5 Aralık 2024 Perşembe

2024 III.Çeyrek GSYH Büyümesi

 

 

2024 Yılı III.Çeyrek GSYH Büyümesi ve Gelişmeler

(Zafer YÜKSELER, 5 Aralık 2024)

            1. Sektör ve Harcama Gruplarında Büyüme, Büyümeye Katkı ve Deflatörler

            2024 yılı ilk çeyreğinde yüzde 5,3 olan GSYH büyüme hızı, yılın ikinci çeyreğinde yüzde 2,4’e, üçüncü çyreğinde ise yüzde 2,1’e gerilemiştir. Ocak-Eylül döneminde GSYH büyüme hızı 2023 yılında yüzde 5,3 iken, 2024 yılında yüzde 3,2 olmuştur. Bu dönemde sektörlerin genelinde büyüme hızı yüzde 4,3’ten yüzde 2,7’ye, ürün üzerindeki vergi ve sübvansiyonlardaki büyüme yüzde 13,6’dan yüzde 6,6’ya gerilemiştir. 2024 yılı ilk çeyreğinde yüzde 4,2 oranında büyüyen sanayi sektörü,  ikinci çeyrekte yüzde 1,6, üçüncü çeyrekte ise yüzde 2,2 gerilemiştir. Temmuz-Eylül döneminde tarım sektörü yüzde 4,6, inşaat sektörü yüzde 9,2, hizmetler sektörü katma değeri ise yüzde 2,4 oranında büyüme göstermiştir (Tablo:1).

2023 Ocak-Eylül döneminde yüzde 1,3 büyüyen sanayi sektörü katma değeri, 2024 yılının aynı döneminde de yüzde 0,1 oranında büyümüştür. Sanayi sektörü büyüme performansındaki zayıflamanın etkisiyle, 2023 ve 2024 yılı Ocak-Eylül döneminde sanayi katma değerinin GSYH içindeki payında belirgin bir gerileme gözlenmektedir. 2022 yılı genelinde sanayi katma değerinin GSYH içindekı payı yüzde 26,4 iken, bu pay 2023 yılı genelinde yüzde 22,9’a, 2024 yılı Ocak-Eylül döneminde ise yüzde20,1’e gerilemiştir.

2023 yılı Ocak-Eylül döneminde büyümeyen tarım sektörü, 2024 yılının aynı döneminde yüzde 4,6 büyüme göstermiştir. Bu dönemde inşaat sektörü büyümesi yüzde 6,3’ten yüzde 8,9’a yükselirken, hizmetler sektöründe büyüme yüzde 5,7’den yüzde 2,9’a düşmüştür. 2024 yılı Temmuz-Eylül döneminde tüm sektörlerin GSYH büyümesine katkısı 1,8 puan iken, ürün üzerindeki vergi ve sübvansiyonların katkısı 0,3 puan olmuştur. Hizmetler sektörünün büyümeye katkısı 1,3 puan, inşaat sektörünün katkısı 0,4 puan olurken, sanayi sektörünün katkısı negatif 0,4 puan olmuştur (Tablo:2). 2024 Ocak-Eylül döneminde tüm sektörlerin GSYH büyümesine katkısı 2,5 puan iken, vergi ve sübvansiyonların katkısı 0,7 olarak gerçekleşmiştir.

Tablo:1-GSYH ve Seçilmiş Alt Bileşenlerin Büyüme Hızları (Sabit Fiy.Yıllık % Değişim)

 

Nisan-Haziran

Temmuz-Eylül

Ocak-Eylül

2023

2024

2023

2024

2023

2024

1. GSYH

4,6

2,4

6,5

2,1

5,3

3,2

2. Sektörler Toplamı

3,3

1,3

5,5

2,1

4,3

2,7

   Tarım sektörü

-0,6

4,3

0,8

4,6

0,0

4,6

   Sanayi Sektörü

-1,8

-1,6

5,9

-2,2

1,3

0,1

   İnşaat Sektörü

6,6

6,9

7,2

9,2

6,3

8,9

   Hizmetler Sektörü Toplamı

5,1

1,6

6,1

2,4

5,7

2,9

    -Ticaret+Ulaştırma+Konaklama (GHI Hiz.)

8,0

3,2

5,9

1,4

8,8

2,8

3.Ürün Üzerindeki Vergiler ve Sübvansiyon

16,2

10,9

15,2

2,3

13,6

6,6

4.Toplam Yurtiçi Talep

11,8

0,9

9,6

-0,1

10,0

1,3

5.Yerleşik Hane Halkı Tüketimi

16,0

1,5

12,3

3,1

15,0

3,7

6.Yerleşik+Yerleşik Olmayan H. Halkı Tüketim

13,4

1,4

10,7

1,2

13,2

2,9

   -Dayanıklı Mallar

20,4

-7,2

31,9

-7,7

31,6

-5,3

   -Yarı Dayanıklı Mallar

14,7

0,3

12,5

0,9

17,1

2,0

   -Dayanıksız Mallar

15,6

5,6

8,1

9,1

11,9

7,3

   -Hizmetler

8,7

0,4

5,3

-2,1

7,7

2,1

7.Gayrisafi Sabit Sermaye Oluşumu

5,3

0,8

14,2

-0,8

8,1

2,7

   -İnşaat

1,9

8,4

7,2

9,4

3,6

8,8

   -Makine ve teçhizat

7,9

-5,4

23,3

-8,6

12,8

-2,0

   -Diğer Aktifler

6,7

-4,8

1,9

-5,5

4,0

-2,7

Kaynak: TÜİK ve kendi hesaplamalarımız.

2023 yılı Temmuz-Eylül döneminde yüzde 9,6 artan toplam yurt içi talep, 2024 yılının aynı döneminde yüzde 0,1 oranında gerilemiştir. Bu dönemde yerleşik hane halkı tüketimi yüzde 3,1artarken, sabit sermaye yatırımları yüzde 0,8 oranında düşüş göstermiştir. 2023 yılı üçüncü çeyreğinde başta dayanıklı mallar olmak üzere yerleşik hane halkı tüketimi tüm gruplarda önemli bir artış göstermiş ve yüzde 12,3 oranında yükselmişti. 2024 yılının aynı döneminde ise dayanıklı mallara yönelik harcamalar yüzde 7,7, hizmetler tüketimi yüzde 2,1 gerilemiş ve hane halkı tüketim harcamaları yüzde 3,1 oranında artış göstermiştir. 2024 yılı üçüncü çeyreğinde yatırım harcamalarındaki  gerileme makine-teçhizat yatırımlarındaki yüzde 8,6 oranındaki gerilemeden kaynaklanmıştır. 2024 yılı Ocak-Eylül döneminde toplam yurt içi talep büyümesi yüzde 10’dan yüzde 1,3’e, yerleşik hane halkı tüketimi büyümesi yüzde 15’ten yüzde 3,7’ye, yatırım büyümesi ise yüzde 8,1’den yüzde 2,7’ye gerilemiştir. 2024 yılı Ocak-Eylül döneminde dayanıklı mallara ilişkin harcamalar yüzde 5,3, makine-teçhizat yatırımları ise yüzde 2 gerilemiştir.

2024 yılı Temmuz-Eylül döneminde yüzde 2,1 oranında büyüyen GSYH’ya hane halkı tüketim harcamalarının katkısı pozitif 2,2 puan, devletin nihai tüketim harcamalarının katkısı negatif 0,1 puan, sabit sermaye yatırımlarının katkısı ise negatif 0,2 puan olmuştur. Stok değişimi-istatistiki hatanın büyümeye katkısı 2024 yılı Temmuz-Eylül döneminde negatif 2 puan olmuştur. Bu dönemde yurt içi talebin büyümeye katkısı negatif iken, net ihracatın büyümeye katkısı ise pozitif 2,2 puan olarak gerçekleşmiştir (Tablo:2). 2023 yılı Ocak-Eylül döneminde stok değişimi-istatistiki hatanın büyümeye katkısı negatif 3,3 puan iken, 2024 yılının aynı döneminde negatif 2,2 puan olarak gerçekleşmiştir. 2024 yılında net ihracatın büyümeye katkısı pozitife dönüşmüştür. 2023 yılı Ocak-Eylül döneminde net ihracatın büyümeye katkısı negatif 4,1 puan iken, 2024 yılının aynı döneminde pozitif 1,9 puan olmuştur.

2024 yılı Ocak-Eylül döneminde mal ve hizmet ihracatı reel olarak yüzde 2,1 oranında artarken, mal ve hizmet ithalatı yüzde 6,5 oranında gerilemiştir. 2024 yılında kıymetli taşlar ve altın ithalatı ile enerji ithalatındaki gerileme, sanayi üretimdeki düşüşün ham madde ithalatını geriletmesi, net ihracatın büyümeye katkısının pozitife dönmesine katkı yapmıştır. Ayrıca dış ticaret hadlerinin lehimize gelişmesi de bu sonuçta etkili olmuştur. 2024 yılı Ocak-Eylül döneminde mal ve hizmet ihracatı deflatörü yüzde 47,9 artarken, mal ve hizmet ithalatı deflatörü yüzde 44,2 oranında artış göstermiştir.

Tablo:2- GSYH Büyümesine Katkılar ve Deflatörler (Yüzde Puan) (1)

 

Nisan-Haziran

Temmuz-Eylül

Ocak-Eylül Deflatör (%)

2023

2024

2023

2024

2023

2024

1. GSYH

4,6

2,4

6,5

2,1

67,5

65,0

2. Sektörler Toplamı

3,0

1,2

4,9

1,8

67,9

65,0

   Sanayi Sektörü

-0,4

-0,3

1,1

-0,4

50,1

49,2

   İnşaat Sektörü

0,3

0,4

0,3

0,4

90,5

72,7

   Hizmetler Sektörü Toplamı

3,1

1,0

3,5

1,3

75,0

73,4

    -Ticaret+Ulaştırma+Konaklama (GHI Hiz.)

2,1

0,9

1,5

0,3

63,9

59,7

3.Ürün Üzerindeki Vergiler ve Sübvansiyon

1,6

1,2

1,6

0,3

63,8

65,0

4.Yerleşik Hane Halkı Tüketimi

10,9

1,1

8,5

2,2

59,7

63,4

5.Gayrisafi Sabit Sermaye Oluşumu

1,4

0,2

3,2

-0,2

78,9

60,4

6. Stok Değişimi

-2,0

-0,4

-3,0

-2,0

 

 

7.Net İhracat

-6,3

1,5

-2,6

2,2

 

 

TÜFE (Yıllık Ortalama % Değişim)

40,4

72,3

56,2

54,1

50,3

63,7

Yİ-ÜFE (Yıllık Ortalama % Değişim)

44,1

54,4

49,1

36,6

53,5

45,6

(1)    Yuvarlamalar nedeniyle toplamlar tutmayabilir.

2022 yılı genelinde TÜFE ve Yİ-ÜFE enflasyonunda gözlenen farklılaşma sektörler ve harcama gruplarının zımni fiyat deflatörlerine de yansımıştır. 2023 yılında da farklılaşma devam etmiştir. GSYH deflatörü yüzde 68,2 iken, TÜFE yüzde 53,9, ÜFE yüzde 49,9 artmıştır. Önceki yıllarda GSYH deflatörü TÜFE ve ÜFE ortalamasına yakın iken, 2023 yılında her iki endeksin üzerinde artış göstermiştir. Bu eğilim 2024 yılı Ocak-Eylül döneminde de devam etmiştir.  (Grafik:2). Sanayi sektörü zımni fiyat deflatörü sanayi ürünlerinin fiyatlarından oluşan ÜFE’den etkilenirken, hizmetler sektörü ve yerleşik hane halkı tüketim deflatörleri hizmet üretici fiyatları ve TÜFE’den etkilenmektedir. Bu üç endeksin önemli ölçüde farklılaşması GSYH deflartörünü etkilemekte ve uyumsuzluk yaratmaktadır. 2024 Ocak-Eylül döneminde GSYH deflatörü TÜFE’ye yakınsamıştır.

2. Büyümeyi Etkileyen Unsurlar:

2024 yılı üçüncü  çeyreğinde, ekonomik faaliyetlerde durağanlaşma devam etmiştir. Bu dönemde geçen yılın aynı dönemine göre sanayi üretimi  yüzde 2,9, imalat sanayi üretimi yüzde 3,3 gerilerken, hizmet üretim endeksi yüzde 0,4 artmıştır. Ekonomik Güven Endeksi (EGE) ve bazı alt bileşenleri geçen yıla göre düşüş göstermiştir. Özellikle reel kesim güven endeksindeki gerileme daha belirgindir. İkinci çeyrekte gerileyen ticaret satış hacim endeksi, üçüncü çeyrekte yüzde 6 artmış, perakende satış hacim endeksinde artış hız kazanmıştır. Bu dönemde mal ve hizmet ihracat hacminde yüzde 0,8 oranında artış gözlenirken, mal ve hizmet ithalat hacmi reel olarak yüzde 9,6 gerilemiştir (Tablo:2). Tüketim malları ithalatı artarken, ham madde ve yatırım malları ithalatında düşüş söz konusudur.

Tablo:3-Üretim ve Talebi Etkileyen Unsurlardaki Yıllık Değişim (%)

 

 

2023

2024

 

I

II

III

I

II

III

1. Toplam İstihdam

Yıllık % Değ.

4,9

2,4

2,8

3,7

3,8

3,0

     -Sanayi Sektörü İstihdamı

Yıllık % Değ.

4,3

0,8

-0,2

-0,8

-1,8

1,9

     -Hizmetler Sektörü İstihdamı

Yıllık % Değ.

6,9

5,1

4,6

4,9

5,0

3,8

2. Fiilen İş Başında Olanlar

Yıllık % Değ.

3,7

0,1

5,1

4,9

-0,8

1,4

3. Sanayi Üretim Endeksi

Yıllık % Değ.

-0,6

-3,4

8,5

5,3

-3,0

-2,9

     -İmalat Sanayi Üretim Endeksi

Yıllık % Değ.

0,6

-2,5

8,4

5,0

-4,2

-3,3

     -Elektrik, Gaz, Su Üretim Endeksi

Yıllık % Değ.

-6,2

-4,9

5,4

7,5

6,2

4,1

4. İmalat Kapasite Kul. Oranı (%)

%

74,7

76,1

76,8

76,3

76,4

75,4

5. Hizmet Üretim Endeksi

Yıllık % Değ.

8,9

4,6

6,9

7,3

1,2

0,4

6. Ekonomik Güven Endeksi

Endeks

99,2

102,5

96,4

99,5

97,7

94,2

      - Reel Kesim Güven Endeksi   

Endeks

103,3

105,3

104,9

102,8

102,1

98,6

      - Hizmet Sektörü Güven Endeksi   

Endeks

116,8

117,8

115,2

118,6

116,5

112,8

      - Perakende Tic. Güven Endeksi   

Endeks

122,3

116,9

115,6

114,5

112,0

108,5

      - İnşaat Sektörü Güven Endeksi   

Endeks

90,5

89,8

87,9

90,4

88,3

87,6

      - Tüketici Güven Endeksi   

Endeks

80,6

87,9

73,2

79,7

79,8

76,8

7.Ticaret Satış Hacim Endeksi

Yıllık % Değ

21,8

14,1

16,2

7,4

-1,3

6,0

       -Perakende Ticaret Satış Hac.En.

Yıllık % Değ

29,4

29,0

23,2

19,5

7,9

12,2

8. Finansal Hizmetler Güven Endeksi

Endeks

143,0

152,3

164,2

148,5

155,7

157,8

      - İş Durumu (Son 3 ay)

Endeks

140,8

156,0

159,8

142,9

156,0

149,7

      - Hizmetlere Talep (Son3 ay)   

Endeks

150,4

148,0

173,3

154,1

157,0

155,0

7. Mal ve Hizmet İhracatı (Hacim)

% Değişim

-3,4

-9,5

1,0

4,3

0,0

0,8

8. Mal ve Hizmet İthalatı (Hacim)

% Değişim

13,5

19,7

14,5

-3,0

-5,7

-9,6

Kaynak: TÜİK, TCMB.

            2023 yılındaki Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimler öncesi ve seçim sonrasında uygulanan ekonomi politikaları, siyah ve beyaz kadar farklılık göstermiştir. Seçim öncesinde TCMB müdahaleleri ve makro ihtiyatı tedbirler ile döviz kurlarında istikrar sağlanırken, faiz oranlarının düşük tutulmasına çaba gösterilmiştir (Tablo:4). Seçim sonrasında göreve gelen Hazine ve Maliye Bakanı, bu politikaları irrasyonel olarak tanımlamış ve rasyonel politikalara dönüleceğini belirtmiştir. 2023 Şubat ayında yüzde 8,5’e indirilen TCMB politika faizi 23 Haziran’a kadar bu seviyede kalmış, o tarihte yüzde 15’e yükseltilmiştir. Politika faiz oranı kademeli olarak artırılarak 20 Aralık 2023 tarihinde yüzde 42,5 olarak belirlenmiştir. 22 Mart 2024 tarihinde ise politika faiz oranı yüzde 50’ye yükseltilmiş, ikinci ve üçüncü çeyrekte de bu seviyede tutulmuştur.

Tablo:4- Yıllık Ortalama Faiz Oranları, Enflasyon ve Döviz Kuru (%)

 

 

2018-20

 

2021

 

2022

 

2023

2 0 2 4

1.Ç.

2.Ç.

3.Ç.

TCMB Ort.Fon.Maliyeti

16,73

17,50

12,28

23,73

51,22

51,37

50,00

Ticari Kredi Faizi

19,39

20,79

21,60

28,61

56,01

64,86

60,70

Tüketici Kredisi Faizi

22,15

23,48

30,87

44,91

66,24

78,36

73,86

Ortalama Mevduat Faizi

14,94

17,14

16,40

28,69

48,22

58,55

55,82

     3 Aylık Mevduat Faizi

  15,81

18,11

19,02

35,70

53,39

63,98

59,34

DİBS Faizi

15,80

17,80

18,45

20,63

36,56

34,10

35,40

TÜFE Yıllık Ortalama

14,60

19,60

72,31

53,86

66,84

72,27

54,09

Yİ-ÜFE Yıllık Ortalama

18,92

43,86

128,47

49,93

47,68

54,38

36,61

Dolar Kuru Değişimi

24,48

26,07

87,47

43,04

63,71

56,46

24,95

TCMB politika faizindeki bu yükselişe paralel olarak, kredi ve mevduat faizlerinde de 2024 yılında belirgin bir artış olmuştur. Kredi ve mevduat faizlerindeki bu yükseliş, firma ve tüketicilerin davranışlarını etkileyerek ekonomide yavaşlamaya neden olmuştur. Yılın ikinci ve üçüncü çeyreğinde mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış GSYH bir önceki döneme göre, yüzde 0,2 oranında gerilemiştir. Hane halkı tüketim harcamaları ise ikinci çeyrekte yüzde 0,1, üçüncü çeyrekte yüzde 0,3 oranında düşüş göstermiştir. Önümüzdeki dönemde de yavaşlamanın daha belirgin hale geleceği tahmin edilmektedir. Dış dengedeki iyileşmenin büyük ölçüde ithalattaki gerilemeden kaynaklanması nedeniyle, iç talepteki bu daralmanın dış talep ile telafi edilme olasılığı zayıf görülmektedir. Ayrıca Türk lirasının reel değerlenmesi de bu olasılığı oldukça zayıflatmaktadır.

