21 Ekim 2024 Pazartesi

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

2018-2023

KURUMSAL SEKTÖR HESAPLARI VE

MAKROEKONOMİK BÜYÜKLÜKLER

 

 

 

 

 

ZAFER YÜKSELER

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

21 Ekim 2024

 

 

 

 

 

 

            1. GİRİŞ:

                TÜİK 2016 yılında “Kurumsal Sektör Hesaplarını” kamuoyuna açıklamaya başlamıştır. Birleşmiş Milletler Ulusal Hesaplar Sistemi (SNA-2008) ve Avrupa Hesaplar Sistemi (ESA-2010) standartlarına göre TÜİK tarafından yayınlanan Kurumsal Sektör Hesaplarında, “Mali Olmayan Şirketler, Mali Şirketler, Genel Devlet, Hane Halkları ve Hane Halklarına Hizmet Eden Kâr Amacı Olmayan Kuruluşlar (HHKOK)” kapsanmaktadır. Kurumsal Sektör Hesaplarında, üretim, gelir, gelirin kaynakları ve kullanımı hesaplarından oluşan cari hesaplara ilişkin veri ve açıklamalar yer almaktadır.

                Kurumsal Sektör Hesaplarına ilişkin 2021 yılında yapmış olduğumuz bir çalışmada, TÜİK tarafından yayımlanan 2009-2020 dönemi verileri kullanılarak, Türkiye’nin üretim, gelir ve gelirin kullanımına ilişkin büyüklüklerindeki gelişim incelenmiştir.[1] TÜİK, 2022 Yılı Kurumsal Sektör Hesaplarını açıklarken 2018 yılından itibaren verileri revize etmiştir. Bu revizeleri ve 2022 verilerini de kapsayan benzer bir çalışma tekrar yapılmıştır.[2]

TÜİK, 2023 yılına ilişkin kurumsal sektör verilerini açıklamış bulunmaktadır.[3] Hazırlamış olduğumuz bu çalışma ile 2018-2023 dönemine ilişkin temel makroekonomik veriler değerlendirilecektir. Bu çalışma ile, 2018-2023 dönemi üretim, katma değer, katma değerin dağılımı ve gelirin kullanımına ilişkin “Milli Muhasebe Verileri” toplu olarak tekrar değerlendirilmektedir. Mali ve mali olmayan şirketler, hane halkı ve genel devletin makroekonomik veriler ile ilişkileri incelenecektir.

                2009-2023 dönemine ait özet makroekonomik göstergeler TÜİK tarafından kamuoyuna açıklanmakla birlikte, kurumlar itibariyle ayrıntılı hesaplardan temel makro büyüklüklere ulaşmak oldukça yoğun bir çaba gerektirmektedir. Bu çalışmada, çıktı, katma değer, harcanabilir gelir, işletme artığı, gayrisafi sabit sermaye oluşumu ve tasarrufların kurumsal sektörlere göre dağılımı yanı sıra, 2018-2023 döneminde sabit sermaye tüketimi, net sabit sermaye yatırımları ve Safi Yurtiçi Hasıla (Milli Gelir) büyüklüğüne ilişkin de bilgi verilmektedir. Hane halkı harcanabilir geliri ve bileşenleri olan çalışanlara yapılan ödemeler, işletme artığı, mülkiyet gelirleri gibi unsurlar hakkında bilgi verilmekte ve 2018-2023 dönemindeki “Hane Halkı Genel Dengesi” oluşturulmaktadır.

                2. ÜRETİM DEĞERİ (ÇIKTI) VE KURUMSAL SEKTÖRLERE DAĞILIMI

                Ekonomide 2018 yılında 7,4 trilyon lira olan toplam üretim değeri, 2022 yılında ise 32 trilyon liraya, 2023 yılında ise 52,7 trilyon liraya yükselmiştir. Ekonominin temel üretici kurumunu mali olmayan şirketler kesimi oluşturmaktadır. 2009-2019 döneminde toplam üretimin ortalama yüzde 71’i mali olmayan şirketler tarafından yapılırken, bu oran 2022 yılında yüzde 75,9’a yükselmiş, 2023 yılında ise yüzde 73,8’e gerilemiştir. 2009-2023 dönemi genelinde mali şirketlerin toplam üretim içindeki paylarında belirgin bir değişim olmazken, son yıllarda genel devlet ve hane halkının payında düşüş gözlenmiştir. Hane halkının toplam üretim içindeki payı 2009-2019 döneminde yüzde 18,3 iken bu pay 2022 yılında yüzde 15,7’ye gerilemiş, 2023 yılında yüzde 16,4 olarak gerçekleşmiştir. Ekonomide şirketleşmenin yaygınlaşması, çiftçiler ile kendi nam ve hesabına çalışanların gelirlerindeki düşüş, hane halkının üretim değeri içindeki payının gerilemesine yol açmıştır.

Tablo:1-Çıktı (Üretim) Değeri ve Kurumsal Sektörlere Dağılımı

 

2018

2019

2020

2021

2022

2023

A.TOP. ÇIKTI DEĞERİ (Milyar TL.)

7.427,4

8.409,2

9.584,3

14.570,2

31.998,0

52.708,1

B.TOP. ÇIKTI DEĞERİ (% Dağılım)

100,00

100,00

100,00

100,00

100,00

100,00

1.Mali Olmayan Şirketler

73,34

73,35

72,79

74,44

75,91

73,75

2.Mali Şirketler

2,52

2,60

3,11

2,48

2,48

2,82

3.Genel Devlet

7,74

8,19

8,24

6,86

5,87

7,03

4.Hanehalkı ve HHKOK

16,40

15,86

15,87

16,22

15,74

16,39

C.KATMA DEĞER/ÜRETİM (%)

45,40

46,23

46,83

44,53

41,99

44,66

C. Mal ve Hiz. İhracatı/Üretim (%)

15,82

16,98

15,34

17,80

18,10

16,07

D. Mal ve Hiz. İthalatı/Üretim (%)

15,89

15,47

16,97

17,53

19,98

17,31

Kaynak: TÜİK ve kendi hesaplamalarımız.

                Ekonomi genelinde, 2009-2019 döneminde ortalama yüzde 47,5 olan katma değer üretim oranı, 2022 yılında yüzde 42’ye kadar gerilemiş, 2023 yılında ise 44,7’ye yükselmiştir. 2009-2019 döneminde şirketler kesiminde (mali ve mali olmayan), katma değer üretim oranı ortalama yüzde 38,3, genel devlet kesiminde yüzde 67,2 ve hane halkında ise yüzde 76 olmuştur. Bu oranlar, 2023 yılında şirketler kesiminde yüzde 36,2, genel devlette yüzde 67,2, hane halkı kesiminde yüzde 74,7 olarak gerçekleşmiştir.

                İncelenen dönemde üretim üzerinde etkili olan mal ve hizmet ihracat ve ithalatında da önemli değişim gözlenmiştir. 2009-2019 döneminde üretim değeri içinde mal ve hizmet ihracatının payı yüzde 13,5, mal ve hizmet ithalatının payı ise yüzde 15 olmuştur. Mal ve hizmet ihracat ve ithalatının payı, 2022 yılında sırasıyla, yüzde 18,1 ve yüzde 20’ye yükselmiştir. Ancak, döviz kurlarının etkisiyle, ihracat ve ithalatın payı, 2023 yılında önemli ölçüde gerilemiş ve sırasıyla yüzde 16,1 ve yüzde 17,3 olarak gerçekleşmiştir. 2009-2019 döneminde yüzde 18,4 olan mal ve hizmet ihracatının şirketler kesimi üretimine oranı 2022 yılında yüzde 23,1’e yükselmiş, 2023 yılında ise yüzde 21’e gerilemiştir.




               2016 yılı sonrasında Türk lirasındaki reel değer kaybının özellikle mal ve hizmet ihracatı üzerinde olumlu etkileri olduğu görülmektedir (Grafik:2). Ancak 2020 yılında mal ve hizmet ihracatının üretime oranında, Covit-19 nedeniyle turizm gelirlerindeki düşüşten kaynaklanan ciddi bir düşüş meydana gelmiştir. Mal ve hizmet ithalatında gözlenen yükselişe ise faizlerdeki düşüşün etkisiyle parasal olmayan altın ithalatında yaşanan aşırı artış neden olmuştur.

                3. KATMA DEĞER VE KURUMSAL SEKTÖRLERE DAĞILIMI:

                2018 yılında ekonomide toplam çıktı (üretim) değeri 7,4 trilyon lira, sektörlerin toplam katma değeri ise 3,4 trilyon lira olmuştur. Ekonomide katma değer/üretim oranı 2018 yılında yüzde 45,4 olarak gerçekleşmiştir. Bu oran 2022 yılında yüzde 42’ye, 2023 yılında ise yüzde 44,7’ye yükselmiştir. Kurumlar itibariyle katma değer verileri incelendiğinde, mali olmayan şirketlerin önemli bir ağırlığa sahip olduğu görülmektedir. 2009-2019 döneminde bu şirketlerin toplam katma değer içindeki payı yüzde 55,9, hane halkının payı yüzde 29,2, genel devletin payı yüzde 11,4 ve mali şirketlerin payı yüzde 3,5’tir. 2022 yılında mali olmayan şirketlerin payı yüzde 59,4’e yükselirken, hane halkının payı yüzde 27,8’e, genel devletin payı ise yüzde 9,1’e gerilemiş, mali şirketlerin payı ise yüzde 3,7 olmuştur. 2023 yılında ise mali olmayan şirketler ve hane halkının payında gerileme gözlenirken, genel hükümetin payında yükseliş gerçekleşmiştir.

Tablo:2-Toplam Katma Değer, GSYH ve Safi Yurt İçi Hasıla (SYH) (Cari Fiyatlarla, Milyar TL.)

 

2018

2019

2020

2021

2022

2023

A.TOP. KATMA DEĞER (Milyar TL.)

3.372,0

3.888,0

4.488,0

6.488,5

13.436,8

23.537,2

B.TOP. KATMA DEĞER (% Dağılım)

100,00

100,00

100,00

100,00

100,00

100,00

1.Mali Olmayan Şirketler

58,14

58,47

57,82

58,02

59,35

58,34

2.Mali Şirketler

3,32

3,45

4,18

3,26

3,68

3,68

3.Genel Devlet

11,40

12,29

12,44

10,64

9,13

10,57

4.Hanehalkı ve HHKOK

27,14

25,79

25,56

28,09

27,84

27,41

C.TOP. KATMA DEĞER (Milyar TL.)

3.372,0

3.888,0

4.488,0

6.488,5

13.436,8

23.537,2

5.Ürün Üzerindeki Vergiler

397,5

439,6

574,1

783,9

1.606,6

3.090,4

6.Sübvansiyonlar

8,4

9,8

13,5

16,3

31,6

82,0

D.NET VERGİ (5-6)

389,2

429,9

560,6

767,6

1.575,0

3.008,4

E. GSYH (C+D)

3.761,2

4.317,8

5.048,6

7.256,1

15.011,8

26.545,7

F. Sabit Sermaye Tüketimi

607,5

731,5

867,6

1.247,6

2.784,5

5.170,5

G.SYH (Safi Yurtiçi Hasıla) (E-F)

3.153,7

3.586,3

4.181,0

6.008,5

12.227,3

21.375,2

Kaynak: TÜİK ve kendi hesaplamalarımız.           

Ürün üzerindeki vergiler ve sübvansiyonlar farkının kurumların katma değer toplamına ilave edilmesiyle GSYH ‘ya ulaşılmaktadır. Kurumsal hesaplarda yer alan sabit sermaye tüketiminin GSYH’dan çıkartılması ile de Safi Yurtiçi Hasıla (Milli Gelir) elde edilmektedir. 2009-2019 döneminde net verginin (ürün üzerindeki vergiler-sübvansiyonlar farkı) GSYH ‘ya oranı yüzde 11,4, sabit sermaye tüketiminin GSYH ‘ya oranı ise yüzde 15,1 olmuştur. 2023 yılında bu oranlar, sırasıyla, yüzde 11,3 ve yüzde 19,5 olarak gerçekleşmiştir.

Toplam katma değerin kurumlara dağılımı ile net vergi ve sabit sermaye tüketiminin GSYH ‘ya oranları incelendiğinde, dönem boyunca şirketler (mali + mali olmayan) kesiminin katma değer içindeki payı ile sabit sermaye tüketiminin GSYH içindeki payının yükseldiği gözlenmektedir (Grafik.3 ve 4). Son yıllarda sabit sermaye tüketiminde gözlenen yükseliş sonucunda, milli gelirin (Safi Yurtiçi Hasıla) GSYH’ya oranında bir gerileme gözlenmektedir. 2009-2019 döneminde milli gelirin GSYH’ya oranı ortalama yüzde 84,9 iken, bu oran 2022 yılında yüzde 81,5’e, 2023 yılında ise yüzde 80,5’e gerilemiştir. Bu durum, GSYH büyümesinin ekonomik birimlerin satın alma gücüne bire bir yansımadığının da bir göstergesidir. 2009-2019 döneminde GSYH ortalama yıllık büyüme hızı yüzde 5,9, milli gelir büyüme hızı ise yüzde 5,8 olarak gerçekleşmiştir. Ancak, son iki yılda sabit sermaye tüketimindeki hızlı büyüme, GSYH ile milli gelir büyüme hızlarını önemli ölçüde farklılaştırmıştır. 2022-2023 döneminde GSYH ortalama yıllık büyüme hızı yüzde 5,3 iken, milli gelir büyüme hızı yüzde 3,9 olmuştur (Grafik:4).



4. HARCANABİLİR GELİR VE KURUMSAL SEKTÖRLERE DAĞILIMI:

Kurumların harcanabilir gelirlerindeki gelişmelere ilişkin veriler Tablo:3 yer almaktadır. Ekonomi genelinde GSYH ‘ya, net dış alem faktör geliri ve net dış alem cari transfer gelirinin ilave edilmesi ile Gayrisafi Harcanabilir Gelir büyüklüğüne ulaşılmaktadır. Dış alem faktör gelirleri ve karşılıksız resmi ve özel transferlerin varlığı, GSYH, GSMH ve Gayrisafi Harcanabilir Gelir (GSHG) hesaplarını etkilemektedir. Bilindiği gibi GSYH milliyet farkı gözetmeksizin ülkede yerleşik üretim birimleri tarafından üretilen nihai mal ve hizmetlerin tümünü dikkate almaktadır. Buna karşın GSMH milliyet esasını dikkate alarak, milli üretim faktörlerinin yurtdışında elde ettikleri gelirleri ve yabancı üretim faktörlerine yapılan ödemeleri de kapsamaktadır. Ödemeler dengesi verilerine göre net dış alem faktör gelirleri; işçi gelirleri, faiz gelirleri, girişimci hizmet gelirleri, faiz ödemeleri ve kâr transferlerinden oluşmaktadır. Net dış alem faktör gelirleri tanımında yer alan ilk üç kalem yurtdışından elde edilen faktör gelirleridir ve GSMH'yı artırıcı etkide bulunurken; faiz ödemeleri ve kâr transferleri yurtdışına yapılan faktör ödemelerini oluşturmakta ve GSMH'yı azaltıcı etkide bulunmaktadır. Net dış alem faktör gelirleri tanımında yer almayan, ödemeler dengesindeki diğer özel ve resmi karşılıksız transferlerden cari transfer niteliğinde olanların da Gayrisafi Harcanabilir Gelir (GSHG) hesabında dikkate alınması gerekmektedir.

Tablo:3-Kurumsal Sektörlere Göre Gayri Safi Harcanabilir Gelir (Cari Fiyatlarla, Milyar TL.)

 

2018

2019

2020

2021

2022

2023

A.GS. HARCANABİLİR GELİR (Milyar TL.)

3.710,2

4.253,0

4.986,7

7.171,0

14.860,5

26.293,6

B.GS. HARCANABİLİR GELİR (% Dağılım)

100,00

100,00

100,00

100,00

100,00

100,00

1.Mali Olmayan Şirketler

13,52

15,17

16,93

17,20

16,46

15,22

2.Mali Şirketler

3,82

4,25

4,55

4,11

6,93

4,01

3.Genel Devlet (1)

16,50

15,32

14,57

16,56

14,54

15,30

4.Hanehalkı ve HHKOK

66,16

65,26

63,96

62,13

62,07

65,47

Hatırlatma

 

1.GSYH

3.761,2

4.317,8

5.048,6

7.256,1

15.011,8

26.545,7

   a. Net Dış Alem Faktör Geliri

-55,1

-69,8

-64,0

-95,0

-147,5

-266,8

2.GSMH (1+a)

3.706,1

4.248,0

4.984,6

7.161,1

14.864,3

26.278,9

Kaynak: TÜİK ve kendi hesaplamalarımız. (1) Devlet hesaplarından farkı sabit sermaye tüketiminden kaynaklanıyor.

Yukarıdaki tabloda kurumların harcanabilir gelirleri ile GSYH, GSMH ve Gayrisafi Harcanabilir Gelir ilişkisi gösterilmektedir. Ekonomide Toplam Gayrisafi Harcanabilir Gelirin (GSHG) en büyük kısmını hane halkı harcanabilir geliri (HHKOK dahil) oluşturmaktadır. Brüt hane halkı harcanabilir geliri, işletme artığı, çalışanlara yapılan ödemeler, mülkiyet gelirleri, sosyal katkılar ve diğer cari transfer gelirlerinden oluşmaktadır. Bu büyüklükten, gelir ve servet vergileri, sosyal güvenlik sistemine katkılar, mülkiyet giderleri (faiz, kira) ve diğer cari transfer giderleri düşülünce net harcanabilir gelire ulaşılmaktadır.

Hane halkı harcanabilir gelirinin Toplam Gayrisafi Harcanabilir Gelir içindeki payı son yıllarda düşüş göstermiştir (Grafik:5). 2009-2019 döneminde hane halkı harcanabilir gelirinin toplam harcanabilir gelir içindeki payı yüzde 68,6’dan, 2022 yılında yüzde 62,1’e kadar gerilemiş, 2023 yılında ise yüzde 65,5 olarak gerçekleşmiştir. Benzer durum, genel devlet harcanabilir gelirinde de gözlenmiştir. Genel devletin payı da yüzde 16,9’dan 2022 yılında yüzde 14,5’e gerilemiş, 2023 yılında ise yüzde 15,3’e yükselmiştir (Grafik:6). İncelenen dönemde mali olmayan ve mali şirketlerin harcanabilir gelir içindeki paylarında yükseliş gözlenmiştir. Mali olmayan şirketlerin Gayrisafi Harcanabilir Gelir içindeki payı 2009-2019 döneminde yüzde 11,1 iken, bu pay 2021 yılında yüzde 17,2’ye kadar yükselmiştir. 2022 ve 2023 yıllarında mali olmayan şirketlerin payı, sırasıyla, yüzde 16,5 ve yüzde 15,2’ye gerilemiştir. Mali şirketlerin payı 2022 yılında olağanüstü bir yükseliş göstererek yüzde 6,9’a çıkmış, 2023 yılında ise yüzde 4’e olarak gerçekleşmiştir.



                2020-2022 döneminde yaşanan Covit-19 salgını ve düşük faiz politikası, hane halkı gelirini olumsuz etkilemiştir. Covit-19 salgını hizmetler kesiminde istihdam ve gelir kaybına neden olmuş, daha sonra enflasyondaki yükseliş de reel ücretleri ve işgücü ödemelerini düşürerek hane halkı harcanabilir gelirini olumsuz etkilemiştir. Salgının neden olduğu vergi kayıpları ve transfer harcamalarındaki artışta genel devlet harcanabilir gelirinde düşüşe neden olmuştur.

2018 sonrasında mali olmayan ve mali şirketlerin toplam harcanabilir gelirden aldıkları payda yükseliş gözlenmiş ve 2020-2023 döneminde de yüksek seviyelerini korumuşlardır. 2022 yılı ortasından itibaren maaş ve ücretlere yapılan artışlar hane halkı harcanabilir gelirini olumlu etkilerken, mali olmayan şirketlerin harcanabilir gelir içindeki payını düşürmüştür. Ancak 2023 yılındaki seviyeleri, 2009-2019 döneminin önemli ölçüde üzerinde bulunmaktadır.        

                5. İŞLETME ARTIĞI VE K URUMSAL SEKTÖRLERE DAĞILIMI

                Gayri safi işletme artığı, katma değerden, çalışanlara yapılan ödemeler ve üretim üzerindeki vergilerin çıkarılması ve sübvansiyonların eklenmesiyle elde edilmektedir. Katma değer içinde sermayenin payını ifade etmektedir[4]. Ekonomide gayri safi işletme artığından en yüksek payı mali olmayan şirketler ve hane halkı almaktadır. 2009-2019 döneminde mali olmayan şirketlerin toplam işletme artığı içindeki payı yüzde 51,3’ten 2022 yılında yüzde 56,1’e yükselmiş, 2023 yılında ise yüzde 53,9 olarak gerçekleşmiştir (Grafik:7). Aynı dönemlerde hane halkının payı, sırasıyla, yüzde 42,5, yüzde 37 ve yüzde 39,3 olarak gerçekleşmiş, genel devlet ve mali şirketlerin payında fazla bir değişiklik gözlenmemiştir.

Tablo:4-İşletme Artığı ve Kurumsal Sektörlere Dağılımı (Cari Fiyatlarla)

 

2018

2019

2020

2021

2022

2023

A. GAYRİ SAFİ İŞLETME ARTIĞI (Milyar TL.)

2.276,8

2.574,7

3.079,9

4.639,8

9.999,4

16.225,3

1.Mülkiyet Gelirleri

1.211,2

1.290,2

1.273,7

2.040,4

4.748,7

7.980,1

2.Kâr

458,1

553,0

938,6

1.351,8

2.466,1

3.074,8

3.Sabit Sermaye Tüketimi (SST)

607,5

731,5

867,6

1.247,6

2.784,5

5.170,5

B.G.S. İŞLETME ARTIĞI/GSYH (%)

60,53

59,63

61,01

63,94

66,61

61,12

C. G.S. İŞLETME ARTIĞI (% Dağılım)

100,00

100,00

100,00

100,00

100,00

100,00

1.Mali Olmayan Şirketler

53,63

54,43

55,08

54,61

56,13

53,85

2.Mali Şirketler

3,22

3,42

4,40

3,07

3,74

3,59

3.Genel Devlet

3,60

3,92

3,90

3,54

3,14

3,31

4.Hanehalkı ve HHKOK

39,55

38,24

36,62

38,77

36,99

39,25

C. NET İŞLETME ARTIĞI (Milyar TL.) (A-SST)

1.669,3

1.843,2

2.212,3

3.392,2

7.214,9

11.054,8

D. NET İŞLETME ARTIĞI/GSYH (%)

44,38

42,69

43,82

46,75

48,06

41,64

Kaynak: TÜİK ve kendi hesaplamalarımız.

İşletme artığı, mülkiyet geliri (faiz, kâr payları, sigorta ve kira gelirleri), sabit sermaye tüketimi ile dağıtılmayan şirket kârları-diğer gelirlerden oluşmaktadır. Mülkiyet gelirleri, faiz gelirleri, şirketlerin dağıtılmış gelirleri (dividend), kira ve diğer yatırım gelirlerini (sigorta) kapsamaktadır. Mülkiyet gelirlerinin işletme artığı içindeki payı 2009-2019 döneminde yüzde 49,4 iken, bu pay 2020-2023 döneminde yüzde 45,5’e gerilemiştir. Bu gerilemeye, dağıtılmış şirket gelirleri payının yüzde 28,1’den yüzde 20,9’a düşmesi etkili olmuştur. Mülkiyet gelirlerinin payı 2023 yılında yüzde 49,2 olurken, dağıtılmış şirket gelirlerinin payı yüzde 19 olarak gerçekleşmiştir. İşletme artığı içinde sabit sermaye tüketiminin payı 2009-2019 döneminde yüzde 25,1’den 2020-2023 döneminde yüzde 28,7’ye yükselmiş, 2023 yılında ise yüzde 31,9 olmuştur.              

Gayri safi işletme artığının GSYH içindeki payı 2009-2019 döneminde ortalama yüzde 60 iken, bu pay 2022 yılında yüzde 66,6’ya yükselmiş, 2023 yılında ise yüzde 61,1’e gerilemiştir. Bu gerileme mali olmayan kuruluşların payındaki düşüşten kaynaklanmıştır. 2009-2019 döneminde mali olmayan kuruluşların işletme artığının GSYH oranı ortalama yüzde 30,7 iken, bu pay 2022 yılında yüzde 37,4’e yükselmiş, 2023 yılında ise yüzde 32,9’a gerilemiştir.

Gayri safi işletme artığından sabit sermaye tüketimi düşüldüğünde net işletme artığı elde edilmektedir. 2009-2019 döneminde net işletme artığının GSYH ‘ya oranı yüzde 44,9 iken, bu pay 2022 yılında yüzde 48,1’e yükselmiş, 2023 yılında ise yüzde 41,6’ya gerilemiştir (Grafik:8).



6. KURUMSAL SEKTÖRLERİN TASARRUFLARI VE TASARRUF ORANLARI

                2009-2019 döneminde yüzde 24,3 olan toplam yurtiçi tasarrufların GSYH ‘ya oranı, 2022 yılında yüzde 30’a yükselmiş, 2023 yılında ise yüzde 24,6’ya gerilemiştir (Grafik:9).  Ekonominin temel tasarruf kurumunu şirketler ve hane halkı oluşturmaktadır. Toplam tasarruflar içinde mali ve mali olmayan şirketlerin payı 2009-2019 döneminde ortalama yüzde 56,9’dan 2020-2023 döneminde yüzde 71,2’ye yükselmiştir. Bu pay 2020 ve 2023 yıllarında yüzde 75’i geçerek tarihi zirve yapmıştır (Grafik:10). Milli muhasebe hesap sisteminde tüketim harcaması bulunmayan şirketler kesiminin tasarruf oranı 2009-2019 döneminde yüzde 96,3, 2020-2023 döneminde ise ortalama yüzde 94,3 olmuştur.

                Hane halkının tasarruflar içindeki payında genelde bir istikrarsızlık söz konusudur ve son yıllarda önemli bir düşüş gözlenmektedir. 2009-2019 döneminde hane halkı tasarruflarının toplam tasarruflar içindeki payı yüzde 34,3’ten, 2020-2023 döneminde yüzde 24,3’e gerilemiştir. Hane halkı tasarruflarının hane halkı harcanabilir gelirine oranı (hane halkı tasarruf oranı) 2009 yılında yüzde 10,5 olan hane halkı tasarruf oranı 2018 yılında yüzde 14,4’e kadar yükselmiş, takip eden yıllarda sürekli düşüş göstermiştir. Hane halkı tasarruf oranı 2022 yılında yüzde 10,5, 2023 yılında ise yüzde 9,1 olmuştur (Tablo:5 ve Grafik:9). 2009-2019 döneminde ortalama yüzde 12,2 olan hane halkı tasarruf oranı, 2020-2023 döneminde yüzde 10,6’ya gerilemiştir.   

Tablo:5-Kurumsal Sektörlerin Tasarrufları ve Tasarruf Oranları (Cari Fiyatlarla)

 

2018

2019

2020

2021

2022

2023

A. TOPLAM TASARRUFLAR (Milyar TL.)

969,5

1.137,0

1.363,8

2.223,0

4.508,1

6.516,1

B. TOPLAM TASARRUFLAR (% Dağılım)

100,00

100,00

100,00

100,00

100,00

100,00

1.Mali+Mali Olmayan Şirketler

64,92

69,54

75,31

65,28

68,48

75,54

2.Genel Devlet

-1,58

-0,67

-2,23

11,17

9,13

0,14

3.Hanehalkı ve HHKOK

36,67

31,14

26,93

23,55

22,39

24,31

C. TASARRUF ORANLARI (%)

 

 

 

 

 

 

1.Toplam Tasarruflar/GSYH

25,78

26,33

27,01

30,64

30,03

24,55

2.Hanehalkı ve HHKOK/Hane Halkı HG

14,40

12,60

11,36

11,55

10,50

9,13

Kaynak: TÜİK ve kendi hesaplamalarımız.

Genel devlet tasarruf oranı, 2009 ve 2018-2020 döneminde bütçe performansındaki bozulma nedeniyle negatif değerler almış, 2009-2019 döneminde genelinde ortalama yüzde 12, 2020-2023 döneminde ise yüzde 9 olmuştur.



Tasarruf eğilimindeki değişimin temel belirleyicisinin işletme artığı olduğu anlaşılmaktadır. Son yıllarda hane halkı tasarruf oranındaki gerilemenin temel nedeninin hane halkı harcanabilir geliri içinde önemli bir yer tutan işletme artığında gözlenen düşüştür. Ekonomide yaratılan işletme artığı içinde hane halkının payı 2009-2019 döneminde ortalama yüzde 42,5’ten, 2020-2023 döneminde yüzde 37,9’a gerilemiştir. Şirketlerin payında ise, toplam tasarruftan aldıkları paya benzer şekilde önemli bir yükseliş gerçekleşmiştir. 2009-2019 döneminde şirketlerin toplam işletme artığı içindeki payı yüzde 51,3’ten 2020-2023 döneminde yüzde 54,9’a çıkmıştır.  

 7. GAYRİSAFİ SABİT SERMAYE YATIRIMI VE KURUMSAL SEKTÖRLERE DAĞILIMI

                Bir ekonomide bir yıl içinde kurumlar tarafından üretim kapasitesini artırmak amacıyla yapılan harcamalar “gayrisafi sabit sermaye yatırımlarını” oluşturmaktadır. Gayrisafi sabit sermaye oluşumunun en büyük kısmını maddi sabit aktifler oluşturmaktadır. Bu aktifler, makine-teçhizat ve inşaat olmak üzere iki alt grupta incelenmektedir. Sabit aktifler, bir yıldan fazla bir süre için üretim işleminde kullanılmaktadır”[5].            Mevcut sermaye stokunun üretim sürecindeki aşınma ve eskimesini ifade eden sabit sermaye tüketimi payı, bu toplama dahil olduğundan “gayrisafi” olarak ifade edilmektedir. Diğer bir ifadeyle, ülkenin üretim kapasitesi yapılan gayrisafi sabit sermaye yatırımı kadar artmamaktadır. Üretim kapasitesindeki fiili artış, sabit sermaye tüketimi hariç net sabit sermaye yatırımı kadardır.

                Sabit sermaye tüketimi, bir muhasebe dönemi süresinde fiziksel bozulma, normal koşullarda kullanım dışı kalma veya normal kaza zararı sonucunda sahip olunan ve üretim sürecinde kullanılan sabit aktif stoklarının cari değerinde meydana gelen azalma olarak tanımlanır. Sermaye tüketimi üreticilerin sahip oldukları tüm sabit aktifler (değerli metaller hariç) için hesaplanır. Böylece sabit sermaye tüketimi, üretim faaliyeti için kullanılan bir sabit aktifin üretim süresince değerinde meydana gelen azalmayı ölçer”[6].  “Sabit sermaye tüketimi vergi amaçlı amortismandan farklıdır. Sabit sermaye tüketiminin hesaplanmasında sabit varlıkların stokları ve bu varlıkların tür ve niteliklerine bağlı olarak farklı aktifler için beklenen ortalama ömür önem kazanmaktadır.”[7]

                Gayrisafi sabit sermaye yatırımına stoklardaki değişimin ilave edilmesiyle “gayrisafi sermaye oluşumuna” ulaşılmaktadır. Gayrisafi sabit sermaye oluşumuna “değerlilerin edinimi” de dahil edilmektedir. Değerlilerin edinimi ağırlıklı olarak parasal olmayan altın ile kıymetli takılar, antikalar ile tablolardan oluşmaktadır.                

Tablo:6-Kurumsal Sektörlerin Gayrisafi Sabit Sermaye Yatırımı (Cari Fiyatlarla, Milyar TL.)

 

2018

2019

2020

2021

2022

2023

A.TOP.GSS. SER. YATIRIMI (Milyar TL.)

1.115,8

1.117,7

1.349,7

2.035,3

4.353,4

8.396,5

B.TOP.GSS. SER. YATIRIMI/GSYH (%)

29,67

25,89

26,73

28,05

29,00

31,63

C.TOP.GSS. SER. YATIRIMI (% Dağılım)

100,00

100,00

100,00

100,00

100,00

100,00

1.Mali+Mali Olmayan Şirketler

56,28

60,67

60,99

65,07

65,61

63,45

2.Genel Devlet

15,79

13,37

14,32

12,28

11,90

11,92

3.Hanehalkı ve HHKOK

27,94

25,96

24,70

22,65

22,49

24,63

D. SABİT SER. TÜKETİMİ (Milyar TL.)

607,5

731,5

867,6

1.247,6

2.784,5

5.170,5

E.NET SABİT SER.YATIRIMI (A-D)

508,3

386,2

482,2

787,7

1.568,9

3.226,6

F. Değerlilerin Edinimi

3,8

4,0

39,8

8,9

24,5

60,1

G.TOP.GS. SABİT SER. YAT. (A+F)

1.119,6

1.121,7

1.389,5

2.044,2

4.377,9

8.456,6

H. Stok Değişimi

-11,6

-47,5

192,8

234,5

882,2

-502,4

I. GAYRİSAFİ SER. OLUŞUMU (G+H)

1.108,0

1.074,2

1.582,3

2.278,7

5.260,1

7.954,2

Kaynak: TÜİK ve kendi hesaplamalarımız.

TÜİK Kurumsal Hesaplar Sisteminde, hane halkı, genel devlet ve şirketlerin (mali ve mali olmayan) gayrisafi sabit sermaye yatırımları, stok değişimi, değerlilerin edinimi ve sabit sermaye tüketimine ilişkin veriler de yer almaktadır. Mali ve mali olmayan şirketler ile genel devletin ekonomide mal ve hizmet üretim sektörlerine yönelik yatırımları bulunmaktadır. Hane halkının sabit sermaye yatırımları, çiftçilerin tarım sektörü ile ilgili yatırımları (tarım alet ve makinaları, zirai bina ve onarımı), kendi nam ve hesabına çalışanların kendi faaliyetlerine yönelik yatırımları ile ikamet amaçlı bina inşaatı hane halkının sabit sermaye yatırımını oluşturmaktadır.       

                Gayrisafi sabit sermaye yatırımlarının GSYH ‘ya oranı 2009 yılında yüzde 21,9 iken, bu pay 2023 yılında yüzde 31,6’ya yükselmiştir. Gayrisafi sabit sermaye yatırımlarının GSYH’ya oranı 2009-2019 döneminde yüzde 27,3, 2020-2023 döneminde ise yüzde 28,9 olmuştur. Bu dönemde hane halkı yatırımlarının GSYH ‘ya oranı yüzde 7,7’den yüzde 6,8’e gerilerken, şirketlerin sabit sermaye yatırımlarının oranı yüzde 16,1’den yüzde 18,4’e yükselmiştir (Grafik:11). Genel devlet yatırımlarının GSYH ‘ya oranı her iki dönemde de sabit kalmış ve yüzde 3,6 olarak gerçekleşmiştir.

Şirketlerin toplam sabit sermaye yatırımları içindeki payı 2009-2019 döneminde yüzde 58,9’dan, 2020-2023 döneminde yüzde 63,8’e çıkmıştır. Bu dönemde genel devlet yatırımlarının payı sınırlı ölçüde düşmüş, hane halkı yatırımların payı ise yüzde 28’den yüzde 23,6’ya gerilemiştir (Grafik:12). Genel devletin sabit sermaye yatırımları içindeki payı, 2009-2019 döneminde ortalama yüzde 13,2 iken, 2020-2023 döneminde yüzde 12,6 olmuştur. Kamu Özel İş Birliği projelerinin yoğunlaştığı 2011-2015 döneminde genel devlet yatırımlarının payı yüzde 11,5 seviyesine gerilemişti. 2022 ve 2023 yıllarında da benzer bir durum yaşanmış, genel devlet yatırımlarının toplam sabit sermaye yatırımları içindeki payı yüzde 11,9 olmuştur.

 



               

Sabit sermaye tüketiminin GSYH ‘ya oranı 2009-2019 döneminde ortalama yüzde 15,1, 2022 yılında yüzde 18,6’ya, 2023 yılında ise yüzde 19,5’e yükselmiştir. Gayrisafi sabit sermaye yatırımlarından sabit sermaye tüketimi düşüldüğünde net sabit sermaye yatırımlarına ulaşılmaktadır. 2009-2019 döneminde net sabit sermaye yatırımlarının GSYH ‘ya oranı ortalama yüzde 12,2 iken, bu oran 2020-2023 döneminde yüzde 10,8’e gerilemiştir (Grafik:13). Bu oranlar, son yıllarda ekonominin fiili ek ilave kapasite yaratmakta yetersiz kaldığını göstermektedir.          



                Gayrisafi sabit sermaye oluşumuna dahil olan “değerlilerin edinimi” büyük ölçüde parasal olmayan altından oluşmakta ve hane halkı tarafından yapılmaktadır. Dönem genelinde GSYH’nın yüzde 0,3’ü kadar olan değerlilerin edinimi, 2020 yılında hane halkının altın yatırımlarına yönelmesi sonucunda parasal olmayan altın ithalatı aşırı ölçüde artmış ve “değerliler ediniminin” GSYH ‘ya oranı yüzde 0,8’e yükselmiştir (Grafik:14). Benzer eğilim stok değişiminde de yaşanmıştır. Stok değişiminin GSYH ‘ya oranı 2009-2019 döneminde ortalama yüzde 0,5 iken, bu oran 2018 ve 2019 yıllarında negatife dönüşmüş, ancak 2020-2022 döneminde olağanüstü bir artış göstererek GSYH’nın yüzde 4,3’üne yükselmişti. 2023 yılında stok değişimi tekrar negatife dönüşmüş ve stıoklar GSYH’nın yüzde 1,9’u kadar azalış göstermiştir. Son yıllarda tüm göstergelerde olduğu gibi, yatırımlar ve bileşenlerinde de benzer dalgalanmalar yaşanmıştır.

8. HANE HALKI HARCANABİLİR GELİRİ BİLEŞENLERİ VE HANE HALKI GENEL DENGESİ:

                 Bir bireyden veya bireyler grubundan meydana gelen hane halkı ekonominin en önemli kurumsal sektörlerinden birisini oluşturmaktadır. Hane halkları sadece tüketimle değil, ekonomik faaliyetin her çeşidiyle meşgul olabilir. Hane halkı sektörü tüketici veya piyasa çıktısı sağlayan üretici birey veya birey gruplarını kapsar. Hane halkları kendi nihai kullanımları için mal ve hizmet üreten birimlerdir. Hane halklarının ekonomik faaliyetlere temel katkıları, iş gücü arzı yaratmak ve girişimci olarak piyasaya mal ve hizmet üretmektir.

                Hane halkı sektörü üretimi, hane halkı üyeleri tarafından sahip olunan ve kontrol edilen şirketleşmemiş, kendi nam ve hesabına çalışan girişimlerin üretimini kapsar. Hane halkı sektörünün üretim faaliyetleri ağırlıklı olarak, tarım, perakende ticaret, ulaştırma ve diğer hizmet sektörü gibi üretim faaliyetlerinde yer almaktadır. Hane halkları işveren olabilecekleri gibi, kendi binası, sermayesi olmayan sokak satıcıları, ayakkabı boyacıları olarak tek başına çalışanlar da olabilir. Bu kapsamda hane halkı sektörünün üretim hesabında kayıt dışı hesabı önemli bir yer tutmaktadır.

Hane halklarının gelir kaynakları, kullanımları ve hane halkı harcanabilir gelirinin GSYH’ya oranına ilişkin veriler Tablo:7’de verilmektedir. TÜİK Kurumsal Hesaplar Sistemine göre, hane halkının toplam brüt gelir kaynakları şu unsurlardan oluşmaktadır; işletme artığı (kâr), çalışanlara yapılan ödemeler (ücret-maaş-yevmiye), mülkiyet gelirleri (faiz geliri, şirketlerin dağıtılmış gelirleri, kira geliri), ayni transfer dışı sosyal fayda (emekli-dul-yetim aylıkları ve benzeri gelirler) ve diğer cari transfer gelirleri. Hane halkı toplam brüt gelirlerinin GSYH’ya oranı 2009-2019 döneminde ortalama yüzde 83,4 olmuştur. Bu oran 2022 yılında yüzde 74,5’e kadar gerilemiş, 2023 yılında ise yüzde 78,1’e yükselmiştir. Hane halkı toplam brüt gelirlerinin GSYH’ya oranı 2020-2023 döneminde ortalama yüzde 76,7 olmuştur (Tablo:7).

Tablo:7-Hane Halkı Harcanabilir Geliri Bileşenlerinin GSYH ‘ya Oranı (%)

 

2018

2019

2020

2021

2022

2023

A. TOPLAM GELİR KAYNAKLARI

81,58

80,69

78,07

76,02

74,53

78,09

1.İşletme Artığı

23,94

22,80

22,34

24,79

24,64

23,99

2.Çalışanlara Yapılan Ödemeler

29,98

31,23

29,24

26,77

23,50

28,80

3.Mülkiyet Gelirleri

16,03

14,02

13,25

13,52

17,47

13,80

4.Ayni Transfer Dışı Sosyal Fayda

9,04

9,89

10,07

8,41

6,53

7,97

5.Diğer Cari Transferler

2,59

2,75

3,17

2,53

2,40

3,52

B. TOPLAM KULLANIMLARI

16,32

16,41

14,90

14,63

13,09

13,24

I.HH. HARCA.GELİRİ (Net)(A-B) (1)

65,63

65,09

64,05

62,46

64,03

65,35

II.Tüketim Harcaması

56,18

56,90

56,77

55,25

57,31

59,38

III.Tasarruflar

9,45

8,20

7,29

7,21

6,72

5,97

IV.GS.Sabit Sermaye Oluşumu (2)

8,39

6,81

7,39

6,48

6,68

8,02

V.Tasarruf-Yatırım Farkı (III-IV)

1,06

1,39

-0,10

0,74

0,04

-2,05

GSYH

100,00

100,00

100,00

100,00

100,00

100,00

Kaynak: TÜİK ve kendi hesaplamalarımız.

(1) Emeklilik haklarına ilişkin düzeltme dahil.

(2) Değerlilerin edinimi dahil.

Hane halkının brüt toplam gelirlerinden yapılan kesinti ve kullanımlar ise şu şekilde sıralanmaktadır; gelir ve servet vergisi ödemeleri, net sosyal katkı ödemeleri (sosyal güvenlik prim ödemeleri), mülkiyet giderleri (faiz ve kira ödemeleri) ve diğer cari transfer giderleri. Hane halkı toplam gelirinden yapılan bu kesinti ve kullanımların GSYH ‘ya oranı 2009-2019 döneminde ortalama yüzde 15,4, 2020-2023 döneminde yüzde 14, 2023 yılında ise yüzde 13,2 olmuştur (Tablo:7).

                 Hane halkının temel gelir kaynağını işgücü arzı karşılığı elde ettikleri ücret-maaş ve yevmiye ödemelerinden oluşan “Çalışanlara Yapılan Ödemeler” kalemi oluşturmaktadır. 2009-2019 döneminde, çalışanlara yapılan ödemelerin GSYH ‘ya oranı ortalama yüzde 28,8’den, 2020-2023 döneminde yüzde 27,1’e gerilemiştir. 2022 yılında enflasyondaki sıçrama sonucunda çalışanların reel gelir kayıpları nedeniyle bu oran 2022 yılında yüzde 23,5’e kadar düşmüştür. 2023 yılında maaş ve asgari ücretteki reel artışlar ve EYT’lilere  ödenen kıdem ve ihbar tazminatlarının etkisiyle, çalışanlara yapılan ödemelerin GSYH içindeki payı yüzde 28,8’e yükselmiştir. Ağırlıklı olarak kendi nam ve hesabına çalışanlar ile çiftçilerin gelirlerinden oluşan “İşletme artığında” da 2015 sonrasında gerileme gözlenmiştir. 2009-2019 döneminde işletme artığının GSYH ‘ya oranı ortalama yüzde 25,5’ten, 2020-2023 döneminde yüzde 23,9’a gerilemiştir. Bu oran 2022 yılında yüzde 24,6, 2023 yılında ise yüzde 24 olmuştur (Grafik:15).



Sosyal güvenlik sistemi tarafından hane halkına ödenen emekli maaşları ve benzerlerinden oluşan “Ayni Transfer Dışındaki Sosyal Fayda” kaleminin GSYH ‘ya oranı 2009-2019 döneminde ortalama yüzde 9 iken, 2020-2023 döneminde yüzde 8,3’e gerilemiştir. Bu oran 2022 yılında yüzde 6,5 gerilemiş, 2023 yılında ise yüzde 8’e yükselmiştir. Hane halkı tarafından sosyal güvenlik sistemine yapılan katkılar ise “Net Sosyal Katkı Ödemelerini” oluşturmaktadır. 2009-2019 döneminde yüzde 7,9 olan hane halkı net sosyal katkı ödemelerinin GSYH ‘ya oranı, 2020-2023 döneminde yüzde 7,8’e gerilemiştir. 2022 yılında yüzde 8,1 olan bu oran, 2023 yılında yüzde 7 olmuştur (Grafik:16). 

İncelenen dönemde hane halkı mülkiyet giderlerinin (faiz ve kira ödemeleri) GSYH ‘ya oranı yüzde 1,2 civarında kalırken, mülkiyet gelirlerinin (şirketlerin dağıtılmış gelirleri ile faiz ve kira gelirleri) GSYH ‘ya oranında belirgin bir dalgalanma gözlenmiştir. Mülkiyet gelirlerinin GSYH’ya oranı 2009-2019 döneminde yüzde 17,4, 2020-2023 döneminde yüzde 14,5 olmuştur. 2020 ve 2021 yıllarında yüzde 13 civarına gerileyen bu oran, 2022 yılında yüzde 17,5’e yükselmiş, 2023 yılında ise tekrar yüzde 13,8’e gerilemiştir. Hane halkının mülkiyet gelirlerindeki bu dalgalanma büyük ölçüde şirketlerin dağıtılmış gelirlerindeki dalgalanmadan kaynaklanmıştır.

2009-2023 dönemi genelinde mülkiyet gelirleri içindeki faiz gelirlerinin GSYH ‘ya oranı yüzde 3,8 civarında seyretmiştir. Bu oran 2022 ve 2023 yıllarında yüzde 4,4 civarında gerçekleşmiştir. Bu yükselişin döviz kurlarındaki artış nedeniyle döviz hesaplarından kaynaklandığı tahmin edilmektedir. Mülkiyet gelirleri içinde radikal değişiklik, şirketlerden elde edilen gelirlerde gözlenmiştir. Son yıllarda mali ve mali olmayan şirketlerin işletme artığında yükseliş olmasına karşın, hane halkının şirketlerden sağladıkları gelirin GSYH ‘ya oranında belirgin bir düşüş olmuştur. Nitekim 2009-2019 döneminde bu gelirlerin GSYH ‘ya oranı yüzde 13,2 iken, bu oran 2020-2023 döneminde yüzde 10’a gerilemiştir. 2020-2021 döneminde yüzde 9,4 olan bu oran 2022 yılında yüzde 12,5’e yükselmiş, 2023 yılında ise yüzde 8,7’ye gerilemiştir.

Tablo:8-Hanehalkı Mülkiyet Gelir ve Giderleri (Cari Fiyatlarla)

 

2018

2019

2020

2021

2022

2023

A. MÜLKİYET GELİRİ (Milyar TL.)

602,8

605,4

668,8

980,9

2.622,2

3.663,6

B. MÜLKİYET GELİRİ/GSYH (%)

16,03

14,02

13,25

13,52

17,47

13,80

1.FISIM Sonrası Faiz Geliri

4,15

3,47

2,98

3,81

4,40

4,45

2.Şirketlerden Alınan Gelir

11,40

10,04

9,78

9,11

12,51

8,69

3.Diğer Yatırım Geliri (Sigorta)

0,36

0,37

0,35

0,48

0,42

0,53

4.Kira Geliri

0,07

0,13

0,14

0,12

0,15

0,13

C. MÜLKİYET GİDERİ (Milyar TL.)

59,4

65,9

54,8

88,5

121,8

292,6

D. MÜLKİYET GİDERİ/GSYH (%)

1,58

1,53

1,08

1,22

0,81

1,10

E.NET MÜLKİYET GELİRİ (Milyar TL.)

542,4

539,5

614,0

892,4

2.500,4

3.371,0

F.NET MÜLKİYET GELİRİ/GSYH (%)

14,45

12,49

12,16

12,30

16,66

12,70

Kaynak: TÜİK ve kendi hesaplamalarımız.

Hane halkı harcanabilir gelir bileşenlerini topluca incelediğimizde, son yıllarda çalışanlar ve emeklilerin harcanabilir gelirlerinde ciddi bir erime gözlenmektedir. 2009-2022 döneminde çalışanlara yapılan ödemeler (ücret-maaş-yevmiye) ile emekli aylıkları (ayni transfer dışındaki sosyal fayda) toplamının GSYH ‘ya oranında belirgin bir düşüş gözlenmektedir. 2009-2019 döneminde çalışanlara ve emeklilere yapılan ödemelerin GSYH ‘ya oranı yüzde 37,8 iken, bu pay 2020-2023 döneminde yüzde 35,3’e gerilemiştir.

2022 yılında çalışanlara ve emeklilere yapılan ödemelerin GSYH ‘ya oranı, tarihi en düşük seviye olan yüzde 30’a gerilemiştir. 2022 yılında yaşanan enflasyonist sürecin, çalışanlar ve emekliler açısından ciddi bir reel gelir kaybına neden olduğu görülmektedir. 2023 yılında, maaş-ücret artışları ve EYT’lilere kıdem ve ihbar tazminatı ödemelerinin etkisiyle bu oran yüzde 36,8’e yükselmiştir. 2023 yılında mülkiyet gelirleri payındaki gerileme de dikkate alındığında, 2023 yılında gelir dağılımında nispi bir iyileşme olacağı tahmin edilmektedir.



                Hane halkının toplam gelir ve kullanım farkından oluşan Hane Halkı Harcanabilir Gelirinin GSYH‘ya oranı 2009-2019 döneminde yüzde 68,5 iken, bu pay 2020-2023 döneminde yüzde 64’e gerilemiştir. Hane halkı harcanabilir gelirinin GSYH ‘ya oranı genelde 2017 yılına kadar yüzde 69 civarında gerçekleşmiştir. 2018 yılından itibaren bu pay hızla gerilemiş ve 2021 yılında yüzde 62,5’e kadar gerilemiştir. Bu oran 2022 yılında yüzde 64, 2023 yılında ise yüzde 65,4’e yükselmiştir. 2009-2023 döneminde hane halkı harcanabilir gelirinde gözlenen bu gelişmeler, hane halkı tüketim, tasarruf ve yatırımlarını da etkilemiştir. 2009-2019 döneminde ortalama yüzde 60,2 olan hane halkı tüketim harcamalarının GSYH ‘ya oranı, 2021 yılında yüzde 55,3, 2022 yılında yüzde 57,3, 2023 yılında ise yüzde 59,4 olmuştur.

İncelenen dönemde hane halkının tasarruf ve yatırımlarının GSYH ‘ya oranlarında da düşüş gözlenmektedir. 2009-2019 döneminde ortalama tasarruf/GSYH oranı yüzde 8,4, yatırım/GSYH oranı yüzde 7,9 olmuştur. Bu oranlar, 2020-2023 döneminde, sırasıyla, yüzde 6,8 ve yüzde 7,1’e gerilemiştir. Hane halkının bazı yıllarda tasarruf-yatırım açığı verdiği görülmektedir. Yüksek büyüme hızının gerçekleştiği 2011-2013 döneminde hane halkı tasarruf-yatırım farkı negatif olmuştur. Benzer durum 2020 ve 2023 yıllarında da gerçekleşmiştir. En yüksek tasarruf açığı 2023 yılında gerçekleşmiş, hane halkı tasarruf açığının GSYH’ya oranı yüzde 2,1 olmuştur. 2023 yılında hane halkı tüketim ve yatırımlarının GSYH’ya oranı artarken, tasarruf oranı gerilemiştir.               

9. GENEL DEĞERLENDİRME

                TÜİK tarafından hazırlanan “Kurumsal Sektör Hesapları” oldukça detaylı ve değerli bilgiler içermekte ve ekonominin bütüncül bir resmini ortaya koymaktadır. Ancak TÜİK tarafından, kurumsal sektör hesaplarına ilişkin olarak yeterli ve anlaşılabilir bir açıklama sisteminin oluşturulamadığı görülmektedir. Öncelikle TÜİK tarafından “kurumsal sektör Hesapları” sisteminde yer alan temel değişkenlerin tanım ve kapsamı ile veri kaynağına ilişkin bir açıklama dokümanının hazırlanmasına ihtiyaç bulunmaktadır. Kurumsal sektör hesaplarında yer alan her bir kurumsal birim için, devlet hesaplarında olduğu gibi, toplulaştırılmış tabloların oluşturularak açıklanması yararlı olacaktır. Böylece kamuoyunun ve makro büyüklüklerle ilgilenen pek çok iktisatçının kurumsal sektör hesaplarına olan ilgisi artırılırken, ekonomik büyüklükler ve ekonomik yapıya ilişkin daha sağlıklı değerlendirmelerin yapılması da sağlanacaktır.

                2018-2023 dönemi “Kurumsal Sektör Hesaplarını” inceleyen bu çalışmada, yukarıda saydığımız eksiklikleri kısmen gidermeye çaba gösterdik. Hane halkı, genel devlet ile mali ve mali olmayan şirketlerin, çıktı, katma değer, harcanabilir gelir, tasarruf ve yatırım harcamalarına ilişkin bilgiler derlenerek, incelenen dönemdeki gelişmeler açıklanmaya çalışıldı.

İncelenen dönemde ekonomik yapıda önemli bir değişiklik olduğu gözlenmektedir. Özellikle hane halkına ilişkin büyüklüklerin GSYH içindeki paylarında genelde gerileme gözlenmiştir. Bu eğilim son yıllarda belirgin olarak ortaya çıkmıştır. Hane halkı harcanabilir gelirinin Gayrisafi Harcanabilir Gelire (GSHG) oranı 2009-2019 döneminde ortalama yüzde 68,6 iken, bu oran 2020-2023 döneminde ortalama yüzde 63,4’e gerilemiştir. 2017 sonrası yaşanan gelişmeler ve Covit-19 salgını hane halkı harcanabilir gelirini olumsuz etkilemiştir. 2022 yılında yaşanan enflasyonist süreçte, hane halkının, özellikle, çalışan ve emeklilerin harcanabilir gelirlerinde ciddi bir düşüşe neden olmuş ve 2021-2022 döneminde hane halkı harcanabilir gelirinin GSYH’ya oranı yüzde 62,1’e gerilemiştir. 2009-2019 döneminde çalışanlara ve emeklilere yapılan ödemelerin GSYH ‘ya oranı yüzde 37,8 iken, bu pay  2022 yılında yüzde 30’a kadar gerilemiştir. Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçimlerinin yapıldığı 2023 yılında durum tekrar tersine dönmüştür. Hane halkı harcanabilir gelirinin GSYH’ya oranı yüzde 65,5’e yükselmiş, çalışanlara ve emeklilere yapılan ödemelerin GSYH’ya oranı ise yüzde 36,8 olarak gerçekleşmiştir. Bu gelişmede 2023 yılındaki asgari ücret ve maaş artışı yanı sıra, 2 milyon kişiye yakın EYT’lilere yapılan kıdem ve ihbar tazminatı ödemeleri etkili olmuştur.  

                Hane halkı verilerinde gözlenen olumsuz gelişmeye karşın, 2020-2023 döneminde şirketler kesiminin performansı önemli ölçüde iyileşme gözlenmiştir. Mali ve mali olmayan şirketlerin katma değerlerinin GSYH ’ya oranı 2009-2019 döneminde yüzde 59,4 iken, bu oran 2020-2023 döneminde yüzde 62,1’e yükselmiştir. Aynı dönemde şirketlerin harcanabilir gelirlerinin GSYH ‘ya oranı ise, yüzde 14,4’ten yüzde 21,4’e çıkmıştır. 2023 yılında şirketlerin payında sınırlı bir düşüş gözlenmiştir. Şirket katma değerlerinin GSYH’ya oranı yüzde 62, harcanabilir gelirlerinin GSYH’ya oranı ise yüzde 19,2 olarak gerçekleşmiştir.

Gayrisafi sabit sermaye yatırımlarının GSYH ‘ya oranı 2009-2019 döneminde yüzde 27,3 iken, 2020-2023 döneminde yüzde 28,9 yükselmiştir. Bu dönemde hane halkı yatırımlarının GSYH ‘ya oranı yüzde 7,7’den yüzde 6,8’e gerilerken, şirketlerin sabit sermaye yatırımlarının oranı yüzde 16,1’den yüzde 18,4’e yükselmiştir. Şirketlerin toplam sabit sermaye yatırımları içindeki payı 2009-2019 döneminde yüzde 58,9’dan, 2020-2023 döneminde yüzde 63,8’e çıkmıştır. Bu dönemde genel devlet yatırımlarının payında sınırlı bir düşüş gözlenirken, hane halkı yatırımların payı yüzde 28’den yüzde 23,6’ya gerilemiştir,

Sabit sermaye tüketiminin GSYH ‘ya oranı 2009-2019 döneminde ortalama yüzde 15,1, 2020-2022 döneminde yüzde 17,6, 2023 yılında ise yüzde 19,5 olmuştur. Gayrisafi sabit sermaye yatırımlarından sabit sermaye tüketimi düşüldüğünde net sabit sermaye yatırımlarına ulaşılmaktadır. 2009-2019 döneminde net sabit sermaye yatırımlarının GSYH ‘ya oranı ortalama yüzde 12,2 iken, bu oran 2020-2023 döneminde yüzde 10,8’e gerilemiştir. Bu oranlar, son yıllarda ekonominin fiili ek ilave kapasite yaratmakta yetersiz kaldığını göstermektedir.

2009 yılında yüzde 21,9 olan toplam yurtiçi tasarrufların GSYH ‘ya oranı, 2018 yılında yüzde 25,8’e, 2022 yılında yüzde 30’a yükselmiş, 2023 yılında ise yüzde 24,6’ya gerilemiştir. Toplam tasarruflar içinde şirketlerin payı 2009-2019 döneminde ortalama yüzde 56,9’dan 2020-2023 döneminde yüzde 71,2’ye yükselmiştir. Bu pay 2020 ve 2023 yıllarında yüzde 75 ile tarihi zirve yapmıştır. Hane halkının tasarruflar içindeki payında son yıllarda önemli bir düşüş gözlenmektedir. 2009-2019 döneminde hane halkı tasarruflarının toplam tasarruflar içindeki payı yüzde 34,3’ten, 2020-2023 döneminde yüzde 24,3’e gerilemiştir.

Son yıllarda hane halkı tasarruf oranındaki gerilemenin temel nedeninin hane halkı harcanabilir geliri içinde önemli bir yer tutan işletme artığında gözlenen düşüştür. Ekonomide yaratılan işletme artığı içinde hane halkının payı 2009-2019 döneminde ortalama yüzde 42,5’ten, 2020-2023 döneminde yüzde 37,9’a gerilemiştir. Şirketlerin payında ise, toplam tasarruftan aldıkları paya benzer şekilde önemli bir yükseliş gerçekleşmiştir. 2009-2019 döneminde şirketlerin toplam işletme artığı içindeki payı yüzde 51,3’ten 2020-2023 döneminde yüzde 54,9’a çıkmıştır.

2023 yılına ilişkin veri ve oranlar genelde, şirketler açısından 2021 ve 2022 yıllarına göre daha olumsuz bir duruma işaret ederken, hane halkı ve çalışanlar açısından koşulların 2021-2022 dönemine göre daha iyileştiğini göstermektedir. 2023 yılındaki asgari ücret ve maaş artışları ile EYT düzenlemesinin bu konuda belirgin bir etkisi olduğu görülmektedir.   

 



[1]YÜKSELER, Zafer, “Makroekonomik Hesaplar ve Hane Halkı Ekonomik Büyüklükleri.

(20) (PDF) MAKROEKONOMİK HESAPLAR VE HANEHALKI EKONOMİK BÜYÜKLÜKLERİ (researchgate.net)

[2]YÜKSELER, Zafer,”2009-2022 Döneminde Kurumsal Sektör Hesapları”

(18) (PDF) 2009-2022 DÖNEMİNDE KURUMSAL SEKTÖR HESAPLARI (researchgate.net)

[3] TÜİK,” Kurumsal Sektör Hesapları,2023”, 11 Ekim 2024 tarihli Haber Bülteni.

[4] TÜİK, “Ulusal Hesaplar Sistemi, Sorularla Resmi İstatistikler Dizisi-12”.

[5] TÜİK, “Ulusal Hesaplar Sistemi, Sorularla Resmi İstatistikler Dizisi-12”.

[6] TÜİK, “Ulusal Hesaplar Sistemi, Sorularla Resmi İstatistikler Dizisi-12”.

[7] TÜİK, “TÜRKİYE ULUSAL HESAPLAR SİSTEMİ’NDE SNA-2008 ve ESA-2010’un UYGULANMASI ve ANA REVİZYON”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

2024 EKİM- Uluslararası Yatırım Pozisyonu ve Ödemeler Dengesi

  ULUSLARARASI YATIRIM POZİSYONU (UYP) VE ÖDEMELER DENGESİ (Zafer YÜKSELER, 19 Aralık 2024) 2023 yılı aralık ayında 317 milyar dolar ola...