülkeler olmuştur.
|
2022-2025 döneminde, Türkiye’nin
makroekonomik performansının daha zayıfladığı görülmektedir. 2022-2024
döneminde yüksek enflasyonun makroekonomik performansı önemli ölçüde
zayıflattığı görülmektedir. 2025 yılında enflasyondaki düşüşe paralel MPE
değerinin önemli ölçüde yükseleceği tahmin edilmektedir (Grafik:6). 2022-2025
döneminde Türkiye’den sonra en düşük MPE değeri Güney Afrika Cumhuriyeti ve
Romanya’da görülmektedir. Malezya, Kore, Tayland, Endonezya ve Çin yüksek
makroekonomik performansa sahip ülkeler içinde yer almaktadırlar.
|
|
Türkiye ve 13 ülkenin makroekonomik performans endeksi
karşılaştırıldığında, gerek ülke bazında gerek 13 ülke ortalamasında endeksin
Türkiye’ye göre daha istikrarlı bir yapı gösterdiği görülmektedir (Bakınız
Grafik:7). Türkiye’de yüksek enflasyon ve cari açığın yanı sıra, büyümenin çok
oynak olması makroekonomik performansı olumsuz etkilemekte ve istikrarsız bir
yapının ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Bu durum, makroekonomik performans
endeksi ile büyüme endeksi karşılaştırıldığında daha açık olarak görülmektedir.
Yukarıdaki grafiklerde görüleceği gibi, MPE ile büyüme endeksi arasındaki fark
Türkiye’de 10,5 puan iken,13 ülke ortalamasında 5,2 puandır. İki seri arasında
oluşan fark Türkiye’de hem yüksek hem de çok oynaktır. Bu durum, ekonomideki
istikrarsızlığın bir göstergesidir. Bu yapı ekonomide belirsizliği artıran,
öngörülebilirliği azaltan önemli bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır.
9. Sonuç ve Değerlendirme:
2003-2025
dönemi genelinde, Türkiye’nin 15 ülke içinde en başarılı olduğu alan büyümedir
ve 3. sırada yer almaktadır. 2003-2017 döneminde, Türkiye büyüme performansı
açısından 3.sıradayken, 2018-2021 döneminde en yüksek büyüme hızına sahip ikinci
ülke konumuna yükselmiştir. Bu gelişmede, 2020 yılındaki Covit-19 salgınında
Türkiye ekonomisi yüzde 0,8 oranında büyürken, 14 ülkenin yüzde 4,3 oranında
küçülmesi etkili olmuştur. 2022-2025
döneminde, Türkiye’nin büyüme performansının zayıflaması ve 6.sıraya gerilemesi
beklenmektedir.
2003-2025 döneminde Türkiye,
enflasyon, işsizlik ve cari işlemler dengesi açısından oldukça olumsuz bir
performans göstermiştir. Bu durumun tüm ara dönemlerde de sürdüğü
görülmektedir. Türkiye, 15 ülke içinde, en yüksek enflasyon ve Romanya’dan
sonra en yüksek cari açığa sahip ülke konumunda bulunmaktadır. Olumlu
gelişmeler sağladığı iç denge performansında da deprem felaketi etkisiyle,
2022-2025 döneminde göreli bir bozulma beklenmektedir. Türkiye büyüme açısından
başarılı olmakla birlikte, istihdam yaratma ve işsizliği azaltma konusunda başarı
sağlayamamıştır. Güney Afrika Cumhuriyeti’nden sonra en yüksek işsizlik oranına
sahip ülke konumda bulunmaktadır.
Tablo: 8 –
Seçili Alanlarda Performansı En Yüksek Ülkeler ile Türkiye’nin Sıralamadaki
Yeri
Politika Alanı |
Gösterge |
2003-17 |
2018-21 |
2022-25 |
2003-25 |
|
15 Ülke Arasında |
||||||
1 |
GSYH Büyümesi |
% |
Çin |
Çin |
Hindistan |
Çin |
2 |
TÜFE Enflasyonu |
Ortalama, % |
Tayland |
Tayland |
Çin |
Tayland |
3 |
İşsizlik Oranı (1) |
% |
Tayland |
Tayland |
Tayland |
Tayland |
4 |
Cari İşlemler Dengesi/GSYH |
% |
Malezya |
Rusya |
Rusya |
Malezya |
5 |
Bütçe Dengesi/GSYH |
% |
Kore |
Rusya |
Kore |
Kore |
|
MPE (1) |
|
Çin |
Kore |
Malezya |
Çin |
|
Türkiye’nin Sıralamadaki Yeri |
|||||
|
|
Gösterge |
2003-17 |
2018-21 |
2022-25 |
2003-25 |
1 |
GSYH Büyümesi |
% |
3 |
2 |
6 |
3 |
2 |
TÜFE Enflasyonu |
Ortalama, % |
15 |
15 |
15 |
15 |
3 |
İşsizlik Oranı (1) |
% |
13 |
12 |
13 |
13 |
4 |
Cari İşlemler Dengesi/GSYH |
% |
14 |
15 |
11 |
14 |
5 |
Bütçe Dengesi/GSYH |
% |
8 |
7 |
10 |
7 |
|
MPE (1) |
|
12 |
13 |
14 |
13 |
(1) İşsizlik verisi olmaması nedeniyle Hindistan hariç
tutulmuştur. Bu alanda 14 ülke karşılaştırılmıştır.
Kaynak: IMF, World Economic Outlook Database ve kendi hesaplamalarımız.
2003-2025 döneminin tümü
dikkate alındığında, Türkiye’nin ekonomik kalkınma için istikrarlı bir ortam
yaratamadığı görülmektedir. Büyüme performansı açısından diğer ülkelere göre daha
başarılı iken, istihdam yaratma ve işsizliği düşürme konusunda yeterli başarıyı
gösterememesi önemli bir soruna işaret etmektedir. Ekonomik büyümeye yüksek
enflasyon ve yüksek cari açığın eşlik etmesi de uygulanan politikaların gözden
geçirilmesi gerektiğini göstermektedir. Ayrıca, kişi başına gelir artışında da Türkiye
yeterli başarıyı gösterememiştir. 2003-2024 döneminde 15 ülkenin ortalama kişi
başı geliri 4,89 kat artarken, Türkiye’nin kişi başı geliri 3,33 kat artmış ve Türkiye
15 ülke arasında 10. sırada kalmıştır.
2003-2025 döneminde sağlanan
büyüme performansı değerlendirildiğinde, göreli olarak yüksek işsizlik oranı ve
düşük kişi başı gelir artışı nedeniyle büyümenin getirisinin düşük; yüksek
enflasyon oranı ve yüksek cari açık nedeniyle büyümenin maliyetinin de yüksek
olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder