1980-2023 DÖNEMİNDE
TÜRKİYE’NİN
KARŞILAŞTIRMALI BÜYÜME VE ENFLASYON PERFORMANSI
(Zafer
YÜKSELER, 14 Mart 2024)
Bu
notta 1980-2023 döneminde Türkiye’nin göreli büyüme ve enflasyon performansı
karşılaştırmalı olarak incelenmiştir. Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) veri
tabanı kullanılarak, Dünya geneli, gelişmiş ülkeler, yükselen piyasa
ekonomileri ve gelişmekte olan ülkeler grubu ile Türkiye’nin GSYH büyüme hızı
ve TÜFE ortalama enflasyon oranları alt dönemler itibariyle
karşılaştırılmıştır. Alt dönemler Türkiye ekonomisi için kritik yıllar dikkate
alınarak belirlenmiştir.
1980-2021
dönemi Türkiye’nin kriz yılları olarak kabul edilebilir. 1980 24 Ocak kararları
ile serbest piyasa ekonomisine geçiş süreci, 1994 5 Nisan kararları, 1999
Marmara Deprem felaketi-Rusya krizi etkisi ve 2021 finansal krizi bu dönemde
yaşanmıştır. Yine bu dönemde, özellikle 1990’lı yıllarda siyasi istikrarın
zayıfladığı ve çok sık koalisyon hükümetlerinin değiştiği gözlenmiştir. 2002-2020
döneminde siyasi istikrar güçlenmiş, ekonomik kararlar ve AB üyelik süreci
nedeniyle yapısal düzenlemelere önem verilmiş ve enflasyon hedeflemesine
yönelik geleneksel piyasa bazlı politikalar uygulanmıştır. 2021-2023 döneminde
para politikasına müdahaleler artmış, 2021 yılı ikinci yarısından 2023 Temmuz
ayına kadar “düşük faiz-yüksek kur” politikasına dayalı “Yeni Ekonomi Modeli”
uygulanmıştır. 2023 yılı Mayıs ayındaki Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrasında,
“Yeni Ekonomi Modelinin” terk edildiği,
rasyonel politikalara geçildiği ilan edilmiştir.
Büyüme:
Dünya genelinde 1980-2023
döneminde ortalama GSYH büyüme hızı yüzde 3,5 olmuştur. Bu oran, 1980-2001 döneminde
yüzde 3,3, 2002-2020 döneminde yüzde 3,7 ve 2021-2023 döneminde ise yüzde 4,3
olmuştur (Tablo:1). GSYH, 2009 Küresel Finansal Kriz ve 2020 Covit-19 etkisiyle
bu iki yılda düşüş göstermiştir. Dünya ekonomisi 2009 yılında yüzde 0,1, 2020
yılında da yüzde 2,8 oranında daralmıştır.
Tablo:1-Dünya ve Türkiye’de Büyüme ve Enflasyon
|
|
|
1980-2001 |
2002-2020 |
2021-2023 |
1980-2023 |
DÜNYA |
GSYH
Büy. |
% |
3,30 |
3,65 |
4,26 |
3,52 |
TÜFE,
Ort. |
% |
16,54 |
3,77 |
6,76 |
10,36 |
|
TÜFE/GSYH |
|
5,02 |
1,03 |
1,59 |
2,95 |
|
Gelişmiş Ülkeler |
GSYH
Büy. |
% |
3,03 |
1,56 |
3,25 |
2,42 |
TÜFE,
Ort. |
% |
4,48 |
1,98 |
5,01 |
3,58 |
|
TÜFE/GSYH |
|
1,48 |
1,27 |
1,54 |
1,48 |
|
Yükselen Piyasalar& Gelişmekte
Olan Ülkeler |
GSYH
Büy. |
% |
3,57 |
5,25 |
4,98 |
4,39 |
TÜFE,
Ort. |
% |
41,31 |
5,77 |
8,05 |
23,70 |
|
TÜFE/GSYH |
|
11,57 |
1,10 |
1,62 |
5,40 |
|
Türkiye |
GSYH
Büy. |
% |
4,38 |
5,75 |
6,98 |
5,18 |
TÜFE,
Ort. |
% |
63,37 |
12,26 |
48,59 |
40,29 |
|
TÜFE/GSYH |
|
14,46 |
2,13 |
6,96 |
7,78 |
Kaynak: IMF, WEO Data Base
October 2023 ve kendi hesaplamalarımız.
Gelişmiş ülke grubunda
1980-2023 döneminde GSYH ortalama büyüme hızı yüzde 2,4 olmuştur. Bu oran,
1980-2001 döneminde yüzde 3,0, 2002-2020 döneminde yüzde 1,6, 2021-2023
döneminde ise yüzde 3,3 olmuştur (Tablo:1). Küresel Finansal Kriz ve Covit-19
salgını gelişmiş ülkeleri daha olumsuz etklilemiştir. Nitekim bu ülke grubunda
GSYH 2009 yılında yüzde 3,4, 2020 yılında ise 4,2 oranında gerilemiştir.
Yükselen Piyasalar ve
Gelişmekte Olan Ülkeler grubunda 1980-2023 döneminde GSYH yılda ortalama yüzde
4,4 oranında artış göstermiştir. Ortalama GSYH büyüme oranı 1980-2021 döneminde
yüzde 3,6, 2002-2020 döneminde yüzde 5,3, 2021-2023 döneminde ise yüzde 5,0
olmuştur. Bu ülke grubunda GSYH 2009 finansal krizi yılında da yüzde 2,8
oranında büyümüş, ancak 2020 Covit-19 döneminde GSYH yüzde 1,8 oranında
gerilemiştir.
Türkiye’de GSYH 1980-2023
döneminde yılda ortalama yüzde 5,2 oranında büyümüştür. Ortalama GSYH büyüme
hızı, 1980-2001 döneminde yüzde 4,4, 2002-2020 döneminde yüzde 5,8, 2021-2023
döneminde ise yüzde 7 civarında gerçekleşmiştir. 1980-2001 döneminde Türkiye,
Dünya geneli ve diğer ülke gruplarından oldukça farklı bir büyüme performansı
göstermiştir. Türkiye, 1980-2001 döneminde dört derin ekonomik kriz yaşamış ve GSYH
her krizde daralma göstermiştir. GSYH, 1980 yılında yüzde 0,8, 1994 yılında
yüzde 5,5, 1999 yılında yüzde 3,3 ve 2021 yılında yüzde 5,8 oranında
gerilemiştir.
|
Türkiye, 2009 Küresel Finansal
Kriz ve 2020 Covit-19 salgınında da, Yükselen Piyasalar ve Gelişmekte olan
ülkeler grubundan farklı bir eğilim göstermiştir. 2009 finansal krizi
sürecinde, politikacıların krizin teğet geçti söylemine karşın, GSYH yüzde 4,8
oranında küçülmüştür. Aynı yıl Yükselen Piyasalar ve Gelişmekte olan ülkeler
grubunda ise GSYH büyümesi yüzde 2,8 olmuştur. Covit-19 salgını sırasında Dünya
genelinde ve ülke gruplarında gerileyen GSYH, Türkiye’de yüzde 1,9 oranında
artış göstermiştir (Grafik:1).
Türkiye’nin
göreli büyümesi Dünya geneline göre dönemler itibariyle yükseliş
göstermektedir. GSYH büyümesi 1980-2023 döneminde Türkiye’de Dünya ortalama
büyüme hızından 1,47 kat daha fazla olmuştur. Dünya ortalama büyümesi yüzde 3,5
iken, Türkiye’de büyüme yüzde 5,2 olarak gerçekleşmiştir. Türkiye’nin büyüme performansı
1980-2023 döneminde Yükselen Piyasalar ve Gelişmekte Olan ülkeler grubundan
daha yüksektir. Bu ülke grubunun ortalama yüzde 4,4 olan büyümesine göre
Türkiye’de büyüme 1,18 kat daha yüksek gerçekleşmiştir (Tablo:2). Türkiye’nin
büyüme hızı bu ülke grubuna göre, 1980-2001 döneminde 1,23 kat, 2002-2020
döneminde 1,10 kat, 2021-2023 dönmeminde ise 1,40 kat daha yüksektir.
Enflasyon:
Enflasyon
göstergesi olarak tüketici fiyatları endeksi (TÜFE) yıllık ortalama artışı esas
alınmıştır. Dünya genelinde 1980-2023 döneminde yıllık ortalama TÜFE enflasyonu
yüzde 10,4 olmuştur. Bu oran, 1980-2001 döneminde yüzde 16,5, 2002-2020
döneminde yüzde 3,8, 2021-2023 döneminde ise yüzde 6,8’e yükselmiştir
(Tablo:1).
Gelişmiş
ülkeler grubunda 1980-2023 döneminde ortalama TÜFE enflasyonu yüzde 3,6’dır. Bu
oran 1980-2001 döneminde yüzde 4,5, 2002-2020 döneminde yüzde 2’ye gerilemiş,
2021-2023 döneminde ise yüzde 5’e yükselmiştir.
Yükselen
Piyasalar ve Gelişmekte olan Ülkeler grunda da 1980-2023 döneminde yıllık ortalama enflasyon
yüzde 23,7’dir. 1980-2001 döneminde yüzde 41,3 olan ortalama enflasyon oranı
2002-2020 döneminde yüzde 5,8, 2021-2023 döneminde ise yüzde 8,0 olmuştur.
Türkiye’de enflasyon dönem genelinde
ve alt dönemlerde benzer bir eğilim göstermiştir. Tüm dönemlerde enflasyon
Türkiye’de daha yüksek gerçekleşmiştir. 1980-2023 döneminde ortalama yıllık
TÜFE enflasyonu yüzde 40,3 olmuştur. Bu oran, 1980-2001 döneminde ortalama yüzde
63,4 iken 2002-2020 döneminde yüzde 12,3’e gerilemiştir. Ancak “Yeni ekonomi
Modeli” dönemi olan 2021-2023 döneminde ortalama TÜFE enflasyonu yüzde 48,6’ya
yükselmiştir (Tablo:1).
|
Türkiye her dönemde nispi olarak enflasyonun
oldukça yüksek olduğu bir ülke olmuştur. Bu durum Yükselen Piyasalar ve
Gelişmekte Olan ülkeler grubuna göre de geçerliliğini korumaktadır (Grafik:2).
Enflasyon açısında Türkiye’nin en sorunlu dönemi 1980-2001 dönemi olmuştur.
Ekonomik krizler ve krize karşı alınan önlemler bu dönemlerde enflasyonda
sıçramalar yaratmıştır. 24 Ocak kararları çerçevesinde yapılan devalüasyon ve
kamu tarafından üretilen mal ve hizmet fiyatlarındaki artış 1980 yılında TÜFE
enflasyonunu yüzde 110’a yükseltmiştir. TÜFE enflasyonu 1994 yılında yüzde
104,5, 1999 yılında yüzde 64,9, 2001 yılında ise yüzde 54,3 olmuştur.
Türkiye 1980-2021 dönemi boyunca yüksek enflasyon
süreci yaşamasına karşın, Brezilya, Arjantin gibi hiper enflasyon sürecine
girmemiştir. 24 Ocak Kararları ve sonrasında enflasyon yüzde 30-40 bandında
tutulmaya çalışılmış, ancak 1987 milletvekili seçimleri ile birlikte maaş-ücret
artışları ile desteklenmeye başlanan iç talep artışları enflasyonda yeni bir
sıçramaya yol açmıştır. Seçim sırasında uygulanan genişlemeci maliye
politikalarının olumsuz etkilerini gidermek için, 1988 yılı Şubat ve Ekim
aylarında bir dizi karar alınmış, ancak alınan kararlar büyüme hızını olumsuz
etkilerken enflasyonun da hızlanmasına neden olmuştur (Grafik:2).
1990’lı yılların ikinci yarısında, başta Latin
Amerika Ülkeleri ve Eski Merkezi Planlı Ekonomiler olmak üzere, Dünya genelinde
enflasyon oranlarında hızlı bir gerileme gözlenmiştir. Ancak, bu dönemde
Türkiye’de ekonomik ve siyasi istikrarsızlık yoğunluk kazanırken, enflasyonda
da hızlanma yaşanmıştır. 1994 yılında yaşanan finansal kriz ve sonrasında
uygulamaya konulan 5 Nisan Kararları enflasyon platosunda yeni bir yükselmeyi
de beraberinde getirmiştir. Enflasyon 1980 yılından sonra ilk kez üç haneli
rakamlara sıçramıştır.
2000 yılında, enflasyon
beklentilerini radikal bir şekilde kırmak ve reel faiz oranlarını düşürmek
amacıyla, döviz kuruna dayalı bir istikrar programı uygulamaya konulmuştur.
Döviz kuruna ilişkin belirsizliğin giderilmesi sonucunda faiz oranları hızla gerilemiş,
tüketici kredilerindeki artışla desteklenen tüketim patlaması yaşanmış,
enflasyondaki atalet nedeniyle Türk lirası reel olarak değerlenmiştir. Bankacılık
sistemindeki zayıflıklar, bazı bankaların aşırı risk alması ve programın para
ve kur politikasındaki katılık 2000 yılı Kasım ve 2001 19 Şubat aylarında krizle
karşılaşılmış ve 22 Şubat tarihinde Türk lirası dalgalanmaya bırakılmıştır. Krizinden
çıkış için 2001 yılı Nisan ayında “Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı” yürürlüğe
konulmuştur. “Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı” ile enflasyon kontrol altına
alınmış ve 2003 yılından itibaren Türkiye’de dezenflasyon süreci belirginleşmiştir.
1980-2001 döneminde yüzde 63,4 olan enflasyon, 2002-2020
döneminde yüzde 12,3’e gerilemiştir. Ancak 2017 yılından itibaren enflasyon
tekrar yükseliş eğilimine girmiş ve Yükselen Piyasalar ve Gelişmekte Olan
Ülkeler grubundan ayrışma belirginleşmeye başlamıştır. 2021 yılı son çeyreğinde
uygulamaya konulan “düşük faiz-yüksek kur” söylemine dayalı “Yeni Ekonomi Modeli”
enflasyonda tekrar sıçramaya yol açmış ve Türkiye diğer ülkelerden belirgin
şekilde ayrışmıştır (Grafik:2).
1980-2023 döneminde olumlu büyüme performansının
aksine, Türkiye oldukça olumsuz bir enflasyon performansına sahiptir. Bu
dönemde Türkiye’deki enflasyon Dünya ortalamasından 3,89 kat daha yüksektir.
Göreli enflasyon performansının en kötü olduğu dönem 2021-2023 dönemidir
(Tablo:2). Türkiye’de enflasyonun en yüksek olduğu dönem 1980-2001 dönemidir, ancak
bu dönemde Dünya genelinde ve içinde bulunduğumuz Yükselen Piyasalar ve
Gelişmekte olan ülkeler grubunda da enflasyon oldukça yüksekti. 2002-2020
döneminde enflasyon bu grupta ve Türkiye’de önemli oranda gerilemiş, 2021-2023
döneminde enflasyon Türkiye’de tekrar yüksek bir artış sürecine girerken, Yükselen
Piyasalar ve Gelişmekte Olan ülkeler grubunda daha sınırlı artış göstermiştir.
Türkiye 1980-2001 döneminde Yükselen Piyasalar ve Gelişmekte Olan Ülkeler
grubundan 1,53 kat daha yüksek enflasyona sahip iken, 2002-2020 döneminde 2,13
kat, 2021-2023 döneminde ise 6,04 kat daha yüksek enflasyona sahiptir (Tablo:2).
Yükselen Piyasalar ve Gelişmekte Olan Ülkeler grubu 2002-2020 döneminde Türkiye’den
daha düşük enflasyona sahip iken, bu performanslarını büyük ölçüde 2021-2023
döneminde de sürdürmüşlerdir (Grafik:2).
Büyüme-Enflasyon
Etkileşimi:
Enflasyon
ve büyüme arasındaki etkileşimi belirlemek için dönemler itibariyle “TÜFE Enflasyon
Oranı / GSYH Büyüme Hızı” katsayısı hesaplanmıştır. Dünya genelinde 1980-2023
döneminde ortalama GSYH büyüme hızı yüzde 3,5 iken, TÜFE enflasyon oranı yüzde 10,4’tür.
Bu dönemde büyüme-enflasyon etkileşim katsayısı 2,95 (10,36/3,52) olarak
hesaplanmaktadır (Tablo:1). Bu katsayı 1980-2023 döneminde 1 puanlık büyümenin
2,95 puanlık enflasyona neden olduğuna işaret etmektedir. Büyüme-enflasyon
etkileşim katsayısı 1980-2001 döneminde 16,53 iken, 2002-2020 döneminde 1,03’e
gerilemiş, 2021-2023 döneminde ise 1,59’a yükselmiştir.
Gelişmiş
ülkelerde etkileşim katsayısı düşükken, Yükselen Piyasalar ve Türkiye’de
büyüme-enflasyon etkileşim kaysayısı yüksektir. Gelişmiş ülkeler grubunda 1980-2001
döneminde 1,48 olan etkileşim katsayısı 2002-2020 döneminde 1,27’ye
gerilemiştir. Yükselen Piyasalar ve Gelişmekte olan ülkeler grubunda ise etkileşim
katsayısı 11,57’den 1,10’a inmiştir (Tablo:1).
Benzer
iyileşme Türkiye’de de gözlenmiştir. Türkiye’de 1980-2001 döneminde 14,46 olan
etkileşim katsayısı, 2002-2020 döneminde 2,13’e gerilemiş, 2021-2023 döneminde
ise 6,96’ya yükselmiştir (Tablo:1). Diğer bir ifadeyle, 1980-2001 döneminde 1
puanlık büyüme 14,46 puan’lık enflasyona neden olurken, 2002-2020 döneminde 1
puanlık büyüme 2,13 puanlık enflasyona neden olmuştur. 2021-2023 döneminde ise
enflasyon performansı ciddi oranda bozulmuş ve 1 panlık büyüme 6,96 puanlık
enflasyona neden olmuştur.
Tablo:2- Türkiye’nin Göreli Büyüme ve Enflasyon Performansı
|
|
1980-2001 |
2002-2020 |
2021-2023 |
1980-2023 |
|
|
Göreli
Büyüme Performansı |
|||
Türkiye/Dünya |
GSYH Büy. |
1,33 |
1,58 |
1,64 |
1,47 |
Türkiye/Gelişmiş Ülkeler |
GSYH Büy. |
1,44 |
3,68 |
2,15 |
2,14 |
Türkiye/Yük.Piy.&Gel.O.Ülkeler |
GSYH Büy. |
1,23 |
1,10 |
1,40 |
1,18 |
|
|
Göreli
Enflasyon Performansı |
|||
Türkiye/Dünya |
TÜFE |
3,83 |
3,25 |
7,19 |
3,89 |
Türkiye/Gelişmiş Ülkeler |
TÜFE |
14,14 |
6,18 |
9,71 |
11,24 |
Türkiye/Yük.Piy.&Gel.O.Ülkeler |
TÜFE |
1,53 |
2,13 |
6,04 |
1,70 |
Genel
Değerlendirme ve Sonuç:
1980-2023
döneminde Türkiye’nin, kendi yarattığı iç krizlere rağmen, büyüme performansı
açısından oldukça başarılı olduğu görülmektedir. Ancak veriler Türkiye’nin enflasyon
performansının oldukça zayıf olduğunu
göstermektedir. 1990’lı
yıllara kadar, Türkiye’deki enflasyon gelişmiş ülkeler ve Dünya ortalamasının
üzerinde seyretmekle birlikte, Yükselen Piyasalar ve Gelişmekte Olan ülkeler
grubu ortalaması civarında kalmıştır.
1995–1999 döneminde,
Dünya genelinde ve tüm ülke gruplarında enflasyonda düşüş gözlenirken,
Türkiye’de önemli ölçüde yükseliş yaşanmıştır. 1990–1994 döneminde başlayan
uluslararası eğilimlerden sapma, bu dönemde gittikçe belirginleşmiştir.
İstikrarsız siyasi yapı, para ve maliye politikaları arasındaki tutarsızlık ve
kısa vadeli aşırı iç borçlanma, enflasyonist bekleyişleri ve enflasyonu bu
dönemde etkileyen temel unsurlar olmuştur.
2002 sonrası dönemde enflasyon
dinamiklerinde de değişiklik olduğu gözlenmiştir. Bu dönemde dalgalı kur
rejimi, Merkez Bankası bağımsızlığı, fiyat istikrarına odaklanan enflasyon
hedeflemesine dayalı para politikası ve sıkı maliye politikalarının oluşturduğu
yeni ekonomik ortamda enflasyonda önemli düşüş sağlanmıştır. Küresel düzeyde
enflasyonda yaşanan düşüş, imalat sanayi ürünlerinde ucuz üretici olarak Çin’in
dünya ticaretinde ağırlığının artması, Türk lirasındaki değerlenme ve dış
kaynak girişindeki artış Türkiye’de enflasyondaki bu düşüş sürecini önemli
ölçüde desteklemiştir. Bu unsurların etkisiyle 2002-2016 döneminde
enflasyonu düşürme ve kontrol etme konusunda başarılı olan Türkiye, 2017
yılından itibaren tekrar enflasyon sorunu ile yüzleşmeye başlamıştır.
2021
yılından itibaren ekonomi politika uygulamaları ve söylemlerinde belirgin bir
farklılaşma ortaya çıkmış ve enflasyonda hızlı bir yükseliş gözlenmiştir. Türkiye
enflasyon konusunda tekrar Dünya ve Yükselen Piyasalar ve Gelişmekte Olan
Ülkeler grubundan ayrışmıştır. Bu olumsuzluğa karşın, ekonomi politika
uygulayıcıları kısa sürede tekrar tek haneli enflasyona dönüleceğine ilişkin
değerlendirmeler yapmaktadırlar. 2024 Yılı Orta Vadeli Programında TÜFE yıl
sonu enflasyonunun 2025 yılında yüzde 15,2’ye, 2026 yılında ise yüzde 8,5’e düşürülmesi
hedeflenmektedir.
Türkiye’nin
geçmiş enflasyon performansı, siyasi ortam ve siyasetçi davranışları birlikte
ele alındığında, enflasyonu kontrol altına alıp kısa sürede tek haneli
enflasyona ulaşılmasının pek mümkün olamayacağı açıkca görülmektedir. Dış
kaynak girişi ve Türk lirasının değerlenmesi ile enflasyon beklentilerinin kırılması
ve düşük enflasyon ortamına dönülmesi senaryosu pek gerçekçi görülmemektedir.
NOT: Türkiye’nin geçmiş enflasyon deneyimi aşağıda yer
alan çalışmalarda ayrıntılı olarak yer almaktadır.
1.Zafer YÜKSELER, “Türkiye’de Enflasyonist Süreç ve
Etkileyen Faktörlere İlişkin Bir Değerlendirme”, Şubat 2004.
2.Zafer YÜKSELER, “Enflasyon Hedeflemesi: Türkiye
Deneyimi”, Eylül 2012. https://www.researchgate.net/publication/258840926_ENFLASYON_HEDEFLEMESI_TURKIYE_DENEYIMI
EK
GRAFİKLER
|
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder