8 Aralık 2023 Cuma

2009-2023 DÖNEMİNDE TÜRK EKONOMİSİNDE REEL EKONOMİK GELİŞMELER

 

2009-2023 DÖNEMİNDE TÜRK EKONOMİSİNDE

REEL EKONOMİK GELİŞMELER

 Çalışmaya aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.


https://www.academia.edu/attachments/108563475/download_file?s=portfolio

 

Çalışmanın Genel Değerlendirme Bölümü

Türkiye, Covit-19 salgını yasaklamalarının hafifletilmesinin etkisiyle, 2021 yılında oldukça yüksek bir büyüme performansı göstermiştir. Gerek ihracat talebi gerek tüketim talebi GSYH’nın yüzde11,4 oranında büyümesine katkıda bulunmuştur. Toplam yurtiçi talep büyümesi yüzde 6,4 iken, net ihracatın büyümeye katkısı 5 puan olmuştur. Yılın son çeyreğinde ekonomi politikasında önemli bir değişim gerçekleştirilerek “düşük faiz-yüksek kur” politikasını esas alan “Yeni Ekonomi Modeline” geçildiği yönünde açıklamalar yapılmış ve yüzde 19 olan TCMB politika faizi Aralık ayında yüzde 14’e kadar düşürülmüştür.

Enflasyon yükselme eğiliminde iken politika faiz oranının düşürülmesi, piyasalarda önemli bir istikrarsızlık yaratmış, döviz kurlarında aşırı yükselme gözlenirken enflasyonda hızlanmıştır. Uluslararası piyasalarda enerji fiyatları yükselirken, döviz kurlarındaki sıçrama yurtiçinde enerji maliyetlerini ve diğer üretim maliyetlerinin önemli ölçüde artmasına neden olmuştur. 2021 Eylül ayında yüzde 19,58 olan yıllık TÜFE enflasyonu 2022 Eylül ayında yüzde 83,45’e kadar yükselmiş, 2023 Eylül ayında ise yüzde 61,53 olmuştur. 2021 Eylül ayında 8,5 lira olan ortalama dolar kuru ise, 2022 Eylül ayında 18,3 lira, 2023 Eylül ayında ise 26,9 liraya yükselmiştir. 2021 Eylül ayında yüzde 19 olan TCMB politika faizi 2022 Eylül ayında yüzde 12’ye, 2023 Şubat ayında ise yüzde 8,5’e kadar düşürülmüştür. Seçimler sonrasında ekonomi politikalarında tekrar “U Dönüş” yapılmış, “yüksek faiz” politikasına geri dönülmüştür. 2023 Haziran ayında yüzde 15’e yükseltilen TCMB politika faizi, 2023 Eylül ayında yüzde 30’a, Kasım ayında ise yüzde 40’a yükseltilmiştir.

“Düşük faiz yüksek kur “politikasının uygulandığı dönemde mevduat ve kredilerin reel faizi negatife dönüşmüştür. Bu durum hanehalkı tüketimini teşvik ederken, konut fiyatları ve borsanın aşırı yükselmesini ve parasal olmayan altın ithalindeki aşırı artışı da beraberinde getirmiştir. Yerleşik hane halkı tüketimi reel olarak 2022 yılında yüzde 19, 2023 Ocak-Eylül döneminde ise yüzde 14,3 oranında artmıştır. Negatif kredi faizine karşın firmaların yatırım harcamalarında 2022 yılında yüzde 1,3 oranında sınırlı bir artış olmuştur. Maliyetlerdeki yükseliş nedeniyle inşaat yatırımları yüzde 9,1 oranında gerilerken, makine-teçhizat yatırımları yüzde 9,6 oranında artmıştır. Enflasyondaki yükseliş ve uygulanan politikaların yarattığı belirsizlik, negatif reel kredi faizlerine rağmen uzun vadeli bir bakış gerektiren yatırımları yeterince olumlu etkilememiştir.

2021 yılında pozitif 5 puan olan net ihracatın büyümeye katkısı 2022 yılında 0,7 puana gerilemiş, 2023 Ocak-Eylül döneminde ise negatif 4,1 puan olmuştur. 2022 yılında istihdamda artış, işsizlik oranında düşüş gözlenirken, işgücü ödemelerinin GSYH’ya oranı da gerilemiştir. 2023 yılı Ocak-Eylül döneminde ücret ve maaşlardaki reel artışların etkisiyle, işgücü ödemelerinin GSYH’ya oranında belirgin bir yükseliş gözlenmiştir.

Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde uygulanan düşük faiz politikası, KKM sistemi ve “Liralaşma Stratejisi” çerçevesinde yapılan çok sayıdaki düzenlemenin büyük bir kısmı seçim sonrasında uygulamadan kaldırılmış, yeniden “yüksek faiz” politikasına dönülmüştür. Son üç yıldır ekonomi politika uygulamalarındaki tutarsızlıklar nominal ve mali göstergelerde aşırı oynaklığa neden olmuştur. Bu çalışmada yer alan reel ekonomik büyüklüklere ilişkin grafikler incelendiğinde, nominal büyüklüklerdeki oynaklığın reel verilere yansıdığı görülmektedir.

Sonuç olarak 2021 yılı son çeyreğinde “Düşük Faiz-Yüksek Kur” söylemi ile başlatılan ve üretim-ihracat-istihdam artışını amaçlayan “Yeni Ekonomi Modeli”, 2022 yılı son çeyreğinde “Yüksek Enflasyon-Zayıflayan Rekabet Gücü ve Refah Kaybı”na neden olmuş, istihdam artışı sağlanırken ekonominin büyüme performansı önemli ölçüde zayıflamış ve sanayi sektöründe işgücü verimliliği düşmüştür. 2023 yılı Mayıs ayındaki Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde, mevcut ekonomi politikaları sık, sık yeni düzenleme ve müdahalelerle sürdürülmeye çalışılmıştır. Seçim sonrasında, 2021 yılı son çeyreğinden itibaren uygulanan “Yeni Ekonomi Modeli” tamamen terk edilerek “Yüksek Faiz” politikasına dönülmüştür.

Ekonomi politiklarındaki bu “U Dönüş”, faiz, kur ve enflasyon verilerinde yeni bir dalgalanmaya ve oynaklığa neden olmuştur. Önümüzdeki dönemde de nominal göstergelerdeki bu aşırı oynaklığın reel büyüklüklerde yeni bir dalgalanmaya neden olacağı tahmin edilmektedir. Aşırı oynaklığın yarattığı belirsizlik ekonomide istikrar sağlama girişimlerini de zayıflatan en önemli unsurlardan birisini oluşturmaktadır.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

2024 ŞUBAT: SGK TEMEL VERİLERİ VE FİNANSMAN DURUMU

  2024 ŞUBAT: SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİ TEMEL VERİLERİ VE   SGK FİNANSMAN DENGESİ (Zafer YÜKSELER, 6 Mayıs 2024) ZORUNLU SİGORTALI SAYIS...