3. Sanayi Sektörü Büyümesi:

Ekonomide büyümenin en önemli belirleyicisi olan sanayi sektöründe, 2024 yılı ikinci çeyreğindeki daralma, üçüncü çeyrekte de devam etmiş, üretim yüzde 2,9, katma değer yüzde 2,2, çalışılan saat endeksi ise yüzde 3,2 oranında gerilemiştir. Üçüncü çeyrek itibariyle yıllık ortalama veriler kullanıldığında, geçen yıla göre üretimin yüzde 0,4, katma değerin yüzde 0,8 arttığı, istihdamın yüzde 0,5, çalışılan saat endeksinin ise yüzde 2,7 gerilediği görülmektedir (Tablo:5). Sanayi istihdamı ve sanayide çalışılan saat azalmış, saatlik işgücü verimi ise yılın ikinci çeyreğinde yüzde 0,3 artmıştır. Yıllık ortalama verilere göre  işgücü verimindeki artış yüzde 3,1 olmuştur. İmalat sanayi kapasite kullanım oranı 2023 yılı Temmuz-Eylül döneminde yüzde 76,8 iken, 2024 yılının aynı döneminde yüzde 75,4’e gerilemiştir.

Tablo:5-Sanayi Sektörüne İlişkin Göstergeler ve Birim Ücret Endeksi (2021=100)

 

Temmuz-Eylül Dönemi

Yıllık Ortalama

2023

2024

% Değişim

2023

2024

% Değişim

Sanayi Katma Değer Hacim En.

232,1

227,0

-2,2

230,3

232,1

0,8

Sanayi Üretim Endeksi

109,4

106,2

-2,9

106,1

106,5

0,4

Sanayi İstihdamı (Bin Kişi)

6.626

6.750

1,9

6.748

6.718

-0,5

Çalışılan Saat Endeksi

110,5

107,2

-3,2

108,7

105,8

-2,7

Saatlik İşgücü Verimi

99,0

99,3

0,3

97,6

100,6

3,1

Saatlik İşgücü Kazanç Endeksi (1)

393,2

706,2

79,6

301,8

623,1

106,5

Nominal Birim Ücret (2)

397,3

711,5

79,1

309,7

621,0

100,5

Reel Birim Ücret Endeksi-TÜFE

139,9

162,6

16,2

130,8

160,7

22,9

Reel Birim Ücret Endeksi-ÜFE

108,3

141,9

31,1

97,9

135,7

38,6

Reel Birim Ücret Endeksi-$

131,4

188,5

43,4

128,7

174,5

35,6

İmalat San. Kapasite K.O (%)

76,8

75,4

-1,4 puan

76,0

76,4

+0,4 puan

Kaynak: TÜİK ve kendi hesaplamalarımız.

(1)İşgücü Kazanç Endeksi, EYT’liler için yapılan kıdem/ihbar tazminatı ödemelerini kapsamamaktadır.

(2) Nominal Birim Ücret= Saatlik İşgücü Kazancı/Saatlik İşgücü Verimi.

Not: Reel Ücret Endeksi-TÜFE= Nominal Birim Ücret/TÜFE Endeksi. Reel Ücret Endeksi-ÜFE= Nominal Birim Ücret/Yİ-ÜFE.

            İşgücü maliyeti göstergesi olan saatlik işgücü kazanç endeksi 2024 yılı Temmuz-Eylül döneminde yüzde 79,6, işgücü verimliliği ile düzeltilmiş nominal birim ücret ise yüzde 79,1 oranında yükselmiştir. TÜFE bazlı reel birim ücret, 2024 yılı üçüncü çeyreğinde yüzde 16,2 oranında yükselmiştir. Sanayi üretim ve ihracatı açısından önemli olan ÜFE bazlı reel birim ücret endeksi ise yüzde 31,1 oranında artmıştır. Bu dönemde Dolar cinsi reel birim ücret endeksi ise yüzde 43,4 oranında yükselmiştir (Tablo:5).        

Sanayi sektöründe yıllıklandırılmış çalışılan saat endeksi ile üretim endeksi karşılaştırıldığında, 2018 yılı ikinci yarısından itibaren her iki endeksin 2020 yılı son çeyreğine kadar düşüş gösterdiği görülmektedir. Bu dönemden itibaren her iki endeks önemli bir yükseliş eğilimine girmiştir. Ancak 2023 yılından itibaren çalışılan saat endeksinde, 2024 yılında ise üretim endeksinde tekrar gerileme gözlenmektedir (Grafik:3). 2015 sonrası dönemde TÜFE bazlı reel birim ücret endeksinde istikrar gözlenirken, dolar ve Yİ-ÜFE bazlı reel birim ücret endeksi gerilemiştir (Grafik:4). Özellikle 2015 yılı 3.çeyreğinden itibaren, işgücü verimliliğindeki artışın da katkısıyla, dolar cinsi reel birim ücret endeksinde hızlı bir düşüş olduğu görülmektedir. Ancak bu eğilim 2022 yılı ikinci yarısından itibaren tersine dönmüştür. Bu dönemde işgücü maliyetlerindeki yükseliş, TÜFE, dolar ve Euro cinsi reel birim ücretlerde artış eğilimini başlatmıştır. 2023 yılında nominal birim ücret endeksindeki artışın yüzde 100’ü aşması reel birim ücret endekslerinin de hızla yükselmesine neden olmuş, bu eğilim 2024 yılında da devam etmiştir. Bu durumun ithal talebini artırdığı, ihracatı olumsuz etkilediği ve 2021 yılı sonrasında sanayi üretim endeksi ile çalışılan saat endeksi büyümesinde önemli bir yavaşlamaya neden olduğu görülmektedir. 

Hayat pahalılığı ve geçim sorununun arttığı bir dönemde, reel birim ücretlerdeki bu yükseliş ekonomide ciddi bir ikilemi de beraberinde getirmektedir. Bir taraftan ücret artışları baskı altına alınırken, diğer taraftan döviz kurundaki değerlenme ile enflasyon kontrol edilmeye çalışılmaktadır. Bu durumun geçim sorununu daha da ağırlaştırması beklenmektedir.

           

4. Hizmetler Sektörü Büyümesi:

2020 yılında Covit-19 salgınından en olumsuz etkilenen sektör hizmetler sektörü olmuştur. Salgın nedeniyle 2020 yılı ikinci çeyreğinde geçici olarak bazı iktisadi faaliyetlerin durdurulması, sokağa çıkma yasakları ve ulaşım kısıtlarına ilişkin düzenlemeler, hizmetler sektöründe istihdam ve gelir kaybını da beraberinde getirmişti. 2020 yılında hizmetler sektörü istihdamı, üretimi ve tüketiminde büyük gerileme olmasına karşın, TÜİK hizmet sektörü katma değerinde yüzde 0,4 oranında büyüme olduğunu açıklamıştı (Tablo:6).

Tablo:6- Hizmetler Sektörü Katma Değeri ve Hizmet Tüketimi (Yıllık % Değişim)

 

Toplam Hizmet Sektörü Katma Değeri

Hizmetler Üretim Endeksi

Yerleşik Hane Halkı

Tüketimi

Yerleşik-Yerleşik Olmayan Hane Halkı Tüketimi

Hizmetler Sektörü İstihdamı

Toplam

Hizmetler

2020

0,4

-7,6

3,2

-1,9

-11,7

-5,8

2021

14,3

20,9

15,4

18,0

21,3

6,7

2022

9,5

20,4

19,0

21,4

26,5

9,2

2023

5,2

5,5

13,6

12,0

6,1

4,9

2023- 1

5,8

8,9

17,3

16,3

9,5

6,9

           2

5,1

4,6

16,0

13,4

8,7

5,1

           3

6,1

6,9

12,3

10,7

5,3

4,6

           4

4,1

2,5

10,1

8,8

2,3

3,3

2024-1

4,9

7,3

7,0

6,6

8,9

4,9

          2

1,6

1,2

1,5

1,4

0,4

5,0

3

2,4

0,4

3,1

1,2

-2,1

3,8

 Kaynak: TÜİK ve Kendi hesaplamalarımız.

2021 ve 2022 yıllarında turizm sektöründeki canlanmanın etkisiyle hizmetler sektörü istihdam ve katma değerinde yüksek bir artış gözlenmiş ve büyüme süreci 2023 yılında da devam etmiştir. Ancak 2023 yılı son çeyreğinde hizmetler sektöründe bir yavaşlama gözlenmiştir. Bu eğilim 2024 yılı ikinci çeyreğinden itibaren daha da belirginleşmiştir. 2024 yılı ikinci çeyreğinde hizmet üretim endeksi yüzde 1,2, yerleşik-yerleşik olmayan hanelerin hizmet tüketimi yüzde 0,4 ve hizmet sektörü katma değeri yüzde 1,6 oranında artmıştı. 2024 yılı üçüncü çeyreğinde, yerleşik-yerleşik olmayan hanelerin hizmet tüketimi yüzde 2,1 gerilerken, hizmet üretim endeksi yüzde 0,4 artmıştır. Bu olumsuz gelişmelere karşın, hizmetler sektörü katma değer büyümesi yüzde 2,4’e yükselmiştir. Bu dönemde hizmetler sektörü istihdamımdaki artış yüzde 5’ten yüzde 3,8’e düşmüştür (Tablo:6). 2024 yılı Ocak-Eylül döneminde, geçen yılın aynı dönemine göre, hizmet ihracat gelirleri yüzde 7,4 artarak 86,4 milyar dolara, turizm gelirleri ise yüzde 10,4 oranında artarak 43,1 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir.

Hizmetler sektörü katma değer büyümesi ile yerleşik ve yerleşik olmayan hanelerin hizmet tüketimleri ve hizmet üretim endeksi karşılaştırıldığında, 2020 yılında büyük bir tutarsızlık olduğu görülmektedir (Grafik:5 ve 6). 2020 yılında hizmetler sektörü katma değeri yüksek belirlenmişken, 2022-2023 yıllarında aksi yönde bir eğilim gözlenmektedir. 2024 yılında hizmetler sektörü verilerinin daha uyumlu hale geldiği görülmektedir.

5. İstihdam Gelişmeleri:

TÜİK verilerine göre, 2024 yılı 3.çeyreğinde işsiz sayısı, geçen yıla göre 92 bin kişi azalmış ve işsizlik oranı yüzde 8,8 gerilemiştir. Ancak, alternatif işsizlik oranlarından İşsiz+Zamana Bağlı Eksik İstihdamdan oluşan işsizlik oranı yüzde 17,9, İşsiz+Potansiyel işgücünün dâhil olduğu işsizlik oranı yüzde 18,4, geniş tanımlı işsizlik olan Atıl İşgücü Oranı ise yüzde 26,5 olmuştur.

Salgın sonrası ekonomideki normalleşme ve büyüme işgücü istatistiklerine olumlu yansımış, salgının zirve yaptığı 2020 yılı ikinci çeyreğinde 25.853 bin kişiye kadar gerileyen istihdam, takip eden dönemlerde yükselmiş ve 2024 yılı 3. çeyreğinde 32.993 bin kişi olmuştur. Geçen yılın 3. çeyreğine göre, nüfus 485 bin kişi, istihdam 950 bin kişi artmış, işgücüne dahil olmayan nüfus 373 bin kişi, işsiz sayısı ise 92 bin kişi gerilemiştir. Geçen yıla göre tarım istihdamı 11 bin kişi azalırken, tarım dışı istihdam 941 bin kişi yükselmiştir. Geçen yıla göre istihdam, sanayide 124 bin kişi, hizmetler sektöründe 688 bin kişi, inşaatta ise 148 bin kişi artmıştır. 2023 yılı 3. çeyreğinde fiilen iş başında olanların sayısı, geçen yıla göre 422 bin kişi artmış, ortalama haftalık çalışma süresi de 44,3 saate gerilemiştir. Bu dönemde haftalık toplam çalışılan saat ise yüzde 1,3 oranında azalış göstermiştir.

2024 yılı 3.çeyreğinde istihdamdaki yıllık 950 bin kişilik artışın 422 bin kişisi (yüzde 44,4’ü) kadın istihdamındaki artıştan kaynaklanmıştır. 2024 yılı 3.çeyreğinde ücretli kadın istihdamı 225 bin kişi, ücretli erkek istihdamı ise 407 bin kişi artmış, toplam ücretli istihdamı ise 632 bin kişi artış göstermiştir. 2024 yılı 3. çeyreğinde kayıt dışılık oranı 0,6 puan artarak yüzde 27,8’e yükselmiştir.

Tablo:7- Temel işgücü Göstergeleri (15+yaş, Bin Kişi)

 

 

2022

III.Çeyrek

 

2023

III.Çeyrek

 

2024

III.Çeyrek

Yıllık Değişim

2022

III.Çey.

2023 III.Çey.

 

2024

III.Çey.

15 ve daha yaştaki nüfus

64.793

65.494

65.979

956

701

485

İşgücü

34.661

35.315

36.173

1.097

654

858

İstihdam Edilenler

31.180

32.043

32.993

1.508

883

950

     Tarım

5.263

5.174

5.183

-169

-89

9

     Tarım Dışı

25.917

26.869

27.810

1.697

952

941

Fiilen İş Başında Olanlar

28.516

29.958

30.380

1.435

1.442

422

İşsiz (U-3)

3.501

3.272

3.180

-411

-229

-92

İşgücüne Dahil Olmayan Nüfus    

30.132

30.179

29.806

-142

47

-373

Haftalık Ortalama Çalışma Saati

44,6

45.5

44,3

-1,0

0,9

-1,2

Kayıt Dışılık Oranı (%)

27,7

27,2

27,8

-2,8

-0,5

0,6

İşsizlik Oranı (%)    

10,1

9,3

8,8

-1,6

-0,8

-0,5

TÜİK-Alternatif İşsizlik Or.(%)

 

 

 

 

 

 

1.İşsiz+Zamana Bağlı Eksik İst.

14,2

14,8

17,9

-1,1

0,6

3,1

2.İşsiz+Potansiyel İşgücü

17,0

17,3

18,4

-1,8

0,3

1,1

3.Atıl İşsizlik Oranı

20,8

22,3

26,5

-1,3

1,5

4,2

İşgücüne dahil olmayan “Ev İşleriyle Meşgul” kadın sayısında son iki yılda radikal bir değişim gözlenmektedir. 2022 yılı 3.çeyreğinde 10.172 bin kadın ev işleriyle meşgul grubunda yer alırken bu sayı 2024 yılının aynı döneminde 7.005 bin kişiye gerilemiştir. EYT düzenlemesi nedeniyle erken emekli olan kişi sayısında 2 milyon kişiden fazla artış olmasına karşın, işgücüne dahil olmayan emekli sayısında azalış gözlenmektedir (Grafik:9). Geçim koşullarının zorlamasının etkisiyle emekli ve ev kadını sayılarında düşüş olduğu, bu kişilerin büyük ölçüde zamana bağlı eksik istihdam ve potansiyel işgücündeki artışa yol açtığı anlaşılmaktadır. 

Son iki yılda istihdamın kalitesinde belirgin bir bozulma gözlenmektedir. Tam zamanlı istihdam azalırken, zamana bağlı eksik istidamda artış söz konusudur. 2024 yılı 3. çeyreğinde geçen yıla göre tam zamanlı istihdam 390 bin kişi azalırken, eksik istihdam edilenlerin sayısı 1.340 bin kişi artmıştır (Grafik:10). 2024 yılı 3.çeyreğinde toplam istihdam 950 bin kişi artarken, eksik istihdam nedeniyle toplam çalışılan saat yüzde 1,3 civarında gerilemiştir.

2024 yılı 3. çeyreğinde, geçen yılın aynı dönemine göre, istihdamdaki artış devam etmiş, genel işsizlik oranında düşüş gözlenmiştir. Ancak bu olumlu gelişmelere karşın, istihdamın kalitesinde bozulma ve atıl işsizlik oranında 4,2 puanlık bir artış söz konusudur. Sanayi sektörü istihdamında durağanlaşma gözlenirken, hizmetler ve inşaat sektörü istihdamında artış devam etmiştir.  Hayat pahalılığının devam etmesi emeklilerin ve ev kadınlarının da çalışmalarını zorunlu hale getirmiştir. Bu durum işgücüne dahil olmayanlar grubunun yapısının önemli ölçüde değişmesine neden olmuş, ev kadını ve emekli sayısının önemli ölçüde azalmasına neden olmuştur.

6. İşgücü Ödemeleri:

Covit-19 ve sonrasındaki ekonomik politika uygulamalarının etkisiyle, işletme artığının GSYH’daki payı artarken, işgücü ödemelerinin payı 2021 ve 2022 yıllarında belirgin bir düşüş göstermişti. 2023 yılında işgücü ödemelerinin payında tekrar yükseliş gözlenmiştir. Seçim sürecinde asgari ücret ve maaşlara yapılan artışlar ile EYT’den emekli olan yaklaşık 2 milyon kişiye  yapılan kıdem ve ihbar tazminatı ödemeleri işgücü ödemelerinin GSYH içindeki payının yükselmesini sağlamıştır. Nitekim 2019 yılında işgücü ödemelerinin GSYH içindeki payı yüzde 31,3 iken, bu pay 2022 yılında yüzde 23,6’ya kadar gerilemiş, 2023 yılında ise maaş-ücret ve kıdem-ihbar tazminatlarının etkisiyle yüzde 28,9’a yükselmiştir. (Tablo:8). 2024 yılı ikinci çeyreğinde yüzde 35,5 olan işgücü ödemelerinin GSYH’ya oranı, üçüncü çeyrekte yüzde 32,4’e gerilemiştir (Tablo:8). 2023 yılı Ocak-Eylül döneminde yüzde 30,2 olan işgücü ödemelerinin GSYH’ya oranı ise 2024 yılının aynı döneminde yüzde 34,8’e yükselmiştir. 2024 yılı ikinci yarısında memur maaşları yüzde 19 civarında artırılırken, asgari ücrete artış yapılmamıştır. Asgari ücretin sabit tutulması, özel sektördeki diğer çalışanlarının ücret artışlarını da oldukça sınırlandırmıştır. 2024 yılının ikinci yarısında işgücü ödemelerinin GSYH içindeki payında belirgin bir gerileme olacağı tahmin edilmektedir.

Tablo:8- İstihdam ve İşgücü Ödemeleri

 

Bin Kişi

(%)

Kişi Başı Reel İşgücü Ödemesi (% Değişim)

Ücretli Çalışan

 

T.İstihdam

Ücretli/

T.İstihdam

İşgücü Ödemesi/GSYH

 

TÜFE’ye Göre

 

Deflatöre Göre

 

İTO Ücretliler Geç.End.Göre

2019

19.216

28.042

68,5

31,3

5,6

6,8

5,0

2020

18.721

26.685

70,2

29,3

0,1

-2,2

-0,2

2021

20.152

28.827

69,9

26,8

2,2

-5,2

2,6

2022

21.722

30.725

70,7

23,6

-2,2

-14,0

-10,5

2023

22.567

31.607

71,4

28,9

35,5

24,0

22,9

2023-1

22.194

30.856

71,9

33,4

37,5

19,3

19,9

2

22.415

31.507

71,1

30,1

48,6

34,2

32,2

3

22.638

32.043

70,6

28,2

34,5

23,3

23,3

4

23.021

32.020

71,9

26,1

26,6

21,1

18,4

2024-1

23.044

32.013

72,0

37,1

20,9

12,4

13,9

2

23.153

32.696

70,8

35,5

17,9

16,8

12,2

3

23.270

32.993

70,5

32,4

11,3

14,3

4,5

Kaynak: TÜİK ve kendi hesaplamalarımız.

2022 yılında TÜFE bazlı kişi başı reel işgücü ödemesi yüzde 2,2 oranında gerilemiştir. Ancak GSYH deflatörüne göre kişi başı reel işgücü ödemesindeki gerileme yüzde 14 olarak hesaplanmaktadır. 2023 yılında kişi başı reel işgücü ödemesi TÜFE’ye göre yüzde 35,5, GSYH deflatörüne göre ise yüzde 24 oranında artış göstermiştir. Kişi başı reel işgücü ödemesindeki artış 2024 yılı ilk yarısında da devam etmiştir (Tablo:8 ve Grafik:10). 2024 yılı ikinci yarısında asgari ücretin sabit tutulması reel işgücü ödemelerindeki artışı yılın ikinci yarısında sınırlandıracaktır.

2022 yılı ve sonrasında toplumda en çok tartışılan konuların başında TÜFE enflasyon oranları gelmiştir. TÜFE, ÜFE, GSYH deflatörü ve İTO Ücretliler Geçinme Endeksleri ile açıklanan enflasyon oranları arasında önemli farklar oluşmuş ve TÜFE enflasyonunun gerçekleri yansıtmadığı algısı yaygınlaşmıştır (Bakınız Grafik:2). 2022 ve 2023 yıllarında TÜİK-TÜFE endeksinde yıllık ortalama artış, sırasıyla, yüzde 72,3 ve yüzde 53,9 olarak açıklanmıştır. Aynı oranlar, İTO Ücretliler geçinme endeksinde yüzde 88,0 ve yüzde 69,7 iken, GSYH deflatörü, sırasıyla, yüzde 96,1 ve yüzde 68,2 olarak hesaplanmaktadır. 2024 Ocak-Eylül döneminde ortalama TÜFE enflasyonu yüzde 63,7 iken, GSYH zımni deflatörü yüzde 65 yükselmiştir.   Daha kapsamlı olması nedeniyle reel işgücü ödemeleri hesaplanırken GSYH zımni deflatörünün kullanılmasının daha gerçekçi olduğu düşünülmektedir.

7. Stok Değişimi-İstatistiki Hata:

2020 yılı son çeyreğinden itibaren 15 çeyrektir stok değişiminin büyümeye katkısı sürekli negatif olmuştur.2024 yılı ikinci çeyreğinde stok değişiminin büyümeye katkısı negatif 0,4 puan ile oldukça sınırlı kalmış, üçüncü çeyrekte ise negatif 2 puana yükselmiştir (Bakınız Tablo:9). Cari fiyatlarla stok değişiminin GSYH’ya oranı ise, uzun yıllar sonra, ilk kez 2023 yılında negatif olmuş ve bu eğilim 2024 yılı Ocak-Eylül döneminde de devam etmiştir.

Tablo:9- Stok Değişimi-GSYH İlişkisi

 

Stok Değişimi/GSYH (Cari Fiy.) (%)

Stok Değişiminin GSYH’ya Katkısı (%puan)

 

2021

2022

2023

2024

2021

2022

2023

2024

 1.çeyrek

5,2

8,2

3,9

-2,1

-1,2

-8,8

-5,1

-4,5

 2.çeyrek

2,9

4,6

-4,4

-6,1

-5,4

-9,9

-2,0

-0,4

 3.çeyrek

2,6

8,0

-1,3

-5,8

-5,7

-8,0

-3,0

-2,0

 4.çeyrek

2,8

3,6

-4,0

 

-7,5

-4,9

-4,2

 

      Yıllık

3,2

5,9

-1,9

 

-5,1

-7,8

-3,6

 

GSYH (%)

 

 

 

 

11,4

5,5

5,1

3,2

1999-2024 dönemi incelendiğinde stok değişiminin büyümeye pozitif katkısının en yüksek olduğu yılın 2020 yılı olduğu görülmektedir. 2021-2023 dönemi ise stokların büyümeye katkısının en yüksek negatif değer aldığı yıllar olmuştur. Negatif katkının yüksek olduğu yıllar, 2001, 2012 ve 2018 yıllarıdır. Bu yılların ortak özelliği genelde büyümenin negatif veya düşük olduğu yıllar olmalarıdır. Büyümenin rekor kırdığı 2021 yılında stokların katkısının oldukça yüksek negatif değer alması ve 2022 ve 2023 yıllarında da bu eğilimin devam etmesi farklı bir duruma işaret etmektedir. 2021 ve 2022 yıllarında cari fiyatlarla stok değişimi-istatistiki hatanın GSYH’ya oranı ile GSYH büyümesine katkısı arasında bir uçurum oluşmuş bulunmaktadır (Grafik:13).

Bu durumun büyük ölçüde istatistiki hatadan kaynaklandığı tahmin edilmektedir. Özellikle, milli muhasebe hesap sisteminde sabit fiyatlarla hacim değerleri elde etmek için çok sayıda fiyat endeksleri kullanılmaktadır. Son yıllarda enflasyondaki artışla birlikte fiyat endeksleri arasında da ayrışma ortaya çıkmıştır. Fiyat endeksleri arasındaki farklılaşma, milli muhasebe hesap sisteminde hataları da beraberinde getirmektedir. Mal ve hizmet ihracat ve ithalat fiyatlarındaki ayrışmaya ilave olarak, hizmetler sektörü üretim, tüketim ve katma değeri arasındaki uyumsuzluğun istatistiki hatayı daha da artırdığı tahmin edilmektedir. Bu nedenle stok değişimi-istatistiki hata verisi anlamsızlaşmış bulunmaktadır.

Milli muhasebe hesap sisteminde stok değişimi ve stok düzeltme işlemi önemli bir yer tutmaktadır. Ekonomideki gelişmeleri daha sağlıklı takip edebilmek açısından, öncelikle stok değişiminin istatistiki hata hariç ayrı bir kalem olarak açıklanması gerekmektedir.

8. Genel Değerlendirme

2023 yılı Mayıs ayında yapılan Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimleri iktidarın başarısı ile sonuçlanmıştır. Cumhurbaşkanı ekonomi yönetiminde değişiklik yapmış ve yeni Hazine ve Maliye Bakanı ile TCMB Başkanı atamıştır. Yeni ekonomi yönetimi seçim öncesi dönemde uygulanan “düşük faiz politikası ve çok sayıda kredi-mevduat düzenlemelerini içeren” “Yeni Ekonomi Modelinin” irrasyonel olduğunu ve yeni dönemde rasyonel ekonomi politikalarına dönüş yapılacağını açıklamıştır. Enflasyonla mücadele ve ekonomik istikrar için para, maliye ve diğer ekonomi politikalarında ve bunlara yönelik düzenlemelerde daha öngörülebilir, tutarlı ve şeffaf bir yaklaşım benimseneceği ifade edilmiştir. Böylece iki yıl sonra rasyonel politikalara dönüş yapılmıştır.

Rasyonel politikalara dönüşün ilk işareti olarak, yüksek iki haneli enflasyona rağmen yüzde 8,5’e kadar düşürülen TCMB politika faizi 22 Haziran 2023 tarihinde yüzde 15’e, 21 Temmuz 2023 tarihinde de yüzde 17,5’e yükseltilmiştir. Takip eden aylarda da polika faiz artırımı sürdürülmüştür. 2023 yılı Haziran-Temmuz aylarında politika faiz oranının enflasyona ve beklentilere göre oldukça düşük kalması, döviz kurlarında ve enflasyonda yükselişe neden olmuştur. Bu ortamda Temmuz ayında yapılan dolaylı vergi düzenlemeleri de enflasyondaki yükselişe önemli katkı yapmıştır. Yetersiz faiz artırımının döviz kurlarını sıçratması ve vergi düzenlemeleri ekonominin tekrar yüksek enflasyon sürecine girmesine neden olmuştur. Enflasyondaki bu yükseliş eğilimi fiyatlama davranışlarını bozarken, maaş ve ücret artış taleplerini de güçlendirmiştir. Ekonomi yönetimi tarafından hazırlanan 2024 Yılı Orta Vadeli Programında, 2024 yılında GSYH büyümesi yüzde 4, TÜFE yıl sonu enflasyonu yüzde 33 olarak hedeflenirken, ortalama dolar kuru tahmini de 36,78 lira olarak belirlenmiştir. 2024 yılında asgari ücret Ocak ayında artırılmış, Temmuz ayında ara zam yapılmaması kararlaştırılmıştır.

TCMB 2024 yılı Mart ayında, politika faiz oranını yüzde 50’ye yükseltilmiştir. 2024 yılı  ilk yarısında makro-ihtiyati düzenlemelerin bir kısmı kaldırılırken, bir kısmı da  gevşetilmiştir. TCMB faiz kararlarına ilişkin yaptığı açıklamalarda, enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri düşürülene kadar sıkı para politikası duruşunun sürdürüleceğini belirtmektedir. TCMB, uygulanan para politikası sayesinde yurt içi talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerinde düzelme ile enflasyonun düşürüleceğini ve dezenflasyonun 2024 yılının ikinci yarısında tesis edileceğini belirtmiştir.

2024 yılı ikinci ve üçüncü çeyreğinde yurt içi talepte dengelenmenin etkisiyle, mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış GSYH büyüme hızı, bir önceki çeyreğe göre, negatife dönüşmüştür. Aynı eğilim yerleşik hane halkı tüketiminde de gözlenmiştir. Bu dönemde döviz kurlarındaki artışın yavaşladığı ve Türk lirasının reel olarak olarak değerlendiği görülmektedir. 2024 yılı üçüncü çeyreğinde, geçen yılın aynı dönemine göre GSYH büyüme hızı yüzde 6,5’ten yüzde 2,1’e, yerleşik hane halkı tüketim büyümesi yüzde 12,3’ten yüzde 3,1’e, sabit sermaye yatırımları büyümesi de yüzde 14,2’den yüzde -0,8’e gerilemiştir. 2024 yılı ikinci çeyreğinde Türk lirasının reel değerlenme süreci belirginleşmiş ve TL yüzde 8,7 değerlenmişti. 2024 yılı üçüncü çeyreğinde TL’deki değerlenme daha da güçlenmiş ve TL yüzde 19,8 oranında değerlenmiştir. 2024 yılı Ocak-Eylül döneminde TL öngörülenin üzerinde değerlenmesine karşın, henüz enflasyon hedeflerine ulaşılamamıştır. 2024 yılı Orta Vadeli Programında (OVP), yıllık TÜFE enflasyonunun yüzde 33’e düşürülmesi hedeflenmişti. Ancak yıl içinde enflasyon gelişmeleri dikkate alınarak bu hedef sürekli revize edilmiş ve 2025 yılı OVP hedefleri açıklanırken 2024 yılı TÜFE yılsonu enflasyonu yüzde 41,5 olarak revize edilmiştir. Son veriler bu hedefinde aşılacağını ve yüzde 45 civarında bir oranın gerçekleşeceğini göstermektedir.

 

 





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

2024 EKİM- Uluslararası Yatırım Pozisyonu ve Ödemeler Dengesi

  ULUSLARARASI YATIRIM POZİSYONU (UYP) VE ÖDEMELER DENGESİ (Zafer YÜKSELER, 19 Aralık 2024) 2023 yılı aralık ayında 317 milyar dolar ola...